GENEL - 21 Mayıs 2017 Pazar 13:25

153 yıllık acı: Çerkes Sürgünü

A
A
A
153 yıllık acı: Çerkes Sürgünü

Çerkeslerin, Çarlık Rusyası’nın nüfus politikası kapsamında sürgüne tabi tutulmasının üzerinden 153 yıl geçti.

Çerkeslerin, Çarlık Rusyası’nın nüfus politikası kapsamında sürgüne tabi tutulmasının üzerinden 153 yıl geçti.


Çarlık Rusyası’nın mirasçısı konumunda olan Rusya’nın özür dilemesi bekleyen Çerkesler, 21 Mayıs tarihinin “Çerkes Soykırım ve Sürgünü” olarak tanınmasını istiyor. 21 Mayıs tarihinde resmi olmayan kayıtlara göre 1,5 milyona yakın Çerkes sürgün edildi. Sürgün sırasında yol şartları, salgın hastalıklar, açlık gibi nedenlerden dolayı da 400-500 bin kişi de hayatını kaybetti.


Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Türk Dünyası Araştırmaları Merkezi Kurucu Müdürü Prof. Dr. Hilmi Özden, 153 yıl önce yaşanan zulümden bahsetti. Büyük sürgün öncesinde de Çerkeş halkına yapılan eziyetlerin var olduğuna dikkat çeken Özden, "Rusların Kuzey Kafkasya üzerindeki emellerini ele alıp 1864’e gelirsek, hadisenin nasıl bir asırlık veya asırlara sirayet eden bir proje olduğunu anlarız. 1700’lü yılların sonlarından itibaren Ruslar Kuzey Kafkasya’ya ve diğer Türk yurtlarına; bunlara Kırım’da dahil, Türkistan coğrafyası ve Kuzey Kafkasya’ya yerleşme ve oraları koloni haline getirme gayesi güdüyordu. Bunlara ilk tepkiyi gösterenlerden, Gazavat Harekatı’nı başlatanlardan hepimizin bildiği İmam Mansur. Mücadele ediyordu fakat mücadelelerinde defalarca Rusları yenilgiye uğratmasına rağmen yakalandı, idam edildi. İmam Muhammet, İmam Hamzat ve nihayet hepimizin bildiği, evlatlarımıza ismini verdiğimiz İmam Şamil. Bu mücadeleyi, bu Gazavat hareketini, bu hareketi ele aldı. 25 yıl mücadele etti ve 1859 yılında kahramanca teslim olmak zorunda kaldı. Elde hiçbir şey kalmamıştı. Ama son ana kadar mücadelesini sürdürdü ve şanlı bir mücadelenin sonunda Ruslar yine verdikleri sözü tutmadılar. Osmanlı Devleti’ne göndermek sözü verdiği halde Rus Çarı 10 yıl esir etti. 10 yıldan sonra gönderildi, gönderildi ama artık maalesef Çerkezlerin de sürgün tarihi yaklaşıyordu. Başlarında İmam Şamil yoktu. Diğer imamlarda mücadelelerine devam ettiler ve en son Ubıh bölgesi, Soçi bölgesi yakınlarında büyük bir mücadele ve savaş yapıldı. Maalesef kahramanca çarpışmanın sonunda teslim olmak, 21 Mayıs 1864 başladı. İşte bu sürgün bu tarihlerden önce de oluyordu, ama bu tarih öyle bir kırılma noktasıdır ki, ancak üçte bir nüfus kaldı Kuzey Kafkasya’da" dedi.



"Ninelerimiz yıllarca, ölene kadar Anadolu coğrafyasının her yerinde balık eti yemedi"


Osmanlı’nın o dönemlerde yaptığı çalışmaları aktaran Özden, konuşmasını şu şekilde tamamladı;


"1864 yılının trajedisini sadece zorunlu bir sürgün olarak da anlatamayız. Sürgün kelimesi ile de ifade edemeyiz. Çok açık bir şekilde 1864 Kuzey Kafkasya halklarının başta Adigeler olmak üzere soykırımıdır. Göç ne ile yapılıyordu? İnsanlar karayolunu o kadar kolay kat edemiyordu. Kayıklar, tekneler, sandallar ve bunlar birer yüzen tabuttu. İnsanlar içine sayısı 10 kişilik sandala 30 kişi, 30 kişilik kayığa 100 kişi ve bunlar Karadeniz’in kara sularının içinde çoğu kez battılar. Batınca bu insanların o güzel bedenlerini, o yiğit tenlerini balıklar dişledi ve ninelerimiz yıllarca, ölene kadar Anadolu coğrafyasının her yerinde balık eti yemedi. O kadar şuurlu bir şekilde Ruslar jenosit uygulamıştı ki, insanlar o yolları aşamayacaklardı. Kış vardı, kıyamet vardı. Osmanlı’nın zayıf olduğu dönemlerdi. Elinden geleni yapıyordu. Muhacirin komisyonları kuruyordu. Çünkü Osmanlı padişahlarının çoğunun annesi veya eşi biliyorsunuz Çerkez halkalarındandır, Kafkas halklarındandır. Ama onlar da yetişemiyordu. Göçler sırasında kaybettiğimiz insan sayısı tahmini olarak o kadar değişik rakamlar var ki. Sadece Amerikalı Araştırma Adamı Mc Carthy’nin rakamı bir milyon 200 civarındaydı ve bu bir milyon 200 civarındaki göçmenin muhacirin üç de biri yollarda hayatını kaybetti. Bizim deyimimiz ile şehadet şerbetinden içti. 21 Mayıs sıradan bir tarih değil. 1864 sıradan bir yıl değil. Bazı tarihler vardır ki onlar sonsuza kadar bir miras gibi gelecek nesilleri devredilir. Devredilir ki, milli hafıza korunsun, milli hafıza canlı tutulsun. Hafızasını kaybeden milletlerin yok olduklarını tarih göstermiştir. Ama biz şuna inanıyoruz ki, Kafkas Dağlıları asla örflerine, adetlerine, ananelerine, yemeklerini, düğünlerini, çocuklarla büyükler arasındaki görgü kurallarını dahi unutmadılar. Bu ne demektir? Kafkasya birleşik, büyük Kafkasya ülküsünü asla unutmadı, unutmayacak. Kafkasyalıların şiyarı tüm boyların birliği olan birleşik, büyük Kafkasya ülküsü olacak."

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri Başkan Büyüksimitci: "Kayseri’nin ihracatı aylık bazda artmaya devam ediyor" Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre Kayseri’nin ihracatı aylık bazda artmaya devam ediyor. TÜİK mart ayı ihracat verilerini değerlendiren Kayseri Sanayi Odası (KAYSO) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Büyüksimitci; "Mart ayında ihracatımız bir önceki aya göre yüzde 3,06 oranında artarak, 323 milyon 447 bin dolar olarak gerçekleşti. Bu yılın ilk üç ayına baktığımızda, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 4.16 oranında bir artış olduğunu görüyoruz. İlk üç aylık toplam ihracatımız ise 924 milyon 852 bin dolar oldu. Buda artış trendinin devam ediyor olması bakımında sevindirici bir durum” dedi. 2024 yılı mart ayında en çok ihracat yapılan sektörleri ve ülkeleri de açıklayan Büyüksimitci, “Mobilya ihracat kalemlerimiz arasında ilk sıradaki yerini koruyor. Ardından elektrikli ev aletleri ve kablo geliyor. En çok ihracat yaptığımız ülkelerin başında ise Irak, daha sonra Almanya ve ABD var” diye konuştu. 2024 yılına iyi başladıklarını açıklayan Başkan Büyüksimitci; "Aylık bazda ihracatımız artmaya devam ediyor. Sanayicilerimiz her şeye rağmen üretmeye, istihdama ve ihracata devam ediyor. Oda olarak firmalarımızın verimlilik, dijitalleş ve sürdürülebilirlik gibi süreçlerini hızlandırıp, rekabet gücümüzü daha da artırmak için gayret ediyoruz. Hem aylık, hem yıllık bazda artış yakalamış olmamız sevindirici bir durum. Artış trendinin devam etmesi önemli. Kayserili sanayicilerimizde bu potansiyelin olduğuna inanıyorum. Yeni pazar araştırmaları ve katma değerli ürünlerle geçen yılki kayıplarımızı telafi edeceğimize inanıyorum. Şehrimizin ihracatına katkı sunan tüm üyelerimize ve çalışanlarımıza teşekkür ediyor, başarılarının devamını diliyorum” şeklinde sözlerini tamamladı.
Kayseri Başkan Çolakbayrakdar: “Kentsel dönüşümle sosyal dönüşümü birlikte gerçekleştiriyoruz” Kocasinan Belediyesi, kentsel dönüşümle birlikte Uğurevler Mahallesi’ne yeni bir aile sağlık merkezi kazandırıyor. Bölgede çalışmalarını inceleyen Kocasinan Belediye Başkanı Ahmet Çolakbayrakdar, “İhtiyaç duyulan mahallelerde başlatmış olduğumuz kentsel dönüşümle birlikte sosyal odaklı projeler üretiyoruz” dedi. Uğurevler Mahallesi’ndeki kentsel dönüşüm alanına giderek, çalışmaları kontrol eden Başkan Çolakbayrakdar, Kentsel Dönüşüm Projeleri’nin hepsini bir sosyal dönüşüm olarak gerçekleştirdiklerini vurguladı. Dönüşümle birlikte şehri geleceğe hazırlayıp, yeni bir Kocasinan inşa ettiklerine dikkat çeken Başkan Çolakbayrakdar, “Uğurevler Mahallemizde yaptığımız kentsel dönüşüm çalışmaları neticesinde çehresi değişiyor. İnşallah diğer sosyal yaşam alanları ve binalar tamamlandıktan sonra harika bir mahalle olacak. Dönüşümle birlikte yeni bir aile sağlık merkezinin inşaatı devam ediyor. Burasının yapımını üstlenen hayırseverimize teşekkür ediyoruz. Şehrimize kazandıracağımız bu sağlık merkeziyle, hemşehrilerimizin ayağına sağlık hizmetini getirmiş olacağız. Kamunun bütün kurumlarının bir arada vatandaşımıza hizmet etmek ve onun hayatını kolaylaştırmak için el birliğiyle bu çalışmaları koordine etmenin gayreti içerisindeyiz. Önceliğimiz bölgemizde yaşayan insanların huzurlu bir şekilde yaşaması ve daha mutlu bir yaşama imkânı sunabilmek içindir. Bunun için bütün belediye birimlerimiz olarak Kocasinan’ın her bir bölgesinde her alanda çalışmalarımızı yoğun bir şekilde sürdürmeye devam ediyoruz. Projemiz tamamlandığında yeni konutları ve Kocasinan’a yakışır yeni çevresi ile Uğurevler çok daha güzel olacak” ifadelerini kullandı. Başkan Çolakbayrakdar, “Yaşamak ve Yaşatmak için insanların mutlu olarak yaşayabileceği bir Kocasinan’ı hazırlamak için gayret ediyor ve yoğun çaba gösteriyoruz” diyerek sözlerini noktaladı.
Kayseri Başkan Büyükkılıç: “. Bu güzel şehri ihracatta önemli noktaya getiren işçi kardeşlerimizin alnından öpüyorum” Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü dolayısıyla bir mesaj yayımladı. Başkan Büyükkılıç, “Helalinden kazanıp helalinden harcayan işçi ve emekçi kardeşlerimizin 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü kutluyorum” dedi. 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü dolayısıyla mesaj yayımlayan Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç, “Emek ve alın teriyle genelde ülkemizin, özelde şehrimizin büyümesi ve kalkınmasında önemli rol oynayan, helalinden kazanıp helalinden harcayan işçi ve emekçi kardeşlerimizin 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü kutluyorum” dedi. Mesajında ‘İnsanların hayırlısı, insana hizmet edendir’ diyen Başkan Büyükkılıç, işçi ve emekçilere seslenerek, “Hem ülkemize hem şehrimize katma değer sağlıyor, üretiyor, ihracata vesile oluyorsunuz. Her biriniz bizler için çok önemlisiniz. Bu güzel şehri ihracatta önemli noktaya getiren siz işçi ve emekçi kardeşlerimizsiniz. Her birinizin alnından öpüyorum. İyi ki varsınız” diye konuştu. Endüstrinin ve sanayinin merkezi bu şehrin hizmetkârı olmaya devam ettiklerini belirten Büyükkılıç, “Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın yol arkadaşları olarak, hep beraber bu şehre emek vermeye, hizmet etmeye gayret ediyoruz. Kayseri Modeli belediyecilik anlayışı ile alın teri kurumadan personelinin haklarını veren belediyecilik anlayışı ile çalışmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı. Başkan Büyükkılıç, tüm işçi ve emekçilerin 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü tebrik ederek, sözlerini şöyle sonlandırdı: “Bu duygu ve düşüncelerle, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü vesilesiyle, işçi ve emekçi kardeşlerime şükranlarımı sunuyor, onların 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü en kalbi duygularımla tebrik ediyorum.”