EĞİTİM - 22 Ekim 2017 Pazar 12:34

Rektör Gündoğan uluslararası öğrencilerle kahvaltıda buluştu

A
A
A
Rektör Gündoğan uluslararası öğrencilerle kahvaltıda buluştu

Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof.

Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Naci Gündoğan, Merkez Yemekhane’de düzenlenen kahvaltıda uluslararası öğrencilerle bir araya geldi.


Konuşmasına, bu buluşmaların üniversitede artık bir gelenek hâline geldiğini vurgulayarak başlayan Rektör Prof. Dr. Naci Gündoğan, "Son üç yıldır özellikle dönem başlarında gerçekleştirdiğimiz kahvaltı ya da Ramazanda iftar buluşmaları gibi birtakım günleri vesile kılıp bir arada oluyoruz. Sizleri dinlemek, birlikte olmak ve sohbet etmek bizi çok mutlu ediyor" dedi.


Anadolu Üniversitesi bünyesinde özellikle son yıllarda daha fazla uluslararası öğrenci bulunduğuna değinen Rektör Gündoğan, "Son yıllarda üniversite olarak özellikle uluslararası öğrencilerimize daha fazla kontenjan ayırmaya başladık. Son 4 yılda, gerek uluslararası öğrenci sayısı ve gerekse ülke çeşitliliği bakımından ciddi bir zenginlik yaşamaya başladık. 2013 yılında 833 uluslararası öğrencimiz varken bu yıl yaklaşık bin 200 öğrencimiz oldu. Yani son 4 yılda yüzde 50’lik bir artış gerçekleşti. Bugün kampüsümüzde aynı zamanda üniversitemizin stratejik planı hazırlıkları çerçevesinde bir arama konferansı gerçekleşiyor. Plan hazırlık çalışmalarını yürüten arkadaşlarımızdan önümüzdeki beş yıl içerisinde uluslararası öğrenci sayımızı 5 bine çıkarma hedefini koyma talebinde bulundum. Bu hem üniversitemiz için hem de şehrimiz ve ülkemiz için önemli bir zenginlik. İki kampüsümüzde şu an yaklaşık 33 bin 500 örgün eğitim alan öğrencimiz var. Bunların bin 200’ünü 104 farklı ülkeden gelen uluslararası öğrencilerimiz oluşturuyor. Bu sayının 5 bine çıkmasının üniversitemize ciddi bir zenginlik katacağını düşünüyorum" ifadelerini kullandı.



"Sizler üniversitemizin ve Türkiye’nin elçilerisiniz"


Üniversite olarak hedeflerinin, sadece lisans bölümlerinde değil, lisansüstü düzeyde de uluslararası öğrenci sayısını arttırmak olduğunu belirten Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Naci Gündoğan, şunları dile getirdi:


"Uluslararası öğrenci çeşitliliğinin özellikle akademik alanda üniversitemize çok ciddi katkılar sunacağını düşünüyorum. Örneğin lisansüstü düzeydeki uluslararası öğrenci sayımız son üç yılda yüzde 150’lik bir artış kaydetti. Üniversitemize özellikle yüksek lisans ve doktora için oldukça yoğun bir talep mevcut. Her gittiğimiz uluslararası fuarda üniversitemize çok ciddi bir teveccüh oluyor. Üniversitemizle ilgili bilgi sahibi olmak isteyen birçok insan var. Ama bu konuda bizim en önemli elçilerimiz sizlersiniz. Özellikle sizlerin ülkelerinizde üniversitemizi daha fazla tanıtması, yakınlarınıza, arkadaşlarınıza daha fazla duyurması ve üniversitemize gelecek uluslararası öğrenci sayısının da bu şekilde artmasını önemsiyoruz."



"Türkiye’nin tadını çıkarın ve bir arada dayanışma içerisinde olun"


Anadolu Üniversitesinin uluslararası öğrencilere verdiği önemi vurgulayan Prof. Dr. Gündoğan, "Sizlere çok değer veriyoruz, sizler bizim için çok önemlisiniz. Kampüslerimizin kültürel ve akademik zenginliğinde çok önemli yer tutuyorsunuz. Buradaki Türk öğrencilerin sizlerden öğreneceği, sizlerin de onlardan öğreneceğiniz çok şey var. Neticede bu hem kültürel hem de akademik düzeyde bir etkileşim. Mümkün olduğunca üniversitemizin imkanlarından yararlanın. Bu noktada eğer birtakım engeller varsa yaşadığınız sorunları mutlaka kulüp yönetimine iletin. Bizim de çözebileceğimiz bir şeyse elimizden geleni yapalım. Sizler buraya yükseköğrenim için geldiniz; derslere, sınavlara giriyorsunuz ama sizden ricam bunun yanında üniversitenin ve Türkiye’nin tadını çıkarın ve bir arada dayanışma içerisinde olun" ifadelerini kullandı.



"Sizler dünyayı değiştirebilirsiniz"


Dünyada çok ciddi sorunlar yaşandığını ve özellikle Müslümanların bulunduğu coğrafyalarda şu anda kan ve gözyaşı olduğunu üzülerek belirten Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Naci Gündoğan sözlerini şu şekilde noktaladı:


"İnşallah en kısa sürede bu çatışma ve savaş ortamı son bulur. Bu dünyayı ancak siz gençler değiştirebilirsiniz. Biz size hep o gözle bakıyoruz. Bizim eğitim verdiğimiz siz öğrencilerimiz mutlaka ülkenizin ve dünyanın yönetiminde söz sahibi olacaksınız. Dünyadaki adaletsizliklerin, sömürünün, hukuksuzlukların ve yoksulluğun önüne geçecek çabalar içerisinde olacaksınız. Ben bunları gerçekten yürekten inanarak söylüyorum. Bizler de sizin insanlık için yaptıklarınızla her zaman gurur duyacağız. Biz üniversite yönetimi olarak bu zamana kadar olduğu gibi, bundan sonra da her zaman sizin yanınızdayız. Hepinize mutlu, huzurlu ve başarılı bir eğitim-öğretim dönemi diliyorum. Sizleri çok seviyoruz."



"Asıl amacımız sizlere yardımcı olmak ve güzel vakit geçirmek"


Kahvaltı eşliğinde düzenlenen toplantıda konuşan Anadolu Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Kulübü Başkanı Dino Feratovic, kulüp hakkında şu bilgileri verdi:


"Kulübümüz 3 yıldır uluslararası öğrencilere hizmet veriyor. Asıl amacımız, siz değerli öğrenci arkadaşlarımızın her sıkıntısında yardımcı olmak ve birlikte güzel vakit geçirerek sizlerin yararına olacak faaliyetler gerçekleştirmek. Kulübümüzde tüm kıtalar, en üst düzeyde temsil ediliyor. Uluslararası İlişkiler Kulübü Yönetim Kurulu, 4 kıtadan ve 8 üyeden oluşuyor. Bu görevi yerine getirirken desteklerini veren herkese, özellikle yardımlarını esirgemeyen Rektörümüz Prof. Dr. Sayın Naci Gündoğan’a teşekkür etmeyi borç bilirim" diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Hatay Her 3 bin bebekten birinde görülen ’kistik fibrozis’te erken tanı hayat kurtarıyor Türkiye’de 3 bin bebekten birinde görülen kistik fibrozis hastalığı, topuk taramaları ve ter testiyle erken teşhis ediliyor. Çocuk Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Hüseyin Arslan, kistik fibrozis hastalığının erken teşhis edilmesinin insanın yaşam kalitesini artırdığını ve yaşam sürecini uzattığını söyledi. Genetik bir hastalık olan kistik fibrozis, ülkemizde yeni doğan her 3 bebekten birinde görülüyor. Bebeklerin doğumuyla birlikte ön tanı için 2015 yılından itibaren yapılmaya başlanan topuk taraması ile erken teşhis sağlanıyor. Erken teşhisin ardından uygulanan ter testiyle de hastalığın tespiti yapılıyor. Hatay Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde uygulanmaya başlanan ter testi de deprem bölgesinde yaşayan vatandaşlara kolaylık sağlamaya başladı. Hastanede görevli Çocuk Göğüs Hastalıkları Uzmanı Hüseyin Arslan, hastalığın tanı süreci hakkında ve sonrasındaki tedavi süreci hakkında bilgi verdi. "Kistik fibrozis genetik geçişli bir hastalık, bulaşıcı bir hastalık değildir" Kistik fibrozun genetik geçişli bir hastalık olduğunu ve bulaşıcı bir hastalık olmadığını ifade eden Arslan, "Burada çocuk göğüs hastalıkların dan biri olan kistik fibroz için ter çalışması yapıyoruz. Kistik fibrozis genetik geçişli bir hastalık, bulaşıcı bir hastalık değildir. Bu geni taşıyan anne ve babanın çocuklarında meydana geliyor. Türk toplumunun da 3 bin kişiden birinde görülebiliyor. Ülkemizdeki mutosyonlar Avrupa’daki görülen mutasyonlardan farklı görülüyor. Kistik fibrozis de ter ve senkrasoyonlarla ilgili bir sorun oluşuyor ve buna bağlı olarak akciğerde ki balgamların yumuşatılıp atılması, pankreasta senkrosyonlar etkileniyor. Buna bağlı olarak sık tekrarlanan akciğer enfeksiyonları, beslenme bozukluğu, yağlı dışkılama, pis koku ishal, gelişme geriliği, sık sinüzitler nedeniyle hastalar çeşitli sıkıntı yaşamakta ve ilerleyen zamanda hayatını kaybediyordu dedi. "Hastalığı ne kadar erken yakalarsak, hastaya bazı tedavileri verirsek daha faydalı oluyoruz" Ülkemizde 2015 yılından itibaren uygulanmaya başlanan topuk testiyle hastalığın erken teşhis edilmeye başlandığına dikkat çeken Dr. Arslan, “2015 yılından itibaren ülkemizde bu hastalık taranıyor. Bebekler doğduğunda topuk taramasında riskli görülen hastalar tarafımıza yönlendiriliyor. Burada ter testi yaparak bu hastalığın tanısını koyuyoruz. Erken tedavi ile daha iyi yaşam kalitesi sağlamaya yardımcı olmaya çalışıyoruz. Ter testi için hastaları 1 gün öncesinden hazırlıyoruz çünkü hastalardan ter toplamamız gerekiyor. 1 gün öncesinden banyo yapıp, iyi besleniyorlar. Yaklaşık yarım saatlik bir süreç içerisinde de ter toplanıyor sonrasında da ölçüm cihazında teri ölçüyoruz. Toplamda 1 saat içerisinde ter testinin sonucunu elde etmiş oluyoruz. Erken yaşta gözlemlenmeye başlıyor. Hastalığı ne kadar erken yakalarsak, hastaya bazı tedavileri verirsek daha faydalı oluyoruz. Hastalar erken tanıyla daha uzun yaşam ömre sahip oluyor. Normal bir birey gibi yaşayabiliyorlar. Bu tedavi süreci hastalar için ömür boyu devam ediyor. Bazı ilaçları ve fizik tedavi uygulamalarını sürekli yapmaları gerekiyor" ifadelerini kullandı.