KÜLTÜR SANAT - 13 Kasım 2018 Salı 16:48

Gençlik Tiyatrosu “Yunus; Dervişin Rüyası” oyununun hazırlıklarını sürdürüyor

A
A
A
Gençlik Tiyatrosu “Yunus; Dervişin Rüyası” oyununun hazırlıklarını sürdürüyor

Tepebaşı Belediyesi Gençlik Tiyatrosu, 18 Kasım tarihinde sahnelenecek olan “Yunus; Dervişin Rüyası” oyununun hazırlıklarını sürdürürken, kurulduğu 2009 yılından bu yana takdir toplayan çalışmalara imza atmaya devam ediyor.

Tepebaşı Belediyesi Gençlik Tiyatrosu, 18 Kasım tarihinde sahnelenecek olan “Yunus; Dervişin Rüyası” oyununun hazırlıklarını sürdürürken, kurulduğu 2009 yılından bu yana takdir toplayan çalışmalara imza atmaya devam ediyor.


Gençlik tiyatrosu 2011 yılında önce Selçuk Tuzcuoğlu kısa bir süre sonra da Fatih Pazvantoğlu ile çalışmaya başladı. Alanında uzman olan eğitmenlerin girişimiyle Tepebaşı Belediyesi Gençlik Tiyatrosu drama eğitimi ile başlayıp konservatuvar eğitimlerinin içeriğinde bulunan dans, şan-solfej, kuramsal ve sahne dersleri ile mini bir konservatuvar sistemi içerisinde çalışmalarına devam ediyor. 2011 yılında drama eğitimi alan öğrenciler, geçen yedi yılın ardından Gençlik Tiyatrosu bünyesinde oyunlar sergiliyor.


“Sanata destek vermeye devam edeceğiz”


Tepebaşı Belediye Başkanı Dt. Ahmet Ataç da Tepebaşı Belediyesi Gençlik Tiyatrosu hakkında yaptığı değerlendirmesinde sanatın toplum hayatındaki önemine dikkat çekerek, “Tepebaşı Belediyesi olarak sanata ve gençlere destek vermeye devam ediyoruz. Gençlerimizin hangi dalda olursa olsun, sanatın bir ucundan tutmasına vesile olmayı önemsiyoruz. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün, ‘Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir’ sözünden hareket ile sanat dallarını gençlerimizle buluşturmaya devam edeceğiz. Çünkü sanatla tanışan, müzik yapan, şarkı söyleyen, tiyatro öğrenen, resim çizen gençlerimiz geleceğe daha sağlıklı ve sağlam bir bakış açısı kazanıyor. Sanat Tepebaşı’nda sloganı ile Gençlik Tiyatromuz bünyesinde tiyatrocular yetiştirmeye, çıkardıkları başarılı işleri izlerken gururlanmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kars Karslı vatandaştan duyarlı davranış Ermeni-Türk harbinde Kars’ta 1920 yılında şehit düşen Yüzbaşı Faik Bey’in mezarına duyarlı vatandaş tarafından önce bayrak dikildi, ardında da mezarın bulunduğu bölge temizlendi. Tarihi Benli Ahmet İstasyonu’nda dört tarafı duvarla çevrili olan Yüzbaşı Faik Bey’in mezarının anıt mezar haline getirilmesini isteyen vatandaşlar, mezarlıkta 5 ayrı mezarın bulunduğuna dikkat çekerek mezarın olduğu bölgenin koruma altına alınması gerektiğini veya buraya anıt mezar yapılmasını istedi. Kars’ın en işlek caddelerinden birisi olan Faikbey Caddesi’ne ismi verilen Yüzbaşı Faik Bey’in mezarının tarihi istasyonda bulunduğunu ifade eden vatandaşlar, "Kars ve civarının Ermenilerden geri alınması için yapılan harekat esnasında 12. Tümen, 36. Alay 1’inci tabur komutanı yüzbaşı Faik bey 14 Ekim 1920 tarihinde Ermeni-Türk harbinde, Berne (Koyunyurdu) Köyü’nün doğusundaki tepede birliğin başında olduğu sırada çarpışmalarda şehit düştü. Ben de her sene geliyorum. Otlarını temizliyoruz, bayrağını taktık. Her yıl bu ayalarda gelip buranın bakım ve onarımı yapıyorum" dedi. Duyarlı vatandaş daha sonra Yüzbaşı Faik Bey’in bulunduğu mezarın etrafını temizledi, mezarın üzerinde bulunan ağaç parçalarını ve istenmeyen otlarını topladı, mezarlığın içerisindeki bayrağı değiştirdi. Şehitlere dua eden vatandaş daha sonra bölgeden ayrıldı.
Antalya Eşinden para istedi, ’param yok’ cevabını alınca hayatı değişti, kendi işinin patronu oldu Kocası harçlık vermeyince kendi dükkanını açan kadın, 36 yıldır mesleğini icra ediyor. Antalya’nın Serik ilçesinde yaşayan Fahriye Altınkaynak, 36 yıldır hayali olan olan terzilik mesleğini sürdürüyor. Altınkaynak, terziliğe hobi olarak başladı. Eşinden bir ihtiyacı için bir miktar para istediğinde “Param yok” cevabını alan Altınkaynak, kendi iş yerini açtı. Evindeki el makinesi ve kumaşlarla birlikte dikiş, giyim üzerine açtığı küçük bir dükkanla geçimini sağlamaya başlayan Fahriye Altınkaynak (62), “Herkes bana, "Başaramazsın, yapamazsın, tek başına bir bayansın” dedi. Ben de yapabilirim dedim” dedi. Terzilik mesleğiyle çocuklarını okuttu İş yeri açtığı zaman müşteri gelmesi için konfeksiyonlara broşür ve kartvizit dağıttığını anlatan Fahriye Altınkaynak, mesleğinin çocukluk hayali olduğunu aktardı. Eşinin işine karşı gösterdiği tüm direnişlere rağmen, 36 yıllık zaman zarfında 3 çocuğunun üniversite öğrenimini tamamladığını açıklayan Altınkaynak, meslekte nasıl başarıya ulaştığını şu sözlerle ifade etti: "Mesleğim, çocukluk hayalim. Bu işe önce evde başladım. Fakat evde olmuyordu, eve gelen çocuklarıyla geliyordu, çalışma imkanım olmuyordu. Sonra çok acil bir para ihtiyacım oldu. Eşimden para istedim, ’Param yok’ dedi. Eşimin bana öyle demesi çok üzdü. Oturup düşündüm ve bir iş yeri açmaya karar verdim. Hemen araştırmaya başladım ve dikiş, giyim üzerine bir dükkan kiraladım ama hiçbir şeyim yoktu, sadece küçük bir el makinem vardı. Herkes bana, ’Başaramazsın, yapamazsın, tek başına bir bayansın’ dedi. Ben de ’Neden, ben de yapabilirim’ dedim. Evimdeki makinemi iş yerime getirdim. Broşürler, kartvizitler bastırdım. Bütün konfeksiyonları dolaşarak dağıttım. ’Yapılacak tadilat işlerinize talibim’ dedim. Evdeki kumaşlarımı getirdim, dükkanıma yerleştirdim, badana yaptım. Eşim şiddetle karşı çıktı, ’Yapamazsın, uğraşamazsın, otur evde yemeğini yap’ dedi. Ama ben kararlıydım. Çok ağır bir kelime kullandı. Eğer hayat müşterekse ve ben çalışmıyorsam, almakla mükelleftir kendisi. Almıyorsa, ben de bir şeyler yapma ihtiyacı hissettim. Kimseye muhtaç olmak istemedim. O kadar zor ki birilerine muhtaç olmak. Azmettim ve yavaş yavaş müşterilerim gelmeye başladı. Sonra eşimden ayrıldım." Kadınların hayatta her zaman üretken olması gerektiğini anlatan Altınkaynak, “Elimden geldiği kadar helalinden olsun diye gece gündüz, gece yarılarına kadar çalıştım. 3 çocuğum ve 8 torunum var. Oğullarım ve kızım üniversiteyi bitirdi ve hepsinin mesleği var. Torunlarımla mutluyum ve en güzeli bir işim var. Bir kadın, üretken ve karınca gibi olmalı. İlla ki, iş yeri açması gerekmiyor. Evde, tarlada, fabrika başka bir iş yerinde çalışsın ama üretsin. Kadınlar, kimseye muhtaç olmamalı, dimdik ayakta kalmalı” diye konuştu.