- 07 Aralık 2018 Cuma 12:15

Eskişehir 112 Acil Servis için yeni istasyon

A
A
A
Eskişehir 112 Acil Servis için yeni istasyon

Eskişehir Ambulans Servisi Başhekimliği tarafından Tepebaşı 5 nolu Acil Sağlık Hizmetleri İstasyonu açılışı gerçekleştirildi.

Eskişehir Ambulans Servisi Başhekimliği tarafından Tepebaşı 5 nolu Acil Sağlık Hizmetleri İstasyonu açılışı gerçekleştirildi.


Sivrihisar-1 Caddesi üzerinde bulunan istasyonun açılışına; AK Parti Eskişehir Milletvekili Harun Karacan, İl Sağlık Müdürü Doç. Dr. Uğur Bilge, Eskişehir 112 Ambulans Servisi Başhekimi Dr. Veli Görkem Pala ve çok sayıda 112 personeli katıldı.



"457 kişilik büyük bir aileyiz"


Açılışta konuşan Eskişehir 112 Ambulans Servisi Başhekimi Dr. Veli Görkem Pala, Eskişehir halkına aralıksız hizmet verdiklerini belirterek, "28 istasyon 48 ambulansla Eskişehir’imize 112 ekibi olarak hizmet veriyoruz. 457 kişilik büyük bir aileyiz. Eskişehir’in sağlığı için 7 gün 24 saat aralıksız hizmet vermekteyiz. Bugün de 29’uncusu olan Tepebaşı 5 nolu Acil Sağlık Hizmetleri istasyonumuzun açılışını gerçekleştiriyoruz. İstasyonumuz fiilen 1 aydır zaten çalışıyor. Şuanda resmi açılışını gerçekleştirmiş olacağız" ifadelerini kullandı.



"Vakalara 10 dakikanın altında yüzde 95 varışla hizmet ediyoruz"


Ardından konuşan İl Sağlık Müdürü Doç. Dr. Uğur Bilge, Eskişehir 112 ekibinin vakalara çıkış hızına dikkat çekerek, "Biliyorsunuz bu hafta Acil Sağlık Hizmetleri Haftası aynı zamanda. Hep övündüğümüz bir şey vakalara 10 dakikanın altında yüzde 95 varışla hizmet ediyoruz. Bu konuda tüm 112 personelinin büyük emeği var. ben tekrardan teşekkür ve şükranlarımı iletiyorum" şeklinde konuştu.


Yapılan konuşların ardından kesilen kurdeleyle 112 istasyonunun resmi açılışı gerçekleştirildi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara 28 Şubat davasının görülmesine devam edildi Yargıtay’ın bozma kararı sonrası, emekli orgeneraller Orhan Yöney ile dönemin YÖK Başkanı Halil Kemal Gürüz’ün de içerisinde bulunduğu 16 sanığın yargılandığı 28 Şubat davasına devam edildi. Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya, tutuksuz sanıklardan bazıları ile avukatları katıldı. Mahkeme Başkanı dava dosyasına gelen evrakı okumasının ardından tanık dinleneceğini söyledi. Duruşmada tanık olarak dinlenen dönemin Devlet Bakanı Namık Kemal Zeybek, 28 Şubat’ı ‘darbe’ olarak değerlendirmediğini söyledi. İdamla yargılandığını söyleyen Zeybek şunları söyledi: “12 Eylül’de hükümeti devirmek suçundan idamla yargılandım ve aklandım. 28 Şubat süreci diye adlandırılan bu süreçte bütün inancımla söylüyorum hiçbir şekilde darbe söz konusu değildir." “Tankların yürütülmesinin bir mantığı yok, gülünç geliyor” Zeybek, generallerin hükümet üzerinde bir baskısının mümkün olmadığını savunarak, "Sincan’dan tankların yürütülmesinin bir mantığı yok. Bu iddia bana gülünç geliyor. Sonradan tankların sıradan geçişi olduğunu öğrendik. O gün tankların Sincan’da yürümesiyle devletin değişmesinin hiçbir ilişkisi yok. O dönemin şartlarında eğer bir darbe düşüncesi olsaydı yapılırdı. Bunu kimse engelleyemezdi" ifadelerini kullandı. Söz alan sanık avukatları, Adli Tıp Kurumundan (ATK) gelen raporu inceledikten sonra beyanda bulunmak için mahkeme heyetinden süre talep etti. Ardından ara kararını açıklayan mahkeme, sanık avukatlarına dosyaya sunulan ATK raporuna karşı yazılı beyanda bulunmaları için bir sonraki celseye kadar süre verdi. Duruşma 9 Eylül’de devam etmek üzere ertelendi. Olayın geçmişi Yargıtay 3. Ceza Dairesi, eski orgeneraller Çevik Bir, Çetin Doğan, Fevzi Türkeri, Ahmet Çörekçi, İlhan Kılıç, emekli korgeneraller Çetin Saner, Yıldırım Türker, Vural Avar ve Hakkı Kılınç, emekli koramiral Aydan Erol, emekli tümgeneraller Erol Özkasnak, Cevat Temel Özkaynak, Kenan Deniz ve emekli tuğgeneral İdris Koralp hakkında "hükümeti cebren vazife görmekten men" suçundan verilen müebbet hapis cezasını onamıştı. Aynı cezaya çarptırılan sanıklar Halil Kemal Gürüz, Erdoğan Öznal, Hayri Bülent Alpkaya ve Muhittin Erdal Şenel’in ise "yardım eden" sıfatıyla cezalandırılmaları gerektiği gerekçesiyle haklarındaki mahkumiyet kararını bozan Daire, haklarında "zaman aşımı" nedeniyle düşme kararı verilen sanıklar Orhan Yöney, Şükrü Sarıışık, İzzettin İyigün, Kamuran Orhon, Köksal Karabay, Altaç Atılan, Ersin Yılmaz, Şevket Turan, Yücel Özsır, Metin Yaşar Yükselen, Refik Zeytinci ve İbrahim Selman Yazıcı’nın ise diğer sanıklarla "gizli ittifakları"nın olduğu gerekçesiyle cezalandırılmalarını istemişti. Haklarında bozma kararı verilen 16 sanık, Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yeniden yargılanmaya başlanmıştı.
Antalya Aynı puanda iki takımın şampiyonluk maçında taşlar ve soplar havada uçuştu Antalya’nın Demre ilçesinde oynanan ve galip gelenin Bölgesel Amatör Lig’e çıkacağı Beymelek Belediye Spor-Kaş Kınık Spor maçı, taraftarlar arasında çıkan olaylar nedeniyle başlamadan ertelendi. Konuk ekip taraftarlarının bulunduğu noktada saha tellerinin yıkılmasının ardından taş ve sopaların havada uçuştuğu olaylarda 1’i futbolcu 3 kişi yaralandı. Dün saat 15.30’da Süper Amatör Lig’in son müsabakasında liderlik için mücadele eden ve puanları aynı olan Beymelek Belediye Spor ile Kaş Kınık Spor, Demre Stadyumu’nda karşı karşıya geldi. Rakibini mağlup eden takımın Bölgesel Amatör Lig’e çıkacağı mücadelenin öncesinde, kale arkasında yer verilen Kaş Kınık Spor taraftarının olduğu kısımda olaylar başladı. Konuk ekibin taraftarları henüz bilinmeyen bir nedenden dolayı telleri yıktı. Bu sırada sahaya meşaleler ve taşlar atılmaya başlandı. Atılan taşların isabet ettiği 1’i futbolcu 3 kişi yaralandı. Yaralılar, ambulanslarla hastanede tedavi altına alındı. Adeta savaş alanına dönen saha dışında polis, jandarma ve çevik kuvvet ekipleri biber gazıyla tarafları ayırmaya çalıştı. Olaylar devam ederken, stada yakın kısımda meşalelerden çıktığı değerlendirilen yangın, itfaiye ekipleri tarafından söndürüldü. Atılan taşlar nedeniyle de bazı araçların camları zarar gördü. Kolluk kuvvetleri, iki ilçenin belediye ve kulüp başkanlarının da araya girmesiyle olaylar yatıştırılırken, maç ise ertelendi.
Ordu Tarım makineleri Ordu’nun her yerinde üreticilere destek veriyor Ordu Büyükşehir Belediyesi Tarım Makineleri Parkı, üreticilere kolaylık sağlamaya devam ediyor. Büyükşehir Belediyesi’nin sunduğu makineli tarım imkanından yararlanan üreticiler hem daha fazla alanda üretim yapma imkanı buluyor hem de ekonomik kazançlarını arttırıyor. Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Mehmet Hilmi Güler’in çabası ve gayretiyle halkın hizmetine sunulan Tarım Makineleri Parkı’ndan üreticiler faydalanmaya devam ediyor. Korgan ilçesinde fındık tarımının az yapıldığı bölgelerde patates üretimi yapan çiftçiler, Ordu Büyükşehir Belediyesi’nin makine parkından yararlanıyor. Bahar ayları ile patates ekimine başlayan üreticiler Ordu Büyükşehir Belediyesinin patates ekim makinesini kullanarak az maliyetle çok fazla alanda üretim yapıyor. Patates ekimini yapan üreticiler, hasat döneminde de Büyükşehir Belediyesinin tarım makinelerini kullanarak ürünlerini toplayabilecekler. Üreticiler uygulanmadan memnun Patates ekim makinesini kullanan Korgan Tatarcık Mahallesi’nden Yüksel Dere ve Yenipınar Mahallesi’nden İsmail Karabay, kısa sürede çok fazla alanda ekim yaptıklarını söylediler. Daha önceleri Tokat ve çevre illerden makine kiraladıklarını ve bu makinelerinde yetersiz kaldığını belirten üreticiler, Büyükşehir Belediyesi’nin makineleri ile tüm bu sorunların ortadan kalktığını vurguladı. Tarım makineleri sayesinde insan gücünü en aza indirerek hem ekonomik hem de zamandan çok önemli oranda tasarruf sağladıklarını dile getiren çiftçiler, tarım makineleri dolayısıyla Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Mehmet Hilmi Güler’e ve emeği geçen herkese teşekkürlerini ilettiler.
Samsun Uzm. Dr. Dost: “Çeşitli tedavi yöntemleri ile fobilerden kurtulmak mümkün” SAMSUN (İHA) – Psikiyatri Uzmanı Dr. Hilal Dost, fobilerin tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu söyleyerek, birçok tedavi yöntemi ile fobilerden kurtulmanın mümkün olduğunu ifade etti. Fobisi bulunan insanlar gündelik yaşantısında birçok cisimden ya da canlıdan endişe duyabiliyor. Travmatik ya da bilinçaltında olan uyaranlar tarafından da ortaya çıkabilen fobiler bazı insanları olumsuz etkilerken, Medicana Sağlık Grubu doktorlarından Psikiyatri Uzmanı Dr. Hilal Dost, hastalığın oluşumu ve tedavisi hakkında açıklamalarda bulundu. İnsanların birçok şeye fobisinin olabileceğini ifade eden Medicana International Samsun Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Dr. Hilal Dost, “Fobi, nesnel olarak ciddi bir korku ya da kaygı kaynağı olmayan bir durum ya da nesneye karşı aşırı bir korku, kaygı, endişe gösterme haliyle karakterize bir durumdur. Birçok şeye karşı fobi gelişebilir. Bunların bir kısmı durumsal olabilir. Örneğin; uçak fobisi, yükseklik fobisi, karanlık fobisi. Bazen de doğa olaylarıyla ilgili olabilir. Şimşekten korkma, gök gürültüsünden korkma, depremden aşırı derecede korkma gibi bir takım doğa olaylarından korkmayla ilgili olabilir. Öte yandan hayvan korkusu olabilir. Kedi fobisi, köpek fobisi, kuş fobisi, örümcek fobisi, yılan fobisi gibi ya da kan vermek, enjeksiyon yaptırmak, iğne yaptırmak gibi durumlarda da fobik belirtiler görebiliyoruz” dedi. Anksiyete ve fobi arasındaki farklar Yaygın olarak görülen anksiyete ile fobi arasındaki farkları aktaran Uzm. Dr. Hilal Dost, “Yaygın anksiyete bozukluğunda daha çok günlük olaylarla ilgili endişe halinden bahsediyoruz. Kişinin sağlığıyla ilgili, yakınlarının, sevdiklerinin sağlığıyla ilgili ya da gün içindeki stres faktörleriyle ilgili yoğun bir kaygı, endişe halinden bahsediyoruz. Ama fobide, korkulan uyaranla yani fobik nesneyle ya da fobik durumla karşılaştığımızda olan bir kaygıdan ve endişeden bahsediyoruz. Yani yaygın anksiyete bozukluğu dediğimiz şey daha genele yayılmış bir tablo iken, fobide daha ziyade fobik nesneyle karşılaşıldığında olan bir anksiyete ya da panik tepkisinden söz edebiliriz” diye konuştu. Fobilerden profesyonel destek almadan kurtulmak mümkün mü? Destek almadan fobilerden kurtulmanın mümkün olup olamayacağını değerlendiren Uzm. Dr. Dost, “Burada en önemli şey fobi ile kademe kademe yüzleşmek. Şimdi bu yüzleşmeyi de bazen kişi kendi başına yapmaya çalıştığında birdenbire kendini yoğun bir fobik uyaranla bir arada bulduğunda kaygı, panik duygusu daha çok artıyor ve bu panik duygusuyla beraber kaçınma davranışları, o fobik nesneden bir an önce uzaklaşma davranışları daha çok pekişiyor. O yüzden bu maruziyet tedavisi için aslında aşamalı bir plana ihtiyaç var ve bu aşamalı planın yapılmasında da bir ruh sağlığı uzmanıyla beraber çalışmak aslında çok daha etkili ve faydalı olacaktır” şeklinde konuştu. “Çeşitli tedavi yöntemleri ile fobilerden kurtulmak mümkün” Fobilerden kurtulmanın çeşitli tedavi yöntemleri olduğunu vurgulayan Dost, şunları söyledi: “Kişi, fobik uyaranla karşılaştığında yoğun bir korku ve kaygı hissettiği için bir an önce bu duygudan kurtulmak ve bu nesneden uzaklaşmak için yoğun bir istek ya da yoğun bir dürtü hissedebilir. Tedavisine baktığımızda bu fobi neden kaynaklanıyor, bir psikiyatrist eşliğinde önce buna bakmamız lazım. Herhangi bir travmatik yaşantı var mı bu fobinin gelişmesiyle ilgili ya da nasıl geliştiği ile ilgili konuşmakta fayda var. Ya da bunu arttıran çeşitli faktörler var mı bunların değerlendirilmesinde fayda var. Fobinin nedeni anlaşıldıktan sonra genel anlamda tedavi çok birbirine benzer. Esas olarak da korkulan durumla yüzleşmeye dayalı tedavi yöntemleri mevcut. Bir travma varlığı varsa eğer geçmişte özellikle bir travma eşlik ediyorsa EMDR (bir ruhsal tedavi yöntemi) yönteminden fayda görülebilir. Bunun haricinde herhangi bir travma yoksa tespit edemediğimiz bilişsel davranışçı terapi dediğimiz bir yöntem oldukça işe yarıyor. Bu terapide kişinin fobik uyaranla yavaş yavaş adım adım yüzleşmesi önce terapist eşliğinde sonra gerekirse yalnız başına duruma göre planlanarak korkulan uyaranla yüzleşmesi ve duyarsızlaşmasına dayanan tedavi yöntemleri mevcuttur.”
Ankara Kılavuzluk hizmetlerine takviye geliyor Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’na bağlı Denizcilik Genel Müdürlüğü Türkiye’deki limanlara gelen ve denizlerinde gemilerde meydana gelen kazalara kılavuzluk hizmeti yapan gemiler ve kılavuz kaptanların güvenliğini artırmak amacıyla Kılavuzluk Hizmetleri Emniyetine İlişkin Yönerge hazırladı. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, 1 Temmuz 2024 tarihinde yürürlüğe girecek olan Kılavuzluk Hizmetleri Emniyeti Yönergesi ile Türkiye’de deniz yetki alanlarındaki gemilere verilen kılavuzluk hizmetleri esnasında kılavuz kaptanların ve diğer personelin can ve mal emniyetini artırmaya yönelik dünya standartlarında güvenliği kavuşacak yeni düzenlemeler getirildiği belirtildi. Kılavuz botları, kazazede kurtarma donanımları ile donatılacak Bakanlıktan yapılan açıklamada, yeni düzenlemeyle kılavuz botlarının ulusal ve uluslararası en iyi denizcilik uygulamaları çerçevesinde kabul görmüş denizden emniyetle kazazede kurtarmaya müsait can kurtarma malzeme ve donanımları ile donatılmasının zorunlu tutulduğu vurgulanırken, “15 metre ve üzerindeki kılavuz botlarında hidrolik tahrikli veya elektrikli, 15 metreden küçüklerde ise tercihen elle kumanda edilen denizden adam alma donanımı teçhiz edilecek. Yeni inşa edilecek kılavuz botlarının sevk sistemleri, denize adam düşmesi durumunda pervaneden korunacak şekilde olacak ve kumanda mahalleri dikeyde de görüş açısı sağlayacak. Kılavuz botlarının ilgili mevzuatında gemi adamı ile donatılmasına dair belirlenen gemi adamı sayısına ek olarak en az gemici veya yağcı yeterliliği bulunan bir personel ile donatılacak. Ayrıca emniyeti artırmak ve emniyetli transferi gerçekleştirmek adına, kılavuz botları, gece şartlarında da görüntü alan, deniz şartlarında kullanılmaya uygun kamera ile donatılacak” denildi. Can yeleği giyme zorunluluğu getirildi Kılavuz kaptanların ilgili mevzuatında belirlenen emniyet donanımları ve iş kıyafetine ilaveten, kılavuz katanlar ve kılavuz botu personeli için mevsimine göre kışlık veya yazlık can yelekleri giyme zorunluğunu getirdiklerinin da ifade edildiği açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Kılavuz kaptanların, hareket kabiliyetini kısıtlamayan, transfer esnasındaki tüm hareketlerini gece de kaydedecek özellikte yaka veya kask kamerası ile donatılma zorunluluğu ile birlikte Kılavuz Kaptanlar ve kılavuz botu personeli için yorgunluk durumu ile kılavuz kaptanların kıdem ve tecrübesi göz önünde bulundurularak vardiya düzeni ve gemi trafik yönetimi planlaması yapılması zorunluluğunu getirildi. Yapılan düzenleme ile ayrıca kılavuz kaptanların çalışma ve dinlenme saatleri de kayıt altına alınacak.” Kılavuz kaptanlara acil durum yönetim planı Kılavuz kaptanlar ve kılavuz botu personeli için bu yönerge ile belirlenen yazlık veya kışlık can yeleğini sağlamanın zorunlu olduğu ifade edilirken, Kılavuz Kaptanlar ve kılavuz botu personeli tarafından transfer esnasında sorumlulukların yerine getirilmediğinin tespiti halinde ise Gemi adamları ve Kılavuz Kaptanlar Yönerge kapsamında oluşturulan Gemi Adamları Disiplin Komisyonu’na sevk edilerek idari işlem uygulanması hükmünün getirildiği ve bu çerçevede kılavuzluk teşkilatları tarafından, kılavuz kaptan için kara-deniz transferi için ‘kılavuz kaptan emniyetli transfer prosedürü’ ve ‘acil durum yönetim planı’ oluşturulacağı vurgulandı. Yönergeye göre transfer esnasında uygun can yeleği ve diğer kişisel koruyucu ekipmanlar ile donatılmış kılavuz botu kaptanı haricindeki bir personel, kılavuz kaptanın emniyetli bir şekilde transferi için refakat edecek. Yönerge ile ilgili yapılan açıklamada, kılavuz botu kaptanı veya kılavuz kaptan tarafından; botun gemiye teması esnasında veya kılavuz kaptanın gemiye transferi öncesinde gemi tarafında herhangi bir uygunsuzluk tespit edilirse transferin durdurulması ve gemi kaptanın uyarılması gerektiğinin altı çizildi. Uygunsuzluğun devam etmesi durumunda ise transfer derhal iptal edilecek ve mümkünse uygunsuzluk video ve fotoğraflarla birlikte kılavuz kaptan tarafından kayıt altına alınacak. Denize adam düşmesi durumunda kurtarılmasına yönelik tatbikat yapılacak Yönergede, kılavuz kaptanların ve kılavuz botu personelinin barınma yerlerinin asgari olarak personelin en iyi şekilde dinlenebileceği, ilk yardım ekipmanı bulunan imkanlara sahip olması gerektiği ifade edildi. Yönergeye göre; ‘Kılavuz Kaptan Emniyetli Transfer Prosedürü’ kapsamında kılavuz kaptanlar hariç diğer personel, kılavuz botunun barınma iskelesinde kılavuz kaptanı güvertesine kabul etmesinden tekrar iskeleye geri dönmesine kadar olan tüm safhaları içerecek bir eğitime tabi tutulacak ve bu eğitim 24 ayı geçmeyen aralıklarla yenilenecek. Kılavuzluk teşkilatları tarafından üç ayda bir olacak şekilde kılavuz kaptanlara ve diğer personele denize adam düşmesi durumunda kurtarılmasına yönelik tatbikat yaptırılacak. Kılavuz botlarında görev alacak tüm personel çalışacağı bölgede en az iki ay görev başı eğitimi almadan görevlendirilemeyecek. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Uraloğlu, yönerge ile ilgili olarak yaptığı değerlendirmede, “Yönerge ile Türkiye’de deniz yetki alanlarında gemilere verilen kılavuzluk hizmetleri esnasında kılavuz kaptanların ve diğer çalışma arkadaşlarımızın can ve mal emniyetini artırmaya yönelik yeni düzenlemeler getirdik. Yönergemiz ile limanlarımıza yanaşacak veya limanlarımızdan ayrılacak tanker ve her türlü tehlikeli madde taşıyan gemiler başta olmak üzere birçok gemiye kılavuzluk yapan kaptan ve personelimiz dünya standartlarında güvenliğe sahip olacak” dedi.