GENEL - 24 Mayıs 2019 Cuma 12:30

Sarar çifti soygunu anlattı

A
A
A
Sarar çifti soygunu anlattı

Eskişehir’deki evlerinde rehin alınıp soyulan Sarar Şirketler Yönetim Kurulu Başkanı Cemalettin Sarar ve eşi Zehra Sarar, açıklamalarda bulunarak olayı anlattı.

Eskişehir’deki evlerinde rehin alınıp soyulan Sarar Şirketler Yönetim Kurulu Başkanı Cemalettin Sarar ve eşi Zehra Sarar, açıklamalarda bulunarak olayı anlattı.


Eskişehir’de geçtiğimiz günlerde Sümer Mahallesi Basma Fabrikası içerisinde bulunan evlerinde soyularak darp edilen Cemalettin ve Zehra Sarar, basın mensupları karşısına çıktı. Olayın nasıl yaşandığını anlatan Zehra Sarar, “Ben de onları yüzü koyun yatırıp tekmelemek istiyorum” diyerek sitem etti. Zehra Sarın el, yüz ve boynundaki darp izleri ve morluklar ise durumun ciddiyetini gözler önüne serdi. Basma Fabrikasının içerisinde bulunan bir alanda düzenledikleri basın toplantısında ilk olarak konuşan Cemalettin Sarar, eşi Zehra Sarar’ın direndiğini söyleyerek, “Bu Ramazan mübarek günde böyle bir şey yaşandı. Mücadele ile Zehra hanımın mücadelesi ile kurtulduk. Allah’a şükürler olsun. Zehra Hanım onlara çok bağırdı, direndi. Direncinin sonunda da ikimizi de bağladılar, yatırdılar. Kasada ne varsa alın götürün dedim. Yukarıda kasa dedim” dedi.



“Sus deyince Cemalettin’e şaka mı yapacaklar acaba, böyle şaka mı olur dedim”


Olay anını anlatan Zehra Sarar, siyah giyimli adamları gördüğünü ve Cemalettin Sarar’ın ‘sus sus’ demesiyle ‘şaka mı yapıyorlar acaba’ diye düşündüğünü söyledi. Ellerinin ve ayaklarının bağlanmasının ardından bileğini plastik kelepçeden çıkardığını, makasa ulaşıp keserek kurtulduklarını aktaran Sarar, “Saat 11’e 5 kala ben camiden geldim. Kış bahçesinde oturuyoruz. Oturduk, sularımızı haplarımız içtik. Başımı çevirdim, iki tane simsiyah giyinmiş, simsiyah eldivenli sadece gözleri gözüküyor. ’Cemalettin bunlar ne’ dedim, ’sus sus’ dedi. Sus deyince Cemalettin’e ’şaka mı yapacaklar acaba, böyle şaka mı olur’ dedim. İrkildim bir tuhaf oldum. Ondan sonra Cemalettin döndü. Bir tanesi de yukarı çıkıyor dedim. Orada bizim vitral camlar var oradan gözüküyor. Bir tanesi de yukarıdan çıkıyor derken, bir tanesi Cemalettin beyi, bir tanesi de beni etkisiz hale getirdi. Ellerimizi bağladılar, siyah kelepçelerle ellerimizi bağladılar, ellerimiz kesildi. Ben tabi direndim, ne yapıyorsunuz dedim. Tam teravihten geldim, abdestimle duruyordum. Bu mübarek günde bunlar da mı gelecekti başımıza, siz ne yapıyorsunuz, bunlar da mı gelecek başımıza sizde hiç Allah korkusu yok mu diye direnmeye başladım. Tabi onlar ayaklarımı ellerimi bağladılar. Ayaklarım bağlı olduğu halde ben yine bir kalkmaya çalıştım. Dizlerimin, dirseklerimin üstüne düştüm. Her yerim çok kötü oldu. Ondan sonra Cemalettin Beyi yukarı çıkardılar. Bana kasanın anahtarını sordular. Yok, burada değil, fabrikanın kasasında evde değil dedim. Sonra artık kasayı olduğu gibi alın götürün dedim. Tabi o kadın bizde çalıştığı için anahtarı da kasının yerini de biliyordu. Orada 4-5 tane kapı var, direk kasanın olduğu yere gitmiş. Kasanın yerini anahtarları da biliyor. Hepsini boşaltmışlar. Kasanın dışındakileri de götürmüşler. 4 tane daha çekmece vardı. Onları da olduğu gibi boşaltıp götürmüşler. Sonra tabi biz bağladılar. Sonra beni de yukarı çıkardılar. Cemalettin beyi yatırmışlar yüzükoyun. Ben biraz direndim, Cemalettin ‘yat işte yat diyorlar’ dedi. Elimizi arkadan bağladılar, ayaklarımızı bağladılar sonra birbirimize bantladılar ayaklarımızı. Sonra üstümüzden kilitlediler ve ses kesildi. Ben biraz sağ tarafım gevşek oldu herhalde sağ kolumu kurtardım. Cemalettin gel bu çekmecede makas var o makası alalım da keseyim ben dedim. Kesip doğru telefona gittim. Hemen güvenliği aradım. Siz neredesiniz eşkıyalar bastı bizi soyulduk, neredesiniz dedim. O da dedi ki, ‘efendim burada 3 kişi var kovalıyorum, onları takip ediyorum, Enveriye istasyonuna doğru gittiler’ dedi. Sonra kim geldi kim açtı kapıyı hiç bilmiyorum. Ondan sonrasını hatırlamıyorum ama öncesini hatırlıyorum. Onların gittiğini anladım. 5 dakika bile sürmedi elimi çıkardım” ifadelerini kullandı.



“1 milyon Euro istediler”


Ellerinde silah görmediğini söyleyen Zehra Sarar, “Ben silah görmedim, ama ellerinde kama gibi bir şey vardı. Ben çok sıktı dedim kelepçeyi kesti onunla yeniden bağladı” ifade ederken, Cemalettin Sarar ise çalınan para ve ziynet eşyalarından bahsederek, “1 milyon Euro istediler, Euro diyor, dolar diyor. Hepsi fabrikada dedim. Kasada ne varsa al git dedik. Kasada vardı dolarımız Euro’muz. Ben de bilmiyorum Zehra hanımın ne kadarı olduğunu. Zehra hanımın ziynetleri vardı. Onların hepsini alıp gittiler. İki ay çalıştılar karı koca çalıştılar. Bizim bağ evinde çalışıyorlardı. Hizmet ediyorlardı” açıklamalarında bulundu.



“Ben de onları yüzükoyun yatırıp tekmeleyeceğim”


Süleyman Demirel’in hediye ettiği altın saatlerin de çalındığını aktaran Zehra Sarar, “Ne kamera var ne alarm var, ne bekçi var. İki tane kapıda bekçi var, biz de güvendeyiz diye oturuyoruz. Elini kolunu sallayarak girmişler. Demirel’in altın saatleri vardı hediye ettikleri bir tanesi Cemalettin’in bir tanesi benim. Gerdanlık vardı. Bir an evvel karşıma gelmelerini istiyorum. Ben de onları yüzü koyun yatırıp tekmeleyeceğim. Emniyet müdürümüze de söyledim. Eve de son derece korumalı bir güvenlik sistemi yaptıracağız” diye konuştu.



“Direk kasanın olduğu odaya giriyor”


Soyguncuların direkt kasanın olduğu odaya gittiklerini söyleyen Cemalettin Sarar, şu ifadelere yer vererek konuşmasını sonlandırdı:


“Hakkımızda hayırlısı. Allah bizi korudu. Yalnız ben karşı gelmedim, eşim karşı geldi. Onu darp ettiler. Benim de üstüme çıktılar, çiğnediler. Yatak odasına girmiyor. Direk kasanın olduğu odaya giriyor. İki tane kol saatim var. Pahalı saatler, 40 bin 50 bin dolarlık saatlerimi hiç ellemiyor. İkisi de duruyor. Hanımınkileri de alıp gidiyorlar. Çekmecede kasada ne varsa alıp gidiyorlar”


Basın açıklamasının ardından olayın yaşandığı evin önünde basın mensuplarına fotoğraf ve görüntü veren Sarar çifti, yanlarında olan herkese teşekkür etti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bingöl Rotahane’nin durağı ’Yüzen Adalar’ oldu Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un eşi Pervin Ersoy, Türkiye’nin kültürel zenginliğini tanıtmak amacıyla hayata geçirdiği proje çerçevesinde Bingöl’e gelerek Yüzen Adalar’ı gezdi. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un eşi Pervin Ersoy, Türkiye’nin kültürel zenginliğini tanıtmak amacıyla hayata geçirdikleri ’Rotahane’ programları çerçevesinde Bingöl’e geldi. Solhan ilçesine geçen ve buradaki Yüzen Adalar’ı gezen Ersoy’a, program kapsamında ekipler de eşlik etti. Rüzgarın yönüne göre yer değiştiren Turna Gölü’ndeki yüzen adaları ziyaret eden Ersoy, burada halk oyunları ekibinin gösterisini izledi. Yüzen adaların çok güzel ve keyifli olduğunu ifade eden Ersoy, kente geleceklerin burayı ziyaret etmesini istediklerini dile getirdi. Rotahane’nin 72’nci ziyaretini Bingöl’e gerçekleştirdiğini dile getiren Ersoy, “Bingöl’e ilk defa geliyorum ve gerçekten çok güzel bir sürprizle karşılaştık. Çok güzel, çok keyifli. Bingöl’e gelecek olanların da burayı ziyaret etmelerini istiyoruz. Bingöl’ü ziyaret etmeye Rotahane olarak geldik. Bingöl 72’inci ziyaret ettiğimiz şehir. Türkiye turunun tamamlanmasına çok az kaldı. Bingöl’e gelecek olanların ilk rotaya yüzen adalardan başlamasını söylüyoruz” dedi. Solhan Kaymakamı Muhammed Çetin, ziyaretin anısına Ersoy’a el dokuması kilim ile resim hediye etti. Ersoy’un ziyaretinde Kültür ve Turizm İl Müdürü Selahattin Yazar ve Doğa Koruma ve Milli Parklar Şube Müdürü Erkan Davran da yer aldı.
İstanbul Etiler’de Nusret’e silahlı saldırı: Kurşun bankaya isabet etti, polisler kovalayıp ateş açtı Etiler’de gece saatlerinde Nusret isimli et restoranına motosikletli şahıslar tarafından silahlı saldırı düzenlendi. Saldırıda kurşun restoranın yanındaki bankaya isabet ederken, restorana herhangi bir isabet olmadı. Ölen ya da yaralananın olmadığı olayla ilgili polis, peşine düştüğü saldırganın peşinden de ateş açtı.Olay, saat 02.00 sıralarında Beşiktaş Etiler Nispetiye Caddesi üzerinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre gece saatlerinde motosikletle gelen kasklı iki saldırgandan biri, Nusret isimli et restoranına ateş açtı. Ancak kurşun restorana değil yanında bulunan bir bankaya isabet etti. Olay esnasında devriye gezen Beşiktaş polisi, araçla hemen motosikletli saldırganın peşine takıldı. O esnada polis, “dur” ihtarına uymayan saldırganın peşinden birkaç el ateş açtı. Ardından saldırganlar kaçarak izlerini kaybettirdi. Olayın ardından polis ekipleri saldırganları yakalamak çalışma başlattı. Olay yeri inceleme ekipleri kovanları alarak incelemek üzere delil torbasına koydu. Çalışmaların devam ettiği bilgisine ulaşıldı.Geçtiğimiz ayda saldırı düzenlenmiştiÖte yandan geçtiğimiz 21 Mart Perşembe günü saat 05.00 sıralarında yine Nusret isimli et restoranına motosikletle gelen kasklı 2 saldırgan tarafından silahlı saldırı düzenlenmişti. Saldırıya yönelik soruşturmada Y.Y. ve O.Y. Antalya’da, H.A.K. ve U.K. Eyüpsultan’da, M.A.Y. Beylikdüzü’nde olmak üzere İstanbul ve Antalya’da toplam 5 şüpheli yakalanmıştı.
Muş Muş 1984 Muşspor play-off hazırlıklarına başladı TFF 3. Lig’de mücadele eden Muş 1984 Muşspor, 20 yıl sonra play-off oynamaya hak kazandı. Muş 1984 Muşspor Teknik Direktörü Ercüment Çoşkundere, taraftarları maça davet etti. Muş’un gururu ve tek profesyonel futbol takımı Muş 1984 Muşspor, uzun bir aranın ardından TFF 2. Lig’e çıkmak için play-off mücadelesine katılmayı başardı. Şehrin futbol tutkunları, takımlarının başarısıyla gururlanırken, 20 yıllık bir bekleyişin ardından bu önemli başarıya ulaşmanın heyecanını yaşıyor. TFF 3. Lig 4. Grup 30. haftasında sahasında karşılaştığı Çankaya FK ile 1-1 berabere kalarak play-off oynamayı garantileyen Muş 1984 Muşspor, perşembe günü sahasında oynayacağı Bursa Yıldırımspor maçı hazırlıklarını başladı. Muş 1984 Muşspor Teknik Direktörü Ercüment Coşkundere, Muşspor’un 20 yıl sonra play-off oynamaya hak kazandığını belirterek, "Muşspor 20 yıl sonra böyle bir başarı yakaladı. Bence başarının birinci mimarı Başkan Nevzat Bey’dir. Şu ana kadar Muş şehri ve Muşspor’la ilgili elinden gelen her şeyi yapıyor. Şu anda yapmaya da devam ediyor. Bir avantaj tabii sahamızda bir eleme tek maç oynayacağız. Bu maçı kazanmak istiyoruz. Bu maçı kazanmak için de Muş taraftarının, Muşspor’u sevenlerin desteğine ihtiyacımız var. Onlardan bu desteği görmek istiyoruz. İyi yolda olduğumuzu düşünüyorum. Biz ilk maçı da geçip şampiyonluğa adım atmak istiyoruz. Zorlu bir sezon geçirdik. Tabii biz de en az ikinci olmayı istiyorduk. O şans da geldi ama ilk iki maç beraber kalınca o şansı kaybettik. Sonuçta üçüncü bitirdik. İlk maçı içeride oynayacağız. Çocuklarla da konuştuk, lig bitti. Artık eleme maçlarımız var. Bu maçlara en iyi şekilde hazırlanacağız" dedi. Play-off maçlarını geçerek 2. Lige çıkmak istediklerini söyleyen Kaptan Efe Karaoğlu ise, "İki yıldır bu takımdayım. Buraya bir hedef uğruna geldik. Şampiyonluk yaşamak için hepimiz buradayız. Sezonun ilk bölümünü tamamladık. Gönül isterdi grubumuzdan birinci sırada şampiyon olarak çıkalım ama sezon içinde yaşadığımız bazı aksaklıklar, bazı sıkıntılar, bazı hakem hatalarından dolayı sezonu üçüncü bitirdik. Artık hedefimiz play-off’ta şampiyon olarak çıkmak. O kapasitemiz, o gücümüz var. Arkamızda iyi bir taraftar grubumuz var. Bizlere sezon başından beri her zaman destek veren, arkamızda duran iyi bir kitlemiz var. Bu şehir zaten şampiyonluğu hak ediyor. Biz de yıllar sonra bu şampiyonluğu, 2. Lig’i tekrar yaşatmak için üzerimizde olan misyonu, görevi tamamlamak için play-off son maçına, inşallah son dakikaya kadar bu şampiyonluğu ne kadar hak ettiğimizi göstereceğiz " şeklinde konuştu.