SAĞLIK - 12 Şubat 2020 Çarşamba 16:15

Medyanın insan sağlığı üzerindeki sorumluluğu

A
A
A
Medyanın insan sağlığı üzerindeki sorumluluğu

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç.

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Pınar Yıldız, medyanın insan sağlığı üzerinde çok önemli bir toplumsal sorumluluğu olduğunu, medya yetkililerinin ve sağlık programı yapımcılarının programlarında ve köşe yazılarında ‘en ufak bir hatalı açıklamada pek çok kişinin hayatına mal olunabileceği düşüncesi’ ile bu büyük sorumluluklarının farkında olarak hareket etmeleri gerektiğini belirtti.


Doç. Dr. Yıldız, medyanın insan sağlığı üzerindeki sorumluluğuna dikkat çekerek bu sorumluluğa uygun hareket edilmesinin gereğine işaret etti. Bilgiye ulaşmanın ve bilgiyi aktarmanın çok hızlı olduğu bir dönemde yaşandığını anlatan Doç. Dr. Pınar Yıldız, "Her alanda olduğu gibi sağlık alanında da bilgi akışı hızlanmıştır ancak bununla birlikte bu akışın kontrolü zorlaşmış, denetlenemez bir hal almıştır. Ne yazık ki bu kontrolsüz ortamda ciddi boyutlara ulaşan bir bilgi kirliliği vardır. Televizyon kanalları başta olmak üzere medyanın tüm yayın organlarında, kendini ‘sağlıkçı ve hatta bilim insanı’ olarak tanıtan kişilerle, toplumu yanlış yönlendiren programlar yapılmaktadır. Bu programlarda pek çok konuda kanıtsız bilgiler verilmekte, söylenenlerden etkilenen hastalarımızın akılları karışmakta ve bir kısım programlardan sonra hastalar kendileri için hayati önemi olan ilaçlarını kesmekte ve hatta bilim dışı alternatif arayışlara yönelmektedir. Tüm topluma yönelik ve çok geniş etki potansiyeline sahip, büyük çoğunluğu gerçek dışı ve bilim ile bağdaşmayan bu tarz bilgiler ile hastalarımızın tedavileri ve sağlık durumları etkilenmektedir. Biz hekimler ise gerek Sağlık Bakanlığımızın tüm kurumlarında gerekse Üniversite Hastanelerinde medyanın yanlış yönlendirdiği hastaların tanı ve tedavileri ile ilgili yapılan hataları düzeltmek için büyük çaba harcamaktayız" dedi.



"Kişileri ve hatta tüm toplumu yanlışa sürüklemek büyük bir suçtur"


Yıldız, tıp biliminin pozitif olduğunu, her zaman kanıta dayalı bilgilerin yol göstericiliğinde hastasına tanı koyarak tedavi ve takip ettiğini belirterek, "İnsanlar üzerinde karar verilirken; ilaç araştırmaları, hayvan deneyleri ve büyük ölçekli çalışmalarla hata payı en aza indirilecek şekilde kişiye en az zarar veren, en fazla faydası olan yöntemler ve tedaviler seçilir. Bilim, gününü gecesine katıp yıllar boyu emek vererek çalışadursun, tüm bunları hiçe sayıp kişileri ve hatta tüm toplumu yanlışa sürüklemek büyük bir suçtur. Oysaki medya aynı anda çok sayıda kişiye ulaşabilmesi açışından bakıldığında, sağlık okuryazarlığını yükseltmeye yönelik ve kişilerin sağlıkları ile ilgili doğru bilgileri alabilecekleri önemli bir araç olarak kullanılmalıdır. Bu programlar, konunun gerçek uzmanları ile gücünü ve söylemlerini kanıta dayalı bilimden aldıklarında çok sayıda kişinin aynı anda aydınlanmasına katkı sağlamış olacaklardır. Bu nedenle medyanın insan sağlığı üzerinde çok önemli bir toplumsal sorumluluğu da mevcuttur. Bu bağlamda medya yetkililerinin ve sağlık programı yapımcılarının programlarında ve köşe yazılarında ‘en ufak bir hatalı açıklamada pek çok kişinin hayatına mal olunabileceği düşüncesi’ ile bu büyük sorumluluklarının farkında olarak hareket etmeleri gerektiğini düşünüyorum. Özellikle tıpta kişiye özel kararlar alınmakta ve bireysel tedavi yaklaşımları yapılmaktadır. Genel ifadelerin tüm hastalar için kabul görmesi ve kesin yargılar ciddi sorunlara yol açabilir. Bundan dolayıdır ki hastalarımıza ‘kendilerini takip eden hekimin kararı dışında tedavilerini hiçbir koşulda değiştirmemelerini, sağlık sorunlarını mutlaka hekimlerine danışmalarını’ kesinlikle tavsiye ediyoruz.” diye belirtti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir Serkan Zengin ortaokullarda oluşturulabilecek hazırlık sınıflarının yararları hakkında konuştu Eskişehir’de bulunan Eskişehir Çağfen Koleji’nin Temsilcisi Kurucu Temsilcisi Serkan Zengin, hazırlık sınıflarının ortaokullarda oluşturulmasının öğrencinin yabancı dil öğrenimine katkıda bulunacağını söyledi. Eskişehir Çağfen Koleji Kurucu Temsilcisi Serkan Zengin, yabancı dil öğreniminin önemine değindi. Ortaokullarda ve ilkokullarda yabancı dil eğitiminin çok az anaokullarında ise çok az olduğunu belirten Zengin, küçük yaşta yabancı dilin daha kolay öğrenildiğine dikkat çekti. Yabancı dil öğrenme probleminin çözülmesi halinde ortaokullara hazırlık sınıflarını yeniden getirilebileceğini de aktaran Serkan Zengin, böylece 6,7,8’inci sınıfları ise akademik derslerin üzerinde yoğunlaşabileceğini aktardı. “Yabancı dil hazırlık sınıflarını tekrar geri getirerek çözebiliriz” Yabancı dil eğitimi hakkında konuşan Eskişehir Çağfen Koleji Temsilcisi Kurucu Temsilcisi Serkan Zengin, “Türkiye’nin bu arada eğitimde kanayan yaralarından biri yabancı dil eğitimi. Türkiye’de gramer öğretiliyor ama speaking dediğimiz veya bunu communication dediğimiz iletişim haline getirmek ve bir beceri haline getirmek ne yazık ki mümkün olmuyor. Bunun ana nedenlerinden bir tanesi yabancı dil saatiyle alakalı. Çünkü ilkokulda ders sayısı çok az, anaokulunda neredeyse yok, ortaokuldaki ders çok az. Son çıkan karar bu arada bana göre çok doğru bir söylem. Türkiye’de ortaokulda yabancı dil ağırlıklı hazırlık sınıfları oluşturulma durumu var. Eğer dili çözersek bence yabancı dil hazırlık sınıflarını tekrar geri getirerek çözebiliriz. Hele bir de bunu ortaokulda yaparsak öğrenci lisedeki o üniversiteye hazırlanma kafasından, o temposundan daha önce ortaokulla bunu çözebilir. Hele ki bir de müfredatın hafifletilmesi de söz konusu. Böyle bir durumda 5. sınıfı yabancı dil hazırlık sınıfı yapıp 6,7,8’i akademik derslerle ilgili yoğunlaştırılmış hale getirmek ortaokulda hem yabancı dilin çözülmesini sağlar hem müfredatın hafifletilmesinden kaynaklı. Öğrencilerin ortaokula karşı olan ön yargısını giderir ve severek isteyerek devam etmesini sağlar” dedi. “Bir dilin yerleşmesi 6 yaşa kadar mümkündür” Yabancı dil eğitiminin anaokulundan başlaması gerektiğini belirten Serkan Zengin, “Normalde bunun anaokulunda yapılması lazım. Çünkü dil öğrenme merkezine bir dilin yerleşmesi 6 yaşa kadar mümkündür ama Türkiye’deki coğrafi büyük insan fazlalığı, öğrenci fazlalığı ve aynı zamanda bölgeler arasındaki kültürel beklenti farklılıkları, bunun anaokulunda şu an yapılması mümkün kılmamaktadır. Bu sebeple yapılacak en doğru yer Türkiye’de 5. sınıflardır. Ama buna pedagojik Olarak hangi yaş durumunda doğru derseniz eğer anaokulunda doğrudur” ifadelerini kullandı.
İstanbul Rekor büyüme: En çok bilet satan şirket oldu Biletinial, 2024 yılının ilk çeyrek dönemi için etkinlik biletleme sektörüne ilişkin verilerini açıkladı. Şirket, ilk çeyrekte ana faaliyet alanlarını kapsayan bilet satışlarında bir önceki yılın aynı dönemine göre 4 katı büyüme elde ederek, bu satış rakamlarıyla Türkiye’nin "en fazla tiyatro, sinema ve opera-bale bileti satan şirketi" unvanını da korumuş oldu. Türkiye’nin teknoloji odaklı ve kapsayıcılığı en geniş etkinlik biletleme platformu Biletinial, 2024 yılı ilk çeyrek dönemi büyüme oranlarını açıkladı. 2024 yılına yeni yatırım ve açılımlarla giren Biletinial, bunun sonuçlarını ilk çeyrekte almaya başladı. Kor faaliyet alanları olan etkinlik, eğitim, etkinlik, müzik, opera-bale ve tiyatroda bir önceki yılın aynı dönemine göre 4 katı bilet satan Biletinial, 2023 yılını ise bir önceki yıla göre 2 katı büyüme ile kapatmıştı. Satışlarda ilk 10 şehri İstanbul Avrupa, Ankara, İstanbul Anadolu, Bursa, İzmir, Antalya, Eskişehir, Manisa, Gaziantep ve Kocaeli aldı. Biletinial’ın Türkiye’deki sinema salonlarının yüzde 60’ına, tiyatro salonlarının ise yüzde 80’ine hizmet verdiğini kaydeden Biletinial CEO’su Ulaş Uslu, "2024 yılının ilk çeyreğinde rekor büyümeye imza attık. Sürekli artan hizmet kalitemiz ve kapsayıcılığımız, hizmet verdiğimiz müşterilerimiz için açtığımız yeni büyüme alanları ve artan işbirliklerimiz bize bu başarıyı getirdi. Bunun arka planında müşterilerimizin ihtiyaçlarını önceden belirleyip, bu ihtiyaçlara yönelik çözümler geliştirip yatırım yapmamız var" dedi. 2024’ün yeni proje ve işbirlikleri Biletinal’ın yılın ilk 3 aylık döneminde pek çok ilke imza attığına da dikkat çeken Uslu, yorum ve reyting uygulamasının da bu projelerden biri olduğunun altını çizdi. Uslu, "Tiyatro ve sinema alanında tamamen müşteri odaklı bir proje geliştirerek www.biletinial.com adresi üzerinde satılan tüm etkinlikler için yorum ve rating uygulaması başlattık. Uygulamamız ile her etkinlik sonunda müşterilere SMS ile gönderdiğimiz kişiye özel link ile görüşlerini sorduk. Gelen yorumlar tamamen şeffaf bir şekilde sitede ve iş ortaklarının panelinde yayınlanıyor. Devreye alındığı günden bugüne kadarki 2 aylık kısa dönemde 200 bine yaklaşan yorum, gerçekten etkinliğe katılan izleyicilerden toplandı. Uygulamamız ile seyirciler ilgilendiği film, oyun, stand up gösterisi ya da konser hakkında birebir ve bağımsız görüşleri önceden edinip tercihini buna göre yapabiliyor. Yorum uygulamasında dikkat çeken bir özellik de üniversitelerin tiyatro eleştirmenliği bölümlerinde lisans ve yüksek lisans yapan gençlerle oluşturulan ’genç yazar’ ekibi. Geleceğin profesyonel tiyatro eleştirmenleri olacak genç yazarlar, oyunlar izleyip web sitemizde yorum ve analizlerini yayımlayabiliyor" diye konuştu. Youtube Kanalı Biletinal Artı yayına başladı Biletinial, tiyatro ve sinema alanındaki özgün içerikleri paylaşmak üzere YouTube kanalı Biletinial Artı kanalını da hayata geçirdi. Biletinial Artı, tiyatro ve sinema sanatçılarının konuk olarak katıldığı programlarla hem güncel hem zamansız sanat sohbetlerinin yeni adresi olacak.