EKONOMİ - 09 Şubat 2025 Pazar 12:01

Azimli anne devlet desteği ile açtığı marketi işletip bebeğini reyonlar arasında büyüttü

A
A
A

Eskişehir’de yaşayan Demet Yüksel, Küçük Ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme Ve Destekleme İdaresi Başkanlığı (KOSGEB) ve eşinden aldığı destekle, sigortalı işinden ayrılıp market açtı. Hem 10 aylık bebeğine bakan hem de market işleten Yüksel, çevresine örnek oluyor.

Eskişehir’de yaşayan 30 yaşındaki Demet Yüksel, fabrikada çalıştığı işinden ayrılıp bir market açıp, ticarete atılmak istediğini eşi Ertuğrul Yüksel’e iletti. Eşinin bu girişimini hiç düşünmeden destekleyen Ertuğrul Yüksel, araştırmalara başladı. 71 Evler Mahallesi Dedeoğlu Sokak’ta boş bir dükkan bulan Yüksel çifti, burayı tutarak 10 aylık oğullarının Göktürk Han adını verdi. KOSGEB’den aldıkları destek sayesinde marketlerini daha rahat bir biçimde kuran Demet Yüksel, hem 10 aylık bebeğine baktı hem de dükkânını işletti. Rafların arasında Göktürk Han isimli çocuğunu büyüten anne yaklaşık 1 buçuk yıldır marketini işletiyor. Fabrikadan arta kalan zamanlarında eşine yardım eden Ertuğrul Yüksel’de sigortalı işinden ayrılıp eşiyle birlikte dükkânlarını işletiyor. Devletten aldığı destekle market açan kadın girişimci bu konuda tüm kadınları cesaretli olmaya davet etti.

"Şu an dükkanda birlikte duruyoruz, aile olarak"

Aldığı destek, eşinin tutumu ve hem çocuğuna baktığını hem de dükkanı işlettiğini ifade eden Demet Yüksel şöyle konuştu;

"Bu küçük işletmeyi açarak kendi ayaklarımın üstünde durmaya çalışıyorum. Kendi çabalarımla ve eşimin ve ailemin desteğiyle bu şekilde çalışmalara devam ediyoruz. Daha önce özel sektörde çalışıyordum zaten, çocuğum olduktan sonra da çocuğumu başkasına bırakmak istemedim, kendim bakmak istedim. Bu şekilde aslında imalat olarak düşündük ama çocuğum küçük olduğu için imalata yönelemedik. Bu şekilde bir dükkan açarak çalışmaya karar verdik. Şimdi oğlum, ben, eşim, annem, babam arada yardıma geliyorlar, o şekilde ilerleyip gidiyoruz. Ben istediğim için eşim de destek verdi, ’yaparız’ dedi. O şekilde açtık, bir itirazda bulunmadı. ’Sen istiyorsan yaparız’ dedi. Kendisi özel fabrikada çalışmaya devam etti, hem maddi hem manevi belli bir süre o şekilde destek sağladı. Ondan sonra da yanımıza geldi, şu an dükkanda birlikte duruyoruz aile olarak. KOSGEB’den destek aldık. O şekilde dükkanı açtım, onun üstüne ufak tefek de olsa desteklerimiz devam ediyor. Bütün kadınlara da öneriyorum, devletimize de sadece üretim imalatı olarak değil, bu şekilde dükkanlarda daha çok destek sağlamasını isterim. Herkes çocukla çok zor diyor çünkü açtığımızda çocuğum 10 aylıktı. Benim şu an 2 yaşına girdi. 10 aylık olduğu için yürümeyi, dükkanda her şeyi dükkanda öğrendi. O yüzden biraz zor oluyor, herkesin tepkisi de bu yönde, ’Çocukla çok zor oluyor’ diye. Ama çok şükür altından kalkıyoruz. 10 aylıkken de dükkandaydı zaten. Dükkanımızın adı da oğlumun adı, oğlum geldi bize bu şekilde bir şey getirdi."

Azimli anne devlet desteği ile açtığı marketi işletip bebeğini reyonlar arasında büyüttü

"Bizim Türk kadınları güçlü, yeri geldi cepheye mermi taşıdı"

Eşine verdiği destekten bahseden Ertuğrul Yüksel Türk kadının neleri başarabileceğinden bahsetti. Kendisi de eşi gibi işin bırakıp marketti işletmeye başlayan Ertuğrul Yüksel, "Özel sektörde çalışıyordum. Eşim böyle bir girişimde bulundu, genç kadın girişimci olarak KOSGEB desteğiyle böyle bir şey yapmaya karar verdi. Ben de güvendim, ‘Sonuna kadar destekçinim, arkandayım. ’Her konuda da yardımcı olurum’ dedim. Bu süreçte destek ve eğitimler aldı. Bayağı bir girişimde bulundu, mücadele verdi. O ara küçük bebeğimiz vardı. Aşağı yukarı 10 aylıktı. ‘Bebek küçük, biraz büyütelim’ dedik ama o, ’Ben bu şekilde bu mücadeleye devam edeceğim, bir kere çıktım. Ben başarmadan hiç bırakmam’ dedi. Kafaya taktığını yapıyor, sonuna kadar. Tabii ki devlet desteği olduğu için yola çıktık. Bizim Türk kadınları güçlü, yeri geldi cepheye mermi taşıdı, yeri geldi cephede savaştı, hani pilotlarımız var, kadın pilotlarımız. Hani kadın güçlü yani, hani o şekilde evde oturmak olmuyor yani. Bizim Türk kadınlarına kendi işimiz olunca daha çok sarılıyoruz, daha çok uzun süre çalışıyoruz. İşte saatimiz uzun olduğu için uzun süre çalıştığımız için biraz da tabii kazancımız yükseldi. Bu sayede özel sektörden biraz daha iyi kazanmaya başladık. Tabii ki yeni açtık, şu anda gün gün kazancımız artıyor" dedi.

Bahadır Turgut - Emir Erten

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kocaeli Denizciler Caddesi’nde altyapı çalışmalarının yüzde 55’i tamamlandı Kocaeli Büyükşehir Belediyesi İSU Genel Müdürlüğü, Derince Denizciler Caddesi’nde sürdürdüğü altyapı çalışmalarının yüzde 55’ini bitirdi. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi İSU Genel Müdürlüğü, Derince Denizciler Caddesi ile çevre cadde ve sokaklarda kullanım ömrünü tamamlayan ve artan nüfusun ihtiyaçlarını karşılamakta yetersiz kalan hatları kapsamlı çalışmayla tamamen yeniliyor. Proje ile daha sağlıklı ve kesintisiz içme suyu sağlamak hedeflenirken, çevre dostu su yönetimiyle modern şehircilik anlayışının da hayata geçirilmesi amaçlanıyor. Derince’deki çalışmalar kapsamında 100 ile 350 mm çaplarında duktil borular kullanılarak yapılacak olan 3 bin 985 metre uzunluğundaki içme suyu hatlarının bin 234 metrelik kısmı tamamlandı. Ayrıca bin 85 metre uzunluğundaki isale hattı çalışmalarının 635 metresi tamamlandı. Bölgede devam eden kanalizasyon hattı çalışmalarında ise toplam 3 bin 929 metre inşa edilecek hattın bin 323 metresi tamamlanarak çalışmaların yüzde 55’i bitirildi. Derince’nin en hareketli caddelerinden biri olan Denizciler Caddesi’ndeki çalışmaların 19 Mayıs’a kadar tamamlanması hedefleniyor. İSU, çalışmaların tamamlanmasıyla bölgeye daha sağlıklı ve kesintisiz içme suyu sağlayarak kaliteli altyapı hatlarıyla "Altyapıda Sıfır Problem" anlayışı doğrultusunda uzun yıllar hizmet vermeye devam edecek.
Elazığ 71 yaşında aynı hoyrat aynı tutku, 27 yıl sonra seslendirdiği eser milyonlarca izlendi Elazığlı mahalli sanatçı Osman Bulut, 27 yıl önce spontane bir şekilde seslendirdiği Elazığ hoyratını, 71 yaşında yeniden yorumladı. Sosyal medyada milyonlarca kez izlenen performansı, dinleyiciler tarafından büyük beğeni topladı. Elazığ’da 1998 yılında Harput Kültür Derneği’nin düzenlediği Erkan Oğur konserine katılan Osman Bulut (71), yıllar önce söylediği hoyratı 27 yıl sonra tekrar seslendirdi. O gece salonda yankılanan ve dinleyicilerin hafızasında yer eden bu özel ezgi, yıllar sonra yeniden gündem oldu. Paylaşılan görüntü ile Bulut’un güçlü yorumu, müzikseverler için geçmişle bugün arasında duygusal bir köprü kurarken, sanatın zamansızlığını bir kez daha gözler önüne serdi. Sanatçının 27 yıl sonra yeniden seslendirdiği hoyrat, sosyal medyada büyük beğeni toplayarak, dinleyiciler tarafından milyonlarca kez izlendi. Zamana meydan okuyan sesi, Elazığ müziğinin ve kültürel mirasının ne kadar güçlü olduğunu bir kez daha kanıtlayan Bulut, hayatı boyunca Harput müziğine ve tasavvuf musikisine gönül verdiğini dile getirdi. Uzun yıllar teknisyen olarak çalıştıktan sonra emekli olan sanatçı, müzik çalışmalarına ara vermeden devam etti. 2012 yılında Kültür Bakanlığı Somut Olmayan UNESCO Dünya Mirası’na kayıt olan Bulut, burada hoyratlar, gazeller ve aşr-ı şerifler seslendirdi. " Somut Olmayan Unesco Dünya Mirası’na kayıtlı" Bugüne kadar Hafız Osman Öge, Hafız Yusuf Kavuran, Mustafa Döner ve Enver Demirbağ gibi önemli isimlerle çalışan ve müziğe olan bağlılığını anlatan Bulut, " Harputluyum, Salkaya Köyü’ndenim. 1954 doğumluyum. İlk ve ortaokul tahsilini burada yaptım. Üniversitede teknisyen olarak 25 yıl görev yaptım. Son olarak da çalıştığım hastanede emekli oldum. Halen daha musikiye devam ediyoruz. Gerek tasavvuf anlamında gerek Harput musikisi anlamında çalışmalarımıza devam ediyoruz. Aynı zamanda 2012 yılında Kültür Bakanlığı Somut Olmayan Unesco Dünya Mirası’na kayıt oldum. Orada hoyratlar, gazeller ve aşr-ı şerif okuduk. Hafız Osman Öge ve Hafız Yusuf Kavuran hocalarımdı. Mustafa Döner ve Enver Demirbağ’ın yanında bizatihi bulundum. Ancak Hafız Osman ve Yusuf hocalarımla camide iştigal olduk. Enderun müezzinliğine onlarla başladık, onları yanında o ilahileri gördüm" dedi. "Lambaları yakın, hoyratı söyleyeni göreceğim" 1998 yılında gerçekleşen konserin anısına da değinen Bulut, " 1998 yılında Fırat Üniversitesi’ne bir gün Erkan Oğur gelmişti. Arkadaşlarla birlikte gidelim dedik. Ben salonun en arkasında oturuyordum. Lambalar sönmüş ve kalabalıktı. Derken Oğur, hicaz makamında bir esere girdi ve salonda çıt yoktu. Bir tek Erkan Oğur’un bağlaması ve İsmail Demirci’nin sesi geliyordu. O sıra Oğur, ’Dernekten biri bir hoyrat okusa Gokko’ dedi. Ben de kısık bir sesle hafif ses çıkardım ama yanımdaki ’Amca oku oku’ dedi. Ben de ’Ayıp olur, adamın konserinde izinsiz okuyamam ki’ dedim. Erkan Oğur da oku deyince ben de hoyrata girdim ve okudum. Bitince de Erkan Oğur, lambaları yakın o hoyratı söyleyeni göreceğim, dedi. Beni salondaki herkes alkışladı. Oğur da konserden sonra beni kulise davet etti" diye konuştu.