GÜNDEM - 12 Temmuz 2025 Cumartesi 10:14

Eskişehirli çift 54 yıldır bütün zorlukları el ele atlatıp aşklarını ilk günkü gibi yaşıyor

A
A
A
Eskişehirli çift 54 yıldır bütün zorlukları el ele atlatıp aşklarını ilk günkü gibi yaşıyor

Eskişehir’de 1971 yılında severek dünya evine giren 74 yaşındaki Mustafa ve 68 yaşındaki Meryem Erdem çifti, evliliklerinin 54’üncü yılını her sene olduğu gibi yine coşkuyla kutladı. Üzerinde "54. yılımız kutlu olsun. Seni seviyorum" notu olan çiçeği yürüyemeyen eşine veren Mustafa Erdem, "54 yıldır gözüm ondan başkasını asla görmedi. İlk ve son aşkım. Varlıkta da yaşadık, yoklukta da ama biz birbirimizi hiç bırakmadık" dedi


Tepebaşı ilçesi kırsal Beyazaltın Mahallesi’nde yaşayan 74 yaşındaki Mustafa ve 68 yaşındaki Meryem Erdem çifti, 1971 tarihinde dünya evine girdi. Birbirlerini severek evlenen çiftin aşkları, 54 yıldır eksilmek bir yana adeta katlanarak artıyor. Birçok zorluk yaşayan fakat birbirlerine "Of" dahi demediklerini belirten Erdem çifti, 54 yılın özellikle son 20 yılında evlilik yıldönümlerini hiç atlamadan kutluyor. Her sene Eskişehir’de eşine çiçekler alıp yemeğe götüren Mustafa Erdem, ona gözü gibi bakıyor. Özellikle Meryem Erdem son yıllarda yaşadığı sağlık problemlerinden dolayı yürüyememesinden dolayı Mustafa Erdem, eşiyle daha da yakından ilgileniyor.


"54. yılımız kutlu olsun. Seni seviyorum" notlu çiçeği eşine verdi


Çift bu yıl Eskişehir’de bir et restoranında 54’üncü evlilik yıldönümlerini kutlama kararı aldı.


Mustafa Erdem, bu yıl da bir buket çiçek alıp üzerinde, "54. yılımız kutlu olsun. Seni seviyorum" notunu yazarak eşi Meryem Erdem’e verdi. Romatoid artrit hastalığı nedeniyle uzun süredir kortizon ilaçları kullanan, vücudunda kemik erimesi gelişmesi nedeniyle omurgası kırılan ve yürümekte güçlük çeken Meryem Erdem’i, eşi restoranda tekerlekli sandalye ile getirdi. Kendisi takım elbise giyen Mustafa Erdem, eşini de şık bir şekilde giydirdiği görüldü. Et restoranında romantik bir yemek yiyip 54’üncü evlilik yıldönümlerini kutlayan çift, gözyaşlarına hakim olamayıp duygu dolu anlar yaşadı. Erdem çifti yeni nesle, mutlu ve uzun evliliğin sırrı için sabrı tavsiye etti.


"En mutlu günüm, en sevdiğim gün, hiç unutamadığım bir gün"


74 yaşındaki Mustafa Erdem evlilikleri hakkında, "Severek evlendik, çocukluk aşkımdı. Hiçbir zorluk yaşamadık. İki sene nişanlı kaldık, sonra evlendik. Ailelerimiz büyük aileydi, kalabalıktık. Ben 1972’de askere gittim. O sırada altı aylık bir kızım vardı. Askerden döndüm, sonra kendi ailemizi kurduk. Annemiz, babamız vefat etti. Üç çocuğumuz oldu, biri vefat etti. Şimdi iki çocuğumuz var; bir oğlum, bir kızım. Onlar da mutlu, biz de mutluyuz. 54 yıldır Gözüm ondan başkasını asla görmedi, mümkün değil. Kalpten gelen bir şey bu. İlk aşkım, son aşkım. Sevgi, sadakat, mutluluk Varlıkta da yaşadık, yoklukta da. Özellikle eşimin sağlık durumuyla çok uğraştım. Bunu bütün millet bilir. Ama biz birbirimizi hiç bırakmadık, dayanıştık ve bu vaziyete geldik. Bir günden bir güne "Of" bile demedim hiç, asla. Bir günden bir güne kimseye elini tutturmadım, ihtiyacını kendim karşıladım. 20 senedir her yıl kutlarız, hiç atlamadık. En mutlu günüm, en sevdiğim gün, hiç unutamadığım bir gün. Ömür boyu, ölene kadar da unutmam. Tereyağlı ekmek yaparız, yağlarız, otururuz, yeriz, kutlarız. Bugünümüze bin şükür. Ne diyeyim biliyor musun? Birbirlerine sağlam güvensinler. Güven, sadakat, hizmet Birbirine karşılıklı hizmet, mutluluk. Hepsi budur. Kadın konuşursa erkek sussun, erkek konuşursa kadın sussun. Kulaklarını tıkasınlar, hiçbir şey olmaz. Böylece ömür boyu bu vaziyete gelirler. Bizim de oldu; olmadı diye bir şey yok. Yazımız da oldu, kışımız da oldu, fırtınamız da oldu. Yağmurlu günlerimiz de oldu, çiçek açan günlerimiz de. Ama biz hep mutlu olduk, sonumuzu hep mutluluğa bağladık" dedi.


"Her sene kutlarız, hiç unutmaz Allah razı olsun"


Eşinin evlilik yıldönümlerini hiç uğunmadığına değinen Meryem Erdem, "Vallahi benim için çok iyi, çok güzel bir iş. Senelerdir birbirimizin hatırını kırmadık, yıkmadık. O ne dediyse ben yaptım, ben ne dediysem o yaptı. Böyle geçinip gittik işte. Evet, her sene kutlarız. O hiç unutmaz. Allah razı olsun. Sen unutursun, o unutmaz. Ben bazen unuturum, acaba derim, belki iş olur, güç olur. Ama o her sene unutmaz. Bugün de evlilik yıldönümümüz, gideceğiz. Hani benim işimle, çocuklarımla, her şeyimle. Zamanla unutuyorsun. Tarlaya, kıra, bayıra gidiyorsun. Ama o unutmaz, yerini yapıyor. Ben belimden 4 kere ameliyat oldum. Yürümekte güçlük çektim. Bastığımdan, sırtımda platinler çıktı. Kemik erimesi dolayısıyla" diye konuştu.


"Örnek bir aile, 54’üncü yıl, nice mutlu, huzurlu yıllar diliyorum"


Restoran işletmecisi ve MÜSİAD Eskişehir Başkan Yardımcısı Aziz Karagöz ise çifti ağırlamaktan duyduğu mutluluğu şöyle anlattı;


"Meryem Teyzemiz ve Mustafa Amcamızı burada ağırlamaktan şeref ve gurur duyduk. Gerçekten örnek bir aile. 54. evlilik yıl dönümlerini kutluyorlar. Gençlere örnek olması dileğiyle. Bana da aslında bir örnek oldular. Gerçekten örnek bir aile, 54’üncü yıl, nice mutlu, huzurlu yıllar diliyorum. Tabii ki nice evlilik yıl dönümlerini burada kutlamak şartıyla. İki yıldır burada kutluyorlar, biz de bundan gurur duyuyoruz. Örnek bir aile, gençlere yol gösterecek, aile bağlarını örnek alacak bir aile. Zaten nikâh masasında sorarlar: "İyi günde, kötü günde." Bu resmi bir söz, ama aslında gönüllerin de bir yazısı. Meryem Teyzemiz ve Mustafa Amcamız örnek bir çift. İnşallah biz de onları örnek alacağız, gençlere örnek olsunlar. Biz gençler olarak diyoruz ki: Allah razı olsun, Allah razı olsun."



Eskişehirli çift 54 yıldır bütün zorlukları el ele atlatıp aşklarını ilk günkü gibi yaşıyor

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana Yaralı pelikanın yürek ısıtan dostluğu Adana’da yaralı halde bulunarak tedavi altına alınan pelikanın, kendisini tedavi eden görevliyle kurduğu bağ görenlerin içini ısıttı. Doğa Koruma ve Milli Parklar 7. Bölge Müdürlüğü’ne bağlı Adana Doğa Koruma ve Milli Parklar Müdürlüğü ekiplerince Yumurtalık ilçesindeki bir lagünde avcı kuşların saldırısıyla yaralanan pelikan bulundu. Koruma altında tutularak tedavisine başlanan pelikanın, bir hafta sonra doğaya salınmasının planlandığı belirtildi. Yaralı pelikanı hem tedavi eden hem de onunla gece gündüz ilgilenip yemeğini yediren görevli Kazım Baykurt, hayvanın avcı kuşların saldırısına uğradığını, göğüs kısmında yara bulunduğunu ifade etti. Baykurt, tedavi sürecinde pelikanla aralarında özel bir dostluk oluştuğunu söyleyerek, "Yemeğini vermem nedeniyle aramızda bir bağ oluştu. Balıkla besliyoruz, akşamları da ilaçlarını veriyorum. Bana karşı hiç saldırgan değil. Hatta sakin ve uyumlu davranıyor" dedi. Pelikanın, kendisine alıştığını belirten Baykurt, hayvanın zaman zaman başkalarına karşı temkinli davrandığını ancak kendine karşı güven duyduğunu, gün geçtikçe aralarındaki bağın daha da güçlendiği dile getirdi. Baykurt, "Bir hafta sonra doğal yaşam alanına bırakacağız. Gitmesine üzülüyorum çünkü aramızda güzel bir dostluk oluştu. Ama ne kadar alışsak da onların yeri doğa. İyileştikten sonra özgürce yaşaması için ait olduğu yere bırakacağız" diye konuştu.
Van Van’da soba başında 83 yıllık çay geleneği Van’ın İpekyolu ilçesindeki Kahvaltıcılar Sokağı’nda yer alan ve yaklaşık 83 yıllık geçmişiyle kentin hafızasında önemli bir yere sahip olan tarihi çay evi, ziyaretçilerine nostaljik bir yolculuk sunuyor. Van’da 1942 yılından bu yana hizmet veren çay evi, özellikle kış aylarında odun sobası etrafında oluşan sıcak atmosferiyle dikkat çekiyor. Sobanın üzerinde demlenen çay ve tarçının kokusu mekânı sararken, geçmişten bugüne taşınan masa, sandalye ve demlikler ise eski günleri hatırlatıyor. Sigara içilmesine izin verilmeyen ve siyasetin konuşulmadığı çay evi, huzurlu ortamıyla her kesimden ziyaretçiyi ağırlıyor. 12 bardak çayı tek seferde servis ediyor Çay evinin dikkat çeken bir diğer özelliği ise çay servisi. Tepside çay sunmayı tercih etmeyen çay evi sahibi Dolayı Usta, yaklaşık 12 bardağı aynı anda eline alarak masalara servis yapıyor. Yılların verdiği alışkanlıkla yapılan bu sunum, mekânın kendine has kültürünü ve ustalığını gözler önüne seriyor. "Bu değerin yok olmasına gönlümüz razı değil" İHA muhbirine konuşan 56 yaşındaki çay evi sahibi Dolayı Öztürk, mekânın Van kültürünü yaşatmak amacıyla korunduğunu belirtti. Kentin en eski çay evi olduğunu ifade eden Öztürk, "Tam 83 yıllık bir geçmişe sahiptir. Biz burada eskiyi canlandırmaya, yaşatmaya çalışıyoruz. Van’ın kültürünü yaşatmak istiyoruz. Büyüklerimizin geçmişte yaşadıklarını, örfünü ve adetlerini kaybetmek istemiyoruz; bu değerin yok olmasına gönlümüz razı değil. Bakıyorsunuz; sobamız eski, sandalyelerimiz eski, demliklerimiz eskidir. Hepsini geçmişe dayanarak kullanıyoruz. Çünkü diyoruz ki, büyüklerimizin örfü, adeti kaybolmasın. Bunları yaşatmaya çalışıyoruz" dedi. "Burada bir bilgi bankası oluşuyor" Bu tür kahvehanelerin dostluklarının çok farklı olduğunu dile getiren Öztürk, "Buraya gelen insanların bilgi ve birikimi çok kıymetlidir. Biz onlara adeta birer ‘kitap’ diyoruz. Çünkü aralarında büyük esnaflar, önemli bürokratlar ve iş insanları var. Hepsi bir araya geldiğinde adeta bir bilgi bankası oluşuyor. Gençler buraya geliyor ve bu insanlardan çok şey alıyor" diye konuştu. Her kesimden vatandaşı çay evinde ağırladıklarını söyleyen Öztürk, sözlerini şöyle sürdürdü: "Sigara yasaklandığı gün biz de kahvemizde yasakladık. Bu çok güzel bir uygulama oldu. Ayrıca burası siyasetin olmadığı bir ortamdır. Herkese açık bir yerdir. Her kesimden insan gelir ve herkes buradan memnun ayrılır. İnsanlar geliyor, eskiyi yad ediyor; sandalyeye, masaya, çaya bakıyor. Zaten bir tezgâh yaklaşık 84 yıl ayakta durmuşsa, bilin ki onun verdiği bir tat, bir emek vardır. Çünkü bu memleketin değerlerine sahip çıkılması gerekiyor. Eğer biz bunları yaşatmaz, sahip çıkmaz ve korumazsak, ileride hepsi yok olur." "Emekli olduktan sonra neredeyse her gün buradayım" 13 yıl önce emekli olduktan sonra hemen her gün bu çay evine geldiğini ifade eden Ferzende Olgun ise "Buraya genellikle esnaflar ve emekli olan insanlar gelir. İnsanlar burada dinlenir, sohbet eder. Biz de sürekli buradayız; gelip burada dinleniyoruz. Ben kendi adıma söyleyeyim; emekli olduktan sonra neredeyse her gün buradayım. 2013 yılında emekli oldum ve o günden bu yana hep buraya geliyorum" dedi. "Çok güzel ve nostaljik bir mekândır" 1980’li yıllardan beri aynı çay evine geldiğini söyleyen Burhan Çap da, "Burası bana hep eskiyi hatırlatıyor. Buraya geldiğimde interneti, teknolojiyi, her şeyi unutuyorum. Eski zamanlar, eski hatıralar, arkadaşlar geliyor aklıma. Öğrencilik yıllarımızda da buraya gelir, hep çay içerdik. Çayı gerçekten çok güzeldir. Burası güzel bir yer, çok güzel ve nostaljik bir mekândır" şeklinde konuştu.