SAĞLIK - 10 Mayıs 2024 Cuma 18:16

ESOGÜ’de Hemşirelik Haftası etkinliği düzenlendi

A
A
A
ESOGÜ’de Hemşirelik Haftası etkinliği düzenlendi

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bölümü’nün düzenlediği “Hemşirelerimiz Geleceğimiz: Bakımın Ekonomik Gücü” temalı 2024 Hemşirelik Haftası etkinliği, ESOGÜ Prof. Dr. Necla Özdemir Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi.


ESOGÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Emine Gümüşsoy ve Eskişehir İl Sağlık Müdürü Doç. Dr. Yaşar Bildirici’nin de katıldığı etkinlik kapsamında, ESOGÜ Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Özgül Örsal “Telesağlık Uygulamalarının Sağlık Yönetiminde Maliyete Etkisi” ve Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Fethiye Sağlık Bilimleri Fakültesi öğretim elemanı Arş. Gör. Dr. Füsun Uzgör “Bir Faydalı Model Geliştirme Süreci: Ankilozan Spondilit Hastalarının Sub Cutan Anti-TNF Tedavi Uyumunun Artırılmasına Yönelik Mobil Uygulama İçeren Cihaz” başlıklı sunumlarını gerçekleştirdi.


Hemşirelik Haftası ile ilgili olarak ESOGÜ Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Özgül Örsal şu açıklamayı yaptı:


“Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), Sağlık Bakanlığımız, Uluslararası Hemşireler Birliği (ICN) ve Türk Hemşireler Derneği’nin 2024 teması ‘Hemşirelerimiz Geleceğimiz: “Hemşirelik Bakımının Ekonomik Gücü’dür. Bu tema paralelinde tüm dünyada birçok etkinlik yürütülmektedir. DSÖ ve ICN’nin 2024 deklarasyonunda dünya çapında yaklaşık 29 milyon hemşirenin bulunduğu belirtilmektedir. DSÖ 2030 yılına kadar 4,5 milyon hemşire açığının olacağını tahmin etmektedir. Hemşirelerin sağlığın iyileştirilmesinde ve ekonomiye daha geniş katkıda bulunulmasında çok önemli bir rol oynamakta olduğunu belirten DSÖ; verimli, etkili, dayanıklı ve sürdürülebilir sağlık sistemlerine ulaşmak için tüm ülkelerin sağlığa, hemşirelere yatırım yapmalarının zorunlu olduğunu açıklamıştır. Hemşireler sadece temel bakımı sağlamakla kalmayıp aynı zamanda sağlık politikalarının şekillendirilmesinde ve birinci basamak sağlık hizmetlerinin desteklenmesinde de kritik bir rol oynamaktadır. Hemşireler acil durumlarda bakım sağlamakta ve küresel olarak sağlık sistemlerinin sürdürülebilirliğini korumaktadır. Küresel olarak sağlık ve sosyal iş gücünün yüzde 67’si kadınlardan oluşmakta, hemşirelik ve ebelik meslekleri ise kadın iş gücünün önemli bir bölümünü temsil etmektedir. Dünyadaki hemşirelerin yüzde 80’inden fazlası dünya nüfusunun yarısının yaşadığı ülkelerde çalışmakta olup, her sekiz hemşireden biri doğduğu veya eğitim aldığı ülkeden farklı bir ülkede çalışmaktadır. Hemşireler temel sağlık hizmetlerinin merkezinde yer alır ve çoğu zaman insanların gördüğü ilk ve bazen tek sağlık profesyonelidir ve onların ilk değerlendirme, bakım ve tedavisinin kalitesi hayati öneme sahiptir. Aynı zamanda kendi yerel topluluklarının bir parçasıdırlar (kültürünü, güçlü yönlerini ve zayıf noktalarını paylaşırlar) ve hastaların, ailelerin ve toplulukların ihtiyaçlarını karşılamak için etkili müdahaleleri şekillendirip sunabilirler. DSÖ’nün Hemşirelik için Küresel Stratejik Yönergeleri (SDNM) 2021-2025 aralığında hemşireliği güçlendirme çağrısında bulunmaktadır. SDNM dört politika odak alanından oluşur: Eğitim, istihdam, liderlik ve hizmet sunumu. Her alanın beş yıllık dönem için bir hedefi ifade eden bir ‘stratejik yönü’ vardır. Ayrıca iki ila dört arasında politika önceliğini içerir. Yasalaştırılıp sürdürüldüğü takdirde, bu politikalar öncelikle dört stratejik yönde ilerlemeyi destekleyebilir: 1) Toplumun sağlık ihtiyaçlarını karşılayacak yeterliliğe sahip yeterli sayıda hemşirenin eğitilmesi, 2) İş oluşturmak, göçü yönetmek ve hemşireleri en çok ihtiyaç duyulan yerlerde işe almak ve işte tutmak, 3) Sağlık ve akademik sistemlerde hemşirelik liderliğinin güçlendirilmesi, 4) Hemşirelerin hizmet sunum ortamlarına güvenli ve en iyi şekilde katkıda bulunmaları için desteklenmesini, saygı duyulmasını, korunmasını, motive edilmesini ve donatılmasını sağlamak. DSÖ daha adil ve dayanıklı bir sağlık için ve ekonomik iyileşmeyi hızlandırmak için ülkelerin sağlık iş gücünün güçlendirilmesine yönelik yatırımları sürdürmeleri ve artırmaları gerektiğini belirtmiştir. Ayrıca 2030 gündeminde tüm paydaşlar hemşirelerin sağlığı koruma ve insanları güvende tutma konusunda oynadığı kritik rolünün önemini vurgulamakta, uluslararası finans kuruluşlarının ve hayırsever yatırımlarının seferber edilmesinin anahtar rolüne dikkati çekmektedir.”



ESOGÜ’de Hemşirelik Haftası etkinliği düzenlendi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Denizli Verimli araziler balık havuzu oldu DENİZLİ (İHA) – Denizli Çameli’nde, ilçe merkezi ile Kızılkaya Mahallesi arasında tarlalar içindeki havuzlarda av yasağının bitmesiyle birlikte sazan ve yayın balığı avı yeniden başladı. Çameli ilçe merkezi ile Kızılkaya Mahallesi arasında bulunan bölgedeki verimli tarım arazileri içinde bulunan havuzlarda, av yasağının bitmesiyle birlikte sazan ve yayın balığı avı da yeniden başladı. Güzel havayı da fırsat bilen amatör balıkçılar, tarlalarda sazan ve yayın balığı yakalayabilmek için uzun uğraşlar verdi. Yıllardır bölgede oltasıyla av yapan amatör balıkçı emekli öğretmen Hüseyin Akkan, “Çameli ilçe merkezine çok yakın olan verimli tarım arazilerinin bulunduğu alan Çameli Karaman Gölü olarak ta anılıyor. Burada çocukluğumuzda dev ürünler olurdu. Buğday, mısır veya kendir gibi ürünler bolca yetiştirilirdi. Yıllar sonra burada torf madeni tespit edildi. Torf madeni iş makineleriyle alınınca burada görüldüğü şekilde havuzlar oluştu. Verimli tarım arazileri içinde oluşan bu havuzlara o zaman yayın ve sazan balığı atılmış” dedi. “Balıklar inanılmaz büyüdü” Tapulu verimli tarım arazileri içinde oluşan havuzlara atılan balıkların yıllar içinde çoğaldığını ve inanılmaz büyüdüğünü anlatan amatör balıkçı Hüseyin Akkan, “Tarlaların içindeki havuzlardaki balıklar yıllar geçince çoğaldı ve büyüdü. Biz burada tarlaların içindeki havuzlarda balık tutup lezzetlice yiyorduk. Yaklaşık olarak 5-10 senedir artık balık yeme gelmiyor. Balığa geldiğimde izleme yaptım. Balıklar yoğunları yiyerek beslendiğini gördüm. Balığın karnı tok olunca oltaya gelmiyor. Balıklar da zaten çok büyük bazen olta atmaya da korkar olduk” dedi. “Balık çok lezzetli” Verimli tarım arazileri içindeki havuzlarda yosunla beslenen balıklarla ilgili olarak ta araştırma yaptığını anlatan Akkan, ‘Bu bölgedeki balıklar ve balıkların beslenme şekilleriyle ilgili araştırma da yaptım. Suyun içindeki otlarda ve yosunlarda ‘spuruna’ diye bir madde var. Ben onun ilacını da kullanıyorum ve kas ağrılarıma çok iyi geldiğini gördüm. Ondan sonra boş kaldığım zaman hemen buraya geliyorum ve tutabildiğim kadar balığı tutuyorum ve yiyorum. Balıklar ottan beslendiği için spuruna maddesindeki o yosundan yediği için balıklar tok oluyor. O yüzden oltadaki yeme gelmiyorlar. Birde bu balıklarda omega yağı çok. Mesela korona döneminde buradan ben çok balık yedim normalde ben kalp ameliyatlıyım. Büyük ihtimalle koronayı ben bu şekilde atlattım diye tahmin ediyorum” dedi. Huzurlu zaman geçirmek isteyenleri, kafa dinlemek isteyenleri Çameli’nde tarlada balık avlama keyfi yaşamaya davet ettiğini belirten Hüseyin Akkan, şöyle konuştu: “Av yasakları da bitti. Yorgunluk atmak, kafa dinlemek için oltalarımızla buraya geliyoruz. Buraya geldiğimizde uykumuzda açılıyor. Burada şey var. Mesela angut kuşları var. Onun dışında balıkçı kuşlar geliyor. Çok değişik şeyler var. Doğal hayat bambaşka bir alem. Buradan gece Çameli’nin ışıkları ışıl ışıl görünüyor, biz fosforları oltalarımıza takıyoruz sabaha kadar burada kalıyoruz. Zaman çok güzel geçiyor. Mesela yılanlar yanımıza geliyor fareler geliyor kurbağa sesleri doğal bir müzik biz bu şekilde burada yaşamaya devam ediyoruz. Tavsiye ederim ama maalesef balık yakalamak çok zor. Biz burada amatör olarak tek olta, tek iğne ile iğnenin uçunu da ekmek takarak balık avlamaya çalışıyoruz. Kesinlikle doğal hayata saygılıyız. Doğadaki canlıların yaşamlarını sürdürebilmeleri için de avcılardan sağduyulu davranmasını bekliyoruz. Av yasağı bitti diye katliam yapmanın anlamı yok. Günden güne yaşam alanları küçülen, sayıları azalan doğal hayattaki canlıları korumamız gerekiyoruz. Onlarında yaşamaya hakkı var”
Malatya Battalgazi’de denetimler sıklaştırıldı Battalgazi Belediyesi Zabıta Müdürlüğü ekipleri, Ticaret İl Müdürlüğü ekipleriyle birlikte ilçede faaliyette bulunan zincir marketler, kafe, lokanta ve fırınlarda fiyat etiketi, reyon, yazarkasa-fiyat uyumu, fiyat listeleri ve hijyen denetimi gerçekleştirdi. Ekipler yönetmeliğe uymayan firmalara 38 adet cezai işlem uyguladı. Battalgazi Belediyesi Zabıta Müdürlüğü ekipleri, ilçe sakinlerinin huzuru, güveni ve sağlığı için birçok görev ve sorumluluğu büyük bir özveriyle üstlenerek denetimlerine ara vermeden devam ediyor. Belediye ekipleri, Ticaret Bakanlığı tarafından 1 Ocak 2024 tarihi itibarıyla yeme-içme sektöründe hizmet veren işletmelerde zorunlu hale getirilen fiyat etiketi yönetmeliği kapsamında tüketicilerin etiket ve fiyat tarifelerini görerek daha bilinçli bir şekilde alışveriş yapmasını sağlamak adına denetimlerini sıkılaştırdı. Ticaret İl Müdürlüğü ekipleri ile ortaklaşa düzenlenen denetimlerde 6502 sayılı kanunun 54’üncü maddesi gereği ilçede faaliyette bulunan zincir marketler, kafe, lokanta ve fırınlarda fiyat etiketi, reyon, yazarkasa-fiyat uyumu, fiyat listeleri ve hijyen denetimi gerçekleştirildi. Mayıs ayı boyunca yapılan denetimlerde 85 firma, 972 ürün kontrol edilerek 22 aykırı durum tespit edildi; bu tespitler neticesinde işletmelere 38 adet cezai işlem uygulandı. Ekiplerden iş yerlerine bilgilendirme İş yeri denetimlerinde yetkilileri 6502 sayılı kanunun gereklerini yerine getirmeleri konusunda uyaran ekipler, “Tüketicilerin kafe ve restoranlara girmeden önce fiyat etiketlerini görmeleri gerekiyor. Fiyatların asılı olması, en önemlisi de bu fiyatların menüyle uyuşması gerekiyor. Bunlara dikkat edelim. Fiyatların sonunda TL ibaresinin bulunması ve fiyatların en son ne zaman değiştiğinin belirtilmesi gerekiyor. İşletmelerimizin bu hususlarda dikkat etmelerini, kanuna uymalarını istiyoruz” diyerek işletme sahiplerine bilgilendirmede bulundular. Fiyat Etiketi Yönetmeliği’nde alınan karar doğrultusunda kurallara uyan esnaflara teşekkür eden Battalgazi Belediyesi Zabıta Müdürlüğü ekipleri, haftalık ve aylık rutin denetimlerin yanı sıra günlük denetimlerin de aralıksız bir şekilde devam edeceğini ve yönetmeliğe uymayan işletmelere de tebligat sonrası cezai işlem uygulanacağını bildirdi.
Bursa (Özel) Uyuşturucu tacirlerini yakalamak için polis kılıktan kılığa girdi Bursa’da polis ekipleri, uyuşturucu tacirlerini yakalamak için kılıktan kılığa girdi. Fiziki takibin yanı sıra, şüphelilere daha yakın olmak isteyen polis ekipleri kimi zaman çiçekçi, kimi zaman ise markette tezgahtar oldu. 1 kilo 226 gram uyuşturucu ele geçirilen tacirlerden 2’si tutuklanırken, 1’i ise adli kontrol şartıyla serbest kaldı. Bursa Emniyet Müdürlüğü Yıldırım İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı Suç Önleme ve Soruşturma Büro Amirliği’ne bağlı ekipler, uyuşturucu tacirlerine göz açtırmıyor. Uyuşturucu tacirlerine 2 hafta fiziki takip yapan ekipler, yaptıkları operasyon ile 3 şüpheliyi yakaladı. Yıldırım İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı Yıldırım Suç Önleme ve Soruşturma (SÖS) Büro Amirliği ekipleri, uyuşturucu satan şahıslara yönelik operasyon için düğmeye bastı. Şüphelendikleri şahısları 2 hafta takip eden ekipler, onlara daha yakın olmak için kimi zaman çiçekçi kimi zaman markette çalışan tezgahtar olarak görev yaptı. 2 hafta fiziki takip sonrası kurulan özel ekip, şüpheli C.B. (31), O.S. (24) ve R.G.’nin (22) merkez Yıldırım ilçesi Setbaşı mevkiindeki adreste ikamet ettiğini tespit etti. İkamete yapılan baskında 1 kilo 226 gram metamfetamin, 2 adet hassas terazi, 1 adet 9mm çapında ruhsatsız tabanca, 15 adet mermi, madde satışından kazanıldığı değerlendirilen bin 450 lira, 1 adet banka kartı ele geçirildi. Ayrıca, O.S.’nin yapılan UYAP sorgusunda 4 ayrı suçtan 4 yıl 2 ay kesinleşmiş hapis cezası olduğu anlaşıldı. Şüphelilerden C.B. ve O.S. tutuklanarak cezaevine gönderilirken, R.G. ise adli kontrol şartıyla serbest kaldı.