POLİTİKA - 26 Şubat 2024 Pazartesi 16:09

Kendisinden habersiz başka bir aday gösterildi, yaklaşık 250 kişi ile partisinden istifa etti

A
A
A

Eskişehir’de 2020 yılından beri Yeniden Refah Partisi Tepebaşı İlçe Başkanlığı görevini yürüten ve parti genel başkanı tarafından Tepebaşı Belediye Başkan Adayı olarak tanıtılan Emrah Altun, kendisinden ve ekibinden habersiz bir şekilde Tacettin Sarıoğlu’nun aday gösterilmesi üzerine yaklaşık 250 kişiyle birlikte partiden istifa ederek bağımsız aday oldu.

İddiaya göre, Yeniden Refah Partisi Tepebaşı İlçe Başkanlığı, parti genel başkanı Dt. Fatih Erbakan’ın elini kaldırarak Tepebaşı Belediye Başkan Adayı olarak ilan ettiği Emrah Altun’un haberi olmadan aday değişikliği yaparak Tacettin Sarıoğlu’nun adaylığını açıkladı. Altun ve ekibi, verilen kararı yerel basın kanallarında yayınlanan bir haber ile öğrendiklerini belirtti. Başta habere inanmayan Altun, bilgiyi genel merkezden teyit ettirdikten sonra il ve ilçe yönetiminden yaklaşık 250 kişiyle birlikte istifa ederek bağımsız adaylığını duyurdu. Mensubu oldukları partinin önceki dönemlerde AK Parti’de bulunmuş isimlerle çalışmasının kendilerini üzdüğünü söyleyen Altun, mahcup bırakıldıklarını ifade ederek tepki yaşanan gelişmelere gösterdi.

“Aday bizdik ve böyle bir aday değişikliğinden haberimiz yoktu”

Başından geçen süreci anlatan bağımsız Tepebaşı Belediye Başkan Adayı Emrah Altun, “24 Kasım 2024 tarihinde Ankara’da Yeniden Refah Partisi’nin genel merkezinde, genel başkanımız Dt. Fatih Erbakan tarafından aday tanıtım toplantısında belediye başkanı aday olarak tanıtıldım. Orada genel başkanımız elimizi de kaldırmak suretiyle bizim belediye başkan adayı olduğumuzu bütün Türkiye kamuoyuna ilan etti. Yeniden Refah Partisi’nin resmi sayfasında da ‘2024 Yeniden Refah Partisi büyükşehir, il, ilçe, belde, belediye başkan adaylarımız hayırlara vesile olsun’ diyor. İlk karede de biz varız. Biz burada aday olarak ilan edildik, 2 ay boyunca çalışmalarımızı sürdürdük ve sahalarda gezdik. Sürekli kendimizi belediye başkan adayı olarak tanıttık. Sokak sokak, kapı kapı gezdik. Televizyon programlarına çıktık. Sosyal medya hesaplarımızdan bir sürü çalışmalar yaptık. Yine bu şekilde sahada çalışma yaparken 30 Ocak 2024 tarihinde Eskişehir’in yerel basınına bir haber düştüğünü gördük. Bu haberin içeriğinde Tepebaşı belediye başkan adayının Tacettin Sarıoğlu olduğu yazıyordu. Tabii bu haber ilk düştüğünde biz inanmadık. Çünkü aday bizdik ve böyle bir aday değişikliğinden haberimiz yoktu. Ne bizim haberimiz vardı ne de Eskişehir’deki Yeniden Refah Partisi Teşkilatı mensubu diğer arkadaşların. Hiçbir arkadaşımıza öncesinde böyle bir haber verilmemişti” dedi.

“Şu anda yaklaşık 250 kişiyle birlikte istifamızı verdik”

İlk başta genel merkez tarafından böyle bir açıklama yapılmadığını ve bu nedenle haberlere inanmak istemediklerini dile getiren Altun, “Haber yerel basına düştükten yaklaşık 2-3 saat sonra genel merkezimiz tarafından da bu açıklama yapılınca doğru olduğunu görmüş olduk. Tabii biz ne yaptık? Eskişehir’deki bütün teşkilatımız bundan rahatsız oldu. Tepebaşı yönetimi olarak bütün arkadaşlarımızla beraber istifa ettik. İl yönetiminden de bize dahil olan arkadaşlarımız oldu. Şu anda yaklaşık 250 kişiyle birlikte Eskişehir’de Yeniden Refah Partisi’nden istifa ettik. Biz genel merkezimize ulaştık, neden böyle bir şey yapıldığını sorduk. Onlar da bize, ‘Biz olayı bu şekilde bilmiyorduk’ dediler. Benim rızamın, haberimin olduğunu biliyorlarmış. Biz bu olayın aslını anlattık, ‘yerden göğe kadar haklısınız’ denildi. Fakat sadece burada kaldı. Biz de bir yaptırım yapılmasını istedik. Tabii yaptırım yapılmadı. Seçimden sonraya bırakıldı, daha doğrusu bizi oyaladılar. Biz de bunu kabul etmedik” şeklinde konuştu.

“Bizi mahcup bıraktılar”

İstifa sonrasında bağımsız adaylıklarını açıkladıklarından bahseden Altun, konuşmasının devamında şunları söyledi:

“Türkiye genelinde böyle aday değişiklikleri oldu. Bizi en çok üzen de unutulmaya yüz tutulmuş, siyaseti bırakmış, aradan 15-20 yıl geçmiş eski AK Partilileri bizim yerimize tercih etmeleri oldu. Genel başkanımız Dt. Fatih Erbakan her çıktığı televizyon programında, ‘Bizim adaylarımızı geri çekmemiz veya değiştirmemiz mümkün değildir. Biz bu adaylarımızı kamuoyuna duyurduk, ellerini kaldırdık. Eğer bir aday çekmek gerekiyorsa AK Parti’nin çekmesi gerekiyor’ şeklinde söyledi. Bunu Eskişehir’de il başkanımız da katıldığı her basın toplantısında dile getirdi. Fakat geri çektiler, bizi mahcup bıraktılar.”

Emir Erten - Bahadır Turgut

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul DEAŞ silahlı terör örgütüne yönelik operasyonda 23 şüphelinin tutuklandığı soruşturmanın detayları ortaya çıktı İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca DEAŞ terör örgütüne yönelik operasyonlarda 23 şüphelinin tutuklandığı soruşturmanın detayları ortaya çıktı. Soruşturma kapsamında, yardım adı altında para toplanıp örgüte aktarıldığı, daha çok yabancı uyrukluların gittiği gece kulüplerine saldırmak gibi konuşmalar gerçekleştirildiği tespit edilirken, grup halinde tutuklandıklarında yapacakları ise örgütün deşifre olan tüzüğünde anlatıldı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu tarafından DEAŞ silahlı terör örgütünün faaliyetlerinin tespit edilmesine yönelik yürütülen soruşturma kapsamında, örgütün yapılanmalarından olan AHİDDER’de Mustafa Kahveci adlı kişinin etkinlikler düzenlediği tespit edildi. Yardım adı altında para toplayıp örgüte aktardıkları belirtildi Örgütün liderliğini yaptığı ve ’Mustafa Yakupoğlu’ kod adını kullandığı belirlenen şüphelinin taban kazanma amaçlı tebliğ çalışmaları yaptığı; yardım adı altında para toplayarak Suriye’de PKK/YPG terör örgütü kontrolündeki kamplara gönderdiği öğrenildi. Toplanan paraların örgüt bünyesinde faaliyet gösteren şahısların çocuklarına yönelik kullanıldığı da belirlenirken, bu eylemlere katılarak örgütle organik bağ kuran şüpheliler tespit edildi. 23 şüpheli tutuklandı Tespit edilen şüphelilerin yakalanmasına yönelik İstanbul’da 37 farklı adrese yönelik eş zamanlı operasyon düzenlendi. Düzenlenen operasyon sonucu 34 şüpheli yakalanarak gözaltına alındı. Şüpheliler, emniyetteki işlemlerinin tamamlanmasının ardından Çağlayan’da bulunan İstanbul Adalet Sarayı’na sevk edildi. 34 şüpheliden 23’ü Savcılıktaki işlemlerinin ardından çıkarıldıkları nöbetçi hakimlikçe tutuklanarak cezaevine gönderildi, 1 şüpheliye ise ev hapsi şeklinde adli kontrol tedbiri uygulandı. Ayrıca 10 şüpheli adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. "Daha çok yabancı uyrukluların gittiği gece kulüplerine saldırmak" gibi konuşmaları ortaya çıktı Öte yandan, soruşturmanın detaylarına ulaşıldı. Soruşturma kapsamında yapılan adreslerdeki aramalarda şüphelilere ait olan çok sayıda dijital materyal ele geçirildi. Yapılan incelemelerde, DEAŞ silahlı terör örgütünün yapılanmasına benzer nitelikte tüzüğe, yapılanma bilgilerinin bulunduğu dokümanlar tespit edildi. Ayrıca, şüphelilerin yazışmalarında daha çok yabancı uyrukluların gittiği gece kulüplerine saldırmak gibi konuşmaların olduğu belirlendi. 5 yıl ev ders gruplarına katılımın zorunlu olduğu belirtildi Örgütün deşifre olan tüzüğünde ise yapılanma bilgileri yer aldı. Tüzüğe göre, örgüt üyelerinin 5 evreden oluşan ve takriben 5 yıl sürmesi öngörülen ev ders gruplarına katılmanın zorunda olduğu, program dahilinde olmayan ders gruplarına katılmak veya ders grubu kurmanın yasak olduğu, kadınların çalışması içinde kısmi olarak görev alabildikleri ancak hiçbir alanda kadınlara tam yetki verilmediği kaydedildi. Grup halinde tutuklandıklarında yapacakları anlatıldı, ‘pişman’ olanın geri dönebildiği belirtildi. Örgüt tüzüğünde ayrıca, üyelerin grup halinde tutuklandıklarında başlarında sorumlu biri varsa ona itaat ettikleri, sorumlu bir kimse yoksa içlerinden uygun bir kişiyi ‘cezaevi emiri’ olarak seçtikleri, cezaevi emirinin ise içerde yaşanan gelişmeleri örgüte rapor ettiği belirtildi. Öte yandan, örgütten ayrılanların geri dönmek istediklerinde ancak ‘pişman olmak’ kaydıyla dönebileceği, örgüte ait iddianamelerin örgütün mahremi olduğu, bu sebeple iddianamelerin cezaevi emirinden izinsiz dosyada bulunmayanlarla paylaşılmadığı kaydedildi.
Diyarbakır Hevsel Bahçeleri yolu ile Fiskaya merdivenleri yenilendi Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi, UNESCO Dünya Kültür Miras Listesinde yer alan Hevsel Bahçelerine giden yolu ve tarihi Surların kesişiminde yer alan Fiskaya’da yürüttüğü merdiven bakım ve onarım çalışmalarını tamamladı. Yol Yapım Bakım ve Altyapı Koordinasyon Daire Başkanlığı, kent turizmi açısından önemli bir konuma sahip olan Yenişehir ilçesi sınırlarında kalan Hevsel Bahçeleri ve Fiskaya’daki yol ve mahalle arasındaki merdivenlerde yapım, bakım ve onarım çalışmaları gerçekleştirdi. Vatandaşların güvenliği ve konforu için kent genelinde yapım, bakım ve onarım çalışmalarını sürdüren Yol Bakım Onarım Şube Müdürlüğü, Hevsel Bahçelerine giden 150 metre uzunluğunda ve 5 metre genişliğinde olan yolu tamamlayarak hizmete sundu. Vatandaşların daha huzurlu ve konforlu bir alanda yürüyüş yapabilmeleri için Hevsel Bahçelerinde çalışma yürüttüklerini ifade eden Yol bakım-Onarım Şube Müdürü Ergün Karğı, çalışmaların aralıksız sürdüğünü belirtti. Karğı, “Hevsel Bahçelerine giden yolumuz 150 metre uzunluğunda ve 5 metre genişliğinde bir alan. Buraya 150 ton PMT dediğimiz alt temel malzemesi serildi. Üç çeşit agrega karışımdan oluşuyor bu. Aynı zamanda sıcak asfalt da 150 ton atıldı. Toplamda 750 metre karelik bir alanda çalışma yaptık burada. Hevsel Bahçelerinin hem çiftçilerimiz açısından hem de buraya gelen vatandaşlarımızın daha huzurlu, daha konforlu bir alanda yürüyüş yapabilmeleri için bu çalışmalar yapıldı” dedi. Fiskaya merdivenleri onarıldı Yenişehir ilçesi sınırlarında kalan ve tarihi Surların kesişiminde yer alan Fiskaya’daki merdivenlerin bakım ve onarım çalışmaları hakkında da bilgi veren Karğı, “Fiskaya’da bulunan 30 sokak merdivenlerimiz söz konusuydu. Bunlarda ortalama 3 bin 600 metrekarelik merdiven basamağında bir çalışma yaptık. Bunun 120 metrekarelik alanını bazalt yaptık. Geriye kalan 3 bin 480 metrekarelik alanını da bakım ve onarımdan geçirdik. Amacımız halkımıza her alanda daha konforlu daha huzurlu bir ortam oluşturmaktır” diye konuştu.
Manisa Manisa Mesir Macunu Avrupa’dan da coğrafi işaret aldı Türkiye’nin ve dünyanın en eski gelenek ve festivallerinden birine ev sahipliği yapan Manisa’nın Mesir Macunu Türkiye’nin Avrupa Birliği Coğrafi İşareti alan 28’inci ürünü oldu. Yaklaşık 3 yıllık bir sürecin ardından alınan belge sayesinde Mesir macunun ünü tüm dünyaya yayılmış olacak. Yaklaşık 3 yıllık bir sürecin ardından Avrupa Birliği Coğrafi İşaretini alan Manisa Mesir Macunu Türkiye’nin 28. coğrafi işaretli ürünü oldu. Manisa’yı Mesir’i Tanıtma ve Turizm Derneği Başkanı Ufuk Tanık, Türkiye’nin ve dünyanın en eski geleneklerinden ve festivallerinden birine ev sahipliği yapan Manisa’nın Mesir Macununun önce UNESCO tarafından 2012 yılında ’Dünyanın Somut Olmayan Kültürel Miras’ listesine alındığını, ardından derneklerinin 5 yıllık bir çalışmasının sonunda 2018 yılında Türkiye’de coğrafi işaret aldığını ve bugün itibariyle Avrupa Birliği tarafından da tescillendiğini açıkladı. Nisan ayında 484’üncüsü kutlanan Uluslararası Manisa Mesir Macunu Festivalinde 7 ton macun dağıtan Manisa’yı Mesir’i Tanıtma ve Turizm Derneğinin yıllardır süren çabaları sonunda AB tescilinin alınmasının önemine dikkat çeken Dernek Başkanı Ufuk Tanık, "Manisa Mesir macunumuzun UNESCO Somut olmayan kültürel mirasın listesine sokmuştuk. 2018 yılında da coğrafi işaretini almıştık. Bugün itibariyle Avrupa Birliği coğrafi işaret tescilini almış bulunmaktayız. Ben Manisa’mıza hayırlı uğurlu olmasını, mesir macunumuza hayırlı uğurlu olmasını diliyorum. Bu tabii bizim için çok önemli. Avrupa Birliği tescilini de aldıktan sonra bu geleneğimiz ve dolayısıyla mesir macunu ürünümüz artık tamamıyla bir şekerleme ürünü olmasının dışında gelenek ve ürünün kendisi ile birlikte tescillenmiş oldu. Avrupa Birliği’ne üye tüm ülkelerde bu almış olduğumuz belgeyle birlikte yayınlanacak ve ulaşamadığımız birçok kişiye bu şekilde de Avrupa’da da ulaşmış olacağız. Dolayısıyla hem Manisa’mıza hem Türkiye’mizin turizmine ciddi ve tanınırlığına katkı sağlayacağını düşünüyorum. Ben bu konuda destek veren uzun zamandan beri derneğimiz ve Türk Patent Enstitüsü ortak çalışmasıyla bu belgenin alınmasında katkı olan herkese teşekkür ediyorum. Manisa’mıza hayırlı uğurlu olmasını diliyorum. 3 yıla yakın bir zamandan beri çalışma yapılıyor. Biz Türkiye’deki coğrafi işaretimizi alırken de 5 yıllık bir çalışma sonucunda 2018’de tescillenmişti. Bunlar tabii ki ve Türkiye’de 28’inci Avrupa tescil belgesi alan ürün oldu mesir macunumuz. Bunlar çok önemli belgeler. Çok önemli tesciller. Her anlamda Manisa’mıza ciddi anlamda katkı sağlayacaktır diye düşünüyoruz." dedi. Mesir Macununun tarihçesi Osmanlı Padişahı Kanuni Sultan Süleyman’ın annesi Hafsa Sultan’ın hastalığına çare bulmak için Merkezefendi tarafından yapılan çalışmalar sonunda bir macun elde edilir. Bu macun; 41 çeşit baharat ve otlardan meydana gelir. Dönemin başhekimi Merkez Efendi tarafından elde edilen bu karışımın, Hafsa Sultan’ı iyileştirmesinin ardından Ayşe Hafsa Sultanın tüm halka dağıtılması isteği doğrultusunda; Manisa kent merkezinde bulunan Sultan Camii kubbesinden halka saçılır. Her yıl nisan ayında yapılan festivalin en önemli bölümü, şifa getirdiğine inanılan macunun halka saçılmasıdır. Mesir Macunu Festivali adıyla; UNESCO İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirasının Temsili Listesi’ne 2012 yılında alınmıştı. Mesir Macununun içindeki baharatlar Şifalı mesir macunu içinde yer alan 41 çeşit baharat ise şöyle: "Tarçın, karabiber, yenibahar, karanfil, çörek otu, hardal tohumu, anason, kişniş, zencefil, hibiskus, zerdeçal, Hindistan cevizi, rezene, kebabiye, sinameki, sarıhalile, vanilya, darı fülfül, kakule, havlıcan, hıyarşembe, safran, kimyon, çam sakızı, mürsafi, meyan balı, zulumba, limon kabuğu, portakal kabuğu, deve dikeni tohumu, keten tohumu, keçiboynuzu, udi hindi, ısırgan tohumu, akbiber, üzüm çekirdeği, hayıt tohumu, biberiye, funda yaprağı, melisa otu, karahalile."