GÜNDEM - 17 Kasım 2025 Pazartesi 10:34

Neşeli Günler filmi gerçek oldu: Eşinin dükkanı karşısına turşucu açtı

A
A
A

Eskişehir’de 10 yıl hayat arkadaşıyla birlikte açtıkları turşucuda çalışan, ancak bir süre önce açtıkları boşanma davası üzerine uzaklaştırma kararı nedeniyle ayrılan Çağlar Balkandere, eşi Şenay Balkandere’nin çalıştırdığı işletmenin karşısına turşu dükkanı açınca, olay Neşeli Günler filmi senaryosunu aratmadı.

Eskişehir’de yaşayan ve 10 yıllık evli Şenay (50) ve eşi Çağlar Balkandere (50) 2016 yılında birlikte Turşu Evim isimli bir işletme açtı. Kentin turistik yerlerinden olan Deliklitaş Mahallesi Değirmen Sokak üzerinde turşu satışı yapan karı-koca, el ele vererek turşu kurmaktan satışa kadar bütün işleri birlikte yapıp geçimlerini sağladı. Bölgede oldukça ünlü olan Balkandere çiftinin turşu dükkanı turistler başta olmak üzere vatandaşlarca tercih edilen bir işletme haline geldi.

Neşeli Günler filmi gerçek oldu: Eşinin dükkanı karşısına turşucu açtı

Neşeli Günler filmini aratmayan boşanma hikayesi

Fakat geçtiğimiz Ocak ayında tartışan çift boşanma kararı aldı. Çağlar Balkandere, eşinin uzaklaştırma kararı alması ve dükkanın Şenay Balkandere üzerine olmasından dolayı, yıllardır işlettiği dükkana giremedi. Çağlar Balkandere bunun üzerine eski dükkanının tam karşısına turşucu açtı. Dükkanlarının konsepti olarak seçtikleri 1978 yılı yapımı başrollerini Münir Özkul ve Adile Naşit’in paylaştığı Neşeli Günler filmindeki gibi birbirine küsen çift, rakip oldu. Neşeli Günler filmine tıpatıp benzeyen hikâyede 2 dükkan arasında da rekabet oldukça çetin. Birisi dükkanını kapatmadan diğeri kepengini indirmezken, eşler arasındaki rekabetten dolayı taraflar fiyatlarına zam dahi yapamıyor. Eskişehir turşu piyasasının altında satış yapan dükkanlar yoğun ilgi görüyor. Şenay Balkandere, kendisinin işlettiği dükkânın ismine benzeyen eşinin dükkanı için ticari dava açacağını söylerken, Çağlar Balkandere ise turşunun mutfağında çalıştığını ve asıl tarifi kendisinin bildiğini iddia etti.

Neşeli Günler filmi gerçek oldu: Eşinin dükkanı karşısına turşucu açtı

"Keşke limon ve sirkeden dolayı olsaydı"

Şenay Balkandere yaşanan durumla alakalı, "2016 yılından beri işletiyoruz. Fakat bir yıldır bazı tatsızlıklar sonucu eşimle boşanmaya karar verdik. Dolayısıyla bu süreç içerisinde eşim, benim haberim olmadan, şubeleşmiş gibi tam karşıma aynı dükkanı açınca sosyal medya da bu olay gündeme gelmesiyle ayrılık süreci ve bazı şeyler ortaya çıkmış oldu. Herkes ‘Limon mu, sirke mi; Neşeli Günleri mi anımsıyoruz?’ diye bize soru sorsalar da maalesef durum öyle değil. Keşke limon ve sirkeden dolayı olsaydı, ama bazı nedenlerden dolayı bu ayrılık başımıza geldi. Böyle bir olayın içinde bulduk kendimizi. Sosyal medyada yayınlanan videodan özellikle akşamüstü gençler falan ‘Gerçekten böyle bir yer var mı?’ diye ilgi arttı. Artık daha çok gelen giden oluyor. Bizim bu konuda hukuki süreçlerimiz devam ediyor. Çünkü haksız rekabete giriyor. Evet dükkan açmış olabilirsin, ama aynı renk aynı logo, isim benzerliği haksız rekabete girdiği için bu konudaki hukuki süreçleri ben başlattım. Artık adalete kalmış bir durumda" dedi.

Neşeli Günler filmi gerçek oldu: Eşinin dükkanı karşısına turşucu açtı

"Fiyatların altında kalıyoruz çünkü karşı taraf fiyatlara satış yapıyor"

Eşiyle rekabetin çetin geçtiğine değinen Şenay Balkandere şöyle devam etti;

"On sene kendisiyle yaşadım. Birlikte bu işi yaptık on yıl boyunca. Onun için herkes kendi lezzetini sevgisini katarak artık piyasada kendi rekabetini gösteriyor. Çünkü aynı şubeleşmişiz diye düşünerekten tabii ki karşı tarafa alışverişe giden dönen de çok oldu. Lezzetin farklı olduğunu söyleyerek dönüşler alıyoruz genelde. Maalesef bu seneye göre fiyatların çok altında kalıyoruz. Çünkü karşı taraf rekabete giriyor. Piyasada yer alabilmek kendisini tanıtabilmek için olması gerekenden düşük fiyatlara satış yapıyor, o da kendince haklıdır muhakkak, biz de normal fiyatlara çıkamıyoruz."

Neşeli Günler filmi gerçek oldu: Eşinin dükkanı karşısına turşucu açtı

"Kırmızı Başlıklı Kız’ı dinledin ama bir de Kurdu dinle bakalım"

Eşinin işlettiği dükkanın karşısına turşucu açan Çağlar Balkandere, "Karşı dükkanı biz karı koca kurmuştuk. Yani orası onların kendilerine ait değil. Burası kız kardeşimin. Bir boşanma sözünde biliyorsunuz 6284. madde var. Kadının beyanı esastır. Erkek mağdur duruma düşüyor. Bir uzaklaştırma alınca üstüne de dükkan kendisinin üstüne olduğu için otomatikman dükkandan uzaklaştırılmış oldum. Evinden uzaklaştırıyorsun. Otomatikman işinden de uzaklaştırıyorsun yani. Orası kendisinin kurduğu bir işletme değil, beraber kurduğumuz bir işletme. İsmi hiç öyle benzemiyor. Onun normal ismi Balkandere turşu evimiz. Yani turşu evim değil. Balkandere turşu evim. Yani direkt. O tabelaya yazdırmadı onu. Ruhsatta da "Balkandere Turşu Evim" diye geçiyor. Yani bu da "Eskişehir Turşu Evimiz" oldu. Şimdi gerçekleri konuşursak, Kırmızı Başlıklı Kız’ı dinledin ama bir de Kurdu dinle bakalım. Kurt neden acaba kızı ısırdı! Yani oradaki bir senaryo. Senaryo burada hemen hemen yakın bir şeye geldi. Nasıl geldi, bizim turşuyla alakamız yok. Yani turşu sirke mi, limon mu değil de bizimki aile sebeplerden bir boşanma oldu. Burası da nasip oldu. Burada başka bir firma vardı. Ben de işsiz kalınca kız kardeşim ve eşi dediler ki, "Biz sana destek olalım abi. Böyle bir yerde tekrardan devam eder misin?" Ben de ’Olur’ dedim. Burası denk geldi. Yoksa isteyerek, inat olsun diye değil. Boşalan bir dükkan vardı" ifadelerini kullandı.

Neşeli Günler filmi gerçek oldu: Eşinin dükkanı karşısına turşucu açtı

"Aileler ikiye bölünüyor"

Balkandere çiftinin komşusu olan kokoreç dükkanı işleten Emirhan Dalyan, "Bizim için zevkli oldu. Güzel günler geçiriyoruz. İki tarafta da turşu var. Gelen müşterilerden enerjik cevaplar alıyoruz, cevaplar veriyoruz, güzel sohbetler geçiyor. İki tarafta çok güzel işler yapıyor. Şenay abla bize biraz daha samimi. Onunla aramız çok güzel. O mahalleye geldiğinden beri mahallemizin havasına değişti. Eskiden yoktu buralarda. O varken artık çayımız, kahvemiz, muhabbetimiz, sohbetimiz de eksik olmuyor. Böyle bir şey olması onlar için iyi oldu mu bilmiyorum ama bizim için iyi oldu. Eğlenceli tepkisi de aynısı. ’Zeki Müren de bizi görecek mi ?’ bir usulü. Nasıl yapacaklarını, nereden alacaklarını bilmiyorlar. Aileler ikiye bölünüyor. Anne bir yerden, baba diğerinden alıyor. Lezzet testi de yapıyorlar. Güzel şeyler de çeviriyorlar" dedi.

Neşeli Günler filmi gerçek oldu: Eşinin dükkanı karşısına turşucu açtı

"Filmleri aratmayan bir görüntü var"

Eskişehir’de yaşayan ve dükkanların müşterisi olan Mehmet Ömürlü ise, "Bu iki aile ayrılıyor. Turşucuyu karşılıklı açıyorlar, işletiyorlar. Aynı filmlerdeki olayı burada gerçek hayatta yaşıyoruz. Neşeli Günler filmindeki Münir Özkul ile Adile Naşit gibi karşılıklı şey yapıyorlar. Bu rekabeti de getiriyor. Aynı bu şekilde de burada kendi hünerlerini, el becerilerini ve emeklerini sergiliyorlar. Burada aynı duyguyu biz de yaşıyoruz yani filmlerdeki şeyi. Filmleri aratmayan bir görüntü var. Bu rekabeti daha iyi şey yapıyor Neşeli Günler’i hatırlattırıyor bize" diye konuştu.

Neşeli Günler filmi gerçek oldu: Eşinin dükkanı karşısına turşucu açtı

Bahadır Turgut - Yüksel Gazi Yumlu - Eren Berk Yıldız - Yağız Alp Yatıcı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Minik eller tohumları toprakla buluşturdu Konyaaltı Belediyesi’nin halka kazandırdığı 5’inci kreş olan Doğa Çocuk Enstitüsü’nde yer alan serada ’Sebze Ekimi Etkinliği’ gerçekleştirildi. Minikler, etkinlik için hazırlanan tohumları toprakla buluşturdu. Konyaaltı Belediye Başkanı Cem Kotan’ın, Konyaaltı’ndaki kreş sayısını iki katına çıkarma sözünün ardından açılan ilk kreş olan Doğa Çocuk Enstitüsü’nde eğitim ve etkinlikler devam ediyor. Doğayla iç içe bir ortamda eğitimlerini sürdüren çocuklar için, kreş içerisinde yer alan serada ’Sebze Ekimi Etkinliği’ gerçekleştirildi. Etkinlikte ilk olarak Eric Carle’ın ’Minik Tohum’ adlı kitabında tohumları tanıttığı kısım okundu. Ardından sevgi treni oluşturan çocuklar seraya geçerek kazma küreklerle toprağı hazırladı. Minikler öğretmenleri eşliğinde hazırladıkları toprağa roka, tere, maydanoz ve ıspanak ekip sebzeleri toprakla buluşturdu. Etkinlik boyunca keyifli vakit geçiren çocuklar, tohumları toprakla buluşturmanın tadını çıkardı. Konyaaltı Belediyesi Kreş Müdürlüğü’nden edinilen bilgiye göre, bu tür etkinliklerin çocukların gelişimi için planlanmaya devam edeceği aktarıldı. Kotan: "Çocuklarımız eğitimi en doğal ortamda görüyorlar" Konyaaltı Belediyesi kreşlerinde eğitimle birlikte çocuklara üretmenin önemini de aktardıklarını vurgulayan Konyaaltı Belediye Başkanı Cem Kotan, "Kreşlerimizde verdiğimiz eğitimin kalitesini her zaman en üst seviyede tutuyoruz. İlçemize kazandırdığımız 5’inci kreşimizde çocuklar doğayla iç içe bir eğitim görüyor. Minikler burada toprakla buluşuyor. Çamurla oynuyor. Tamamen doğal bir ortam var. Kreşimizin içerisinde bir de seramız mevcut. Bu serada minikler üretmeyi öğreniyor. Gerçekleştirdiğimiz sebze ekimi etkinliğiyle, çocuklarımıza üretmenin ne kadar önemli olduğunu küçük yaşta göstermiş olduk. Miniklerimiz, sebzeleri toprakla buluşturdu. Hepsinin eline sağlık. Onları çok seviyoruz" ifadelerini kullandı. "Doğa Çocuk Enstitüsü’nde birçok etkinlik yapılıyor" Konyaaltı Belediyesi Kreş Öğretmeni Güleray Erçiftçi, "Çocuklarımız Eric Carle’ın muhteşem eserlerinden biri olan ‘Minik Tohum’un yolculuğuna çıktılar. Minik Tohum’un maceralarına tanıklık ederek, kahvaltı tabaklarımızı süsleyecek olan roka, tere ve maydanozları toprakla buluşturdular. Ardından mutfaklarımızın vazgeçilmezlerinden ıspanakları toprakla buluşturdular" dedi. Doğa Çocuk Enstitüsü’nde gerçekleştirilen etkinliklere değinen Erçiftçi, "Çocuklarımızın doğayla bağlantı kurdukları pek çok etkinlik yapıyoruz. Serbest oyun alanlarımızdaki yapı inşa oyunlarıyla, çamur mutfağımızda hazırladıkları yiyeceklerle hem doğayla bağlantı kuruyorlar hem de kendilerini gerçekleştirme basamaklarının aslında en kıymetli alanında görüyorlar. Velilerimiz çok mutlular. Çünkü kendilerine her akşam eve topraklanmış, toprak ve çamurla birlikte oyunlar oynayan çocuklar teslim ediyoruz" diye konuştu.
Muğla Prof. Dr. Türkan Saylan konser ve söyleşiyle anıldı Prof. Dr. Türkan Saylan, adını taşıdığı Menteşe Türkan Saylan Çağdaş Yaşam Merkezinde gerçekleştirilen anma etkinliği, ‘Bir kadın değişir, dünya değişir’ sloganıyla düzenlendi. Anma programı, senfoni orkestrası ve söyleşiyle devam etti. Söyleşinin moderatörlüğünü Menteşe Belediye Başkanı Gonca Köksal Aras üstlendi. Etkinlik, Muğla Büyükşehir Belediyesi ile Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği iş birliğinde gerçekleştirildi. Prof. Dr. Türkan Saylan, özellikle cüzzam hastalığının araştırılması ve tedavisine yönelik çalışmalarıyla tanınmış; uzun yıllar İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Dermatoloji Anabilim Dalında görev yaparak hem tıp dünyasına hem de toplumsal hayata önemli katkılar sunmuştur. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Muğla Şube Başkanı Leyla Ural, Prof. Dr. Türkan Saylan’ı Türkiye’nin en önemli kadın rol modellerinden biri olarak tanımladı. Saylan’la hayattayken tanışma fırsatı bulduğunu ifade eden Ural, "Alçakgönüllülüğü, insan sevgisi ve hoşgörüsüyle çok özel bir insandı. Dernek olarak onun felsefesini yaşatıyor, çocuklara yalnızca maddi destek değil, kişisel gelişimlerine katkı sunacak çalışmalar yürütüyoruz. Büyükşehir Belediyesi ile gerçekleştirdiğimiz ortak çalışmalar için Başkanımız Ahmet Aras’a teşekkür ediyorum" dedi. Menteşe Belediye Başkanı Gonca Köksal Aras, anma etkinliğinde yaptığı konuşmada, "O, yaşamı boyunca toplumda var olan önyargılara, ayrımcı bakış açılarına, eşitsizliğe ve haksızlıklara karşı kararlılıkla mücadele etti. Bilimi, eğitimi ve insan haklarını rehber edinerek, özellikle kadınların ve kız çocuklarının toplumsal hayatta eşit şartlarda yer alması için öncü bir duruş sergiledi" dedi. Kıyı Ege Belediyeler Birliği ve Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, Prof. Dr. Türkan Saylan’ı anma programında yaptığı konuşmada, Saylan’ın Cumhuriyet değerlerini ve çağdaş yaşam anlayışını topluma miras bırakan öncü bir isim olduğunu vurguladı. Başkan Aras, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği ve vakfının bu anlayışın kurumsal karşılığı olduğunu belirterek, "Çağdaş yaşamdan kastımız, Atatürk’ün bize gösterdiği ufku anlamaktır. Bu; insanların onurlu, eşit, refah içinde ve hiçbir ayrımcılığa tabi tutulmadan modern bir ülkede yaşamasıdır. Atatürk’ün ‘muasır medeniyet seviyesi’ olarak tarif ettiği hedef budur" ifadelerini kullandı. Konuşmasında Muğla Büyükşehir Belediyesi’nin eğitim alanındaki çalışmalarına da değinen Başkan Aras, "Göreve geldiğimizde kent genelinde yalnızca 2 kreş vardı. Bugün 7 kreşe ulaştık. Kısa sürede bu sayıyı 18’e çıkaracağız. Son 1,5 yılda 5 yeni kreşi hizmete açtık" dedi.