SAĞLIK - 11 Temmuz 2024 Perşembe 14:29

Özel Ümit Hastanesi’nde hacamat tedavisi

A
A
A
Özel Ümit Hastanesi’nde hacamat tedavisi

GETAT ünitesi açılan Özel Ümit Hastanesi Tıp Merkezi’nde, hacamat tedavisi yapılacak.


Eskişehir Özel Ümit Hastanesi Tıp Merkezi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzm. Dr. Semiha Ülkü Gül hacamat tedavisine ilişkin önemli bilgiler paylaştı. Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları anlamına gelen GETAT ünitesinin Sağlık Bakanlığı ve sağlık müdürlüğünün onayı ile faaliyete geçtiğini aktaran Dr. Gül, “Hacamat çok eski çağlardan bu yana uygulanan geleneksel bir tedavi yöntemi ve günümüzde yapılan bilimsel çalışmalarla da etkinliği kanıtlandı ve Sağlık Bakanlığı da eğitim programları açarak hekimlere bu alanda eğitim vermeye başladı ve böylece sadece bu konuda eğitim almış sertifikalı doktorların bu uygulamaları yapabilmesi sağlandı.” şeklinde konuştu.



Yaş kupa, kuru kupa


Hacamatın; yaş kupa ve kuru kupa olarak ikiye ayrıldığını ifade eden Özel Ümit Hastanesi Tıp Merkezi doktoru Semiha Ülkü Gül; kuru kupada sadece ağrılı bölgedeki kan toplanır, bir dolaşım arttırma ve ağrı kesici etki olur, kesi işlemi yapılmaz, çocuklarda daha çok bu tercih edilebilir veya kan almanın riskli olacağı kişilerde bu yöntem tercih edilebilir, yaş kupada ise kan alma vardır, bu yöntemde amaç; toksinlerin biriktiği kandaki seröz kısmı almaktır.” dedi. Yöntemin nasıl uygulandığı hakkında bilgi veren Dr. Gül, şunları söyledi:


“Kupa yapıldıktan sonra o bölgeye çok ince kesiler yapılır, bu çizgilerle önce bir miktar kan alınır atılır, sonrasında beyaz sarı karışık bir sıvı gelir bu; toksinlerin olduğu bir sıvıdır ve önemli olan bu sıvının alınmasıdır. Böylece gerçek hacamat olur.”



Ay, vücudumuzu da etkiliyor


Ayın insan vücudu üstünde bir çekim kuvveti olduğunu anlatan Dr. Gül, “Ay nasıl dünya ve yeryüzündeki suları etkiliyorsa yüzde 65- 75 kadarı su olan vücudumuzu da etkiler. Özellikle toksinler sırt bölgesinde toplanır hacamatın etkisi de bu toksinleri atmak.” diye konuştu. Hacamatın pek çok faydası olduğuna dikkat çeken Dr. Gül, bu faydaları söyle açıkladı:


“Hacamat yapılan bölgedeki kan dolaşımını arttırır, o bölge oksijenlenir, detoks etkisi oluşturur. Vücutta bir onarım mekanizmasını hareket geçirerek ağrıyı azaltır ve bağışıklığı da güçlendirir. Genelde yılda 3,4 kez yapılabilir. Belli bölgelerdeki rahatsızlıklar için ise ayda 1 kez yapılabilir, 4-5 uygulama o bölgenin rahatlamasını sağlar. Hacamat tamamlayıcı bir tedavidir, ağrıların bir süre rahatlatılmasını sağlar.”



Merdiven altı hacamat uygulamalarına dikkat


Uzm. Dr. Semiha Ülkü Gül, evlerde bilinçsiz kişilerce yapılan hacamat uygulamalarının risklerine dikkat çekerek, şunları söyledi:


“Evlerde merdiven altı yerlerde bu işlemlerin yapılması çok riskli, eğer steril olmayan bir ortamda ve jiletlerle yapılırsa enfeksiyon riski vardır. Kupa çok uzun süre tutulursa dolaşım bozukluğuna neden olarak kabarma şeklinde cilt reaksiyonlarına yol açabilir. Enfeksiyon, hepatit kapma riski vardır, çok derin kesilerde belirgin izler kalabilir, bu nedenle Sağlık Bakanlığı bu tür uygulamaların sadece denetleyebileceği hastanelerde steril şartlarda yapılmasına izin verdi. Bizim hacamat işlemlerimizde; tek kullanımlık ameliyatlarda kullanılan bisturilerle çok ince kesiler yapılır. Çünkü çok batırarak derin kesiler yapılırsa rahatsız edici olur ve kesiler iz bırakabilir. Kesi yapılmadan önce kupa yapılan bölge uyuştuğu için de kişi ince kesilerin ağrılarını çok hissetmez.”



Daha rahat kilo vermeyi sağlar


Kanama bozukluğu olanlara, kumadin gibi kan sulandırıcı kullananlara, çok yaşlı ve yeni doğanlara hacamat yapılmaması gerektiğini ifade eden Dr. Gül, hacamatın uygulama alanlarını şöyle sıraladı:


“Yaygın kas ağrısı olan, halsizlik hisseden, alerjik kişiler, migren ağrısı olanlar, yaygın sırt ağrısı olanlarda bu yöntem kullanılır. Fıtık gibi sorunlarda da ağrıların rahatlaması konusunda yardımcı olur, fıtığı küçültmez. Diyette de detoks sağladığı için fayda sağlar, kilo vermede tıkanan kişiler, detoks ve dolaşım sağlandığı için bağışıklığı güçlendiği için daha rahat kilo verir.”



Hacamat öncesi ve sonrasında neler yapılmalı


Hacamatın belli uygulama dönemleri olduğuna dikkat çeken Rehabilitasyon Uzm. Dr. Semiha Ülkü Gül, “Hacamat; hicri takvime göre ayın ikinci yarısında yapılır, yani ayın dolunaydan sonra küçülmeye başladığı dönemlerde daha çok yapılır.” diye konuştu.


Hacamat öncesinde ve sonrasında dikkat edilmesi gerekenleri anlatan Dr. Gül sözlerini şöyle tamamladı:


“Hacamat öncesi hastalara 48 saatlik bir diyet öneriyoruz; protein içermeyen, hayvansal gıda içermeyen bir beslenme bu. Bir de hacamat işlemine 3 saatlik bir açlıkla gelmelerini istiyoruz. Bedeni yorduğu için 1 gün öncesinde cinsel ilişki olmamalı. Hacamat sonrasında ilk 24 saat banyo yapılmaz, kesi yapıldığı için bu bölgeler ıslatılmaz. Bir iki saat yemek yememek daha uygundur. Kişide hafif bir uyku hali olabilir, imkan varsa 1,2 saat dinlenilebilir ancak günlük yaşamına hemen de dönebilir. Kesiden sonra kantaron yağı sürülerek steril bezlerle kapatılır, 1 gün boyunca hayvansal gıdalar tüketmemelidir. Hacamat sonrası kişide 1 hafta sonrasında bu kesiler iyileşir, ağrı yapmaz ama dolaşım arttığı için hafif bir kaşıntı hissi olabilir.”


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir 571 genç komando göreve hazır: Orgeneral Ali Çardakcı’dan mezuniyet töreninde "Gönül Coğrafyası" vurgusu Jandarma Genel Komutanlığı’nın en zorlu eğitim merkezlerinden biri olan Foça Jandarma Komando Okul Komutanlığı, tarihi günlerinden birine daha ev sahipliği yaptı. 16 hafta süren ve çelikten bir disiplinle icra edilen 59/33’üncü Dönem Subay Komando Temel/Komando Ağırlıklı Terörle Mücadele Harekatı (TMH) Kursu, düzenlenen görkemli törenle sona erdi. 16 haftalık zorlu eğitim tamamlandı 8 Eylül 2025 tarihinde başlayan ve kursiyerlerin fiziksel ile zihinsel sınırlarını zorlayan 16 haftalık eğitim sürecini 571 kursiyer başarıyla tamamladı. Komandolar bu süreçte; uzun süreli yorgunluk ve uykusuzluğa dayanıklılık, stres altında doğru karar verme, silah ve teçhizatını en üst seviyede kullanma ve 40 kilometrelik zorlu intikallerin ardından operasyonel kabiliyetini koruma gibi üst düzey eğitimlerden geçerek uzmanlaştı. İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan törende, dönem birincisi Jandarma Teğmen Yunus Emre Türkoğlu bir konuşma gerçekleştirdi. Türkoğlu’nun hitabının sonunda gür bir sesle başlattığı "And içeriz ki" nidası, salondaki tüm komandoların eşliğiyle yankılandı. Yemin töreninin ardından Teğmen Türkoğlu, dönem plaketini şeref kütüğüne çaktı. Dereceye giren komandolara ödül takdimi Törene katılarak komandoların heyecanına ortak olan Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Ali Çardakcı, başarılı personeli tek tek ödüllendirdi. Tören kapsamında; Komando Okulu’nu ilk üç sırada (1, 2 ve 3’üncü) bitiren subaylara, kadın subaylar arasında birinci olan kadın kursiyere ve kursa katılan 12 Azerbaycanlı öğrenci arasından birinci olan kursiyere hediye ve takdirnameleri bizzat Orgeneral Çardakcı tarafından takdim edildi. Ödül töreninin ardından Orgeneral Çardakcı, kürsüye gelerek mezunlara hitap etti. Orgeneral Ali Çardakcı: "Sorumluluk omuzlarınızdadır" Orgeneral Çardakcı, komandolara yüklendikleri tarihi sorumluluğu hatırlatarak şöyle konuştu: "Milletimizin huzur ve güvenliğini sağlama sorumluluğu sizlerin omuzlarındadır. Türkiye’nin gücü yalnızca sınırlarıyla ölçülemez. Bizler binlerce yıllık bir medeniyetin mirasçıları, nerede bir mazlum varsa umut taşıyan bir milletin evlatlarıyız. Sayın Cumhurbaşkanımızın ifade ettiği gibi; Türkiye sadece Türkiye’den ibaret değildir. Türkiye gönül coğrafyasında yaşayan 100 milyonların sesidir. Bu anlayış bizleri güçlü olmanın ilerisinde adil, kararlı ve sorumlu olmayı da emretmektedir." Konuşmasında aziz şehitleri ve gazileri de yad eden Çardakcı, "Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları başta olmak üzere kanları ile bu toprakları vatan kılan kahraman şehitlerimize Allah’tan rahmet; fedakarlık ve cesaretleri ile bedel ödeyerek bize bu huzurlu vatanı emanet eden gazilerimizi şükran ve hürmetle anıyoruz" ifadelerini kullandı. Komando andı ve dualarla uğurlandılar Orgeneral Çardakcı’nın konuşmasının ardından tüm salondaki komandolar hep bir ağızdan Geleneksel Komando Andı’nı okudu. Tören, kursiyerlerin ve katılımcıların hep birlikte ettiği duaların ardından sona erdi.
Niğde "Özel Çocuklar Güzel Kutular" projesiyle Türkiye’nin lezzetleri Niğde’de buluşuyor Niğde Eğitim Uygulama Okulu’nda yürütülen ’Özel Çocuklar Güzel Kutular’ projesi kapsamında Türkiye’nin dört bir yanından gönderilen yöresel ürünler, özel ihtiyaçlı öğrenciler için hem bir öğrenme aracına hem de kültürel bir keşfe dönüşüyor. Proje çerçevesinde farklı illerden gönüllüler tarafından hazırlanan ve o şehre özgü ürünlerin yer aldığı kutular okula ulaştırılıyor. 16-23 yaş arası orta düzey zihinsel engelli öğrenciler, öğretmenleri eşliğinde bu ürünlerle yöresel yemekler hazırlayarak sosyal becerilerini geliştiriyor, farklı kültürleri ve lezzetleri tanıma imkanı buluyor. Öğrencilerin yaparak ve yaşayarak öğrenmesini amaçlayan proje, çocukların eğitim sürecine daha aktif katılmasını sağlarken, aynı zamanda eğlenceli ve mutlu bir okul ortamı oluşturmayı hedefliyor. Her kutunun öğrenciler için hem sürpriz hem de yeni bir deneyim alanı sunduğunu ifade eden Niğde Eğitim Uygulama Okulu Zihinsel Engelliler Öğretmeni, Proje Koordinatörü Şerife Şimşek, projenin sosyal medya üzerinden duyurulduğunu belirterek, gönüllülerin farklı mecralardan kendileriyle iletişime geçtiğini söyledi. Şimşek; gönüllülerden şehirlerinin neyle meşhur olduğunu anlatan ürünler göndermelerini istediklerini ifade ederek, çocukların anlatılanlardan ziyade yaşayarak öğrenmesini amaçladıklarını dile getirdi. Proje sayesinde öğrencilerin farklı şehirleri, kültürleri ve lezzetleri tanıdığını vurgulayan Şimşek, birçok öğrencinin bu yöresel tatları ilk kez denediğini belirtti. Son olarak Diyarbakır’a ait ürünlerle dolma yaptıklarını anlatan Şimşek, "Baharattan kuru sebzeye kadar bir dolma için gerekli tüm malzemelerin gönüllüler tarafından gönderildi. Daha önce Ordu, Mersin, Kayseri ve Malatya gibi illerden de kutular ulaştı. Uygulama evinde öğrencilerimizle birlikte tüm aşamaları birlikte yapıyoruz. Yemek hazırlamadan sofrayı kurmaya ve toplamaya kadar her süreç çocuklarla birlikte yapılıyor. Bu çalışmalarla öğrencilerimizin günlük yaşam becerilerini geliştirmesini ve daha bağımsız bireyler olmalarını hedefliyoruz" ifadelerine yer verdi. Projenin nihai hedefinin Türkiye’nin 81 iline ulaşmak olduğunu belirten Şimşek, şu ana kadar 20 ilden kutuların geldiğini, diğer illerden de destek beklediklerini sözlerine ekledi.
Antalya Aşık Murat Çobanoğlu Parkı hizmete açıldı Muratpaşa Belediyesi tarafından Altındağ Mahallesi’nde yapımı tamamlanan Aşık Murat Çobanoğlu Parkı hizmete açıldı. Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal, Muratpaşa’nın Türkiye’nin dört bir yanından gelen insanların zenginlikleriyle harmanlandığını belirterek, "Anadolu’nun her yeri birbiriyle iç içedir. Hepimiz aynı yaşamı, aynı geçmişi, aynı duyguları paylaşıyoruz. Edirneli de biziz, Hakkarili de biziz, Karslı da biziz, Antalyalı da biziz" diye konuştu. Muratpaşa Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürlüğü tarafından Altındağ Mahallesi 153’üncü sokakta hayata geçirilen Aşık Murat Çobanoğlu Parkı’nın açılış töreninde Başkan Uysal’ın yanı sıra dernek başkanları, meclis üyeleri, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, belediye yöneticileri ve çok sayıda vatandaş yer aldı. Açılışta konuşma yapan Başkan Uysal, Anadolu’nun derin tarihine ve kültürel zenginliğine dikkat çekti. Birkaç yıl önce yaptığı bir İtalya ziyaretinden örnek vererek, Anadolu’nun tarih boyunca uğradığı istilalar ve yaşadığı acılarla şekillenen benzersiz bir kültüre sahip olduğunu vurgulayan Başkan Uysal, şöyle konuştu: "İtalya’nın güneyinde bulunduğumda, oradaki yerleşimlerin yüzyıllar boyunca aynı ailelerin elinde kaldığını gördüm. Bizim Anadolu’muz ise sürekli el değiştirmiş, savaşlara sahne olmuş, acılar yaşamış. İşte bu acılar toprağın ruhuna sinmiş." Bu ruhun, Anadolu insanının içinden doğan sanatçılarda hayat bulduğunu dile getiren Uysal, "O topraklardan o acıları, o yaşanmışlıkları ifade eden Artezyenler fışkırıyor. Bu insanlar çok eğitim almış, çok nota bilmiş değiller ama içlerinden çıktıkları toprağın kokusunu, ruhunu, tınısını taşıyorlar. İşte Aşık Veyseller, Neşet Ertaşlar, Murat Çobanoğullar böyledir. Onlar sadece birer müzisyen değil, acılı toprakların sesi, sazı ve sözcüleridir" diye konuştu. Muratpaşa’nın Türkiye’nin dört bir yanından gelen insanların zenginlikleriyle harmanlandığını belirten Başkan Uysal konuşmasını şu sözlerle tamamladı: "Anadolu’nun her yeri birbiriyle iç içedir. Hepimiz aynı yaşamı, aynı geçmişi, aynı duyguları paylaşıyoruz. Edirneli de biziz, Hakkarili de biziz, Karslı da biziz, Antalyalı da biziz. Parkımız hayırlı olsun. Yaşasın ulusumuzun, milletimizin sarsılmaz birliği, yaşasın Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti." Törenin sonunda Kars Ardahan Iğdır Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Ferhat Cemtosun, Başkan Uysal’a teşekkür plaketi takdim ederken, Başkan Uysal ise parkın açılışında türkü seslendiren aşıklara çiçek takdiminde bulundu. Halk ozanı Murat Çobanoğlu anısına hazırlanan bir rölyefin de yer aldığı Aşık Murat Çobanoğlu Parkı, 808 metrekare alandan oluşuyor. Çocuk oyun grubunun yer aldığı park, mahalle sakinlerine keyifli bir yaşam alanı sunuyor.
Eskişehir Bir saksıya ayırdığı çiçekleri küçük çocuklar için ücretsiz yaptı Eskişehir’de bir esnaf, temizlenirken kısalan ve aranjman için saklanan çiçekleri israf olmaması için çocuklara ücretsiz hediye ediyor. İstiklal Mahallesi Atatürk Caddesi’nde bir dükkanın önündeki çiçek dolu saksının içinde bulunan, "Minik insanlara çiçek ücretsizdir" yazısı dikkat çekiyor. Dükkanın işletmecisi Yiğit Altan, görenlerde merak uyandıran ilginç yazının hikayesini anlattı. Mezat öncesi temizlenirken kısalan ve aranjman yapılması amacıyla saklanan çiçeklerin bazen atıldığını belirten Altan, israfın önüne geçmek ve çocukları mutlu etmek için bu şekilde yaptığını söyledi. "Çocuklar çok mutlu oluyorlar" Yaklaşık 10 yıldır baba mesleği çiçekçilik ile uğraşan 30 yaşındaki Yiğit Altan, "Biz haftanın 3-4 günü mezata gidiyoruz. Bu çiçekleri temizlerken kısalanları oluyordu. Kalan parçaları genellikle aranjman için saklıyorduk. Biz bunları saklarken, belli bir kısmının da atıldığını fark ettim. Atılacağına, şehrimizdeki küçük çocukların bundan faydalanmasının daha güzel olacağını düşündüm. Kazanç sağlamak amacıyla yapmadım. İnsanların geri dönüşleri çok güzel oluyor. Cep telefonu ile fotoğraf ve video çekip sosyal medyada paylaşıyorlar. Gelip teşekkür ediyorlar, insanlarla tanışma imkanı buluyoruz. Özellikle çocuklar çok mutlu oluyorlar. Bu da bizi mutlu ediyor" dedi.
İstanbul Arnavutköy’de beklenen kar yağışı başladı Meteoroloji Genel Müdürlüğü ve AKOM’un günler öncesinden yaptığı uyarıların ardından İstanbul’da hava sıcaklıkları hissedilir derecede düştü. Sabah saatlerinden itibaren kentin farklı noktalarında kar yağışı etkisini gösterirken, özellikle İstanbul’un kuzey ilçelerinden biri olan Arnavutköy’de kar, zaman zaman aralıklarla etkili oldu. Meteoroloji Genel Müdürlüğü ve İstanbul Valiliği, hafta sonu boyunca hava sıcaklıklarının mevsim normallerinin 5 ila 8 derece altına ineceğini, yüksek kesimlerde ise karla karışık yağmur ve kar yağışı beklendiğini açıklamıştı. Uyarıların ardından Şişli, Sarıyer, Başakşehir ve Arnavutköy gibi ilçelerde sabah saatlerinde kar yağışı başladı. Arnavutköy’de sabah erken saatlerde başlayan kar yağışı, zaman zaman durup yeniden etkili oldu. İlçenin Taşoluk, Bolluca, Baklalı ve Haraççı mahallelerinde kar taneleri çatılarda ve araçların üzerinde kısa süreli beyaz örtü oluşturdu. Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nden yapılan açıklamada, "İstanbul genelinde hafta sonu boyunca aralıklarla karla karışık yağmur ve kar bekleniyor. Hava sıcaklıklarının 0 dereceye kadar düşeceği tahmin ediliyor. Özellikle sabah ve akşam saatlerinde buzlanma riski yüksek" ifadelerine yer verildi. AKOM ise olası buzlanma ve don olaylarına karşı sürücülerin dikkatli olması, toplu ulaşımın tercih edilmesi ve ani hava değişimlerine karşı hazırlıklı olunması konusunda vatandaşları uyardı.