SAĞLIK - 22 Kasım 2025 Cumartesi 09:39

Prof. Dr. Kartal: "DSÖ, antibiyotik direncini ’Sessiz pandemi’ olarak tanımlıyor"

A
A
A
Prof. Dr. Kartal: "DSÖ, antibiyotik direncini ’Sessiz pandemi’ olarak tanımlıyor"

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Elif Doyuk Kartal, antibiyotik direncini "Sessiz pandemi" olarak nitelendirdi. Kartal, gerekli önlemler alınmazsa 2050 yılına kadar dirençli enfeksiyonlara bağlı ölümlerde ciddi artış yaşanabileceğine dikkat çekti.


Prof. Dr. Elif Doyuk Kartal, ‘Dünya Antimikrobiyal Direnç Farkındalık Haftası’ dolayısıyla önemli uyarılarda bulundu. 2025 yılı itibarıyla antibiyotik direncinin küresel bir tehdit düzeyine ulaştığını belirten Prof. Dr. Kartal, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) raporlarına göre geniş spektrumlu antibiyotiklere karşı direnç düzeylerinin dünya genelinde yüzde 15 ila 40 oranında yükseldiğini vurguladı. Modern tıpta ciddi klinik sonuçlara yol açan bu durumun, ameliyatlardan kanser tedavilerine kadar pek çok alanda tedavi süreçlerini zorlaştırdığını ifade eden Kartal, akılcı ilaç kullanımının ve toplumsal farkındalığın hayati önem taşıdığını kaydetti.



"Kritik patojenlerde direnç oranı yüzde 70’e ulaştı"


Prof. Dr. Elif Doyuk Kartal, konuya ilişkin yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:


"Antibiyotik direnci, enfeksiyon hastalıklarının yönetimini doğrudan etkileyen ve modern tıpta ciddi klinik sonuçlara yol açan bir olgu olarak, 2025 yılında önemli bir küresel tehdit düzeyine ulaşmıştır. Raporda bu durum ‘sessiz pandemi’ olarak tanımlanıyor. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) 2050’ye kadar dirençli enfeksiyonlara bağlı ölümlerde ciddi artış olabileceğini öngörüyor. DSÖ’nün son raporları, özellikle geniş spektrumlu antibiyotiklere karşı direnç düzeylerinin dünya genelinde yüzde 15-40 oranında yükseldiğine işaret etmektedir. Bazı bölgelerde kritik patojenlerde direnç oranı yüzde 70’e kadar çıkmaktadır. Rapora göre, her 6 bakteriyel enfeksiyondan biri antibiyotiklere karşı dirençli durumdadır. Takip edilen enfeksiyonların yüzde 24’ü birinci basamak antibiyotiklere yanıt vermemektedir."



"Tedavi seçenekleri tükeniyor, ölüm oranları artıyor"


Direnç artışının sadece sağlık açısından değil, ekonomik ve toplumsal açıdan da büyük risk taşıdığını vurgulayan Kartal: "Bu direnç artışı, sadece sağlık açısından değil ekonomik ve toplumsal açıdan da büyük risk taşıyor: Ameliyat, kanser kemoterapisi, yoğun bakım yatışı kaynaklı gelişen enfeksiyonlarda tedavi seçeneklerini ciddi şekilde sınırlamakta, tedavi süreçlerini uzatmakta ve ölüm oranlarını artırmaktadır. Gram-negatif bakterilerde görülen hızlı direnç artışı, yeni ilaç seçenekleri henüz yeterli düzeyde olmadığı için ciddi bir tıkanma oluşturmaktadır. Yanlış ve gereksiz antibiyotik kullanımı halen direncin başlıca sebeplerinden biri olarak ön plana çıkar." dedi.



"Yanlış kullanım direnci tetikliyor"


Direncin en büyük sebeplerinden birinin yanlış ve gereksiz antibiyotik kullanımı olduğunu belirten Prof. Dr. Kartal, açıklamasını şöyle sürdürdü:


"Reçetesiz antibiyotik kullanımı, tedavinin erken kesilmesi, yanlış doz veya uygunsuz antibiyotik seçimi bakteriler üzerinde seçici bir baskı oluşturarak dirençli suşların hızla çoğalmasına yol açmaktadır. Antibiyotik direnci, yalnızca tıbbi bir problem değil; insan, hayvan ve çevre sağlığını kapsayan karmaşık bir küresel sorun olarak değerlendirilmelidir. 2025 verileri, önlem alınmadığı takdirde dirençli enfeksiyonların gelecek yıllarda çok daha büyük bir yük oluşturacağını göstermektedir. Dirençle mücadelede sadece ilaç geliştirmek yeterli değildir; elimizdeki antibiyotikleri uzun süre kullanmamamızı sağlayacak akılcı antibiyotik kullanım politikaları, bakteriyel enfeksiyon tanısını hızlı koyacak testlerin yaygınlaştırılması, toplumsal farkındalık, hem toplum hem de hastanelerde enfeksiyonlardan korunma yollarının geliştirilmesi, antimikrobiyal direncin küresel izlemi ve tabii günümüz şartlarında yenilikçi tanı tedavi yaklaşımlarının desteklenmesi en önemli başlıklardır."


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Düzce 8 yaşındaki tulumcu kendine hayran bıraktı Düzce’de tulum sevgisinin peşinden koşan 8 yaşındaki Ahmet Semih Toraman, çaldığı melodilerle kendine hayran bırakıyor. Küçük yaşlardan itibaren tulum sesini çok seven Ahmet Semih’in bu enstrümana ilgisi her geçen gün daha da arttı. Geçtiğimiz yıl oğlunun ısrarlarına dayanamayan baba Nedim Toraman, tulum sanatının ilk basamağı olan sipsiyi alarak oğluna hediye etti. Normalinden kısa sürede sipsiyle melodi çıkarmaya başladığı fark edilen Ahmet Semih’e babasının arkadaşı tarafından tulum hediye edildi. Kendi imkanlarıyla öğrendiği tulumla, Artvin ve Rize yöresine ait müzikleri çalmaya başladı. Geçtiğimiz yıl tulum çalmaya başladığını belirten Ahmet Semih Toraman, babası sayesinde tuluma alıştığını belirterek gelecekte iyi bir tulum sanatçısı olmak istediğini söyledi. Baba Nedim Toraman ise oğlunun tuluma ilgisini fark ettikten sonra bu konuya eğildiklerini belirterek, "Önce bir sipsiyle başladı, biraz zorlandı. Gökhan Alptekin diye bir arkadaşım var tulumcu, o bir tulum hediye etti. İlk zamanlar çok zorlandı, yaklaşık 3 aydır iyi seviyede tulum çalıyor. Düzce’de Gökhan ağabeyini ve Muhammet Bekar ağabeyini çok seviyor, onları takip ediyor" şeklinde konuştu. Semih’in her yerde tulum çaldığını belirten baba Toraman, "Evde çaldırmıyoruz, komşular çok rahatsız oluyor. Arabaya bindiriyorum Konuralp’in sokaklarında çalıyor, tarlada, bağda, bahçede, her yerde çalıyor. Annesiyle kız kardeşi çok bunaldılar ama sabah akşam tulum çalıyoruz" diyerek sözlerini tamamladı.
Bilecik Cumhurbaşkanı Erdoğan’a kılıç hediye etti Pazaryeri Belediye Başkanı Zekiye Tekin, Yerel Yönetimlerde Kadın Zirvesi’nde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a kılıç hediye ederek, "Kılıcın keskin olsun reisim" dedi. İstanbul’da AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanlığınca düzenlenen ’Kadınla Yükselen Şehirler’ temalı Uluslararası Yerel Yönetimlerde Kadın Zirvesi’nde Pazaryeri Belediye Başkanı Zekiye Tekin, deneyimi ve güçlü mesajlarıyla dikkatleri üzerine çekti. Türkiye’nin dört bir yanından kadın belediye başkanları, yerel yönetim temsilcileri ve uluslararası konukların katıldığı zirvede konuşan Başkan Tekin, kadınların karar mekanizmalarındaki varlığının toplumların gelişmişlik seviyesinin en önemli göstergelerinden biri olduğunu vurguladı. "Kadının eli değen her yer güzelleşir" Pazaryeri’nde hayata geçirdikleri projelerde kadın istihdamına, üretimine ve sosyal yaşama katılımına özel önem verdiklerini ifade eden Başkan Tekin, "Bizler sahada, belediyede, üretimde, her alanda var oldukça şehirler daha güvenli, daha üretken, daha güçlü hale geliyor. Kadının eli değen her yer güzelleşir, değer kazanır" dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüştü Zirve kapsamında AK Parti Genel Başkanı aynı zamanda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile de bir araya gelen Başkan Tekin, Pazaryeri’nde yürütülen çalışmalar ve ilçeye kazandırılan yeni projeler hakkında bilgi vererek, kılıç hediye etti. Erdoğan’ın yerel yönetimlerde kadınların artan başarısından duyduğu memnuniyeti ifade ettiği görüşme, programın en dikkat çeken anlarından biri oldu. Pazaryeri’nin vitrini zirvede parladı Pazaryeri Belediyesi’nin stant alanı ise üretim, kültür ve yerel değerleriyle katılımcılardan tam not aldı. Başkan Tekin, ilçenin hem vizyonunu hem de kadın emeğini temsil eden çalışmaları uluslararası katılımcılara tanıtarak Pazaryeri’nin adını güçlü şekilde duyurdu. Kadınların yerel yönetimlerdeki gücünün ve başarısının konuşulduğu zirvede Başkan Zekiye Tekin, hem sözleri hem de temsil ettiği değerlerle dikkatleri üzerine çekerek Pazaryeri’nin gururu oldu.
Düzce 8 yaşındaki tulumcu kendine hayran bıraktı Düzce’de tulum sevgisinin peşinden koşan 8 yaşındaki Ahmet Semih Toraman, çaldığı melodilerle kendine hayran bırakıyor. Küçük yaşlardan itibaren tulum sesini çok seven Ahmet Semih’in bu enstrümana ilgisi her geçen gün daha da arttı. Geçtiğimiz yıl oğlunun ısrarlarına dayanamayan baba Nedim Toraman, tulum sanatının ilk basamağı olan sipsiyi alarak oğluna hediye etti. Normalinden kısa sürede sipsiyle melodi çıkarmaya başladığı fark edilen Ahmet Semih’e babasının arkadaşı tarafından tulum hediye edildi. Kendi imkanlarıyla öğrendiği tulumla, Artvin ve Rize yöresine ait müzikleri çalmaya başladı. Geçtiğimiz yıl tulum çalmaya başladığını belirten Ahmet Semih Toraman, babası sayesinde tuluma alıştığını belirterek gelecekte iyi bir tulum sanatçısı olmak istediğini söyledi. Baba Nedim Toraman ise, oğlunun tuluma ilgisini fark ettikten sonra bu konuya eğildiklerini belirterek, "Önce bir sipsiyle başladı, biraz zorlandı. Gökhan Alptekin diye bir arkadaşım var tulumcu, o bir tulum hediye etti. İlk zamanlar çok zorlandı, yaklaşık 3 aydır iyi seviyede tulum çalıyor. Düzce’de Gökhan ağabeyini ve Muhammet Bekar ağabeyini çok seviyor, onları takip ediyor" şeklinde konuştu. Semih’in her yerde tulum çaldığını belirten baba Toraman, "Evde çaldırmıyoruz, komşular çok rahatsız oluyor. Arabaya bindiriyorum Konuralp’in sokaklarında çalıyor, tarlada, bağda, bahçede, her yerde çalıyor. Annesiyle kız kardeşi çok bunaldılar ama sabah akşam tulum çalıyoruz" diyerek sözlerini tamamladı.