GÜNDEM - 23 Temmuz 2024 Salı 10:14

Yükselen hava sıcaklıkları bal üretiminde verimi düşürdü

A
A
A
Yükselen hava sıcaklıkları bal üretiminde verimi düşürdü

Eskişehir İli Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı Bünyamin Yiğit, arıcılık faaliyetleri ve yükselen hava sıcaklıklarının üretime etkisi hakkında bilgiler verdi.


Ülke genelinde olduğu gibi Eskişehir’de de yükselen hava sıcaklıkları bal üretimini olumsuz etkiledi. Arıcılar Birliği Başkanı Yiğit, bu yıl bal veriminde düşüş olduğunu söyledi. Yıllardır işini severek yapan Bünyamin Yiğit, sıcak havaların çiçekleri etkilediğini, bunun da arıların bal üretmesini zorlaştırdığını ifade ediyor. Türkiye geneline göre Eskişehir’de arıcılık faaliyetlerinin düşük olduğunu vurgulayan Bünyamin Yiğit, “Eskişehir’in arıcılık faaliyetleri Türkiye geneline göre biraz daha düşük. Eskişehir’de arıcılığın zayıf olduğunu söyleyebilirim. Çünkü Eskişehir sert bir iklime sahip ve bu da arı yetiştiriciliğini zorlaştırıyor. Akdeniz iklimi, Ege iklimi olan yerlerde hareket çok kolay. Eskişehir’in çok fazla bir etkinliği yok, ama yine de bal üretimi 800 tondu. Açıkçası bu sene düştü. Daha da düşük olacağını tahmin ediyoruz. Her geçen yıl iklim değişikliğinden dolayı bal üretimi düşüyor. Bu sene bu dönemde bal sağımı yapılması lazım. Bal hasadının ilkbaharda olması gerekiyor ama birçok arıcımız iklimden dolayı bunu alamıyor şu an. Yüksek hava sıcaklıkları bal olayını etkiliyor” diye konuştu.



“En çok çiçek balı üretimi mevcut”


Bir takım balları üretmek için taşımalı arıcılık yapılması gerektiğini ve bölgelere göre üretilen balın değişmesi hakkında çeşitli bilgiler veren Yiğit, “Bölgemizde en çok çiçek balı üretimi mevcut. Bozdağ’da bulunan sedir ağaçlarından da sedir balı üretilir. Meşe balları da mevcuttur, ovada ayçiçek balı üretilir. Çam balı üretmek için Akdeniz iklimi ve Ege ikliminin bulunduğu yörelere taşımak gerekiyor” dedi.



“Eskişehir’in iki avantajı var”


Taşımalı arıcılık yapanlar için Eskişehir’de iki ilçenin oldukça avantajlı olduğunu belirten Yiğit sözlerine şu şekilde devam etti;


"Her yerin dezavantajının yanında avantajı da var. Eskişehir’de en önemli avantajımız Mihalgazi, Sarıcakaya gibi ilçelerimizin bulunması. Burada kışın iklim şartları inanın Akdeniz ikliminden farksız. Taşımalı arıcılık yapanlar için avantaj oluyor. Bilecik’in İnhisar ilçesi var. Bazı arkadaşlarımız da oraya gidiyor. Sabit aracılık yapanlar için Eskişehir bölgesi karasal sert bir iklime sahip. Ona göre de önlemlerin alınması gerekiyor."



“Ürettiği rakamı dürüst bir şekilde dile getirmiyorlar, bu da TÜİK verilerini yanıltıyor”


Yiğit, bu yıl üretimin doksan tonun altına düşebileceğini ve verilerin çarpıtılabildiğini anlatarak “Geçen yıl üretimimiz 90 ton civarındaydı. Bu sene daha düşük olur diye düşünüyoruz. Şuan ballar yeni sağılıyor. Hasatlar bittikten sonra ilçe tarım müdürlükleri herkesin ürettiği balı kayda alıyor. TÜİK verilere göre buranın balının normalde daha fazla olduğunu düşünüyorum. İnsanlar bazen ürettiği rakamı dürüst bir şekilde dile getirmiyorlar, bu da yanlış verilere yol açabiliyor. Taşımacı arıcılık yapanlarda verileri etkiliyor. Burada üretip geldikleri yere döndükleri zaman bal o şehrin üretimi sayılıyor. Geçen sene 350 lira civarında sattık. Bu sene işte biz 500 lira civarını düşünüyorum Ama tabii belli olmuyor. Üretim yapan arkadaşımızdan gelen haberler memnun edici değil. Bu yıl herkes verimin az olduğunu söylüyor” dedi.



Yükselen hava sıcaklıkları bal üretiminde verimi düşürdü

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Muhtarın zor anları: "Benim hiçbir şeyden haberim yok" Bolu’nun Mudurnu ilçesinde Avdullar Köyü Muhtarı Ahmet Temel, köyündeki su kaynaklarının ihaleye çıkarılmasını basından öğrendiğini belirterek duruma tepki gösterdi. Köylünün kendisine "Sattığın suları git durdur" diyerek tepki gösterdiğini söyleyen muhtar, "Benim hiçbir şeyden haberim yok. Ben bu konuyu dün medyadan öğrendim. Köylüm bana ’Köyümüzün sularını sattın’ diyor" ifadelerini kullandı. Mudurnu Belediyesi Düğün Salonu’nda, Mudurnu Muhtarlar Derneği Başkanlığı Genel Kurul Toplantısı gerçekleştirildi. Tek liste ile gidilen seçimde mevcut başkan Birol Taşkın güven tazeleyerek yeniden başkan seçildi. Toplantı sırasında eline mikrofonu alan Avdullar Köyü Muhtarı Ahmet Temel, köyündeki doğal mineralli ve jeotermal su kaynaklarının ihaleye çıkarılması sürecini değerlendirdi. İhaleye ilişkin kararı yerel medyadan öğrendiğini dile getiren Temel, bu durumun köy halkı arasında huzursuzluğa neden olduğunu ifade etti. "Böyle mi muhtarlık yapacağız?" Vatandaşların kendisini sorumlu tuttuğunu belirten Temel, kendisine söylenen ’Sattığın suları git durdur’ sözüne tepki göstererek, "Biz muhtarlar olarak neden her şeyden sorumluyuz? Maden ocağı konusunda mücadele verdik, 1,5 yıldır. Onun için Allah’a şükür bir şeyler yaptık ama şimdi de su olayı çıktı başımıza. Bunun için köylüyle akşam toplandık, karar aldık. Kararımızda itirazımızı beyan ettik. Biz sesimizi kime duyuracağız? Benim hiçbir şeyden haberim yok. Biz muhtarlar masada alınan kararları neden medyadan öğreniyoruz? Ben bu konuyu dün medyadan öğrendim. Köylüm bana ’Köyümüzün sularını sattın’ diyor. Böyle mi öğreneceğiz, böyle mi muhtarlık yapacağız?" dedi. Öte yandan, Resmi Gazete’de yayımlanan ilana göre, İl Encümeninin Mudurnu ve Mengen ilçelerindeki 4 farklı noktada jeotermal ve doğal mineralli su arama ruhsatı için ihaleye çıkacağı öğrenildi.
Trabzon Trabzon Film Festivalinde Altın Taka ödülleri sahiplerini buldu Trabzon Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde düzenlenen Trabzon Film Festivali’nin ödül töreni, sinema dünyasının önemli isimlerini bir araya getirdi. Farklı kategorilerde dereceye giren yapımlar ve sanatçılar, Altın Taka Ödülleri ile onurlandırıldı. Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç, uzun metrajlı filmleri de dahil ederek festivali geleneksel hale getireceklerini açıkladı. Trabzon Büyükşehir Belediyesi’nin öncülüğünde, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Trabzon Valiliği ve Sinema Genel Müdürlüğü’nün destekleriyle bu yıl ilki düzenlenen Trabzon Film Festivali’nin ödül töreni yoğun katılımla gerçekleşti. Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç’in ev sahipliği yaptığı törene, Trabzon Valisi Aziz Yıldırım, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Batuhan Mumcu, sanatçılar ile sanatseverler katıldı. "Trabzon sinemayla yeni tanışmış bir şehir değildir" Konuşmasında "Trabzon sinemayla yeni tanışmış bir şehir değildir" diyen Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç "1900’lü yılların başından itibaren sinema salonları, seyircisi ve sanatçılarıyla güçlü bir sinema kültürüne sahiptir. Belediyemizin arşivlerinde yer alan 1930’lu yıllara ait sinema ve tiyatro düzenlemeleri, bu kültürel birikimin somut göstergesidir. Merhum Erol Günaydın’dan Tanju Gürsu’ya, Ertem Eğilmez’den bugün aramızda bulunan çok kıymetli sanatçılarımıza kadar Trabzon, Türk sinemasına iz bırakan pek çok değer kazandırmıştır. Bu kadim mirası sinema yoluyla geleceğe taşımayı bir vefa ve miras sorumluluğu olarak görüyoruz. Altın Taka ödülümüz, 101 yıl önce Karadeniz’den cepheye cephane taşıyan isimsiz kahramanların hatırasına adanmıştır. Bu yıl İlkini gerçekleştirdiğimiz Trabzon Film Festivali’ni her yıl daha da büyüterek sürdürme sorumluluğunu taşıdığımızı huzurlarınızda bir kez daha ifade ediyorum" dedi. Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Dr. Batuhan Mumcu ise "Bu festivalin Karadeniz’e ve özellikle Trabzon’a çok yakıştığını açıkça ifade etmek isterim. Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak, Türkiye Yüzyılı vizyonu doğrultusunda sanatı ve sanatçıyı merkeze alıyor, Trabzon’un doğası ve kültürüyle sinema için çok güçlü bir plato olduğunu görüyoruz. Bu kıymetli festivali hayata geçiren tüm ekibe, sanatçılarımıza ve emeği geçen herkese bakanlığımız adına teşekkür ediyor, bu tür projeleri desteklemeye devam edeceğimizi özellikle vurguluyorum" şeklinde konuştu. Hülya Koçyiğit ve Hüseyin Avni Danyal’a onur ödülü Onur Ödülü’ne layık görülen Hüseyin Avni Danyal da duygularını şu sözlerle dile getirdi: "Doğup büyüdüğüm topraklarda bir film festivalinin düzenleniyor olması beni inanın hepinizden daha çok heyecanlandırıyor. Geç kalınmış ama çok değerli bir adım olduğunu düşünüyorum. Bundan büyük bir onur ve gurur duyuyorum. Trabzonlu bir sanatçı olarak bu festivalin büyümesi ve uluslararası bir nitelik kazanması için üzerime düşen her türlü katkıyı vermeye hazırım." Onur Ödülü’ne layık görülen Türk sinemasının duayen isimlerinden Hülya Koçyiğit ise konuşmasında şunları söyledi: "Trabzon Film Festivali’nin ilk kez düzenlenmiş olmasına rağmen, bundan sonra geleneksel hale gelerek güçleneceğine ve yalnızca Trabzon’un değil tüm Karadeniz’in kültür ve sanat hayatında söz sahibi olacağına yürekten inanıyorum. Biraz geç kalınmış olsa da atılan bu cesur adımın arkasında durulacağına ve tüm Trabzon’un bu festivali sahipleneceğine inanıyor, emeği geçen herkese şükranlarımı sunuyor, başarılar diliyorum." Ödüller sahiplerini buldu Konuşmaların ardından, Trabzon Film Festivali’nde başarılı bulunan yapıtların sahiplerine ödülleri takdim edildi. Öğrenci Kısa Film Yarışması Jüri Ödülü, ’Çalınan Yük’ filmine verilirken, Öğrenci Kısa Film Yarışması En İyi Film Ödülü’nün sahibi ’Gülümse’ oldu. Ulusal Kısa Film Yarışması’nda belgesel kategorisinde Erol Günaydın Jüri Özel Ödülü, ’İyi Ölüm’ filmine layık görüldü. Altın Taka Deneysel En İyi Film Ödülü’nü ’Kim’ filmi kazandı. Belgesel dalında verilen ödül ’Pirlerin Düğünü’ filmine giderken, Ulusal Belgesel Film Yarışması’nda Jüri Özel Ödülü ’Muzaffer’ filmine, En İyi Film Ödülü de ’Berona’ filmine verildi.
Kütahya Kütahya’da "Dilek Arabası" ilgi odağı oldu Kütahya’da bir işletmenin öncülüğünde hayata geçirilen "Dilek Arabası" uygulaması, kısa sürede vatandaşların yoğun ilgisini çekti. Atatürk Bulvarı’nda faaliyet gösteren döner işletmesinin sahibi Kıymet Akgün, başlangıçta reklam amacıyla başlatılan çalışmanın beklenenden çok daha büyük bir etki oluşturduğunu söyledi. Uygulamanın ortaya çıkış sürecini anlatan Akgün, "Asıl amacımız reklamdı. Oğlumun hibrit arabası vardı, bir değişiklik olsun istedik. ‘Bu arabaya dileklerinizi yazın’ dedik. İlk başta bu kadar ilgi göreceğini düşünmemiştik ama çok güzel geri dönüşler aldık" dedi. Vatandaşların sadece dışarıdaki kağıtları kullanmakla kalmadığını belirten Akgün, "Kağıt kalmayınca içeriden kağıt isteyip dilek yazmak isteyenler oluyor. Her gün yüzlerce kağıt gidiyor, bazen rüzgarda uçanlar bile oluyor" ifadelerini kullandı. Uygulamanın sosyal medyada da etkili olduğunu vurgulayan Akgün, Instagram’da Levent Önerişleri hesabından yapılan paylaşımların büyük katkı sağladığını belirterek, "Bir akım başlattık. Dileklerini yazıp paylaşanlara yüzde 10 indirim yaptık. İlgi çok güzel oldu, memnun kaldık" diye konuştu. Dilek kağıtlarında her yaştan insanın hayallerinin yer aldığını söyleyen Akgün, "Öğrenciler sınavlarında başarılı olmak istiyor, KPSS yazanlar var. Kimi araba, kimi motor, kimi ev dilemiş. Asgari ücretle ilgili beklentiler var. Çocuklar aileleriyle gelip birlikte yazıyor. Çok samimi ve komik notlar da çıkıyor" dedi. Araca "Dilek Arabası" adını verdiklerini belirten Akgün, uygulamanın hem işletmeye hem de insanlara moral kaynağı olduğunu sözlerine ekledi.