EKONOMİ - 13 Kasım 2018 Salı 19:09

GSO’dan Ticaret Politikası Savunma Araçları toplantısı

A
A
A
GSO’dan Ticaret Politikası Savunma Araçları toplantısı

Gaziantep Sanayi Odası (GSO) tarafından sanayici ve işadamlarına yönelik “Ticaret Politikası Savunma Araçları Toplantısı” düzenlendi.

Gaziantep Sanayi Odası (GSO) tarafından sanayici ve işadamlarına yönelik “Ticaret Politikası Savunma Araçları Toplantısı” düzenlendi.


Ticaret Bakanlığı Damping ve Sübvansiyon Daire Başkanı Murat Gören ve dış ticaret uzmanlarının katılımıyla gerçekleştirilen toplantıda ithalata karşı korunma önlemleri hakkında katılımcılara bilgi verildi. GSO Sani Konukoğlu Meclis Toplantı Salonu’nda gerçekleştirilen programın açılış konuşmasını yapan GSO Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Ünverdi, “Üreten bir sanayi kenti olarak tabii ki dışarıdan gelen mallara yönelik yaşadığımız sorunlar var. Bu sorunlarımızla ilgili olarak Bakanlığımıza sorunlarımızı dile getirdik ve bugün sağ olsunlar daire başkanımız ve dış ticaret uzmanları bilgilerini aktarmak üzere bizimle birlikteler. Kendilerine çok teşekkür ediyor, toplantının kentimize ve sanayimize hayırlı olmasını diliyorum” dedi.


Ticaret Bakanlığı Damping ve Sübvansiyon Daire Başkanı Murat Gören de konuşmasında, Gaziantep’in büyük bir sanayi şehri ve gurur duyulan bir üretim merkezi olduğunu dile getirdi.


“Üretim merkezi olunca ithalat kaynaklı sorunlar da yaşanabiliyor” diyen Murat Gören, “Devletimiz ithalata karşı yerli üretim dalını korumak, ayakta kalmasını sağlamak için çalışmalarını sürdürüyor. Bu kapsamda yerli üretimi korumak için farklı adımlar atıyoruz. İthalatın genelinde bir artış varsa bu artış sebebiyle tedbir alma yöntemlerini hayata geçiriyoruz. Onlarca üründe tedbir aldık ve almaya da devam ediyoruz. Yerli sanayiyi korumak için ithalatta korunma, damping ve sübvansiyona karşı önlem tedbirlerini uyguluyoruz. Ayrıca ilave gümrük vergisi uygulamaları da söz konusu. Tabii bunların belli şartları ve bir zaman zarfı var. Firmalarımızın korunma önlemleri ile ilgili soruşturma açmak için başvuruda bulunmaları gerekiyor. Korunma önlemleri en fazla 8 yıl sürüyor, gelişmekte olan ülkelerde ise bu en fazla 10 yıla kadar uzatılabiliyor” diye konuştu. Toplantıda ayrıca korunma, damping ve sübvansiyon önlemleri konusunda, İthalat Genel Müdürlüğü Korunma Önlemleri Dairesi Ticaret Uzmanı Erdinç Erbay ve Damping ve Sübvansiyon Araştırma Dairesi Dış Ticaret Uzmanı Serkan Uluyol tarafından katılımcılara bilgi verildi. Gerçekleştirilen soru-cevap bölümünde sanayiciler, ithalattan kaynaklı yaşadıkları sorunları dile getirdi.


Toplantının sonunda GSO Meclis Başkanı Adil Sani Konukoğlu, Ticaret Bakanlığı Damping ve Sübvansiyon Daire Başkanı Murat Gören, Korunma Önlemleri Dairesi Ticaret Uzmanı Erdinç Erbay ve Damping ve Sübvansiyon Araştırma Uzmanı Serkan Uluyol’a hediye verdi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kars Karslı vatandaştan duyarlı davranış Ermeni-Türk harbinde Kars’ta 1920 yılında şehit düşen Yüzbaşı Faik Bey’in mezarına duyarlı vatandaş tarafından önce bayrak dikildi, ardında da mezarın bulunduğu bölge temizlendi. Tarihi Benli Ahmet İstasyonu’nda dört tarafı duvarla çevrili olan Yüzbaşı Faik Bey’in mezarının anıt mezar haline getirilmesini isteyen vatandaşlar, mezarlıkta 5 ayrı mezarın bulunduğuna dikkat çekerek mezarın olduğu bölgenin koruma altına alınması gerektiğini veya buraya anıt mezar yapılmasını istedi. Kars’ın en işlek caddelerinden birisi olan Faikbey Caddesi’ne ismi verilen Yüzbaşı Faik Bey’in mezarının tarihi istasyonda bulunduğunu ifade eden vatandaşlar, "Kars ve civarının Ermenilerden geri alınması için yapılan harekat esnasında 12. Tümen, 36. Alay 1’inci tabur komutanı yüzbaşı Faik bey 14 Ekim 1920 tarihinde Ermeni-Türk harbinde, Berne (Koyunyurdu) Köyü’nün doğusundaki tepede birliğin başında olduğu sırada çarpışmalarda şehit düştü. Ben de her sene geliyorum. Otlarını temizliyoruz, bayrağını taktık. Her yıl bu ayalarda gelip buranın bakım ve onarımı yapıyorum" dedi. Duyarlı vatandaş daha sonra Yüzbaşı Faik Bey’in bulunduğu mezarın etrafını temizledi, mezarın üzerinde bulunan ağaç parçalarını ve istenmeyen otlarını topladı, mezarlığın içerisindeki bayrağı değiştirdi. Şehitlere dua eden vatandaş daha sonra bölgeden ayrıldı.
Antalya Eşinden para istedi, ’param yok’ cevabını alınca hayatı değişti, kendi işinin patronu oldu Kocası harçlık vermeyince kendi dükkanını açan kadın, 36 yıldır mesleğini icra ediyor. Antalya’nın Serik ilçesinde yaşayan Fahriye Altınkaynak, 36 yıldır hayali olan olan terzilik mesleğini sürdürüyor. Altınkaynak, terziliğe hobi olarak başladı. Eşinden bir ihtiyacı için bir miktar para istediğinde “Param yok” cevabını alan Altınkaynak, kendi iş yerini açtı. Evindeki el makinesi ve kumaşlarla birlikte dikiş, giyim üzerine açtığı küçük bir dükkanla geçimini sağlamaya başlayan Fahriye Altınkaynak (62), “Herkes bana, "Başaramazsın, yapamazsın, tek başına bir bayansın” dedi. Ben de yapabilirim dedim” dedi. Terzilik mesleğiyle çocuklarını okuttu İş yeri açtığı zaman müşteri gelmesi için konfeksiyonlara broşür ve kartvizit dağıttığını anlatan Fahriye Altınkaynak, mesleğinin çocukluk hayali olduğunu aktardı. Eşinin işine karşı gösterdiği tüm direnişlere rağmen, 36 yıllık zaman zarfında 3 çocuğunun üniversite öğrenimini tamamladığını açıklayan Altınkaynak, meslekte nasıl başarıya ulaştığını şu sözlerle ifade etti: "Mesleğim, çocukluk hayalim. Bu işe önce evde başladım. Fakat evde olmuyordu, eve gelen çocuklarıyla geliyordu, çalışma imkanım olmuyordu. Sonra çok acil bir para ihtiyacım oldu. Eşimden para istedim, ’Param yok’ dedi. Eşimin bana öyle demesi çok üzdü. Oturup düşündüm ve bir iş yeri açmaya karar verdim. Hemen araştırmaya başladım ve dikiş, giyim üzerine bir dükkan kiraladım ama hiçbir şeyim yoktu, sadece küçük bir el makinem vardı. Herkes bana, ’Başaramazsın, yapamazsın, tek başına bir bayansın’ dedi. Ben de ’Neden, ben de yapabilirim’ dedim. Evimdeki makinemi iş yerime getirdim. Broşürler, kartvizitler bastırdım. Bütün konfeksiyonları dolaşarak dağıttım. ’Yapılacak tadilat işlerinize talibim’ dedim. Evdeki kumaşlarımı getirdim, dükkanıma yerleştirdim, badana yaptım. Eşim şiddetle karşı çıktı, ’Yapamazsın, uğraşamazsın, otur evde yemeğini yap’ dedi. Ama ben kararlıydım. Çok ağır bir kelime kullandı. Eğer hayat müşterekse ve ben çalışmıyorsam, almakla mükelleftir kendisi. Almıyorsa, ben de bir şeyler yapma ihtiyacı hissettim. Kimseye muhtaç olmak istemedim. O kadar zor ki birilerine muhtaç olmak. Azmettim ve yavaş yavaş müşterilerim gelmeye başladı. Sonra eşimden ayrıldım." Kadınların hayatta her zaman üretken olması gerektiğini anlatan Altınkaynak, “Elimden geldiği kadar helalinden olsun diye gece gündüz, gece yarılarına kadar çalıştım. 3 çocuğum ve 8 torunum var. Oğullarım ve kızım üniversiteyi bitirdi ve hepsinin mesleği var. Torunlarımla mutluyum ve en güzeli bir işim var. Bir kadın, üretken ve karınca gibi olmalı. İlla ki, iş yeri açması gerekmiyor. Evde, tarlada, fabrika başka bir iş yerinde çalışsın ama üretsin. Kadınlar, kimseye muhtaç olmamalı, dimdik ayakta kalmalı” diye konuştu.