GENEL - 21 Mart 2020 Cumartesi 18:41

Fadıloğlu’ndan korona virüs uyarısı

A
A
A
Fadıloğlu’ndan korona virüs uyarısı

Şehitkamil Belediye Başkanı Rıdvan Fadıloğlu, yeni tip korona virüs (Covid-19) salgınına karşı yürüttükleri yayılmayı önleyici tedbir çalışmalarına ilişkin, “Hiç kimsenin panik yapmasını gerektirecek bir durum yok.

Şehitkamil Belediye Başkanı Rıdvan Fadıloğlu, yeni tip korona virüs (Covid-19) salgınına karşı yürüttükleri yayılmayı önleyici tedbir çalışmalarına ilişkin, “Hiç kimsenin panik yapmasını gerektirecek bir durum yok. Hiçbir virüs, alacağımız tedbirlerden daha güçlü değildir. Belediye olarak halkımızın sağlığını korumak adına tüm gayretimizle çalışıyoruz” dedi.


Şehitkamil Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Müdürlüğü ile Park ve Bahçeler Müdürlüğü ekiplerinin koordineli çalışmaları kapsamında ilçe genelinde bulunan tüm sosyal tesisler, camiler, spor tesisleri, aile merkezleri, resmi kurumlar, askeri karakollar, polis merkezleri, parklar, pazar yerleri, çöp konteynırları ve çöp kamyonları insan sağlığına zararsız olan doğal ilaçlarla yıkayarak dezenfekte ediliyor. Ayrıca Zabıta Müdürlüğü ekipleri tarafından alınan kararlara uyulması yönünde denetim faaliyetleri yürütülüyor.


İlçenin farklı noktalarında yeni tip korona virüs (Covid-19) salgınının yayılmasını önleyecek çalışmaların aralıksız sürdürüldüğünü söyleyen Şehitkamil Belediye Başkanı Rıdvan Fadıloğlu, hijyen kurallarına uymanın önemine dikkat çekti. Korona virüs salgınına yönelik yürütülen çalışmalara ilişkin açıklamada bulunan Şehitkamil Belediye Başkanı Rıdvan Fadıloğlu, insan sağlığının her şeyden önemli olduğunu ve bu konuda herkesin duyarlı davranma zorunluluğunda olduğunu anlattı.


"Sorumluluk herkesin üzerinde"


Solunum yolu enfeksiyonu yapan bir virüs olarak tanımlanan Covid-19 salgınından korunmak için yapılması gerekenlere işaret eden Şehitkamil Belediye Başkanı Rıdvan Fadıloğlu, “Şehitkamil Belediyesi olarak halkımızın sağlığını korumak ve Covid-19 salgınının yayılmasını önlemek adına ekip arkadaşlarımızla birlikte tüm gayretimizle çalışıyoruz. Biz belediye olarak üzerimize düşenleri yapıyoruz ama bu virüsten kurtulmamız için herkesin üzerine sorumluluk düşüyor. Herkesin ellerini sık sık su ve sabun ile en az 20 saniye yıkaması, öksürme ve hapşırma sırasında ağız ve burunu tek kullanımlık mendille kapatması, mendil yoksa dirseğin iç kısmını kullanması gerekmektedir. Ellerle göze, ağza ve burnuna dokunulmaması, soğuk algınlığı belirtileri gösteren kişilerle araya en az 3-4 adım mesafe koyulması lazım. Yurt dışı seyahatlerin iptal edilmesi ya da ertelenmesi gerekmektedir. Yurt dışından dönüşte ilk 14 günün evde geçirilmesi, bulunulan ortamların sık sık havalandırılması gerekir. Kapı kolları, armatürler, lavabolar gibi sık kullanılan yüzeylerin su ve deterjanla her gün temizlenmesi gerekmektedir. Hiçbir kişisel eşyanın ortak kullanılmaması, kıyafetlerin 60-90 derecede normal deterjanla yıkanması gerekir. Tokalaşma, sarılma gibi yakın temaslardan kaçınılmasının yanı sıra bol sıvı tüketilmesi, dengeli beslenme, uyku düzenine dikkat edilmesi büyük önem arz ediyor. Ateş, öksürük, nefes darlığı gibi şikayetleri olanların maske takarak bir sağlık kuruluşuna başvurmaları gerekir. Soğuk algınlığı belirtileri olanların yaşlılar ve kronik hastalarla temas etmemesi, maske takmadan dışarı çıkılmaması alınabilecek önlemler arasında yer alır. Tedbir var, panik yok. Hiçbir virüs alacağımız önlemlerden daha güçlü değildir. Herkesin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi durumunda en kısa sürede normalleşme gerçekleşecektir” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sakarya Fabrikanın dereye bıraktığı atık, mahalleliye eylem yaptırdı Sakarya’nın Ayazı ilçesinden geçmekte olan ve bölgedeki birçok köyün tarım için kullandığı dere, iddiaya göre gıda fabrikasının atıkları sebebiyle kirli akıyor. Yıllardan beri kötü koku ve dere pisliğinden isyan eden mahalleli, fabrikanın önüne kadar yürüyüş eylemi yaptı. Kzıılcıkorman Mahallesi’nden geçen ve çevre mahallelerden geçerek Mudurnu Deresi ardından da Sakarya Nehri üzerinden Karadeniz’e dökülen derenin, bölgede bulunan GSF Gıda Sanayi Fabrikaları’nın atıklarından dolayı yıllardan beri kirli aktığı iddia edildi. Adeta siyaha bürünen derenin yıllardır bir çözüme kavuşturulmadığı için duruma tepki gösteren mahalle halkı, fabrikanın önüne kadar yürüyerek eylem gerçekleştirdi. Fabrikanın önünde toplaşan mahalle sakinleri ellerindeki ‘Balıklar öldü sıra çocuklarda’, ‘Yeter artık 40 yıl oldu, bıktık’, ‘Doğaya zulüm insana zulümdür’ pankartlarıyla yaptığı yürüyüşte ise jandarma ekipleri geniş güvenlik önlemi aldı. Mahallelinin tek istediği ise fabrikanın arıtma cihazını aktif hale getirip bölgenin pislik ve kötü kokudan arındırılması. “Artık ceza da işe yaramıyor” İnsanların mağdur olduğunu belirten mahalle sakini Mehmet Gülşen, “Deremiz hali çok kötü ve yıllardan beri biz bu çileyi çekiyoruz. Dere yakınlarında okul var ve birçok çocuk kötü kokudan dolayı sınıflara giremiyor. Derenin hemen kenarında Kur’an kursu var ve buraya çocuklar gelemiyor. Zamanında biz bu derede yüzerdik şimdi ise siyahlaştı. Köyün içinden geçeni geçtim D-100 kara yolundan geçen insanlar bile kokuya dayanamıyor. Artık köyümüzün ismi ‘Pis kokulu köy’ kaldı. Burada kahvehaneler, lokantalar var kimse buralara gelemiyor. Geçtiğimiz Cuma günü atık suyu bırakan fabrikaya ceza kesildi ve 2-3 gün kapalı kaldı ama bugün yine atık, yine koku var artık ceza da işe yaramıyor” dedi. “Kokusu ile pisliği artık bizi bezdirdi ve gerekli olan her yere müracaatımızı yaptık” Yaklaşık 40 yıldan beri kokudan rahatsız olduklarını belirten Kızılcıkorman Mahallesi Muhtarı Mecid Kızıldağ, “Mahallemizin içinden geçmekte olan tarla seviyelerini düşürmek için açılan kanalda 1982 senesinde açılan bu fabrika ürettiği nişasta ve glikoz üretiminin atıklarını kanalımıza bırakıyor. Burası 1982 senesinde açıldı ve o günden bu güne kadar kanala akıtıyor pisliklerini. Kokusu ile pisliği artık bizi bezdirdi ve gerekli olan her yere müracaatımızı yaptık. Dilimizin döndüğünce insanlara anlattık ama hiç kimse bir çare bulamadı ev bu günlere kadar geldik. Çevre mahalle sakinleri muhtarları herkes burada ve bu işten muzdarip, biz de bunu dile getirmek için yürüyüş gerçekleştirdik. Bizim kimseyle sorunumuz yok, art niyetimiz yok. Fabrikanın üretim yapması gerekiyorsa üretimini yapsın ama arıtmasını çalıştırsın. Bu fabrikadan 100-150 kişi ekmek yiyorsa diğer taraftan yoldan geçenler hariç 3 bin, 5 bin kişi kokuyu çekmek zorunda bırakılıyoruz. Muhtarlıkta benim dördüncü dönemim gelen her kaymakama, belediye başkanına ve valiye yani bu işte etkisi olabilecek herkese anlatmaya çalıştım ama herkes topu başkalarına attı. Sağ olsunlar yeni gelen vali ve kaymakam bize sahip çıktı, biz de mahalle halkı olarak düzen içinde eylem yaptık” diye konuştu. “İnsanlar evinde dururken, sokakta gezerken maske takıyor” Mahalle halkının çoğunun maske taktığını aktaran Kızıldağ, “Sinekler öyle bir hale geldi ki eşek arısı gibi oldu. Burada insanlar pencerenin camlarını açamıyor, misafir ağırlayamıyor hatta kanala yakın olan insanlar daha kötü durumda. Ben muhtar olarak utanıyorum. Buradan kim kime sıkıntı oluşturarak para kazanıyorsa haram olsun. İnsanlar evinde dururken, sokakta gezerken maske takıyor artık çünkü kokudan durulmuyor. Ben muhtarlık dönemimde defaten temizlettim ama yine de pislik içinde kalıyor” şeklide konuştu.