SAĞLIK - 28 Ekim 2020 Çarşamba 09:22

Doç. Dr. Yıldırım SANKO Üniversitesi hastanesinde

A
A
A
Doç. Dr. Yıldırım SANKO Üniversitesi hastanesinde

SANKO Üniversitesi Hastanesi’nde İç Hastalıkları Tıbbi Onkoloji Kliniği, Doç.

SANKO Üniversitesi Hastanesi’nde İç Hastalıkları Tıbbi Onkoloji Kliniği, Doç. Dr. Mustafa Yıldırım’ın hastanenin hekim kadrosuna dahil edilmesiyle hizmet vermeye başladı.


Doç. Dr. Mustafa Yıldırım, 1977 yılında Gaziantep’te doğdu, 25 Aralık İlkokulu’nda, Ertuğrul Gazi İlköğretim Okulu’nda ve Gaziantep Vehbi Dinçerler Fen Lisesi’nde eğitim gördü.


1994 yılında İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde başladığı eğitimini, 2000’de tamamlayan Doç. Dr. Yıldırım, 1994 yılında Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Anabilim Dalı’nda İç Hastalıkları Uzmanlık eğitimine başladı. Doç. Dr. Yıldırım, “Akut Lösemilerde Gravin Ekspresyonunun Prognostik Önemi” isimli tezi ile 2006 yılında İç Hastalıkları Uzmanlık eğitimini bitirdi.


Malatya- Arapgir Devlet Hastanesi’nde 2006-2008 yılları arasında zorunlu devlet hizmeti yükümlülüğünü, 2008 yılında Antalya’da askerlik görevini yerine getiren Doç. Dr. Yıldırım, Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Tıbbi Onkoloji Kliniğinde 2009 yılında Tıbbi Onkoloji yan dal eğitimine başladı. Doç. Dr. Yıldırım, “Mide Kanserinde P53 ve Bcl-2 Ekspresyonunun Prognostik Önemi” isimli tezi ile 2012 yılında Tıbbi Onkoloji yan dal eğitimini tamamladı, Batman Bölge Devlet Hastanesi’nde Tıbbi Onkoloji zorunlu devlet hizmeti yükümlülüğünü yerine getirdi.


Gaziantep’te özel bir sağlık kuruluşunda Tıbbi Onkoloji Uzmanı olarak göreve başladığı 2014 yılında İç Hastalıkları (Tıbbi Onkoloji) alanında Doçent unvanını alan Doç. Dr. Yıldırım, aynı yıl Gaziantep Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Tıbbi Biyokimya Anabilim Dalı’nda başladığı Biyokimya doktora eğitimini 2019 yılında tamamladı.


Özel bir üniversitede 2014-2020 yılları arasında iç hastalıkları anabilim dalında öğretim üyesi olarak görev alan Doç. Dr. Yıldırım, iyi derecede İngilizce bilmektedir. Evli ve üç çocuk babası olan Doç. Dr. Yıldırım, SANKO Üniversitesi Hastanesi İç Hastalıkları Tıbbi Onkoloji Kliniği’nde hasta kabulüne başladı.


İç hastalıkları Tıbbi Onkoloji kliniği


Kanserin tek bir hastalık değil, birçok farklı hastalığın ortak adı olduğunu belirten Doç. Dr. Yıldırım, “Kanser günümüz modern yaşamında etkisiyle ve sıklığı giderek daha çok görülen bir hastalıklar grubudur. Her bir hastalığın seyri farklı olduğu gibi hastanın yaşına, genel durumuna hatta cinsiyetine göre hastalık farklı seyreder” ifadelerini kullandı.


Bu nedenle çevredekilerin “benim hasta için şu tedavi verildi, sonucu şöyle oldu” gibi sözlerin dikkate alınıp hasta hakkında karar vermenin doğru olmayacağını kaydeden Doç. Dr. Yıldırım, “Belki hastanız aynı hastalığa sahip değildir. Bu nedenlerle hastanızın tedavisi konusunda tedavinin her aşamasında doktorunuzun fikrini almak hastanız yararına olacaktır” uyarısını yaptı.


Kanser hastalarının cerrahi, kemoterapi ve radyoterapi ile tedavi edildiğine vurgu yapan Doç. Dr. Yıldırım, “Hastaların tedavilerinin önemli bir kısmını oluşturan kemoterapi; kanser için etkili olduğu bilinen ilaçların genel ismidir. Onkoloji ise tümörü tedavi etmek için kullanılan ilaçları içermektedir. Farklı tümörlerde farklı etki gösterirler ve yan etkileri de farklıdır” dedi.


Kemoterapi vermekteki amacın hastalığı yok etmek, yayılmasını engellemek, ilerlemesini durdurmak ve hastalığın neden olduğu yakınmaları yok etmek olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Yıldırım, kemoterapi ile ilgili şu bilgileri paylaştı:


“Kemoterapi kararı verilmeden önce tanının patolojik olarak mutlaka konmuş olması, gözle görülmesi veya radyolojik yöntemlerle tespit edilmesi yeterli değildir. Patolojik tanıdan sonra hastalığınızın yaygınlığının bilinmesi için bazı incelemelerin (ultrasonografi, bilgisayarlı tomografi, manyetik rezonans, PET-BT, kemik sintigrafisi, kemik iliği incelemesi gibi) yapılması gereklidir.


Kemoterapi, hızla büyüyen ve ikiye bölünen kanser hücrelerinin büyümesini durdurmak ya da yavaşlatmak suretiyle etki göstermektedir. Ancak ağzınızı ve bağırsaklarınızın yüzeyini saran ya da saçlarınızın uzamasını sağlayan hücreler gibi hızla bölünen sağlıklı hücrelere de zarar verebilmektedir. Sağlıklı hücrelere verilen zarar yan etkilere neden olabilmektedir. Yan etkiler genellikle kemoterapi bitiminde iyileşmekte veya ortadan kalkmaktadır.


Kemoterapi verilirken uyulması gereken en önemli kurallardan biri tedavinin zamanında yapılmasıdır. İlaç zamanında uygulanmazsa, tümör hücreleri çoğalarak yayılmaya ve verilen ilaçlara direnç geliştirmeye başlarlar. Bu durumda tedavinin etkinliği de düşer.”


Hastaların takip ve tedavilerinin SANKO Üniversitesi Hastanesi Tıbbi Onkoloji Polikliniği ve Kemoterapi Ünitesi’nde yapılabileceğinin altını çizen Doç. Dr. Yıldırım, “Polikliniğimizde muayenesi yapılan hastalarımız, istenen kan ve görüntüleme tetkikleri ile değerlendirilerek, tedavileri yatarak veya ayaktan kemoterapi ünitesinde uygulanabilecektir” diye konuştu.


Doç. Dr. Yıldırım, Tıbbi Onkoloji Kliniği’ndeki uygulamaları, “Onkolojik tanı ve takip, kemoterapi, biyoterapi, hedefe yönelik tedaviler, immünoterapi, kişiye özgü bireysel tedavi yaklaşımı, nükleer tıp kliniği ile koordineli radyoaktif tedaviler, algoloji (Ağrı tedavisi), diyetisyen, fizyoterapist, psikolog ve eğitim hemşiresinden oluşan ekip ile destekleyici tedaviler” olarak özetledi.


SANKO Üniversitesi hastanesi


Çağdaş hastane yönetimi anlayışıyla yönetilen ve sağlıkta yüksek kalitenin adresi haline gelen SANKO Üniversitesi Hastanesi’nde, Acil Servis, Biyokimya, Patoloji ve Tıbbi / Klinik Mikrobiyoloji Laboratuvarları, Radyoloji, Nükleer Tıp, Kardiyovasküler Cerrahi, Organ Nakli Merkezi, Nefroloji, Hematoloji, Terapötik Aferez Merkezi, Genel Cerrahi, Beyin Cerrahisi, Çocuk Cerrahisi, Dahiliye, Gastroenteroloji, Endokrinoloji, Kulak Burun Boğaz, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları, Tıbbi Onkoloji, Çocuk Hematolojisi ve Çocuk Onkolojisi, Kardiyoloji, Göğüs Hastalıkları, Üroloji, Ortopedi ve Travmatoloji, Enfeksiyon Hastalıkları, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon, Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi, Göz Hastalıkları, Kadın Hastalıkları ve Doğum, Nöroloji, Psikiyatri, Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları, Göğüs Cerrahisi, Dermatoloji, Uyku Laboratuvarı, Obezite Merkezi, Periton Diyalizi Merkezi, Pulmoner Rehabilitasyon Merkezi, GETAT (Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp) ve Üremeye Yardımcı Tedavi Merkeziyle uzman tanı ve tedavi yöntemleri uygulanmaktadır.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muğla Datça’da 2 bin 500 yıllık hayal, temsili olarak gerçeğe dönüştürüldü Ege ile Akdeniz’in birleşme noktası olan Muğla’nın Datça ilçesinde su testilerine doldurulan ve Akdeniz’den Ege’ye sembolik olarak taşınan deniz suyu, düzenlenen törenle Ege Denizi’ne döküldü. Antik çağda Muğla’nın Datça ilçesinde yaşayan Knidosluların, Akdeniz ile Ege Denizi suyunun birleşmesini sağlamak amacıyla kanal açmaya çalıştıkları bilinirken, başarısızlıkla sonuçlanan çalışma yaklaşık 2 bin 500 yıl sonra gerçek oldu. Bu yıl 23.’sü düzenlenen Akdeniz’den Ege’ye Dostluk ve Doğa Yürüyüşü kapsamında Akdeniz’den alınan ve testilerle taşınan deniz suyu, bu yıl 23. kez Ege Denizi ile buluşturuldu. Datça Çevre ve Turizm Derneği’nin (DAÇEV) girişimi, Datça Kaymakamlığı ve Datça Belediyesi’nin katkıları ile her yıl düzenlenen geleneksel yürüyüş sabah saatlerinde Cumhuriyet Meydanı’nda başladı. Ege Denizi’ne götürülmek üzere Çatalmağara önünden Datça testilerine doldurulan Akdeniz suyu, belirlenen güzergah üzerinden Gökova körfezi kıyısındaki Gereme koyunda bulunan Katıyalı mevkiine ulaştırmak üzere davul zurna eşliğinde yola çıkarıldı. Yaklaşık 4 saat süren yürüyüşün ardından testilerle birlikte Katıyalı mevkiine ulaşan ekip, Akdeniz’den alınan deniz suyunu Ege Denizi’ne döktü. Datça Kaymakamı Murat Atıcı, Datça Belediye Başkanı Aytaç Kurt ve DAÇEV kurucusu ve Düzenleme Komitesi Başkanı Hüseyin Tüzün tarafından testilere doldurulan sular, Ege Denizi’ne döküldü. 2 bin 500 yıllık hayalin temsili olarak gerçeğe dönüştürüldüğü etkinliğin ardından, vatandaşlara keşkek ikram edildi. Piknik havasında geçen etkinlikte, katılımcılar doyasıya eğlenirken, davul zurna eşliğinde gerçekleştirilen kutlamalarda renkli görüntüler ortaya çıktı.
Burdur Burdur’da dikkatsiz sürücülerin neden olduğu kazalar kameralara yansıdı Burdur’da mart ayında dikkatsiz sürücülerin neden olduğu kazalara ait KGYS görüntüleri yayınlandı. Kazaların birinde, park halindeyken arkasını kontrol etmeden yola fırlayan sürücünün kullandığı otomobile çarpıp, refüj taşına vuran motosikletli ağır yaralandı. Burdur’da geçtiğimiz Mart ayında meydana gelen ve KGYS kameraları tarafından kaydedilen trafik kazaları Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından yayınlandı. Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından “Biraz daha dikkatli olsalardı, bu kazalar olmayabilirdi” mesajıyla yayınlanan görüntülerde, 4 kazanın da sürücü dikkatsizliğinden kaynaklandığı görüldü. Görüntülerdeki birinci kaza, Necati Bey Mahallesi Manastır kavşağında meydana geldi. Kavşak içerisinde bekleyen otomobilin, Tugay istikametinden Antalya kavşağı istikametine doğru sağ şeritte seyir halinde olan otomobili beklemeyip, bir anda sağ şeride atlaması sonucu, iki otomobil birbirine çarptı. Görüntülerdeki ikinci kaza yine Manastır kavşağında meydana geldi. Şehir içinden kavşağa kontrolsüz giren otomobile; Antalya kavşağı istikametinden gelip Tugay istikametine doğru seyir halinde olan başka bir otomobilin çarpması sonucu, iki otomobilin de sürücüsü kazayı hafif şekilde yaralı olarak atlatıyor. Üçüncü kaza ise Bülent Ecevit Bulvarı Vali Konağı kavşağında oluyor. Nene Hatun Caddesi üzerinden kontrolsüz bir şekilde kavşağa çıkan minibüse, Tugay kavşağından Fethiye istikametine seyir halindeki otomobilin yandan çarpması sonucu, iki otomobilde de maddi hasar meydana geliyor. Otomobile çarptıktan sonra refüj taşına vuran motosikletli ağır yaralanıyor Görüntülerdeki son kaza ise Özgür Mahallesi Gazi Caddesi üzerinde meydana geliyor. Arkadaşına ait 15 ACK 022 plakalı motosiklet ile cadde üzerinde süratle ilerleyen E.E. (22), yol kenarında park halindeyken yola çıkmak üzere hamle yapan E.D. idaresindeki 15 ER 060 plakalı Honda marka otomobile sol kapı kısmından çarpıp yola savrulduktan sonra, motosikletten düşüp refüje vuruyor. Kaskı olmayan E.E., kafasını yere çarptığı için ağır yaralanıyor. Savrulan motosiklet ise karşı şeride geçip, park halindeki 15 LK 808 plakalı Kia marka otomobile çarparak duruyor. Hastaneye kaldırılan motosiklet sürücüsü E.E.’nin ehliyetinin olmadığı öğrenilirken, E.E.’ye ehliyetsiz motosiklet kullanmaktan, motosiklet ruhsat sahibine ise ehliyetsiz birine araç vermekten, toplamda 25 bin 954 TL para cezası uygulandı.
Antalya Yaya önceliği olan yerlerde araç kullananlara 37 bin TL ceza Antalya’nın Gazipaşa ilçesinde özellikle sahil yürüyüş yolları, kaldırımlar ve trafiğe kapalı bölgelerde yasak olmasına rağmen bisiklet ile motosiklet kullanan 17 sürücüye, "motosikleti yayaların kullanımına ayrılmış yerlerde sürmek" ve "saygısızca araç kullanmak" maddelerinden toplam 37 bin 332 lira ceza uygulandı. İlçe Emniyet Müdürlüğü Trafik Tescil ve Denetleme Büro Amirliği Jandarma ve Zabıta ekipleri, özellikle akşam saatlerinde çocuk, yaşlı ve ailelerin park ve yeşil alanlarda gönül rahatlığı ile vakit geçirebilmeleri için sürekli devriye halinde oluyor. Ekipler, yaya güvenliğini bozacak şekilde kuralları ihlal eden motosiklet ve bisiklet kullanıcılarını affetmiyor. Ekipler, yayaların kullanımında olan ya da yaya önceliği olan alanlarda bisiklet ile motosiklet kullanılmaması ve kurallara uyulması konusunda sürücüleri uyarıp, kurallara uymayanlara ise para cezası uyguluyor. 37 bin 332 lira ceza yazıldı Ekipler, gerçekleştirdikleri denetimlerde ise Gazipaşa’da sahil yürüyüş yolları, park, yeşil alanlar, kaldırımlar ile trafiğe kapalı bölgelerde yasak olmasına rağmen bisiklet ve motosiklet kullanan 17 sürücüye; "trafik güvenliği ve düzeni ile ilgili olan yönetmelikte gösterilen diğer kurallara uymamak" maddesinden 690 lira, "saygısızca araç kullanmak" maddesinden 690 lira ve "motosikleti yayaların kullanımına ayrılmış yerlerde sürmek" maddesinden ise bin 506’şar lira toplam 37 bin 332 lira para cezası uyguladı.