MAGAZİN - 09 Ocak 2021 Cumartesi 09:44

Yeşilçam’ın yıldızları sağlık çalışanlarıyla buluştu

A
A
A
Yeşilçam’ın yıldızları sağlık çalışanlarıyla buluştu

2020 Yılını Sağlık Çalışanları olarak ilan eden Narkoz Sağlık Dergisi Yeşilçam’ın yıldızlarını sağlık çalışanlarıyla buluşturdu.

2020 Yılını Sağlık Çalışanları olarak ilan eden Narkoz Sağlık Dergisi Yeşilçam’ın yıldızlarını sağlık çalışanlarıyla buluşturdu. Derginin sosyal medya hesabından canlı olarak yayınlanan ve Gazeteci Mezine Sırakaya’nın hazırlayıp sunduğu Sağlıklı Sohbetler Programı’nda ünlü isimler sağlık çalışanlarının sorularına cevap verdi.


Narkoz Sağlık Dergisi instagram @narkozsağlik adresli sosyal medya hesabında yayınlanan programda Yeşilçam’ın Çocuk yıldızı,sinema ve dizilerin başarılı oyuncusu, seslendirme sanatçısı Parla Şenol, Oyuncu ve Şarkıcı Nil Ünal, Ünlü Bestekar, söz yazarı ve yorumcu Bülent Yetiş ve Film-San Vakfı Müdürü Sinema Eleştirmeni Yazar Kıvanç Terzioğlu, 2021 Yılının ilk günlerinde canlı yayında sağlık çalışanlarıyla bir araya geldi. Başarılı oyuncusu Parla Şenol kendi döneminden sonraki süreçte çocuk yıldızların yetişmediğine dikkat çekerek, 1961 yılında başladığı sinemanın perde arkasında yaşadığı hatıralarını paylaştı. Bir dönemlerin “Müstesna” karakteriyle gönüllerde taht kuran Parla Şenol izleyenlere, bu karakterin sürekli kullandığı “Allah’ım sen benim keçilerime mukayyet ol” repliği ile güldürdü. Şenol, “Geçmişten günümüze Türk sinemasını nerede görüyorsunuz” sorusuna ise, “Ben hiçbir sektörü bulunduğu o ülkeden ayırarak soyutlayarak değerlendirmenin doğru olduğunu düşünmüyorum. Türk sineması da Türkiye Cumhuriyetinin içinden geçtiği sosyolojik, siyasi, psikolojik evrelerden daima katkı alarak ve katkı vererek devam etmiştir. 1968 harekâtı sonrasında tüm dünyada ki eğilimler doğrultusunda daha farklı içerikler oldu. Şimdi televizyondan ve sosyal medyadan çok etkilenmiş bir Türk sineması buluyoruz. Bunlar genellemeler ama bütün bu genellemelerin içinde her dönem çok başarılı çok kendine özgü filmler olduğunu inkar etmek mümkün değil. Bu anlamda bakıldığında Türk sinemasını ben başarılı görüyorum. Dönemin koşulları altında yürüyen bir sinema ama çok güzel örnekleri de hayatımıza katan bir sinema, özellikle oyunculuklar giderek ilerledi şimdi. Ben oyunculukların biraz monotonlaştığını düşünüyorum ama oda değişecektir. Her şey gibi sinemada bir değişim içinde” cevabını verdi.


Sağlık çalışanlarının yeni yılını da kutlayan Şenol, “Çok özverili canla başla çalışıyorlar. Mesleklerinin gereği bu ama bu gereği gayet iyi yerine getiriyorlar, tabi ki çok şey borçluyuz onlara tekrar tekrar teşekkür ediyoruz. İnşallah bu pandemi bittiğinde onları çok güzel, çok mutlu çok rahat günler karşılasın” dedi.


“Kadir İnanır’a Aşıktım”


“Damarımda Kanımsın” şarkısıyla 90’lara damgasını vuran Türk Sinemasının unutulmaz isimlerinden olan Oyuncu ve Şarkıcı Nil Ünal ise programda izleyenlere canlı canlı sevilen şarkılarıyla seslendi. “Kavgamız” Filminde başrolünü usta oyuncu Kadir İnanır ile paylaşan Nil Ünal, ünlü oyuncuya olan aşkını da itiraf etti. “Kadir İnanır’a aşıktım. Hayalde olsa aklımın ucundan geçmezdi onunla bir projede yer almak. Yıllar sonra onunla “Kavgamız” filminde başrollerde oynadım. İnanılmaz güzeldi” dedi.


Kemal Sunal ve İbrahim Tatlıses detayı


Birçok Sinema ve dizide rol aldığını anlatan Ünal programda, İbrahim Tatlıses ve Kemal Sunal ile ilgili de detaylar paylaştı. Kemal Sunal ile ilgili ise ilginç bir detayı paylaştı. Ünal, “Aydemir Akbaş’ın yazdığı 1988 yılında “Bir Kulum İşte” filminde, İbrahim TATLISES ile beraber, 1988 yılında yönetmenliğini Kartal Tibet’in yaptığı “Sevimli Hırsız” filminde de Kemal Sunal ile başrolleri paylaştık. O yılları unutmak mümkün değil. İbrahim Tatlıses çok centilmen, işinde titiz bir insandı. Kemal Sunal Allah rahmet eylesin. Yeri hepimizde başkadır. Çok titiz bir insandı, yemeklerini bile evden taşıdığını söylerdi arkadaşlar. Türk Sinemasının tartışılmaz isimlerinden biriydi” ifadelerine yer verdi.


Pandemi mesajı


Sağlık çalışanlarına “Koca Yürekli İnsanlar” diye hitap eden Ünal, pandemi süreci ile ilgili verdiği mesajda, “Narkoz Sağlık Dergisi ailesine ve onların nezdinde tüm sağlık çalışanlarına teşekkür etmek istiyorum. Onlara şükran borçluyuz, ne yapsak az onlara çok teşekkür ediyorum. Sağlık çalışanları yararına yapılan her şeye hep desteğimdir. Bizim sanatçılar olarak yapabileceğimiz katkılar ancak şarkılar ve konserlerle olabiliyor. Ama onlar her şeyi yapıyor. Kutluyoruz onları iyi ki varlar, koca yürekli insanlar. Bu günler geride kalacak inşallah. Pandemi süresince tüm dünya ve ülkemiz zor bir süreçten geçiyor. Ama umudumuzu kaybetmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.


Pandemi sürecinde 47 beste yaptı


Programının bir diğer ünlü konuğu Bestekar, söz yazarı ve yorumcu Bülent Yetiş oldu. Sağlık çalışanları şarkılarını söyleyen Bülent Yetiş, pandemi sürecinde 47 adet beste yaptığını ifade etti. Yetiş, “Ben şarkılarımı her zaman taşıyabilecek insanların okumasını istedim ve yapmış olduğum şarkıları verirken de bu kriteri daima gözettim. Yani slov bir şarkıyı dinlerken gözleriniz doluyorsa o iş bitmiş, şarkı adresi bulmuş demektir. Çok sayıda sanatçı ile çalıştım, şarkılarımı okuyan çok sanatçımız var inşallah Sezen Aksu ve Tarkan’da benim bir şarkımı okuyacaktır diye düşünüyorum. Ajda Pekan’a verdiğim YAN şarkısı dünyada söylendi. Bu Benim için çok büyük bir gurur. Ajda Pekkan, çalışkanlığına, titizliğine çok hayran olduğum bir sanatçıdır, benim için hep örnek bir sanatçı olmuştur” ifadelerini kullandı. Sağlık Çalışanlarının yeni yılını kutladı.


Ailelere uyarı


Sinema eleştirmeni ve Film-San Vakfı Müdürü Kıvanç Terzioğlu ise oyuncu olmak isteyenlere tavsiyelerde bulunarak ailelere çocuklarını bu konuda zorlamaması gerektiğini kaydetti. Terzioğlu, uyarılarına şöyle devam etti:


“Sinema ve oyunculuk sevilerek yapılmalı. Küçük çok güzel ve yakışıklı çocuklarınız varsa ve oyuncu olmalarını istiyorsanız önce onların sevmesi lazım. Yetenekli çocukların doğru cast ajansları seçmesi için Ajanslarda verilen eğitimin kalitesine bakmakta başka bir önemli nokta.”


Film-San’ın 46 yıllık ilk ve tek vakıf olduğunu ve dönemin ünlü isimleri tarafından kurulduğunu hatırlatan Terzioğlu, “Filmsan, 1975 yılında rahmetli Ümit Utku, Emel Sayın, Hülya Koçyiğit Selim Soydan, Muazzez Arçay, Edis Hun, Engin Çağlar, Meral Orhunsoy tarafından kuruldu. Vakıfın amacının sanatçıların sosyal haklarını korumaktı. Aynı amaç ve hedefle bugünlere ulaştı” dedi.


Sağlık çalışanlarına sinema sektörünün her zaman destek olduğunu vurgulayan Terzioğlu, yeni yılın tüm Türkiye’ye huzur ve mutluluk getirmesini diledi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Balıklı Rum Hastanesi ihbarda bulunmuştu: "Sahte reçete" soruşturması tamamlandı İstanbul’da bulunan Balıklı Rum Hastanesi Çocuk Psikiyatrisi bölümünde, usulsüz reçete düzenlenerek, muayene olmayan hastaların tedavi edilmiş gibi gösterip, SGK’nın ve hastanenin zarara uğratıldığı iddiasına ilişkin, yürütülen soruşturma tamamlandı. Hazırlanan iddianamede, bir sanık hakkında, 46 yıla kadar, 4 sanık hakkında ise 26’şar yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılması talep edildi. Balıklı Rum Hastanesi’nde, çocuk psikiyatri doktoru Prof. Dr. A.E. ve tıbbi sekreter N.D. ile bir eczanede kalfa olarak çalışan R.Ç. başta olmak üzere 16 şahsın, sahte reçete düzenleyerek Balıklı Rum Hastanesini zarara uğratıldığı, konun ise hastane tarafından yapılan iç denetimde ortaya çıktığı olaya ilişkin yürütülen soruşturma tamamlandı. Soruşturma kapsamında geçtiğimiz günlerde yapılan operasyon neticesinde, 6 şüpheli gözaltına alınmış, bu şüphelilerden 3’ü tutuklanmıştı. Konuya ilişkin, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosunca hazırlanan 157 sayfalık iddianamede; Balıklı Rum Hastanesi Vakfı ‘müşteki’, 18 kişi ‘mağdur’, 16 kişi ‘müşteki’, 5 şahıs ise ‘şüpheli’ sıfatıyla yer aldı. İddianamede, tıbbi sekreter N.D. ve eczacı kalfası R.Ç. diğer sanıkların da içinde olduğu sahte reçeteler düzenlenmek suretiyle resmi evraklarda sahtecilik yapıldığı, müşteki hastane başta olmak üzere bir çok kişi ve kuruma zarar verdiği, Balıklı Rum Hastanesi Vakfı’nın kendi kurum bünyesinde yapmış olduğu iç denetim sonucunda; hastanede "Çocuk Psikiyatristi" olarak görev yapan sanık Prof.Dr. A.E. ve tıbbi sekreter sanık N.D.’nin, dışarıdan eczacılar ile anlaşarak, kimlik kontrolü yapmadan hastayı muayene ettikleri, resmi evrak düzenledikleri, hastaneye gelen kişi adına SGK sisteminde sorun olmadığı halde "Sistemde Problem Var"mazeretiyle kayıt açmadan işlem yaptıkları ve yeşil ile kırmızı reçete düzenledikleri, bunun sonucunda da kamu kurumlarını zarara uğrattıkları belirtildi. "SİSTEM YOKTUR" kaşesi vurularak SGK zarara uğratıldı Protokol numaralarının çoğunda muayene olan hastanın değil, başkalarının kayıtlı olduğunun belirtildiği iddianamede, hastaların kayıtlı oldukları tarihte hastaneye hiç gelmedikleri, dolayısıyla hastaların hastanenin resmi sisteminde hiç bir kaydı olmadığı, dolayısıyla o kişi adına hastanede kaydı olan başka bir kişinin protokol numarasına yazılarak adına sahte reçete düzenlendiği, sisteme kaydedilmeyen hastalara usulsüz reçete verildiğinde; "Kişinin ne kadar ilaç alıp alamayacağı, sistemin buna izin verip vermediğinin görülmediği, "kırmızı ve yeşil reçeteli ilaçların fazla miktarda ve kayıtsız alındığının tespit edildiği, bazı hastaların belirli bir tarihten sonra hastane sistemine hiç kayıt olmadıkları, ancak bu hastalar adına yeşil ve kırmızı reçete düzenlenmeye devam edildiği aktarıldı. İddianamede, hastanenin maddi zarara uğradığı gibi hastaneye gelmeyen bu hastaların adına kendilerinden habersiz reçete düzenlenmesi sebebiyle bu kişilerin kimlik bilgilerinin izinsiz kullanıldığı, birçok hastaya hastanenin yoğun olduğu söylenerek, sanık Doktor A.E. tarafından, anlaşmalı olduğu bazı psikiyatristlere yönlendirilme yapılarak hastanenin maddi kayba uğradığı, hastane ve sağlık çalışanlarının normalde "dışarıda başka eczane, sağlık kurumu gibi yerler ile resmi ve uygun olmayan ilişki içine girmesi" yasak olduğu halde sanık Doktor A.E’nin sürekli olarak eczane kalfası R.Ç. tarafından reçete edilen ilaçlar getirildiği, bunun sonucunda da her ikisi arasında menfaat ilişkisi olduğu bilgisi yer aldı. Hazırlanan iddianamede, bazı hastalara "SİSTEM YOKTUR" kaşesi vurularak sisteme kayıt edilmeden çokça yeşil ve kırmızı reçeteye tabi ilaçların hastane adına reçete edildiği, SGK’nın maddi kayba uğramasına sebep olunduğu bilgisi yer aldı. İlaçları el altından farklı kişilere yüksek fiyatlardan satarak haksız kazanç elde ettikleri belirtildi Hazırlanan iddianamede, Doktor A.E.’nin, 2020 yılından beri hastanede çalıştığı, bir psikolojik danışmanlık merkezine yüzde 50 ortağı olduğu, bu merkezin 3 yöneticisinden de biri olduğu, ayrıca Doktor A.E.’nin eylemlerini hastane çalışanı N.D. ile birlikte hareket ederek gerçekleştirdikleri, sanıkların Balıklı Rum Hastanesine kayıt yaptırmayan ancak özel polikliniğe giden hastaların reçetesini hastane aracılığı ile SGK’ya fatura ettikleri, fatura edilen ve kırmızı ve yeşil reçetelere mahsus edilerek alınan ilaçları el altından farklı kişilere yüksek fiyatlardan satarak haksız kazanç elde ettikleri, yazılan usulsüz ilaçlardan dolayı temin edilen haksız kazancı diğer sanıkların aralarında paylaştıkları, bu ilaçları temin ederken Eczacı sanık A.H. ile ilaç mümessili sanık C.K.’nin iletişim kurarak ilaç temini yönünde birlikte hareket ettikleri, işlenen suç yönünden dosyadan bulunan tüm sanıkların iş birliği içerisinde hareket ettikleri aktarıldı. Sanıklar hakkında değişen oranlarda hapis talebi İddianamede, sanık A.H. hakkında, 5 suçtan 21 yıldan, 46 yıla kadar, sanık A.E. başta olmak üzere diğer sanıklar C.K., N.D. ve R.Ç. hakkında ise 11’er yıldan 26’şar yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılması talep edildi. Hazırlanan iddianame Bakırköy Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Sanıkların yargılanmasına önümüzdeki günlerde başlanacak.
Muş Muş’ta dolandırıcılık operasyonu: 5 tutuklama Muş’ta yatırım vaadiyle dolandırıcılık yaptığı belirlenen şüphelilere yönelik Muş’ta düzenlenen siber operasyonda 5 kişi tutuklandı. Muş İl Emniyet Müdürlüğüne yapılan müracaat üzerine başlatılan soruşturmada, müştekinin kendisini arayan şahıslar tarafından yatırım vaadiyle dolandırıldığı belirlendi. Müştekinin, iki ayrı şirkete ait banka hesaplarına 26 işlemde toplam 2 milyon 352 bin 382 TL para gönderdiği tespit edildi. Soruşturma kapsamında yapılan incelemelerde, söz konusu paraların farklı şahıslara ait banka hesaplarına aktarıldığı, bu hesaplardan kripto para platformlarına yönlendirilerek kripto varlık alımı yapıldığı ve kripto cüzdanlara transfer edildiği belirlendi. Muş İl Emniyet Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince 25.12.2025 tarihinde gerçekleştirilen eş zamanlı operasyonlarda, çeşitli illerde toplam 10 şüpheli yakalandı. Şüphelilerden 7’si adli işlemlerinin tamamlanması amacıyla ile getirilirken, 3 şüpheli ifadelerinin alınmasının ardından serbest bırakıldı. Bazı şüphelilerin adreslerinde bulunamadığı, bir kısmının ise yurt dışında olduğu tespit edildi. Şüphelilerin ikametlerinde yapılan aramalarda 13 cep telefonu, 6 SIM kart, 2 hard disk ve 1 hafıza kartı ele geçirildi. İle getirilen 7 şüpheli, 26.12.2025 tarihinde mevcutlu olarak adli makamlara sevk edildi. Şüphelilerden 1’i savcılıktan serbest bırakılırken, 1 şüpheli yurt dışı yasağı adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. 5 şüpheli ise tutuklanarak cezaevine teslim edildi.
Bayburt Bayburt’ta ’Liseler Arası Münazara Yarışması’ devam ediyor Bayburt İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından düzenlenen Liseler Arası Münazara Yarışması kapsamında ikinci münazara Aydıntepe Çok Programlı Anadolu Lisesi ile Bayburt Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrencileri arasında gerçekleştirildi. Öğrenciler, eğitimde teknoloji ve insan ilişkisinin önceliğini tartıştı. Yarışmada, Aydıntepe Çok Programlı Anadolu Lisesi öğrencileri ’Eğitimde teknolojik araçlar öncelikli olmalıdır’ tezini savunurken, Bayburt Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrencileri ise ’Eğitimde öğretmen-öğrenci ilişkisi öncelikli olmalıdır’ tezi üzerinden görüşlerini dile getirdi. Belirlenen tezler doğrultusunda gerçekleşen münazarada öğrenciler; eleştirel düşünme, etkili ifade ve akademik tartışma becerilerini sergileyerek nitelikli bir tartışma ortaya koydu. Öte yandan, yarışmanın ilk münazarası ise Bayburt Lisesi ile Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrencileri arasında Çoruh Kültür Merkezi’nde düzenlenmişti. İlk münazarada Bayburt Lisesi öğrencileri ’Eğitimin öncelikli amacı değerler eğitimidir’ tezini savunmuş, Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrencileri ise ’Eğitimin öncelikli amacı bilgi aktarımıdır’ tezi üzerinden görüşlerini paylaşmıştı. Liseler Arası Münazara Yarışması ile öğrencilerin kendini ifade etmesine ve akademik gelişimlerine katkı sunulması amaçlanıyor.