GÜNDEM - 30 Nisan 2025 Çarşamba 13:32

Çaycı İsmet Usta’nın ocağı 35 yıldır bir metrekarelik dükkanda kaynıyor

A
A
A

Gaziantep’in tarihi Almacı Pazarı’nda herkesin ’Çaycı İsmet baba’ diye hitap ettiği İsmet Kılıç, etrafa saçan neşesiyle, sıcak muhabbetiyle ve her zaman gülen yüzüyle 35 yıldır müşterilerine çay servisi yapıyor.

Gaziantep’te yaklaşık 250 yıl önce inşa edilen ve kentin en eski çarşısı olan tarihi Almacı Pazarı’nda 35 yıldır çaycılık yapan İsmet Kılıç, bir metrekarelik dükkanındaki çay ocağında emek vererek hazırladığı çayı müşterilerine servis ediyor. Kentin tarihi yapısıyla özdeşleşen Almacı Pazarı’nda çay ocağını işleten İsmet Kılıç, güne erken saatte başlıyor. Akşam saatlerine kadar çarşı esnafının yanı sıra vatandaşlara da hizmet veren Kılıç, çay servisi yaparken günde 15 kilometre yürüyor. Yıllardır sevdiği işi ilk günkü gibi güler yüzüyle sürdüren Kılıç, gün doğmadan evinden çıkıp yaklaşık 3 asırlık Almacı Pazarı’ndaki dükkanına geliyor. Günlük temizliğini yapıp, ustasından öğrendiği şekilde çayını demleyen Kılıç, özenle demlediği çayı esnafın ve müşterilerinin beğenisine sunuyor. Kılıç, çarşı esnafı tarafından ’Çaycı İsmet baba’ adıyla biliniyor. "Dükkanım küçük ama gönlümüz bol" diyen Kılıç, bugüne kadar alın teriyle kazanmanın mutluluğunu yaşadığını söyledi. Küçük iş yerini görenlerin şaşırdığını belirten Kılıç, yıllardır iki kişinin sığamadığı dükkan sayesinde ailesini geçindirdiğini ifade etti.

Çaycı İsmet Usta’nın ocağı 35 yıldır bir metrekarelik dükkanda kaynıyor

"Dükkanım bir metre 20 santimdir"

Çarşıdaki herkesin kendisine "Çaycı İsmet baba" diye hitap ettiğini anlatan İsmet Kılıç, "35 yıldan beri bu çay ocağını çalıştırıyorum. Esnafa, memleketimizi geziye gelen turistlerimize hizmet vermekteyiz. Dükkanım bir metre 20 santimdir. Bu küçük dükkanda para nasıl kazanılır, gelsin görsünler. Her işin kendine göre zorlukları var. Bizim işimizde dolu bardağı götürüp, boş bardağı getirmek ve müşteriyi memnun etmek. İşimizi çok seri bir şekilde yapmamız lazım. Aynı zamanda da esnafımız sürekli çay isteğinden dolayı taze ve güzel çay yapmamız lazım. Çayımızı içenler, ‘ellerinize sağlık, harika çaylar içiyoruz’ diyorlar" dedi.

Çaycı İsmet Usta’nın ocağı 35 yıldır bir metrekarelik dükkanda kaynıyor

"İnsan yaptığı işi sevmeli"

Dükkanın çok küçük olmasına rağmen işini hep severek yaptığını ve yapmaya da devam edeceğini ifade eden Kılıç, "Sabah namazında dükkanımı açarım. Daha sonra çayımızı demleriz. Esnafımız 07.30 gibi dükkanlarını açar. Çay servisimiz esnafın gelmesiyle başlar ve akşam namazına kadar durmak yok. Sadece 5-10 dakika bir öğle yemeği molası veririz ve akşam 18.30’a kadar buradayız. Ortalama günlük 15 kilometre yol yürüyorum. İşimi severek yapıyorum. Zaten yaptığın işi sevmezsen ve sevmeyerek yaparsan, o işten bir şey anlayamazsın. Fakat işini severek yaparsan sana ilham kaynağı olur, kazancın bereketli olur, güler yüzlü olursun ve müşteri memnuniyeti de daha fazla olur" şeklinde konuştu.

Çaycı İsmet Usta’nın ocağı 35 yıldır bir metrekarelik dükkanda kaynıyor

"Çaycı İsmet baba çarşımızın koca çınarı"

Çarşı esnafından Fatih Özsefil de, "Çaycı İsmet baba bizim gönlümüzün sultanı. Komik biri ama çayı, zahteri, kahvesi ve sözleriyle bize ilham veriyor. İsmet babayı seviyoruz, Allah kendinden razı olsun ve çarşımızdan eksik olmasın. Biz kendisinden memnunuz" diye konuştu.

İbrahim Koçyiğit

Çaycı İsmet Usta’nın ocağı 35 yıldır bir metrekarelik dükkanda kaynıyor

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir İzmir’de ‘Türk Mutfağı Haftası’ etkinlikleri başladı Türk Mutfağı Haftası kapsamında İzmir İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü tarafından bir dizi etkinlik düzenledi. İzmir Valisi Süleyman Elban, "İzmir, gerçek anlamda bir gastronomi şehri olmuştur. Her türlü otun, sebzenin, meyvenin bulunduğu bu şehirde, mutfak kültürü inanılmaz bir çeşitliliğe ulaşmıştır" dedi. Türk mutfağının tarihi ve kültürel mirasını tanıtıldığı "Türk Mutfağı Haftası" etkinlikleri İzmir Kültür Sanat Fabrikası’nda organize edildi. Programa İzmir Valisi Süleyman Elban, İzmir İl Kültür ve Turizm Müdürü Sadık Doğruer, İzmir Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli, belediye başkanları, kurum müdürleri, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, öğrenciler ve vatandaşlar katıldı. Aralarında tescilli ürünlerin de bulunduğu yöresel lezzetler kurulan stantlarda katılımcılara tanıtıldı. Protokol üyleri ve etkinliğe gelen vatandaşlar, stantları gezerek ikramlardan tattılar. Türk mutfağının zenginliğini anlatan Vali Süleyman Elban, "Kaç yemeğimiz, kaç çorbamız, kaç salatamız, kaç tatlımız olduğunu bilmiyoruz. Üstelik henüz ticarileşmemiş ev yemeği kültürümüz var. Bu nedenle gastronomi alanında iddialı şehirlerde bile insanlar ’Biz dışarıda yemek yemeyiz, evdeki yemekler çok daha farklı, daha özeldir’ derken haksız sayılmazlar. Henüz ticarete konu olmamış lokantalarda evlerde yapılmayan çok özel yemekler var. Ayrıca geçmişte yapılmış ama zamanla kaybolmuş, unutulmuş yemeklerimiz de mevcut. İzmir’e gelince; iklimsel ve coğrafi avantajların tamamına sahip bir şehir olmasının yanı sıra, Anadolu’nun ve yakın coğrafyamızın yemek kültürünün tam bir özeti İzmir’de var. İzmir, gerçek anlamda bir gastronomi şehri olmuştur. Her türlü otun, sebzenin, meyvenin bulunduğu bu şehirde, mutfak kültürü inanılmaz bir çeşitliliğe ulaşmıştır. Üstelik artık yalnızca hünerli kadınlarımız değil, erkeklerimiz de bu zenginliğe katkı sunmakta, mutfağımız daha da güçlenmektedir" dedi. "İzmir’in gastronomi gizemi hiç bitmiyor" Şimdi bu süreci meslek yüksekokulları, üniversitelerin ilgili fakülteleri, liselerdeki turizm meslek liseleri ve mesleki eğitim merkezlerindeki gastronomi bölümleriyle desteklendiğini belirten Vali Elban, "Buralardan mezun olan öğrencilerimiz sektör tarafından adeta kapış kapış alınıyor; çünkü sektör hala doygunluğa ulaşmış değil. İzmir artık uluslararası düzeyde kabul gören bir gastronomi şehri olmuş, Michelin yıldızlı restoranlarla bu tescil de somutlaşmıştır. Şehre gelen ziyaretçiler deniz ürünlerinden ot yemeklerine, et yemeklerinden kebaplara, sokak lezzetlerinden kahvaltıya kadar çok geniş bir yelpazede mutfağımızı tanımakta; ancak sadece küçük bir kısmını tadabilmektedirler. Bu nedenle İzmir’in gastronomi gizemi hiç bitmiyor; her gelişte yeni bir tatla karşılaşmak mümkün oluyor. Bana göre bu haftanın en önemli özelliği, bu kültürümüzün farkına varmak, zenginliğimizin bilincine ulaşmak ve bunu tüm kuşaklara her türlü araçla aktarmak olmalıdır. Ayrıca bu zenginliğe sadece övünmek için değil, ekonomik bir değer kazandırmak için de sahip çıkmalı, gastronomi turizmini desteklemeli, bu alanda ürün sağlayan yerel üreticilerin de bu değerden pay almasını sağlamalıyız" sözlerini ekledi. Hafta boyunca İzmir’de mutfak atölyesi, yemek tanıtımı, söyleşi, seminer gibi pek çok etkinlik düzenlenecek.
Şanlıurfa Şanlıurfa’da öğretmenlere masal eğitimi Şanlıurfa’da okul öncesi ve temel eğitim öğretmenlerine yönelik, Tarihin Sıfır Noktasında Masaldan Bilime temasıyla masal eğitimleri veriliyor. Karacadağ kalkınma Ajansı ile Şanlıurfa İl Milli Eğitim Müdürlüğü işbirliğiyle düzenlenen Masaldan Bilime Söyleşisine Şanlıurfa’nın 13 ilçesi görev yapan 500 öğretmen katıldı. Masal Dede olarak bilinen yazar Yücel Feyzioğlu’nun konuk olduğu söyleşide masal anlatımının çocukların gelişimindeki önemi paylaşıldı. Katılımcılar, hem bilimsel hem de kültürel perspektifler eşliğinde masal anlatımının eğitimde nasıl bir araç olarak kullanılabileceğini keşfetme fırsatı buldu. Söyleşide konuşan yazar Feyzioğlu, "Masallarda gelenek, terbiye, edep gibi her şey işlenmiş, 1900’lü yılların başlarına kadar okullaşma oranı düşük kaldığı için nesillerin eğitiminde masal önemli bir yer tutuyordu. Binlerce yıl insanlar çocuklarını masal ile eğitmiş. Masal her şeye cevap veriyor. Terbiye, edep ve bilime yönlendirmesi gibi" dedi. Masallar ile büyüyen çocukların gelişiminin daha iyi olduğunu, masalların herkese yayılması gerektiğini belirten Feyzioğlu, masalların anne, baba ve çocuk arasında bir hatıra ve anı oluşturduğunu dile getirdi. "Masallar beyinsel olarak çocukları geliştiriyor. Masal okunmamış çocuklar büyüyor ama olgun insana dönüşemiyor, bilim ortaya koyamıyor, mesleğinde başarılı olamıyor." diyen Feyzioğlu, Şanlıurfa’da öğretmenlere masalların psikolojik etkilerini, öğrencilere masalları, velilere ise masalsız çocuk olmayacağını anlattığını belirtti. Öğretmenlerin yanı sıra öğrencilere ve velilere yönelik eğitimler Haliliye ve Harran İlçelerindeki bazı okullarda 23 Mayıs 2025 tarihine kadar sürecek.
Kırklareli Türkiye’de "81 İlde 81 Orman" projesi kapsamında 81 ilde 2,2 milyon fidan toprakla buluşacak Türkiye İş Bankası, Orman Genel Müdürlüğü ve TEMA Vakfı iş birliğiyle yeniden hayata geçirilen "81 İlde 81 Orman" projesi kapsamında fidan dikim etkinliği gerçekleşti. Projenin yeni aşamasında 81 ilde 2,2 milyon fidan toprakla buluşacak. Türkiye’nin dört bir yanında orman varlığını artırmayı, çevre farkındalığını güçlendirmeyi ve birçok canlıya yaşam alanı sunmayı amaçlayan 81 İlde 81 Orman projesi, ilk olarak Türkiye İş Bankası, Orman Genel Müdürlüğü ve TEMA Vakfı iş birliğiyle 2008-2017 yılları arasında uygulanmıştı. Proje, İş Bankası’nın 100. yılı vesilesiyle 2024’te yeniden başlatıldı. Projenin ikinci etabında Samsun Erzincan, Konya, Balıkesir, Manisa, Bursa, Kocaeli, Adıyaman, Bitlis, Isparta, Giresun ve Bayburt’tan sonra Kırklareli’nde gerçekleşti. Kırklareli’nde düzenlenen fidan dikim törenine, Kırklareli Valisi Uğur Turan, Kırklareli Orman İşletme Müdürü İsmail Karakaya, Türkiye İş Bankası Kurumsal İletişim Müdürü Müge Nevşehirli Veziroğlu, TEMA Vakfı Orman ve Kırsal Kalkınma Bölüm Başkanı Dr. Ferhat Taze’nin yanı sıra Kırklarelili öğrenciler ve bölge halkı katıldı. 20 bin fidan Kırklareli’nde toprakla buluştu 81 İlde 81 Orman projesi kapsamında yüzde 40’ı ormanlık alanlardan oluşan Kırklareli’nin Merkez ilçesindeki Karıncak köyünde yer alan 6 hektarlık alanda 20 bin fidan toprakla buluştu. Türkiye İş Bankasından yapılan açıklamaya göre, projenin 2008-2012 yılları arasında gerçekleşen ilk aşamasında, 2011 yılında Kırklareli’nin Kocatarla köyünde 45 bin fidan dikimi yapılmıştı. Düzenli bakımı yapılan bu alanda zamanla çeşitli canlı türleri ve ekosistem gelişmeye başladığı belirtildi. İş Bankası, Orman Genel Müdürlüğü ve TEMA Vakfı iş birliğiyle 2008 - 2012 yılları arasında gerçekleştirilen, ülke genelinde ağaçlandırma seferberliğine dönüşen projenin ilk aşamasında 81 ilde yaklaşık 1.500 hektar alana 2 milyon 205 bin fidan dikildi. Ayrıca 22 hektarlık alanda 35 bin 200 fidanla 82. orman da yine Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde kuruldu. Projenin ilk fazında dikim sahalarının ormana dönüş oranı yüzde 84’ün üzerinde oldu Türkiye’nin 81 ilinde, 5 yıl içinde 2 milyon 200 bin fidan Fidan dikimlerinin gerçekleştiği yerlerde flora ve faunanın ekolojik açıdan zenginleşmesini amaçlayan proje, ülkenin dört bir yanında gerçekleştirilecek dikim törenleriyle sürecek. Proje kapsamında, Türkiye’nin 81 ilinde, 5 yıl içinde 2 milyon 200 bin fidan dikilmesi ve dikilen fidanların bakımının da 3 yıl boyunca düzenli olarak yapılması planlanıyor. Gerçekleştirilecek çalışmalarla ülkenin orman varlığı artırılmaya devam edecek.