POLİTİKA - 07 Aralık 2024 Cumartesi 18:13

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Türkiye’nin 910 km uzunluğunda sınıra sahip olduğu bir ülkedeki gelişmelere gözlerini kapaması elbette mümkün değildir"

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Türkiye’nin 910 km uzunluğunda sınıra sahip olduğu bir ülkedeki gelişmelere gözlerini kapaması elbette mümkün değildir"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Gaziantep 8. İl Kongresine katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Şam rejiminin uzatılan eli idrak edemediğini söyledi.


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Gaziantep 8. İl Kongresine katıldı. Burada açıklamalarda bulunan Erdoğan, Şam rejiminin uzatılan eli idrak edemediğini söyledi. Hiçbir ülkenin toprağında gözleri olmadığını vurgulayan Erdoğan, Suriye’de artık siyasi ve diplomatik olarak yeni bir gerçekliğin olduğunun altını çizdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin milli güvenliğini ve çıkarlarını tehlikeye atacak hiçbir hamleye izin vermeyeceklerini belirtti. Erdoğan, "AK Parti Gaziantep İl Kongremizin hayırlı olmasını diliyorum. AK Parti erdemliler hareketi olarak yola çıktığında dava erleridir. AK Parti’nin temelinde kardeşlik, muhabbet, dayanışma vardır. Partimizin sevda ve hizmet bayrağını dalgalandıran tüm kardeşlerimize teşekkür ediyorum. Bize destek ve sahip çıktığınız için hepinize teşekkür ediyorum. Yol ve dava arkadaşlığımız devam edecek. Gaziantep’te ilk olarak Güneyşehir’e gittik deprem ve sosyal konutun anahtar ve tapu teslim törenini gerçekleştirdik. 6 Şubat depremlerinden sonra ’Erdoğan bu enkazın altında kalır’ diyenleri hayal kırıklığına uğratmaya devam ediyoruz. En son hak sahibi kardeşimiz yuvasına kavuşana kadar durmadan çalışacağız. Asrın felaketinde vefat edenlere rahmet diliyorum. Gaziantep gazanın, istiklal, istikbal, vatanın ne manaya geldiğini en iyi bilen şehirlerden bir tanesidir. Gaziantep’te analar er doğurur. Gazianteplinin sevdası Türkiye’nin sevdasıdır. Buradan 13 yıldır Suriyeli muhacirlere kol kanat gelen ensarlar çıkar" dedi.


"Bizim hiçbir ülkenin bırakın toprağını çakıl taşında dahi gözümüz yoktur"


"Sınırımızın hemen ötesinde yaşanan kritik gelişmeler İdlib’teki sivillere yönelik artan saldırıların bardağı taşıran damla misali son hadiseleri tetiklediği anlaşılıyor" diyen Erdoğan, "Türkiye’nin 910 kilometre uzunluğunda sınıra sahip olduğu Suriye’de yaşanan gelişmelere gözlerini kapaması mümkün değildir. Perşembe günü Milli Güvenlik Toplantımızda Türkiye Cumhuriyeti Devletine yakışır ciddiyetle sahadaki durumu değerlendirdik. Bir defa şunu çok açık ve net söylemek isterim; bizim hiçbir ülkenin bırakın toprağını, çakıl taşında dahi gözümüz yoktur. Türkiye olarak bizim temennimiz komşumuz Suriye’nin 13 yıldır hasretini çektiği huzura, istikrara ve barış ortamına süratle kavuşmasıdır. Suriyeli kardeşlerimiz gerçekten çok zor günler geçirdi. Ağır bedeller ödedi. Büyük zulümler gördü. Yaklaşık 1 milyon Suriyeli rejimin ve terör örgütlerinin saldırıları sonucu hayatını kaybetti. Kimyasal silahlarla, varil bombalarıyla siviller canice katledildi. 12 milyona yakın Suriyeli evini, yurdunu, doğduğu toprakları terk etmek zorunda kaldı. 10 binlerce bebek, kadın, çocuk, yaşlı başka ülkelere göç etmek isterken yollarda can verdi. Cansız bedeni sahile vuran Aylan bebeğin fotoğrafını nasıl unutabiliriz. Kuşatma altında bir dilim ekmek, bir lokma su bulamadığı için ölen sivilleri nasıl unutabiliriz. Bunun gibi hepimizin yüreğini dağlayan pek çok trajediye, katliama, insanlık ayıbına komşumuz Suriye’de şahit olduk. DEAŞ’ından PKK’sına kadar terörün kanlı yüzünü Suriye sahasında hem de çok vahşi bir şekilde icra etti. Türkiye kendisi için istediğini komşuları için de isteyen bir devlettir. Ekonomik kalkınması toplumsal huzuru, barışı ve güvenliğiyle nasıl bir Antep görmek istiyorsak Halep için de aynı temennide bulunuyoruz. Hatay’ın esenliğine nasıl önem veriyorsak Hama’nın, Humus’un, Şam’ın, Rakka’nın, Aynel Arab’ın da güven içinde olmasını arzu ediyoruz. Aramızda sınırlar olabilir ama bu coğrafyada kaderimiz de kederimiz de ortaktır. Bin yıldır bu coğrafyada yan yana yaşıyoruz. İnşallah daha nice asırlar boyunca birlik ve dirlik içinde bir arada olmaya devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.


"Suriye’de artık siyasi ve diplomatik olarak yeni bir gerçeklik vardır"


Konuşmasının devamında Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Şu hakikati artık herkesin görmesi ve kabullenmesi gerekiyor. Suriye’de artık siyasi ve diplomatik olarak yeni bir gerçeklik vardır. Ve Suriye tüm etnik, mezhebi ve dini unsurlarıyla Suriyelilerindir. Kendi ülkelerinin geleceğine karar verecek olan da Suriye halkıdır. Ateşe benzin dökmenin kimseye bir faydası dokunmaz. Jeopolitik hesaplar peşinde koşmanın Suriye halkına katkısı olmaz" dedi.


"Milli güvenliğimizi ve çıkarlarımızı tehlikeye atacak hiçbir hamleye izin vermeyeceğimizin bilinmesini isterim"


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin milli güvenliğini tehlikeye atacak hiçbir hamleye izin vermeyeceklerini belirterek, "Özellikle bölücü terör örgütünün selden kütük kapma hevesiyle hareket ettiğinin farkındayız. Türkiye olarak milli güvenliğimizi ve çıkarlarımızı tehlikeye atacak hiçbir hamleye izin vermeyeceğimizi bilinmesini isterim. Sorumluluk sahibi tüm aktörlerin, uluslararası tüm kuruluşların Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunmasına destek vermesi tüm bölgemiz için en hayırlı yol olacaktır. Kan dökerek, can alarak, sivillerin üzerine bomba yağdırarak hiçbir yere varılmayacağını son 13 yılda yaşananlar herkese göstermiştir" ifadelerine yer verdi.


"Şam rejimi Türkiye’nin uzattığı elin kıymetinin bir türlü idrak edemedi"


Şam rejiminin uzattıkları elin manasını anlayamadığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Şunu artık herkes kabul etmelidir; Suriye toprakları savaşa doymuştur. Suriye toprakları kana ve gözyaşına doymuştur. Suriyeli kardeşlerimiz barışı herkesten fazla hak etmektedir. Suriyeli kardeşlerimiz özgürlüğü güvenli bir şekilde kendi vatanlarında yaşamayı ziyadesiyle hak etmektedir. Türkiye’nin yegane amacı da tüm kesimleriyle Suriye halkının refahı ve esenliğidir. Biz ilk günden beri hep bunu savunduk hep bunun için çalıştık. Ne yaptıysak sadece ve sadece bunun için yaptık. Katliam ve zulümden kaçan kardeşlerimize kapımızı açarken de Suriye krizine çözüm bulmak için de elimizi uzatırken gayemiz daima buydu. Ama Şam rejimi Türkiye’nin uzattığı elin kıymetini bir türlü idrak edemedi. Uzattığımız elin ne manaya geldiğini anlayamadı. Türkiye dün olduğu gibi bugün de tarihin doğru tarafında yer almaktadır. Huzurun, barışın hakim olduğu Arap, Türkmen, Kürt, Alevi, Sünni, Hıristiyan ayırt etmeksizin hiç kimsenin dışlanmadığı, kimsenin hak ve özgürlüklerinin çiğnenmediği, zulme uğramadığı, farklı kimliklerin yan yana sulh içinde yaşadığı bir Suriye görmek istiyoruz. İnşallah çok yakın gelecekte böyle bir Suriye’yi göreceğimizi ümit ediyoruz" diye konuştu.


"Siz Şam rejiminin değil, Türkiye’nin ana muhalefet partisisiniz"


CHP’ye yüklenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye’nin Gazze, Lübnan, Ukrayna ve Suriye’de barışın sağlanması için gösterdiği çabayı tüm dünya çok iyi biliyor ve takdir ediyor. Katıldığımız her uluslararası toplantıda ülkemizin dış politikada artan ağırlığına bizzat tanıklık ediyoruz. Ama bu gerçeği muhalefet bir türlü görmüyor, görmek istemiyor. Ülkemizin doğrudan güvenliğini ilgilendiren meselelerde dahi muhalefetin hemen istismar siyasetine sarıldığını görüyoruz. Kılıçdaroğlu idaresindeki eski CHP’nin Suriye krizine hangi mercekten baktığını hepimiz gayet iyi hatırlıyoruz. Bu zatın Suriyeli muhacirlere yönelik nefret söylemlerinin gerisinde de aynı sebepler var. Sosyal medya paylaşımları bu şahsın karın ağrısının bugünlerde tekrar artmaya başladığını gösteriyor. Eski yönetimin marazlı yaklaşımının CHP’nin yeni yönetiminde devam etmesi CHP adına utanç vericidir. Sayın Özel’in grup toplantısında hükümetimizin Suriye politikasıyla ilgili sarf ettiği sözlerin elle tutar hiçbir yanı yoktur. Anlaşılan Sayın Özel, iyice kızışan parti içi iktidar kavgasından başını kaldırıp dünyada ne olup bittiğini takip dahi edemiyor. Tıpkı devrik genel başkan gibi birilerinin eline tutuşturduğu kağıtları okuyarak, saçma sapan iddiaları gündeme taşıyor. Kendisine tavsiyem, siz Şam rejiminin değil, Türkiye’nin ana muhalefet partisisiniz. Dolayısıyla gelişmelere Ankara merkezli bakmanız beklenir. Haleplilerin Türkiye’yi ve ay yıldızlı bayrağımıza muhabbet duyması CHP’yi niçin rahatsız oluyor. Suriyeli sığınmacıların gönüllü, güvenli ve onurlu bir şekilde vatanlarına dönme ihtimalinden CHP yönetimi niye rahatsız oluyor. Türkiye’nin bölücü terör belasını sınırlarından uzaklaştırma iradesinin size dokunan tarafı nedir. Eski yönetim döneminde CHP’yi enfekte eden etnik köken virüsünden ne zaman kurtulacaksınız. Ülkemize başkalarının penceresinden bakmayı bırakıp ne zaman Türkiye partisi olacaksınız. Sayın Özgür Özel CHP’yi normalleştireceksen Türkiye meselesinde eski yönetimin bıraktığı kötü mirasla da hesaplaşması gerekir" şeklinde konuştu.


"Kongre takvimimiz tüm siyasi partilere örnek olacak şekilde ilerliyor"


Cumhurbaşkanı Erdoğan, "12 Ekim’de başlattığımız 8. olağan kongre sürecimizi kardeşlik şöleni havasında devam ettiriyoruz. İlçe kongrelerimiz neredeyse tamamlandı. Geçen haftadan itibaren il kongrelerimizin startını verdik. Kongre takvimimiz tüm siyasi partilere örnek olacak şekilde ilerliyor. Gençlerimizin heyecanını önemli kazanım olarak görüyoruz. Birileri bu parti içinde yıllarca kardeş kavgası çıkmasını bekledi. Bunları her defasında hüsrana uğrattık. AK Parti kadroları arasında ayrılık görmeyi murat edenler 22 yıl boşuna beklediler. İnşallah 10 yıllar boyunca da boşuna bekleyecekler. Aramıza fitne çıkarmak istediler başaramadılar bundan sonra da başaramayacaklar. Her kongremizi bir bayrak yarışı, bir nöbet değişimi olarak gördük. Devreden ve devir alan arkadaşlarımız oldu. Bu süreçlerin tamamını partimize, dava arkadaşlarımıza yakışır bir şekilde icra ettik. Bizim görevimiz aziz milletimize aşkla hizmettir. Bizim görevimiz Türkiye’yi her alanda yüceltmektir. Bizim görevimiz milletimizin dertlerine çare bulmaktır. Millete hizmet yolunda yorgunluk, dargınlık, küskünlük yoktur. Yerine göre bedel ödeyip canımızı ortaya koyacağız. Yufka yüreklilerle çetin yollar aşılmaz. Birlikte yürüyeceğimiz daha çok çetin yol var" diyerek sözlerini tamamladı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Manisa Endüstriyel atık dökümlerine karşı kararlı mücadele Manisa Büyükşehir Belediyesi, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü ile Jandarma ekiplerinin iş birliğinde kaçak endüstriyel atık dökümlerinin engellenmesi amacıyla denetimlerini sürüyor. Manisa’nın daha yaşanılabilir ve çevreye duyarlı bir kent olması amacıyla yürütülen denetimlerde tespit edilen kaçak dökümler nedeniyle cezai işlem uygulandı. Daha yeşil bir Manisa hedefi doğrultusunda hava, su ve toprak kirliliğini önlemek için denetimlerin aralıksız olarak devam edeceği belirtildi. Kaçak endüstriyel atık dökümlerinin engellenmesi amacıyla Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü, Manisa Büyükşehir Belediyesi İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Dairesi Başkanlığı ile Jandarma ekiplerinin iş birliğiyle Kula İlçesi’nde denetim gerçekleştirildi. Denetimler sonucunda endüstriyel atıkları, bertaraf tesislerinde imha etmesi gerekirken kaçak olarak doğaya bıraktığı tespit edilen atık firması ile nakliye firmasına cezai işlem uygulandı. Çevre kirliliğinin önlenmesi ve çevresel sürdürülebilirliğin sağlanması adına denetimler kararlılıkla yürütüldüğünü ifade eden Manisa Büyükşehir Belediyesi İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Dairesi Başkanlığı yetkilileri, çevre kirliliğine sebep olan kişi ve kurumlara karşı yasal işlemlerin de titizlikle takip edildiğini kaydetti. Temiz bir çevre için sürdürülen çalışmaların hem bugünü hem de gelecek nesilleri korumak adına büyük önem taşıdığı vurgulanırken daha yeşil bir Manisa hedefi doğrultusunda hava, su ve toprak kirliliğini önlemek için denetimlerin aralıksız devam edeceği ifade edildi.
Manisa Manisa Büyükşehir Belediyesi üreticiden tüketiciye köprü oldu Manisa Büyükşehir Belediyesi, üreticilerin gelirlerinin arttırması amacıyla kooperatiflere desteğini ve iş birliğini sürdürüyor. Salihli ilçesinde bulunan Salihli Yılmaz Süt Üreticileri ve Tarımsal Kalkınma Kooperatifi ile yapılan iş birliği ile hastalıktan ari sütlerin, uygun fiyatla vatandaşlarla buluşturulması amacıyla süt toplama ve paketleme tesisi kuruldu. Manisa Büyükşehir Belediyesi’nin kırsal kalkınma ve kooperatifçilik konusundaki kararlı adımları, hem üreticilere hem de tüketicilere yönelik faydalar sunuyor. Belediye, özellikle süt üreticilerine sağladığı destekle, kırsal kalkınmanın önemli bir parçası olan kooperatifçiliği güçlendirerek ekonomik ve sosyal bir model oluşturmayı hedefliyor. Tohumdan gübre desteğine kadar birçok konuda üreticilere ve kooperatiflere destek olan Manisa Büyükşehir Belediyesi, yaptığı ziyaretlerle de kooperatiflerin taleplerini dinliyor, olabilecek iş birlikleri üzerine fikir alışverişinde bulunuyor. Bu kapsamda, Manisa Büyükşehir Belediyesi Başkan Danışmanı Prof. Dr. Yusuf Kurucu, Kırsal Hizmetler Dairesi Başkanı Yılmaz Usta ve Manisa Büyükşehir Belediyesi Tarım A.Ş. Genel Müdürü Salih Fulcun, Salihli Yılmaz Süt Üreticileri ve Tarımsal Kalkınma Kooperatifi’ni ziyaret etti. Kooperatif Başkanı Kudret Gergin ve üyelerinin yer aldığı ziyarette, süt üretim ve paketleme merkezi ve iş birlikleri üzerine fikir alışverişinde bulunuldu. Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek’in liderliğinde, kırsal kalkınma ve kooperatifçiliğin gelişmesi için önemli projelerin hayata geçirildiğini söyleyen Prof. Dr. Yusuf Kurucu, kooperatiflerin desteklenmesinin hem gıda güvenliğini artıracağını hem de üreticilerin gelirlerini yükselteceğini vurguladı. Prof. Dr. Kurucu, Başkan Ferdi Zeyrek’in kooperatiflere büyük önem verdiğinin altını çizerek, bu projelerin, üreticilere ekonomik fayda sağlarken tüketicilerin de sağlıklı ve uygun fiyatlı gıda ürünlerine erişimini kolaylaştırdığını ifade etti. Kurucu, Manisa Büyükşehir Belediyesi olarak kırsal kalkınmayı desteklemeye devam edeceklerini söyledi. Manisa Büyükşehir Belediyesi Tarım A.Ş. Genel Müdürü Salih Fulcun, özellikle süt üreticilerine yönelik başlatılan projelerin seçim döneminde Başkan Ferdi Zeyrek’in taahhütleri arasında bulunduğunu belirterek, “Seçimin ardından çalışmalarını hemen başlattık. Bu noktada kooperatiflerle toplantılar yapıyoruz ve ihtiyaçları belirliyoruz. İyi örgütlenmiş, üyesi fazla olan, kaliteli süt üreten Yılmaz Süt Üreticileri ve Tarımsal Kalkınma Kooperatifi ile iş birliği protokolü imzaladık. Vatandaşların çiğ süt talebini karşılamak için yüksek kaliteli, hastalıktan ari sütlerin, uygun fiyatla vatandaşlarla buluşturulmasına yönelik süt toplama merkezi ve paketleme tesisi kuruldu. Bununla ilgili dört aylık sürede yapılan çalışmalar ile tüm izinler alındı. Sütlerin hastalıktan ari olup olmadığı denetlendi. O bölgede bulunan üreticilerin sütleri alınıyor, paketlenerek Manisa Büyükşehir Belediyesi’nin sosyal belediyecilik hizmetleri arasında yer alan Halk Mandıra aracılığıyla tüketicilerle buluşuyor. Tesisin günlük 15 ton süt işleme kapasitesi var. Zaman içinde bu kapasiteyi arttırmayı hedefliyoruz. Salihli ilçemizde başlayan bu pilot uygulama, ilerleyen zamanda diğer ilçelerimizde de yaygınlaşacak” ifadelerini kullandı. Kooperatiflerin ve üreticilerin desteklenmesi, Manisa’nın kırsal bölgelerinde ekonomik kalkınmayı hızlandırmayı hedeflerken aynı zamanda sürdürülebilir tarım uygulamalarını da teşvik ediyor. Bu girişim, üreticilere ekonomik güvence sağlarken tüketicilerin de güvenilir ve kaliteli süt ürünlerine erişimini mümkün kılıyor.
Gümüşhane Zigana Dağı’nda 16 yıl sonra acılar tazelendi Gümüşhane’nin Torul ilçesi sınırlarındaki Zigana Dağında 16 yıl önce yaşanan çığ faciasında hayatını kaybeden 10 doğa tutkunu düzenlenen törenle anıldı. Türkiye’deki dağcılık camiasını yasa boğan olayın ardından her yıl hayatını kaybedenler için düzenlenen anma programları kapsamında bu yıl da Zigana Dağında yoğun kar yağışı altında yürüyüş ve anma etkinliği gerçekleştirildi. Trabzon Tenis Dağcılık Kayak İhtisas Kulübü (TEDAK) ve Gümüşhane Dağcılık, Doğa Sporları ve Gençlik Derneği (GÜDAK) tarafından gerçekleştirilen organizasyona Gümüşhane Valisi Aydın Baruş, Kürtün Kaymakamı ve Torul Kaymakam Vekili Nur Yalçınkaya, İl Jandarma Komutanı Kıdemli Albay Serhat Demiral, Gençlik ve Spor İl Müdürü Mücahit Atalay, dağcılar ve olaydan yaralı kurtulan sporcular katıldı. 2 bin 50 metre rakımlı Zigana Dağı geçidinden eski Zigana Tüneli karşısında Gümüşhane Valiliği tarafından yaptırılan Çığ Şehitleri Anıtına kadar yürüyen sporcular anıt önüne geldikten sonra saygı duruşunda bulundu ve İstiklal Marşı’nı okudu. “Doğa sporlarını yaparken dikkatli olmak gerekiyor” Etkinlikte konuşan Vali Baruş, Zigana Dağında 16 yıl önce yaşanan çığ felaketinde hayatını kaybeden 10 dağcıya Allah’tan rahmet dileyerek, “Çığda hayatını kaybeden dağcılar doğaya, spora gönül veren insanlardı. Bundan tam 16 yıl önce 25 Ocak’ta Zigana dağında yürüyüş yapan dağcılarımız bir çığ afeti sonucu hayatları kaybetmelerinin yıl dönümü idrak ediyoruz. Şehitlerimizi anmak üzere bir araya geldik. Ben öncelikle 10 kardeşimize Allah’tan rahmet diliyorum. Bugün yoğun bir kar yağışı altında Zigana Dağının güzelliklerine de vakıf olarak yürüyüşümüzü yaptık onların anısına. Doğa sporlarını yaparken dikkatli olmak gerekiyor. Özellikle dağcılık ve karda yürüyüş sporlarını yaparken dikkatli olmak gerekiyor. Bunun eğitimini almak gerekiyor. Tedbirli olarak bu sporları yaparsanız başınıza herhangi bir üzücü hadise gelmez. Birde bu sporları grup halinde yapmak gerekiyor ki herhangi bir zor duruma düşüldüğü zaman diğerleri yardım edebilsin” dedi. Konuşmasında tüm doğaseverler ve sporseverlere çağrı yapan Vali Baruş, “Doğayla iç içe, doğayla buluşma anlamındaki bu sporlar insana hayat veren, hayat sevincini aşılayan ve zinde kalmasını sağlayan sporlar. Ama bunları bilinçli olarak yapmak lazım. Bu işin eğitimini almış dağcılık kulüplerimizle yapmaları lazım” diye konuştu. “Onların anısını yaşatmak için her yıl bu anma programını devam ettireceğiz” Yaşanan felaketin ertesi yılında bir anıt yapıldığını ve şehitlerin anısının burada yaşatıldığını ifade eden Vali Baruş, “Biz doğa sporlarını severler olarak onların anısını yaşatmak için her yıl bu anma programını devam ettireceğiz. O gün şehit olan kardeşlerimizin arkadaşlarının da bir vefa gösterisi aynı zamanda. Vefalarını ortaya koyuyorlar. Çünkü spora gönül vermek, grup çalışması gerektiriyor. Grupta olmak arkadaşlık, dostluk gerektiriyor. Bu doğa sporlarını yapanlarda bunu çok yakinen hissedebiliyor. Biz kez daha buraya katılan tüm kardeşlerimize teşekkür ediyorum. Şehitlerimizi rahmetle anıyorum. Bir daha böyle afetlerden karşılaşmamak üzere diyorum” dedi. “Acımızı kalbimize onları Mevla’ya uğurladık” Gümüşhane Dağcılık, Doğa Sporları ve Gençlik Derneği (GÜDAK) Başkanı Mustafa Akbulut ise “Bundan 16 yıl önce bir faaliyette TEDAK üyesi arkadaşlarımız burada yürüyüş yaparken elim bir kaza sonucu, çığ sonucu hayatlarını kaybettiler. Onları bu beyaz karların içinden ellerimizle ve ellerimizdeki küreklerle çıkarmaya çalıştık. İki tanesi hayattaydı ama onları geri döndüremedik. 8 tanesi zaten çığ altında ölüydü çıkardığımızda. Büyük ve acı bir olaydı. Acımızı kalbimize onları Mevla’ya uğurladık. Hatırlamak için her sene burada toplanıyoruz. Onları iyi duygularla, rahmet yad ediyoruz. Allah mekanlarını cennet etsin” ifadelerini kullandı. “Onları rahmet ve özlemle anıyoruz” TEDAK Başkanı Ural Ayar da 16 yıl önce doğa yürüyüşü sırasında trajik olayın yaşandığını hatırlatarak, “Bu acıyı fiilen yaşamış biri olarak olayı anlatmakta çok zorlanıyorum. Acımız sonsuz, anlatılmaz. Kelimeler yetersiz kalıyor. Biz büyük bir aileydik, bu aileyi kaybettik. Arkadaşlarımız sadece bir doğa sever değil, aynı zamanda birer eş, birer anne, birer baba, birer dede, birer arkadaştı. Her biri kulübümüzün parçası, bir değeriydi. Onları rahmet ve özlemle anıyoruz. Mekanları cennet olsun” diye konuştu. “Bizi sel gibi aldı içine, aldı götürdü” Olaydan yaralı olarak kurtulan 77 yaşındaki Rahmi Keleş ise “Her yıl buraya geliyoruz. Bu çok zor bir şey, anmakta zor bir şey, hatırımızdan gönlümüzden hiç çıkmıyor. Biz 11 arkadaş 800 metre çığla gittik. Bizi sel gibi aldı içine, aldı götürdü. Birde baktık ki 10 arkadaşımız öldü, sadece ben kaldım. Onlara Allah’tan rahmet diliyorum” dedi. Tüm şehitler için Kur’an-ı Kerim okunup dua edilmesinin ardından katılımcılara TEDAK tarafından hazırlanan ve doğa yürüyüşlerinde kullanılan çeşitli hediyeler takdim edildi. Gümüşhane’nin Torul ilçesi sınırlarındaki Zigana Dağı’nda 25 Ocak 2009 tarihinde meydana gelen çığ olayında doğa yürüyüşüne çıkan Trabzon Tenis Dağcılık Kayak İhtisas Kulübü (TEDAK) üyesi 17 kişi çığ altında kalmış, olayda Hüsniye Sarıbıyık, Hasan Ali İsaoğlu, Burçak Sevim, Hüseyin Karaosmanoğlu, Erhan Terzi, Dr. Dursun İnan, Özlem Timurcioğlu, Gülhanım Piyale, Yasemin Aktaş ve Dr. Davut Akdeniz hayatını kaybetmişti.