ÇEVRE - 07 Mart 2025 Cuma 11:34

Gaziantep’te çiftçilerin umudu bahar yağmurlarında

A
A
A
Gaziantep’te çiftçilerin umudu bahar yağmurlarında

Ülke genelinde yaşanan kuraklığın en çok hissedildiği Gaziantep’te üretim yapan çiftçiler, mart, nisan ve mayıs aylarında yeterli yağış alınmaması durumunda üretimde düşüş oluşacağı yönünde endişe taşıyor.


Sonbahar ve kış mevsiminde sıcaklıkların mevsim normallerinin üzerinde seyretmesi nedeniyle gözler Antep fıstığı ve zeytin ekili tarım arazilerine çevrildi. Gaziantep’te "yeşil altın" olarak bilinen Antep fıstığı kuraklıktan nasibini alırken, çiftçiler bitki gelişimi için gerekli olan yağışların, mart, nisan ve mayıs ayında gelmesini bekliyor.


Kurak geçen bu yıl yağmur ile kar yağışının istenen miktarda gerçekleşmemesi nedeniyle toprak susuz ve nemsiz kaldı. Kış mevsiminde kar yağışlarının neredeyse hiç olmayışı ise tarlalarda bazı Antep fıstığı ve zeytin ağaçlarının kısmen kurumasına neden oldu. Bu yıl yeterli yağışın düşmemesi ve ani hava değişiklikleri, 42 milyon Antep fıstığı ağacının olduğu Gaziantep’te fıstık üreticilerini endişelendiriyor. Bu sezon yok yılını yaşayacak Antep fıstığı ağaçlarında görülen "karagöz" denilen ve bir sonraki yılın mahsulünün habercisi olan tomurcuklar, çok seyrek ve belirli dolgunluğa erişemediği için önümüzdeki yılın mahsulün de düşecek olması üreticileri endişelendirdi. İklim değişikliğinin oluşturduğu sorunlarla başa çıkmaya çalışan Antep fıstığı ve zeytin yetiştiricileri, gözlerini mart ve nisan aylarında yağması beklenilen bahar yağmurlarına dikti. Şehitkamil ilçesinin kırsal Arıl Mahallesi’nde Antep fıstığı ve zeytin yetiştiriciliği yapan çiftçi Mustafa Özer, yağışların olmaması nedeniyle korktuklarını ifade etti.



"Bu kış bizim için çok kötü geçti"


Bu yılın çok kurak geçtiğini belirten Özer, "Kışın yağış yoktu. Bu kış bizim için çok kötü geçti. Kışın kar yağmadı. Yağmurda neredeyse hiç yağmadı. Yani yağış az oldu. Bu yağış ağaçlar için yetersiz kaldı. Umudumuz nisan ve mart aylarında. Bu aylarda yağış olursa bir umut olur. Fakat bu şekilde kuraklık devam ederse ağaçların durumu kötü olur. Biz kuraklık olmasından korkuyoruz. Normalde bu ayda çift sürmezdik, otların içinden gidemezdik. Fakat otlar yeni yeni çıkıyor" dedi.



"İnşallah mart, nisan ve mayıs ayında bir rahmet olur"


Kurak dönemin devam etmesi halinde verim alamayacaklarını söyleyen Cuma Yıldırım ise "Bu sene çok kurak geçti. Sadece birkaç defa yağış oldu, o da çok azdı. Normal şartlarda bu aylarda otlar bizim dizlerimize kadar geliyordu. Tarlalar ot ile dolu oluyordu ama bu sene ot diye bir şey yok. Kuraklıktan ağaçlar ve hayvanlarda etkilenecek. Büyüklerimizin deyimlerine göre kuraklık belki ağaçlarımızı çok etkilemese de hayvanlarımızı çok etkileyecek. Çünkü arpa ve buğday olmayınca biz önümüzdeki günlerde ya da yıllarda hayvanlara ne vereceğiz? İnşallah mart, nisan ve mayıs ayında bir rahmet olur" diye konuştu.



"Ağaçların kurumasından korkuyoruz"


Dört gözle yağmur beklediklerini belirten Mehmet Çetin Özer de, "Havalar çok kötü geçti. Toprak kuru ve köylü zor durumda. Ağaçlardan hiçbir verim alamıyoruz. Verimi bırakın biz ağaçların kurumasından korkuyoruz. İnşallah martta ve nisanın sonlarında bir yağış olursa belki biraz düzelme olur. Ağaçlar kurumasın biz verim istemiyoruz. Fıstık ve zeytin ağaçlarında kuruma çok" şeklinde konuştu.



Gaziantep’te çiftçilerin umudu bahar yağmurlarında

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muş Muş’ta eksi 28 derece: Göletler dondu, çatılarda buz sarkıtları oluştu Muş’ta gece saatlerinde hava sıcaklığının eksi 28 dereceye kadar düşmesiyle göletler dondu, binaların çatılarında metrelerce buz sarkıtları oluştu. Muş’ta etkili olan dondurucu soğuklar, kent genelinde günlük yaşamı olumsuz etkiliyor. Gece saatlerinde hava sıcaklığının sıfırın altında 28 dereceye kadar düşmesiyle birlikte göletler tamamen donarken, çatılarda buz sarkıtları oluştu. Aşırı soğuklar nedeniyle vatandaşlar araçlarını korumak için brandayla örtme yoluna giderken, soğuk hava özellikle sabah ve gece saatlerinde yaşamı zorlaştırdı. Kent genelinde birçok noktada buzlanma meydana gelirken, yetkililer sürücüleri dikkatli olmaları konusunda uyardı. Çam ve diğer ağaçların dallarında oluşan kar örtüsü kartpostallık görüntüler oluşturdu. Dondurucu soğuklara rağmen çocuklar parkları mesken tutarak karın keyfini çıkarırken, ortaya çıkan manzaralar kente ayrı bir güzellik kattı. Soğuk havanın önümüzdeki günlerde de etkisini sürdürmesi bekleniyor. Parkta gezen vatandaşlardan İrfan Acar, kendisi için karın bereket anlamına geldiğini dile getirdi. Yağan karın toprağı ve ağaçları besleyerek gelecek yılın verimini artıracağını belirten Acar, zahmet çekilmeden bereket elde edilemeyeceğini vurgulayarak, "Köyde tarımla uğraşıyorum. Memurluktan emekli olduktan sonra günümüzü tamamen tarıma verdik. Ağaç dikiyor, büyütüyoruz. Beş yıldır emek vererek ağaç yetiştiriyoruz. Millet bu karı gördüğü zaman hep ‘soğuk’ diyor, kışın sertliğini görüyor. Ben ise bu karı gördüğümde hoşlanıyorum. Çünkü bu kar bize su olacak; ağaçlarımızı ve toprağımızı besleyecek. Biz zahmeti çekmeden, onun ertesi yılki bereketini göremeyiz. İnsanlar ‘soğuk oldu, donuyoruz, doğal gaz geldi’ diyor. Tamam ama bu kar da yağsın ki biz seneye bunun nasibini yiyelim. Üretelim; ceviz üretelim, badem üretelim, her şeyi üretelim. Ama üretmek için de bu kar lazım. Ben bu soğuğu keşfetmek için bazen doğada geziyorum. Allah nasip ederse, seneyi de görürsek, bir şeyler üretirsek toplumumuz da bu karın bereketinden faydalanır. Dün gece eksi 28’i gördük. Saat 22.00 gibi dışarı çıktım, yarı yolda eve dönerken ellerim dondu. Kendimi bir markete attım, eldiven aldım. Eksi 28 derece gerçekten çok soğuk. Allah var, eve kendimi nasıl attım bilmiyorum. Göletler donuyor. Her ne kadar dayanmak zor olsa da ben soğuğu da seviyorum. Muş’un iklimi çok ağır ama kendimizi koruduğumuz müddetçe güzel günler yaşarız. Önemli olan bu zorluğun da tadını çıkarabilmek" dedi. Kar yağışını fırsata çevirerek gönüllerince eğlenen çocuklardan Kasım Bozkurt, havanın soğuk olmasına rağmen karın keyfini çıkardıklarını söyledi. Bozkurt, "Yaz aylarında parklarda, kaydıraklarda oynardık. Şimdi ise kar yağdığı için kızağımızı alıp karın üstünde kayıyoruz. Her ne kadar hava soğuk olsa da karın keyfini çıkarıyoruz. Arkadaşlarımızla birlikte kayıyor, oyunlar oynuyoruz. Karın üstünde oynadıktan sonra ıslanıyoruz. Islak elbiselerle eve gittiğimizde ise annem, ben ıslandım diye bana kızıyor" ifadelerini kullandı.
İstanbul Artaş Holding, yoğun ilgi üzerine lansman kampanyasını 5 Ocak’a kadar uzattığını duyurdu Artaş Holding, satışa sunduğu 3 yeni projesinde gelen yoğun ilgi üzerine lansman kampanyasını 5 Ocak’a kadar uzattığını duyurdu. Gayrimenkul sektörünün önde gelen şirketlerinden Artaş Holding, satışa sunduğu 3 yeni projesine gelen yoğun ilgi üzerine lansman kampanyasını 5 Ocak’a kadar uzattığını duyurdu. Anadolu Yakası’nda Yamanevler bölgesinde konumlandırılan Avrupa Residence Oryapark, Şişli’de yükselen Avrupa Residence Şişli-2 ve Güneşli’de inşa edilmekte olan Avrupa Konutları Güneşli projeleri, alıcıların beğenisine sunuluyor. Avrupa Residence Şişli-2 İstanbul’un hareketli ve prestijli bölgelerinden biri olan Şişli’de yükselen Avrupa Residence Şişli-2, 6 konut bloğundan oluşuyor. Projede, bölgenin ticari dinamizmini destekleyen mağaza alanlarının yanı sıra ailelerin ihtiyaçlarını karşılayacak özel bir kreş de yer alıyor. Projede 1+1’den 3+1’e kadar farklı daire alternatifleri de bulunuyor. Şehrin önde gelen alışveriş merkezlerine, popüler caddelerine ve sosyal yaşam noktalarına yakınlığıyla dikkat çeken projenin; Mecidiyeköy metro ve metrobüs hatlarına yürüme mesafesinde bulunduğu aktarıldı. Mecidiyeköy, Levent, Zincirlikuyu ve Maslak gibi İstanbul’un önemli iş ve finans merkezlerine yakın bir konumda bulunan projenin, Beşiktaş İskelesi ve 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’ne de kısa sürede ulaşılabilen bir konumda yer aldığı kaydedildi. Avrupa Konutları Güneşli İstanbul’un yükselen yaşam ve yatırım akslarından biri olan Güneşli’de hayata geçirilen Avrupa Konutları Güneşli, 1+1’den 4+1’e kadar uzanan toplam 1.556 konuttan oluşuyor. Projede 24 ticari ünite de yer alıyor. 72 bin 148 metrekarelik geniş bir arsa üzerinde konumlanan proje, yaklaşık 345 bin metrekarelik inşaat alanıyla bölgenin en büyük projeleri arasında bulunuyor. Proje; yansıma havuzlarıyla çevrili verandalı ve bahçeli daireleri, kapalı yüzme havuzu, spor alanları, yürüyüş parkurları ve çocuk oyun alanlarıyla dikkat çekiyor. Ulaşım imkanlarıyla da öne çıkan projenin, Basın Ekspres Yolu, E5 ve TEM otoyollarına yakın bir konumda yer aldığı belirtildi. Eğitim kurumları, sağlık merkezleri, ticari alanlar ve alışveriş merkezlerinin yakınlarında bulunan Avrupa Konutları Güneşli; İkitelli-Ataköy metro hattına da yakın bir konumda yer alıyor. Avrupa Residence Oryapark Avrupa Residence Oryapark, Avrupa Konutları Yamanevler’in ardından Anadolu Bölgesi’nde dikkat çekecek projelerden biri olarak yer alıyor. Konut, ofis ve cadde mağazalarını aynı projede bir araya getiren Avrupa Residence Oryapark’ta 1+1 ve 2+1 tiplerinde toplam 317 rezidanstan bulunuyor. Yamanevler ve Çakmak metro istasyonlarına yakın bir konumda bulunan projenin, eğitim kurumları, alışveriş merkezleri, sağlık tesisleri ve ana ulaşım akslarına da yakın bir konumda yer alıyor. Ayrıca proje; 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’ne 6 kilometre, Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’ne ise 7 kilometre uzaklıkta konumlanıyor. 22 ve 34 katlı iki bloktan oluşan projede, bloklara doğrudan bağlantılı kapalı otopark alanları da bulunuyor. Avrupa Residence Şişli-2 projesi ile Avrupa Konutları Güneşli projesi 2027’de, Avrupa Residence Oryapark projesi 2026’da teslim edilecek.
İstanbul Novo Nordisk’ten obezite farkındalığı için "Doktoruna Danış, Sağlığına Kavuş" kampanyası Novo Nordisk, obezitenin hekime başvurularak tedavi edilmesi gereken bir hastalık olduğuna dikkat çekmek amacıyla "Doktoruna Danış, Sağlığına Kavuş" farkındalık kampanyasını başlattı. Novo Nordisk Türkiye, obezite hakkında toplumsal farkındalığı artırmak amacıyla "Doktoruna Danış, Sağlığına Kavuş" kampanyasını başlattı. Kampanya, kilo yönetiminde bireysel çabalarla çözüme ulaşmak yerine, obezitenin karmaşık biyolojisini en iyi bilen hekimlere danışılması için çağrıda bulunuyor. Şirket, bu kampanya ile obezitenin bir kilo ve irade sorunu olmanın ötesinde, tedavi gerektiren ciddi ve kronik bir hastalık olarak ele alınması için farkındalık oluşturmayı amaçlıyor. Kampanya kapsamında, kilo yönetimi konusunda toplumu bilimsel ve güvenilir bilgilerle buluşturmak amacıyla hayata geçirilen kilovesaglik.com web sitesine de yönlendirme yapılıyor. Platform, obezite ve fazla kilonun nedenleri, sağlık riskleri ve tedavi yaklaşımlarına dair güncel ve kanıta dayalı zengin içerikler sunuyor. Obezite verileri dünyada ve Türkiye’de alarm veriyor Bundan 30 yıl önce Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından bir hastalık olarak tanımlanan obezite, bugün kalp-damar hastalıklarından tip 2 diyabete, bazı kanser türlerinden kas-iskelet sistemi ve ruh sağlığı sorunlarına kadar 200’den fazla hastalıkla ilişkili, ciddi, kronik ve ilerleyici bir hastalık olarak kabul ediliyor. Dünya genelinde obezite görülme sıklığı son yıllarda hızla artarken, Türkiye de bu tablodan ciddi şekilde etkileniyor. Türkiye’de yetişkin her 3 kişiden 1’i obeziteyle, 1’i ise fazla kiloyla yaşıyor. Yetişkin nüfusun yarıdan fazlasının fazla kilolu veya obeziteli olduğu bu tabloda, obezite hem bireysel sağlık hem de sağlık sistemleri açısından giderek büyüyen bir yük oluşturuyor. Araştırmalar, obezite veya fazla kilo ile yaşayan bireylerin çoğunlukla diyet, egzersiz, bitkisel takviyeler gibi kendi buldukları çözümlerle kilo yönetimini sürdürmeye çalıştığını gösteriyor. Buna karşın, etkili kilo yönetimi için hekime danışanların oranı oldukça düşük. Bu durum hem başarısız kilo verme girişimlerine hem de obeziteye bağlı hastalıkların ilerlemesine neden olabiliyor. Uzmanlara göre, obezite yalnızca yaşam tarzı değişiklikleriyle çözülemeyecek kadar karmaşık biyolojik mekanizmalara dayanıyor. Etkili ve sürdürülebilir bir kilo yönetimi için bu mekanizmaları en iyi bilen uzmanların desteği gerekiyor. Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Hasan Aydın konuyla ilgili şu açıklamalarda bulundu: "Obeziteyi yalnızca alınan ve harcanan kalori üzerinden açıklamak bugün için yetersizdir. Açlık ve tokluk sinyalleri, hormonlar, genetik yatkınlık gibi birçok biyolojik mekanizmanın yanı sıra psikolojik ve çevresel birçok faktör kilo kontrolünde belirleyici rol oynamakta. Bu nedenle obezite, bireyin iradesiyle kısa sürede çözülebilecek bir durum olmaktan çıkıyor. Eşlik eden hastalıkların ve hasta öyküsünün değerlendirilmesiyle birlikte hekim kontrolünde uygulanacak medikal tedaviyi içeren uzun soluklu bir takip gerektiriyor. Erken dönemde başvurulan profesyonel destek hem kilo yönetiminde başarıyı artırıyor hem de obeziteyle ilişkili diyabet, hipertansiyon ve kalp-damar hastalıklarının önlenmesinde kritik rol oynuyor." Obezite tedavisinde 20 yıllık uzmanlığa sahip Novo Nordisk’in Türkiye Genel Müdürü Bike Başaklar, şunları söyledi: "Novo Nordisk olarak 100 yılı aşkın süredir diyabet ve obezite alanlarına odaklanan, ’daha sağlıklı bir gelecek’ vizyonumuz ve vakıf şirketi olma özelliğimizle uzun vadeli toplumsal değer oluşturmayı amaçlayan bir sağlık şirketiyiz. Yaklaşık 20 yıl önce, obezitenin yalnızca yaşam tarzı tercihlerinden ibaret olmadığını, arkasında karmaşık ve güçlü bir biyoloji bulunduğunu bilimin rehberliğinde ortaya koyarak, bu alanda sorumluluk almaya karar verdik. Obeziteyi kronik ve ciddi bir hastalık olarak ele alan bu yaklaşımla, bugün obezite tedavisinde bilimsel dönüşümün öncülerinden biri olmaktan gurur duyuyoruz. ‘Doktoruna Danış, Sağlığına Kavuş’ kampanyamızla obezitenin bireylerin hekim desteği almadan çözülemeyecek bir sağlık sorunu olduğuna ve sağlığa kavuşmak için doktora danışılması gerektiğine dikkat çekiyoruz." Kampanya; influencer iş birlikleriyle dijital mecralarda, outdoor uygulamalarla spor salonları, alışveriş merkezleri ve metro ekranlarında hayata geçiriliyor. Şirket, bu çok kanallı iletişim yaklaşımıyla Türkiye’de obezite ve tedavisi hakkında farkındalığı artırmayı amaçlıyor. Detaylı bilgiye kilovesaglik.com web sitesi üzerinden ulaşılabilecek.