GÜNDEM - 30 Aralık 2025 Salı 16:08

GTB Başkanı Akıncı: "2025, dayanıklılığın öne çıktığı bir yıl oldu"

A
A
A
GTB Başkanı Akıncı: "2025, dayanıklılığın öne çıktığı bir yıl oldu"

Gaziantep Ticaret Borsası (GTB) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Akıncı, küresel ölçekte belirsizliklerin ve ekonomik dalgalanmaların etkili olduğu bir dönemin geride kaldığını belirterek, 2025 yılına ilişkin değerlendirmelerini ve önümüzdeki sürece dair beklentilerini paylaştı.


2025 yılını Türkiye ekonomisi, tarım ve gıda ticareti ile Gaziantep’in üretim gücü açısından değerlendiren Akıncı, yıl boyunca uygulanan makroekonomik politikaların reel sektör üzerinde belirgin etkiler oluşturduğunu söyledi.


Buna rağmen ekonominin denge arayışını koruyan bir yapıda ilerlediğine işaret eden Akıncı, sürecin sağduyu ile yönetildiğini vurguladı.


"2025 yılı, küresel ölçekte belirsizliklerin yoğun olduğu; içeride ise dengelenme sürecinin öne çıktığı bir yıl oldu" diyen Akıncı, "Ekonomi hızlı bir büyümeden ziyade, sağlam adımlarla ilerlemeyi tercih etti. Bu da uzun vadede daha sağlıklı bir zeminin oluşmasına katkı sundu" ifadelerini kullandı.


"Dayanıklılık, 2025’in ana kavramı oldu"


Enflasyonla mücadele politikalarının 2025 yılı boyunca ekonominin ana belirleyicisi olduğunu kaydeden Akıncı, yüksek faiz ortamının firmaları daha temkinli ve rasyonel karar almaya yönelttiğini, bu dönemde sağlıklı büyümenin anahtarının doğru finansman yönetimi ve sürdürülebilir üretim anlayışı olduğunu dile getirdi.


Finansmana erişimde yaşanan zorlukların özellikle KOBİ’ler üzerinde baskı oluşturduğuna dikkat çeken Akıncı, buna rağmen ekonomik dengelerin korunmuş olmasının sürecin kontrollü ve yönetilebilir şekilde ilerlemesine katkı sunduğunu ifade etti.


2025’in hızlı büyümenin değil, uyum sağlamanın, sabırlı olmanın ve dayanıklılığın yılı olduğunu aktaran Akıncı, "Reel sektör bu dönemi sadece bir zorluk olarak değil, aynı zamanda önemli bir tecrübe ve güçlenme süreci olarak değerlendirdi" dedi


Tarım ve gıda ticareti açısından 2025’in çok boyutlu bir yıl olduğuna dikkat çeken Akıncı, iklim şartları, küresel fiyat hareketleri ve artan girdi maliyetlerinin eş zamanlı olarak etkili olduğunu söyledi.


Gaziantep özeline ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Akıncı, tüm zorluklara rağmen kentin üretimden kopmayan yapısıyla öne çıktığını söyledi.


Gaziantep’in, her şartlarda üretmeyi bilen, ticaret refleksi güçlü bir şehir olduğunu vurgulayan Akıncı; tarım, sanayi, ihracat ve ticaretin birbirini tamamlayan yapısının kenti daha dirençli kıldığını belirtti.


2026 yılına ilişkin beklentilerini de paylaşan Akıncı, önümüzdeki dönemde ekonomide en kritik başlığın öngörülebilirlik olacağını ifade etti.


Akıncı, "Önümüzü net görebildiğimiz ölçüde yatırım iştahı artar, üretim güçlenir. Uygulanan makroekonomik politikaların zaman içinde daha somut sonuçlar üretmeye başlayacağına inanıyoruz. Özellikle 2026’nın ilk yarısından itibaren küresel tedarik zincirlerinde toparlanma sinyallerinin güçlenmesini bekliyoruz. Finansmanını doğru yöneten, maliyetlerini iyi planlayan ve verimliliği merkeze alan firmaların bu dönemde daha sağlam ilerleyeceğini öngörüyoruz "dedi.


Küresel ölçekte jeopolitik risklerin ve ticaret politikalarındaki belirsizliklerin devam ettiğine işaret eden Akıncı, gıda arz güvenliğinin ise tüm dünyada stratejik bir başlık hâline geldiğini ifade etti.


Akıncı, "Üretim gücü olan ülkeler ve şehirler için bu süreç önemli fırsatlar barındırıyor. Türkiye bu alanda oldukça güçlü bir potansiyele sahip. Gaziantep ise bu potansiyelin sahadaki en güçlü merkezlerinden biri olarak ön plana çıkmakta" dedi.


Açıklamasının sonunda Gaziantep Ticaret Borsası’nın 2025 yılı boyunca yürüttüğü faaliyetlere de değinen Akıncı, GTB’nin tarım ticaretinde şeffaflığı ve güveni esas alan uygulamalarıyla üreticiden sanayiciye, işletmeden tüccara kadar tüm piyasa aktörlerini merkeze alan bir anlayışla hareket ettiğini ifade etti.


Bu çerçevede borsanın, hububat-bakliyat ihalelerinden coğrafi işaretli ürünlerin ulusal ve uluslararası tanıtımına; üretici ve tüccara doğrudan destek sağlayan altyapı yatırımlarından eğitim ve iş birliği programlarına kadar kapsamlı çalışmalar yürüttüğüne dikkat çekti.


"Şeffaf, güvenilir ve sürdürülebilir bir piyasa yapısı için kararlılıkla çalışıyoruz" diyen Akıncı, bu anlayışın merkezinde üyelerin ihtiyaç ve beklentilerinin yer aldığını vurguladı. Büyük ölçekli ihalelerle üyelerin güvenilir piyasalara erişiminin güçlendirildiğini, çevre ve sürdürülebilirlik projeleriyle uzun vadeli ticaret vizyonunun desteklendiğini, eğitim ve farkındalık çalışmalarıyla ise üye firmaların bilgi, yetkinlik ve rekabet gücünün artırıldığını kaydetti.


Antep Lahmacunu ve Antep Fıstık Ezmesinin Avrupa Birliği’nden coğrafi işaret tescili almasının Gaziantep’in tarımsal ve gastronomi değerlerini uluslararası alanda daha görünür kıldığını belirten Akıncı, GTB Akredite Gıda Analiz Laboratuvarı’nın modernizasyonu ve UR-GE projeleriyle firmaların rekabet gücünün desteklendiğini söyledi.


Akdeniz Ürün Piyasası Aracı Kurumu’nun faaliyete geçirilmesiyle piyasa şeffaflığının güçlendirildiğini dile getiren Akıncı, "GTB olarak, Gaziantep’in köklü ticaret kültürüne yakışır şekilde reel sektörü destekleyen çalışmalarımızı önümüzdeki dönemde de kararlılıkla sürdüreceğiz" diye konuştu.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sinop Sinop’ta yılbaşı tedbirleri Sinop Valiliği, kentin 2026 yılını huzur, güven ve esenlik içerisinde karşılaması ve kamu hizmetlerinin herhangi bir aksama yaşanmadan sürdürülebilmesi amacıyla kapsamlı tedbirler alındığını duyurdu. Valilikten yapılan açıklamada, yılbaşı süresince asayiş ve güvenliğin sağlanması amacıyla il genelinde 541 emniyet, 355 jandarma ve 40 sahil güvenlik personeli olmak üzere toplam 936 personelin görev yapacağı belirtildi. Sağlık hizmetlerinin de kesintisiz sürdürüleceği ifade edilen açıklamada, hastaneler ve entegre sağlık merkezlerinin 24 saat esasına göre hizmet vermeye devam edeceği, 115’i acil servis personeli olmak üzere toplam 352 sağlık çalışanının görev başında olacağı bildirildi. Ayrıca 25 ambulans ve bu ambulanslarda görevli 75 sağlık personelinin hazır bulundurulacağı, 112 Acil Çağrı Merkezi’nde ise 26 personelin kesintisiz hizmet vereceği kaydedildi. Muhtemel meteorolojik uyarılar ve acil durumlara karşı İl Özel İdaresi’ne bağlı 66 iş makinesi ve 150 personelin kış tedbirleri kapsamında göreve hazır olduğu belirtilirken, İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü’nde 2 tam donanımlı acil durum müdahale aracı, 1 öncü acil müdahale aracı ve 6 personelin görev yapacağı, Sinop Belediyesi İtfaiye Müdürlüğü’nde ise 5 araç ve 8 personelin hazır bulunacağı aktarıldı. Açıklamada, İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nün merkez ve 8 ilçede 10 ekip ve 20 personel ile gıda ve hijyen denetimlerini aralıksız sürdüreceği, Ticaret İl Müdürlüğü’ne bağlı ekiplerin ise marketler ile yeme-içme işletmelerinde etiket ve fiyat denetimlerine devam edeceği ifade edildi. Telefon, elektrik, su ve doğalgaz kesinti ve arızalarına karşı da ilgili kurumlarca gerekli önlemlerin alındığı bildirildi.
Kütahya Türkiye Korfbol Süper Ligi müsabakaları Kütahya’da başladı Gelişmekte olan spor branşları arasında yer alan korfbolun Türkiye Korfbol Süper Ligi 2. hafta müsabakaları, Kütahya’da başladı. Türkiye Korfbol Süper Ligi müsabakalarında farklı illerinden gelen 10 takım ve yaklaşık 200 sporcu, Kütahya’da kıyasıya mücadele ediyor. Müsabakalarda, Batman Spor - Y. Nova, Yıldız Teknik Üniversitesi-Marmara, Kütahya-Metus AK, Haydarpaşa-1937 Seka, Kocaeli-Şeker06 takımları karşı karşıya geliyor. Korfbolun yaygınlaşmasına ve tanıtımına önemli katkı sağlayan organizasyon, sporun birleştirici gücünü ön plana çıkarırken Kütahya’nın ulusal düzeyde spor organizasyonlarına ev sahipliği yapma potansiyelini de bir kez daha gözler önüne seriyor. Karşılaşmalar, centilmence rekabet ve fair-play anlayışı çerçevesinde devam ediyor. Korfbol Nedir? Hollanda kökenli bir spor dalı olan korfbol, kadın ve erkek sporcuların aynı takımda yer aldığı karma yapısıyla dikkat çekiyor. Takımlar, 4’ü kadın 4’ü erkek olmak üzere toplam 8 oyuncudan oluşuyor. Oyunun amacı, topu yaklaşık 3,5 metre yükseklikte bulunan, arkalıksız sepet olan korf içine atarak sayı kazanmak. Korfbolda kadın sporcular kadınları, erkek sporcular erkekleri savunurken; topla koşmak ve sert fiziksel temas yasak. Paslaşma, takım uyumu ve savunmasız pozisyonda yapılan şutlar oyunun temel unsurları arasında yer alıyor. Genellikle iki devre halinde oynanan korfbol, hız, koordinasyon ve iş birliğini geliştiren yapısıyla özellikle okullar ve gençlik spor faaliyetlerinde tercih ediliyor.
İstanbul Şirket sahipleri dikkat: Hızla büyüyen şirketlerde yönetim eksikliği kırılganlık oluşturabilir Türkiye’de son yıllarda birçok şirketin satış hacimleri ve operasyon ölçekleri hızla büyürken, bu büyümenin beraberinde yeni riskler getirdiği görülüyor. Uzmanlar, şirketlerin büyüme sürecinde yönetim ve kontrol mekanizmalarını büyümeye paralel geliştirmediğinde dışarıdan güçlü görünseler de içeride kırılganlaşabileceğine dikkat çekiyor. Türkiye’de son yıllarda şirketlerin satış hacimleri ve operasyon ölçekleri hızla büyürken, bu büyümenin beraberinde yeni riskler getirdiği görülüyor. Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan BirFatura CEO’su İbrahim Bayır, büyümenin tek başına güç anlamına gelmediğini aynı hızda yönetim ve kontrol mekanizmalarının gelişmediği takdirde şirketlerin dışarıdan güçlü görünürken içeride kırılganlaşabildiğini aktardı. Büyüme dönemlerinde şirketlerin çoğu zaman satış rakamlarına odaklandığını ifade eden Bayır, bu yaklaşımın ciddi riskler barındırdığını söyledi. Operasyon, tedarik zinciri ve nakit akışı gibi alanların satış hızına paralel şekilde yönetilmediğinde kırılganlık kaçınılmaz hale geldiğini belirten Bayır, "Şirket büyüyor, sipariş artıyor, müşteri sayısı yükseliyor. Ancak bu büyüme aynı anda yönetilemiyorsa, ilk beklenmedik durumda sistem zorlanmaya başlıyor" dedi. "Bir şirket büyürken aynı zamanda ne olup bittiğini görebilmeli" Son dönemde yaşanan operasyonel ve finansal dalgalanmaların, birçok şirketi beklenmedik şekilde etkilediğini belirten Bayır, bunun temel nedenlerinden birinin krizlere hazırlıksız yakalanmak olduğunu söyledi. Kırılganlığın çoğu zaman kriz anında değil, işlerin iyiye giderken de oluştuğunu aktaran Bayır, bu dönemlerde risklerin ikinci plana atıldığını vurguladı. Bayır, iş dünyasında rekabetin artık yalnızca ürün ve satış üzerinden ilerlemediğini, şirketlerin ne kadar yönetilebilir olduğunun belirleyici hale geldiğini dile getirerek, "Bir şirket büyürken aynı zamanda ne olup bittiğini görebilmeli. Nerede risk var, nerede aksama yaşanıyor, nakit akışı hangi noktada zorlanıyor; bunlar net şekilde izlenemiyorsa büyüme sağlıklı değildir" diye konuştu. Platform ekonomisi ve tek kanala bağımlılık uyarısı Dijitalleşme ve pazaryerlerinin şirketlere önemli bir hız kazandırdığını ifade eden Bayır, tek kanala aşırı bağımlılığın kırılganlığı artırabileceğine dikkat çekti. Bayır, "Pazaryerleri satış hacmi açısından önemli bir avantaj sağlıyor. Ancak tüm iş modelinin tek bir platforma bağlı olması, şirketlerin kontrol alanını daraltabiliyor. Sağlıklı büyümenin, pazaryerlerini güçlü bir kanal olarak kullanırken aynı zamanda kendi marka ve operasyon altyapısını güçlendiren şirketler tarafından yakalanabiliyor" şeklinde konuştu. "Kırılganlık çoğu zaman şirketin içinde başlıyor" Şirketlerin kırılganlaşmasının çoğu zaman dış faktörlerden önce iç dinamiklerden kaynaklandığını belirten Bayır, operasyonel dağınıklık, finansal görünürlük eksikliği ve veriye dayalı karar alma alışkanlığının yeterince gelişmemesinin bu süreci hızlandırdığını söyleyerek, "Büyüme, beraberinde kurumsallaşmayı getirmiyorsa şirketler daha hassas hale geliyor. Bugün şirketlerin kendine sorması gereken soru ‘Ne kadar büyüdük?’ değil, ‘Bu büyümeyi ne kadar sağlıklı yönetiyoruz?’ olmalı. Dayanıklılığı olmayan büyüme, uzun vadede ciddi riskler barındırır" ifadelerini kullandı.