GÜNDEM - 19 Aralık 2025 Cuma 10:29

Kiraladığı gelinlik hayatını değiştirdi

A
A
A
Kiraladığı gelinlik hayatını değiştirdi

Gaziantep’te ev hanımıyken bir gelinlik ve bir kaftan kiralayarak iş hayatına atılan, daha sonra da hurdacıdan aldığı dikiş makinesiyle üretime başlayan Nesrin Solmaz, kendi hayallerini gerçekleştirmek ve genç kızların hayali olmak için atıldığı iş hayatında patron oldu.

Türkiye genelinde olduğu gibi Gaziantep’te de kadın girişimcilerin sayısı her geçen gün artıyor. 17 yıl önce aile ekonomisine katkıda bulunmak ve çocuklarına daha iyi bir gelecek sağlamak amacıyla evine yakın bir dükkanda gelinlik ve kaftan kiralama işine başladı. Evlenecek ve nişanlanacak kızlara gelinlik, abiye ve kaftan kiralamayla iş hayatına atılan ev hanımı Solmaz’ın hayatı açtığı iş yeri ile değişti.

Gelinlikleri kendi markasıyla üretiyor

Evli ve 3 çocuk annesi 48 yaşındaki Nesrin Solmaz, işinde kendini iyice geliştirdikten sonra hurdacıdan aldığı dikiş makinesini tamir ettirip gelinlik ve abiye üretimine başladı. Kısa sürede işleri artınca kızları ile üretime devam eden Solmaz, daha sonra 4 kişiyi istihdam etti. Kiraladığı gelinlik ile iş hayatına atılan ve hurdacıdan aldığı dikiş makinesi ile üretime başlayan Solmaz, şimdi kendisine ait iş yerinde gelinlik, abiye, nişanlık ve kaftan üretiyor. Ürünlerine ilginin her geçen gün arttığını görünce işlerini büyütmek isteyen Solmaz, Şehitkamil ilçesi Değirmiçem Mahallesi’nde 3 katlı bir dükkan kiraladı. Atölyesini kuran ve üretim kapasitesini artıran Solmaz, büyük bir başarı ortaya koydu ve kendi markasıyla üretime başladı.

Kiraladığı gelinlik hayatını değiştirdi

45 kişiye istihdam sağladı

Ürünlerini Türkiye’nin dört bir tarafında pazarlayarak işini büyüten Solmaz, bugün 3 katlı iş yerinde çoğunluğu kadın çalışan olan 45 işçi ile ürettiği gelinlikleri, abiyeleri, nişanlıkları ve kaftanları Avrupa ülkeleri başta olmak üzere dünyadaki birçok ülkeye de ihraç etmeye hazırlanıyor. Kurduğu işletmede hem patron olan hem de kendisi gibi meslek sahibi olmak isteyen ev kadınlarına istihdam sağlayan Solmaz, azmi ve çalışkanlığıyla birçok kadına örnek oluyor. Zor şartlar altında başladığı iş hayatındaki başarı hikayesini anlatan Nesrin Solmaz, işini büyütüp daha fazla kadına istihdam sağlamayı hedeflediğini söyledi.

"Gelinlik sektörüne 17 yıl önce başladım"

17 yıl önce bu işe başladığını anlatan Solmaz, "Gelinlik sektörüne 17 yıl önce başladım. Ev hanımıydım ve 3 çocuğum vardı. Küçük çocuğum anaokuluna başladığında ‘ne yapabilirim, kendime nasıl bir iş kurabilirim, kendimi nasıl ispatlayabilirim ve aileme nasıl destek olabilirim’ diyerek bu yola çıktım. Evime yakın sokak arasında küçük bir mağaza açtım. 5 tane gelinlik ve 2 tane kaftanla dükkanımı açtım. Daha sonra işlerim açıldı ve kendimi iyice geliştirdim. Atölyemi kurdum, mağazamı genişlettim ve mağazamı daha sonra büyüttüm" dedi.

Kiraladığı gelinlik hayatını değiştirdi

"Kızlarımızın hayali olmak istedim"

Kendi hayallerini gerçekleştirirken ev hanımlarına da istihdam sağladığını belirten Solmaz, "Ailem beni okutmadı. Başka bir meslek yapabileceğimi düşünemedim. Sürekli bir arayış içerisindeydim. Gelinlik sektörü hoşuma gitti ve ‘ben bu işi yapabilirim, bütün kızlarımızın hayali olabilirim’ dedim. Sadece mağazamızda 15 kişi çalışıyor. Atölyemizde de 30 çalışanımız var. Ekip arkadaşlarımla birlikte üretime devam ediyorum" şeklinde konuştu.

"Kendi işini kurmak isteyen çalışanlarıma her türlü desteği veriyorum"

Mesleğini çok sevdiğini belirten Solmaz, "Hiç bir tane çalışanım ve arkadaşım yoktu. İlk dikişimi ve yıkamamı ben yaptım, ütümü de ben yaptım. Ondan sonra yavaş yavaş bir arkadaş aldım. Sonra işimi biraz daha büyüttüm, iki arkadaş aldım. Biraz daha işimi büyüttükçe çok şükür bu şekilde bir yerlere gelmeye çalıştım. 17 yıldır tırnaklarımızı kazıyarak bir yerlere gelmeye çalıştım. Ben patron olmama rağmen çalışıyorum? Çünkü çalışmayı çok seviyorum, boş kalmayı sevmiyorum ve üretmeyi de çok seviyorum. Ürettikçe hoşuma gidiyor. İşimi ilerletmek ve çocuklarıma daha iyi bir gelecek sağlamak için çabalıyorum. Ekip arkadaşlarıma yararlı olmak, onlara dokunmak, ailelerine bir yararımız olması için uğraşıyorum. Kendi işini kurmak isteyen çalışanlarıma her türlü desteği veriyorum. İş yeri açmak isteyenlere hem maddi hem manevi olarak destek olarak kızlarımıza yardımcı oldum ve çok güzel bir şekilde kuaför stüdyolarını açtılar. Çok güzel de ilerliyorlar. Herkes iş yeri açmak istediği sürece her şekilde dört dörtlük arkalarında durmak istiyorum" ifadelerini kullandı.

Kiraladığı gelinlik hayatını değiştirdi

"Yurt dışına açılmak istiyorum"

Hedefinin daha da büyüyerek yurt dışına açılmak olduğunu belirten Solmaz, "Günlük 15-20 tane ürün çıkartıyoruz. Bunu 50’ye çıkartmayı hedefliyoruz. Türkiye’nin 81 iline ürün gönderiyoruz. Bayağı çok güzel bir şekilde ilerledik. Ama bununla kalmak istemiyorum. Yurt dışına da açılmak istiyorum. Yurt dışında hem mağazalar açmak hem de işletmeci olarak gitmek istiyorum. Kendi ürünlerimi tanıtmak istiyorum" diye konuştu.

İbrahim Koçyiğit

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Şırnak Gabar’ın eteklerinde umutlar tuvale yansıdı Günlük 81 bin varil petrol üretimiyle ülke ekonomisine yıllık yaklaşık 2 milyar dolar katkı sağlayan Gabar Dağı, bu kez petrol kuleleriyle değil, çocukların umutlarını tuvale yansıttığı bir etkinlikle gündeme geldi. Şırnak’ın Gabar Dağı eteklerinde bulunan Kayaboyun Köyü İlkokulunda görev yapan sınıf öğretmeni Selma Oflaz, köy çocukları için açık alanda resim çizimi etkinliği düzenleyerek hem yürekleri ısıttı hem de manzaraya başka bir anlam kattı. Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığının (TPAO) yoğun petrol arama ve üretim faaliyetlerinin sürdüğü bölgede gerçekleştirilen etkinlikte, çocuklar ilk kez şövale ve tuvalle tanışmanın heyecanını yaşadı. Bir zamanlar çatışma sesleriyle anılan Gabar’ın etekleri, bugün fırçalardan damlayan renk cümbüşleri ve çocuk kahkahalarıyla yankılandı. Kendisinin de bir köy çocuğu olduğunu belirten öğretmen Selma Oflaz, sanatla tanışma hikayesini şu sözlerle anlattı: ’’Ben de köy çocuğuyum aslında baktığımızda. Kendi okulumda, kendi köyümde hiç bana bu şekilde şövalye, tuval gibi malzemelerin fırsatı sunulmadı. Ben o zamanlardan beri sanata olan kısa da olsa minik minik sulu boya fırçaları ile bir şeyler yapmaya çalışıyordum köy şartlarında. Üniversiteye gittikten sonra bu alana yoğun bir ilgimin olduğunu fark etim. Üniversite de sınıf öğretmenliğini okurken bir hocamdan rica ettim. Onlarda bize resim sanat eğitimi üzerine bir eğitim açtılar. Bende o alanda kendimi geliştirdim. Daha sonra ocak ayında geldiğimde genel olarak sadece köy okulunda değil, Şırnak şartlarında böyle bir şeyin çok az olduğunu, sanatla insanların birleştirici gücünden yararlanılmadığını fark ettim. O yüzden çocuklarımla böyle bir etkinliğe başlama kararı aldım. İlk başta kendim için, burada sıkılıyorum ve ne yapabilirim diye bir fikir üretmeye başladım. İlk önce kendim için başladım. Daha sonra bunu alanlara yayarak Şırnak şartlarında öğretmenlerimiz olsun, gelen memur kesimi olsun ilgilenebilecekleri bir ilgi alanı oluşturmaya çalıştım.’’ "Çocukken bana sunulmayanı, çocuklarıma sunmak istedim" Çocukluğunda yaşayamadıklarını eğitim verdiği çocuklara sunmak istediğini ifade eden Oflaz, "Çocukken bu bana yapılmış olsaydı kendimi havalarda hissederdim. Çok mutlu olurdum. Çünkü büyüleyici bir şey. Bu şartlarda şövalyenin, tuvalin buraya getirilmesi, özellikle Gabar’ın eteklerine getirilmesi bana yapılmış olsaydı ben kendimi çok mutlu hissederdim. Burada neden kendi okulumda yapmıyorum? Dedim kendi kendime. Kendi çocuklarıma bunu neden sağlamıyorum? Çünkü bana gelmiş olsaydı havalara uçacaktım. çocuklarımın da havalara uçmasını istedim. Köy muhtarımızdan, velilerimizden, okul müdürümüzden, öğretmen arkadaşlarımdan destek alarak böyle ortam oluşturmaya çalıştık. Gayet her şey keyifli görünüyor ve bende çok mutluyum bu durumdan dolayı" dedi. Muhtar, veliler ve öğretmenlerin desteğiyle etkinliği hayata geçirdiklerini aktaran Oflaz, "Bir tanesinin bile kalbine dokunabiliyorsak, ufkunu açabiliyorsak, resme yeteneğinin olduğunu fark edip, onu o alanda da yönlendirebiliyorsak benim için en büyük miras bu" ifadelerini kullandı. "Gabar artık huzur ve umut kokuyor" Kayaboyun köyü muhtarı Hakan Vural ise Gabar’ın geçmişten bugüne yaşadığı değişime dikkat çekerek, "Şırnak Gabar Dağının son kurulu köyündeyiz. Buralarda çocukluğumuz geçti, şu dağlarda. Hep top tüfek sesleri, barut kokusu ile uyandık. Çocukluğumuzu yaşayamadık o dönem. Çocukluğumuzu doya doya yaşamamış bir insanın büyüyünce de mutlu olması çok zordur. Bunu kendimden biliyorum. Ama çok şükür bunlar hepsi bitti. Şuan Gabar’ımız huzur kokuyor, petrol kokuyor. Çocuklarımız sosyal etkinlikler ile eğleniyorlar. Biz devlet yetkilileri olarak tabi ki elimizden geldiğince onlara imkanlar sağlamaya çalışıyoruz. Sağ olsun Selma öğretmenimiz böyle bir proje ile çocukların yüzündeki mutluluğa dokundu. Umut dolu. İnşallah Gabar’ımız hep böyle güzel etkinlikler ile anılır. Bir daha o eski günleri yaşayız. Çocuklarımızın en doğal haklarıdır bunun gibi kültürel, sosyal etkinliklerde bulunması. Allah Gabar Dağımıza, buradaki çocuklarımıza her zaman huzur versin" diye konuştu. Etkinliğe katılan öğrencilerden Elanur Vural ise duygularını, "Açık alanda hayallerimizle birlikte tuvale resim çiziyoruz. Çok eğleniyoruz. Bugünü hiç beklemiyordum, çok mutlu oldum" sözleriyle dile getirdi.
Mersin Anamur’da kolluk ve yargıdan güçlü koordinasyon vurgusu Mersin’in Anamur Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde kolluk istişare ve koordinasyon toplantısı gerçekleştirildi. Anamur’da yapılan toplantı çerçevesinde Cumhuriyet savcıları tarafından sunumlar gerçekleştirildi. Sunumlarda, adli soruşturma süreçlerinde kolluk birimlerinin rolü, delil toplama ve muhafaza usulleri, talimatların uygulanmasında dikkat edilmesi gereken hususlar ile uygulamada karşılaşılan sorunlar ve çözüm önerileri ele alındı. Ayrıca toplantıda, önleyici kolluk faaliyetlerinin güçlendirilmesi, bilgi paylaşımının artırılması ve kurumlar arası koordinasyonun daha da geliştirilmesine yönelik görüş alışverişinde bulunuldu. Karşılıklı değerlendirmelerinde yapıldığı toplantının amacının ilçenin huzur ve güven ortamının korunmasına, kamu düzeninin güçlendirilmesine ve adalet hizmetlerinin daha etkin yürütülmesine katkı sağlamasının amaçlandığı kaydedildi. Toplantıda konuşan Anamur Cumhuriyet Başsavcısı Tanju Çatlı, adaletin yalnızca yargı mercilerinin verdiği kararlarla sınırlı olmadığını vurgulayarak, "Adalet olayın meydana geldiği ilk andan itibaren, hukuka uygun, titiz ve sorumluluk bilinciyle yürütülen tüm süreçlerin ortak ürünüdür" dedi. Kolluk kuvvetlerinin adalet mekanizmasının temel ve vazgeçilmez unsurlarından biri olduğuna dikkat çeken Başsavcı Çatlı, "Kolluk birimlerimizin sahada gösterdiği özveri, hukuka bağlılık ve disiplin yargının sağlıklı işlemesine ve vatandaşlarımızın devlete olan güveninin güçlenmesine doğrudan katkı sağlamaktadır. Kolluk ve yargı arasındaki güçlü koordinasyon, hem suçla etkin mücadelede hem de temel hak ve özgürlüklerin korunmasında vazgeçilmezdir" şeklinde konuştu. Toplantıya, Anamur Cumhuriyet Başsavcısı Tanju Çatlı’nın yanı sıra, Anamur Adalet Komisyonu Başkanı Süreyya Topaloğlu, Anamur ve Bozyazı İlçe Emniyet Müdürleri Şeref Paşaoğlu, İlçe Jandarma Komutanı Hüseyin Özdoğan, Sahil Güvenlik Komutanı Süleyman Şafak, Anamur Devlet Hastanesi Başhekimi Serkan Boz ile Cumhuriyet savcıları katılım sağladı.