GÜNDEM - 14 Haziran 2024 Cuma 17:34

Rim’in dedesinden Gazze’ye yardım seferberliği için dünyaya çağrı

A
A
A
Rim’in dedesinden Gazze’ye yardım seferberliği için dünyaya çağrı

İsrail’in zulmü ve hain saldırıları sonucu hayatını kaybeden 3 yaşındaki Rim’in dedesi Halid Nabhan, Yedi Başak İnsani Yardım Derneği aracılığıyla tüm dünyayı Gazze’ye yardım seferberliğine katılmaya davet etti.


Filistin ve Gazze halkı aylardır İsrail’in zulmü ve bombardımanı altında zor günler geçiyor. Saldırıların dur durak bilmediği Gazze’de yaşlısından gencine, kadınından çocuğuna ve bebeğine kadar binlerce insan canice katledilirken, binlerce insan ise yaralandı. Geriye kalan Gazze halkının ise neredeyse tamamı yerinden edilirken, binlercesi Rafah Sınır Kapısı’ndaki güvenli bölgeye sığındı. Güçlükle ayakta durmaya çalışan mazlum Gazze halkı, sadece bombardımanlar ve saldırılarla değil açlık, yokluk, hijyen, barınma gibi pek çok zorlukla da mücadele etmeye çalışıyor. Yaşam koşullarının çok kötü olduğu bölgeye yapılacak yardımlar ise her geçen gün daha da önem kazanıyor.



Rim’in dedesinden Gazze’ye yardım seferberliği için dünyaya çağrı


Bölgeye ilk günden beri yardım ulaştıran Yedi Başak İnsanı Yardım Derneği ise yeni bir yardım seferberliği başlatıyor. İsrail’in zulmü ve hain saldırıları sonucu hayatını kaybeden 3 yaşındaki Rim’in dedesi Haled Nabhan ile harekete geçen Yedi Başak İnsani Yardım Derneği tüm dünyaya Gazze’ye yardım seferberliğine katılmaya davet etti. İsrail’in Gazze’ye yönelik vahşice saldırılarında hayatını kaybeden 3 yaşındaki Rim, kurban bayramına yetişemeyecek pek çok çocuktan sadece biri. Rim’in dedesi Halid Nabhan, torununu son kez uğurlarken, gözlerinin içini öperek vedalaşmış, katledilen torununun son kez saçlarını taramış ve yüzünü temizlemişti. Acılı dedenin gözyaşları ise Gazze’nin yaşadığı trajedinin sembolü olmuştu.



Gazze’de temel ihtiyaçlara erişilmiyor


252 gündür benzer acıları yaşayan Gazze’liler, çadırda yaşamaya ve neredeyse her gün yer değiştirmeye zorlanıyor. Bununla birlikte temel gıda ihtiyaçlarını erişmekte büyük sıkıntılar yaşanıyor. Bu zorlu koşullarda, Yedi Başak İnsani Yardım Derneği, Gazze’deki akil kişiler ile sürekli iletişim halinde kalarak, içerideki acil ihtiyaçları doğru bir şekilde belirlemeye çalışıyor. Gazze’deki savaşın yüzü haline gelen, kamuoyunda Rim’in dedesi olarak tanınan Halid Nabhan ise ihtiyaçları belirlemede danışılan isimlerin başında geliyor.



Konserve et gönderme kararı alındı


Rim’in dedesi ve Gazze içerisindeki akil kişiler ile görüşmeler yapan Yedi Başak İnsani Yardım Derneği, sınır kapılarının zaman zaman kapatılması ve Gazze içinde gıda ürünlerini saklayacak uygun ortamın bulunmaması göz önünde bulundurulduğunda, etlerin konserve şeklinde Gazze’ye gönderilmesi gerektiği yönünden karar aldı ve harekete geçti.



Rim’in dedesinden dünyaya mesaj


Şartların zorluğuna dikkat çekerek konserve etlerin önemine dikkat çeken Halid Nabhan, “Herkesin bildiği gibi Gazze Şeridi’nde yaşanan katliamlar, elektrik kesintileri, temel gıda maddelerinin kıtlığı, et ve sebzelerin ciddi şekilde azalmasına sebep oldu. Çoğu gıda maddesi artık bulunamıyor ve en önemli protein kaynaklarından biri olan et, Gazze Şeridi’nde neredeyse yok. Allah’ın izniyle Yedi Başak Derneği, kurban etlerini konserve şeklinde Gazze’ye göndermeyi hedefliyor. Konservelerin içeriğinde pişmiş et bulunmaktadır. Bu konserveler iki yıl raf ömrüne sahiptir. Bu da etleri, soğutmaya gerek kalmadan muhafaza etmeyi sağlıyor. Bu proje, Gazze Şeridi’ndeki yüzbinlerce kardeşimizin protein ihtiyacını karşılamada büyük bir fayda sağlayacak. Allah’tan Yedi Başak derneğini bereketlendirmesini niyaz ediyoruz. Biz, Yedi Başak Derneği olarak, Gazze Şeridi’ndeki tüm kardeşlerimize ve ihtiyaç sahiplerine hizmet etmeye devam edeceğiz ve ihtiyaç duydukları her şeyi dağıtacağız, inşallah” dedi.



"Gazze’ye Yardım Ulaşmıyor" söylemleri kara propaganda ve gerçek değil


Öte yandan son günlerde sıklıkla dile getirilen "Gazze’ye yardım ulaşmıyor", "Sınır kapıları kapatıldı" gibi açıklamaların Gazze’ye yardım göndermek isteyen bağışçıları caydırmak üzere yürütülen bir propaganda olduğu ortaya çıktı. Yapılan araştırmalara göre saldırıların devam ettiği 252 günde Gazze sınır kapıları 207 gün açık kaldığı ve 207 günde 25 bin 810 tır yardım malzemesi Gazze’ye teslim edildiği öğrenildi.



Rim’in dedesinden Gazze’ye yardım seferberliği için dünyaya çağrı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Denizli Potada geri sayım başladı Denizli’de gerçekleşecek U-16 Erkekler Basketbol Türkiye Şampiyonası fikstürü belli oldu. Türkiye’nin en köklü kulüpleri arasında yer alan 16 takımın katılacağı organizasyon için hazırlıklar devam ediyor. Türkiye Basketbol Federasyonu’nun 2024-2025 Sezonu yurt içi faaliyetleri kapsamında düzenlediği U16 Türkiye Şampiyonalarına kısa bir süre kaldı. U-16 Erkekler Türkiye Şampiyonası 05-11 Mayıs 2025 tarihleri arasında Denizli’nin ev sahipliğinde yapılacak. Türkiye Basketbol Federasyonu Alt Yapı Faaliyetleri organizasyonunda, Basketbol Denizli İl Temsilciliği ve Gençlik Spor İl Müdürlüğü tarafından yapılacak şampiyona için hazırlıklar sürüyor. Şampiyonada maçlar Vali Recep Yazıcıoğlu Spor Salonu ve Hasan Güngör Spor Salonunda oynanacak. Müsabakaların teknik toplantısı 4 Mayıs Pazar günü saat 16.00’da Vali Recep Yazıcıoğlu Spor Salonunda gerçekleşecek. Denizli’ye prestij katacak dev organizasyon Türkiye’nin en köklü altyapı takımlarının boy göstereceği organizasyon, genç basketbolculara kendilerini gösterme fırsatı sunacak. Türkiye’nin dört bir yanından gelecek sporcuları ve basketbolseverleri buluşturacak bu şölen, Denizli’nin son yıllarda ev sahipliği yaptığı en prestijli organizasyon olma özelliği taşıyor. Basketbolun gelecekteki yıldızlarını izlemek isteyen tüm sporseverler müsabakaları tribünden ücretsiz takip edebilecek.
Karabük Okul inşaatında tarihi su sarnıcı ortaya çıktı UNESCO Dünya Miras Listesi’nde yer alan Karabük’ün Safranbolu ilçesinde, geçmişte su ihtiyacını karşılamak amacıyla inşa edilen tarihi bir su sarnıcı ortaya çıkarıldı. Yenimahalle Ata Sokak üzerinde devam eden okul inşaatı sırasında tarihi bir tünel yapısı gün yüzüne çıktı. İnşaat çalışanlarının durumu yetkililere bildirmesi üzerine bölgede inceleme başlatıldı. Yapılan araştırmalarda söz konusu yapının, geçmişte bölgenin su ihtiyacını karşılamak amacıyla inşa edilen tarihi bir su sarnıcı olduğu belirlendi. Konuyla ilgili görüşü alınan Yerel Araştırmacı Cemil Belder, ortaya çıkarılan yapının yıllardır bilinen bir yapı olduğunu ancak okul inşaatı sayesinde tekrar gündeme geldiğini belirterek, "Arkamızda bulunan Zati Ağar okulunun altında ortaya çıkan su sarnıcı tünel yapısı aslında bizim yıllardır haberdar olduğumuz ancak bu okul inşaatı sebebiyle tekrar gündeme gelen ve bizim tarihi zenginliklerimize bir örnek olarak işaret edebileceğimiz bir kısmı ortaya çıktı" dedi. Tünelin geçmişte Safranbolu’nun farklı bölgelerine su taşıyan bir sistemin parçası olduğunu ifade eden Belder, "Bu yapı sistemi aslında bizim bugün Bağlar’dan Kıranköy bölgesine su taşıyan tarihi bir su kanal sisteminin küçük bir parçası" diye konuştu. Sarnıcın yapısal özelliklerine de değinen Belder, "Bu su sarnıcı tünel sistemi Safranbolu coğrafyasının topografyasına göre değişiklikler gösterebiliyor ama genel olarak toprağın 3,5 metre altında olduğunu ve 160 santimetre içerisinde yürüyüş yollarının olduğu, 50 santimetre genişliğinde koridorlara sahip ve bazı kısımlarında yürüyüş yollarının hemen yanında su arklarının bulunduğunu ifade edebiliriz" ifadelerini kullandı. Yapının kesin yapım yılına ilişkin net bir veri bulunmadığını da aktaran Belder, şunları söyledi: "Tarihi yapılarımızın kesin yaşları ve dönemleriyle alakalı bir şeyleri konuşabilmemiz için bu yapılarla alakalı kitabelerin olması veya tarihi vakfiyelerde yapım veya onarım yıllarıyla alakalı bilgilere erişmemiz gerekiyor. Ancak bu hususlarla alakalı tarihi belgelerde bundan bahsedilmediği ve kitabelere de ulaşamadığımız için burada görmüş olduğumuz mimari özelliklere sahip şu sarnıcı tünel ağının kesin yapım yılı ve dönemi hakkında bir veri, bir yıl ortaya koymak yanlış olabilir." Yapının mimari benzerliklerine de değinen Belder, "Mimari özellikleri sebebiyle benzerlerinin Roma döneminde çok sık karşımıza çıktığını da ifade edebiliriz. Özellikle Safranbolu’nun yakın komşusu olan Zonguldak ilinin Çaycuma ilçesinde bulunan bir mağaradan çıkan suyun Roma dönemine tarihlendirilen Tios Antik Kenti’ne kadar su hattını üzerinde bu tarz su sarnıcı tünelleri ve su kemerleri yapısıyla götürüldüğünü biliyoruz. Buradaki su sarnıcı tüneli de mimari olarak hemen hemen aynı tarzda inşa edilmiş su tüneli yapısıdır. Aslında Anadolu’da görebildiğimiz gibi Avrupa’da ve hatta İspanya’da bire bir aynısını görebildiğimizi ifade edebiliriz" şeklinde konuştu. Belder, sarnıcın işlevselliğini hâlâ sürdürüyor olmasının hayret verici olduğunu vurgulayarak, "Bu su sarnıcı tünel yapısının aslında beni oldukça şaşırtan bir özelliği daha var. Birçok noktasında göçmeler olmasına rağmen galerilerin ve tünellerin kapalı olmasına rağmen hâlâ su hareketinin eğim yönünde aktığını görüyoruz. Aradan geçen zamana rağmen su hattının hâlâ işlevselliğini yerine getiriyor olması gerçekten hayret verici bir şey" dedi.
Konya Başkan Altay: "Hatay’da Anadolu’nun ilk camisinde çalışmaları kısa sürede tamamlayacağız" Konya Büyükşehir Belediyesi, Kahramanmaraş merkezli depremlerde yıkılan Hatay’daki Habib-i Neccar Camii’nin restorasyon çalışmalarını hız kesmeden sürdürüyor Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, yürütülen restorasyon çalışmalarının sadece bir yapı onarımı olmadığını, aynı zamanda iki şehir arasında gönül köprüsü kurulduğunu vurguladı. Başkan Altay, Habib-i Neccar Camii’nin Anadolu’nun ilk camisi olarak bilindiğini hatırlatarak, "Habib-i Neccar Camii, sadece Hatay’ımızın değil, tüm İslam dünyasının ortak mirasıdır. Böyle bir emaneti yeniden ayağa kaldırmak bizim için büyük bir onur, büyük bir sorumluluktur. Deprem felaketinin ardından Konya’nın Hatay’da yürüttüğü çalışmalar, kardeşliğin ve dayanışmanın en güzel örneklerinden biri olarak gösteriliyor. Barınma, lojistik destek, sosyal hizmetler ve altyapı çalışmaları gibi pek çok alanda Hatay’ın yanında olan Konya, Habib-i Neccar Camii restorasyonuyla bu desteği kalıcı hale getiriyor. Burada yaptığımız her iş, yarın torunlarımıza bırakacağımız bir kardeşlik mirasıdır. Konya olarak Hatay’ın yanında olmaya devam edeceğiz. Anadolu’nun ilk camisindeki çalışmaları en kısa sürede tamamlayacağız. Habib-i Neccar Camii’nin yeniden yükselmesi, sadece bir yapının restore edilmesi değil; birlik, beraberlik ve kardeşliğin de sembolü olacaktır" dedi. Tarih yeniden ayağa kalkıyor Bu süreçte emeği geçenlere teşekkür eden Başkan Altay, restorasyon çalışmalarında önemli bir aşamayı geride bıraktıklarını belirterek, "Caminin, kuzey beden duvarındaki yeni taşlar üzerinde el tarağı (mucarta) işçiliği yapıldı. İç cephede ise enjeksiyon boruları çıkarıldı, izlerin taş yüzeyinde temizliği ve sıva öncesi taşlarda yüzeylendirme yapıldı. Son cemaat mahfili, kemer taşlarının imalatı ve montajı yapıldı. Yine caminin, kuzeybatı fil ayağı üzerinde nefaset sıva denemesi, kuzey, güney ve doğu iç cephe duvarında kaba sıva uygulaması yapıldı. Avlu taç kapı üstünde ve kadın namazgahında üst ahşap çatının montajı yapıldı. Devamında iç cephe tonoz kemerlerine ait ahşap kontraplakların yerine hazırlığı yapıldı. Minare taşlarının karot ile delimi, iç ve dış taşlarının sıra imalatı yapıldı. Ayrıca batı beden duvarı, basınçlı su makinesi ile taş yüzeyler üzerinde yıkama işlemi yapıldı. Yapının her bir taşını, her bir detayını büyük bir hassasiyetle ele alıyoruz. İnşallah çalışmalarımızı mümkün olan en kısa sürede tamamlayacağız" şeklinde konuştu.