GÜNDEM - 24 Haziran 2025 Salı 16:37

Şahinbeyli kadınların hünerli ellerinden sanata yolculuk

A
A
A
Şahinbeyli kadınların hünerli ellerinden sanata yolculuk

Şahinbey Belediyesi’ne bağlı Bostancı Mektebi Kültür Merkezi, el emeği göz nuru eserlerle dolup taştı. Merkezde eğitim gören kursiyerler, dört aylık emeklerini ziyaretçilerin beğenisine sundu.


Elde Antep işi, giyim teknolojisi ve mefruşat sınıflarının ürünlerinin yer aldığı karma sergi, kursiyerlerin sabır ve özenle hazırladığı çalışmalarla büyük ilgi gördü. Sergide geleneksel el sanatlarının yanı sıra modern tekniklerle hazırlanmış parçalar da dikkat çekti.


Geleneksel sanat, modern yorum


Sergide, yöresel Antep işi nakışlardan modern ev tekstili ürünlerine, geleneksel el sanatı tekniklerinin modern yorumlarla harmanlandığı çok sayıda eser yer aldı. Özellikle el işçiliğiyle hazırlanan masa örtüleri, yatak odası takımları, günlük giyim ürünleri ve çeyizlik parçalar dikkat çekerken; kursiyerlerin el becerileri takdir topladı.


Kadınlar hem öğreniyor hem üretiyor


Şahinbey Belediyesi’nin açtığı bu tür kurslarla kadınların hem meslek öğrenmelerine hem de aile ekonomisine katkı sağlayacak bir beceri kazanmalarına imkan sağlanıyor. Bostancı Mektebi Kültür Merkezi tarihi dokusu ve verdiği kurslar ile mahalle sakinleri için adeta bir eğitim yuvası haline geldi.



Şahinbeyli kadınların hünerli ellerinden sanata yolculuk

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Çalışkan: "15 Temmuz bir vatan savunmasıydı, o an göreviniz dışında hiçbir şey düşünemiyorsunuz" İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü görevini icra ettiği dönemde meydana gelen 15 Temmuz Darbe Girişimiyle ilgili açıklamalarda bulunan Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Çalışkan, "Her şeyi unuttuğunuz bir vatan savunmasıydı. Verilen talimatlar ve görevleriniz dışında hiçbir şey düşünemiyorsunuz" dedi. Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) mensubu askerlerin, 15 Temmuz 2016’daki darbe girişimi sırasında İstanbul Emniyet Müdürlüğü görevini yürüten Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Çalışkan, girişimin gerçekleştiği gece İstanbul’da yaşananlarla ilgili açıklamalarda bulundu. İlk hareket noktalarının o dönemki ismiyle Boğaziçi Köprüsü olduğunu söyleyen Çalışkan, şunları dedi: "15 Temmuz gecesi, Terörle Mücadele ve İstihbarat Şube Müdürleriyle bir operasyon hazırlığı yapıyorduk. O konu üzerinde çalışırken birkaç telefon geldi. Askerlerin köprü üzerinde uygulama yaptıkları ve normal hayatın akışına aykırı durumların yaşandığı söylendi. Son bir telefon daha geldi. Polislerin zorla silahının alındığını söylendi. O sırada olağanüstü bir durum olduğunu düşündüm. O sırada bir talimatta bulundum. Hiçbir polisin silahını teslim etmeyeceğini, gerekirse de kullanacağını emrettim. Hızlı bir şekilde de o zamanki ismiyle Boğaziçi Köprüsü’ne hareket ettik." "Emrimiz netti, bir adım dahi geri atılmayacak ve kanunlar çerçevesinde hareket edilecekti" O gece İstanbul’da 27 farklı bölgede darbecilerle çatışmaya girdiklerini söyleyen Çalışkan, "Köprüyü geçip konuyu değerlendirdiğimizde bunun bir darbe girişimi olduğunu anladık. Daha önceki bilgi birikimlerimizi de göz önüne alarak girişimin FETÖ’cüler tarafından yapıldığını değerlendirdik. Gerekli talimatların hepsini verdik. Emrimiz netti. Bir adım dahi geri atılmayacak ve kanunlar çerçevesinde hareket edilecekti. Kanunları çiğneyen kim olursa olsun o kişilerle ilgili gözaltılar yapılacaktı. İstanbul’da 27 farklı noktada çatışmalar yaşandı. Bunun dışında 39 farklı ilçede, ilçe müdürlerimiz görevini yaptı. Ateş emri verilen darbeci askerlerle mücadele ettiler" ifadelerini kullandı. "Defalarca ölüm emri verdim" Emrindeki polislere gerekirse canı pahasına mücadele etmeleri yönünde talimat verdiğini dile getiren Çalışkan, "O gece huzur uygulamamız vardı. Yaklaşık 5 bin polisimiz çalışıyordu. Yapacağımız operasyon için belirlediğimiz birimlerin tamamı o gün oradaydı. Dolayısıyla şehrin her noktasında, sabah 07:00’ye kadar inanılmaz bir mücadele yapıldı. Defalarca ölüm emri verdim. Cumhurbaşkanımız bana Atatürk Havalimanı’nın durumu sormuştu. Ben de, darbeci grupların orada olduğunu ve kulenin işgal edildiğini söyledim. Bana kuleyi ne kadar sürede kurtaracağım sorulduğunda yaklaşık 20 dakikada halledebileceğimizi söylemiştim. Ardından Özel Harekat ve Havalimanı Şube Müdürlerimizi arayıp, Arkadaşlar gerekirse ölün, öldürün ama 15 dakika içerisinde kulenin ele geçirildiği cevabını bekliyorum sizden dedim. O gece defalarca benzeri konuşmalar yaptım" diye konuştu. "Yarın sabah belki kahraman olurum, belki de kurşuna dizilirim diye düşünüyordum" Sonunun ne olacağını düşünmeden hareket ettiğini ifade eden Çalışkan, "Emirleri verdiğim sırada düşünüyordum. Yarın sabah belki kahraman olurum, belki de kurşuna dizilirim diye. Darbenin ne demek olduğunu biliyorum. Başarılı olması veya olmaması bambaşka durumlardı. Başarılı olsalardı bugün başka şeyler konuşulacaktı ama Allah onlara izin vermedi. Allah bize samimiyetimizin ve ciddiyetimizin karşılığını verdi" dedi. "Öyle bir atmosferdi ki, ailem saatler sonra aklıma geldi" Her şeyi unutup sadece görevine odaklandığını aktaran Çalışkan, "Olay yerine gittikten sonra yaklaşık 5 saat boyunca ailem dahi hiçbir şey aklıma gelmedi. Daha sonra onları hatırladım. Üzerimize o sırada kuşunlar yağıyor, tankla ateş açılıyor, üzerimizden helikopterler geçiyor. Öyle bir atmosferdi ki, ailem saatler sonra aklıma geldi. Her şeyi unuttuğunuz bir vatan savunmasıydı. Büyük bir mücadeleydi. O anlarda fazla bir şey düşünemiyorsunuz. Verilen talimatlar ve görevleriniz dışında hiçbir şey düşünemiyorsunuz" diye konuştu. "Vatandaşın sokağa çıkmasıyla bu işin devlettin ve milletin lehine sonuçlanacağını hissettim" Darbecilerin başarısız olacağını anladığı anlardan da bahseden Çalışkan, "Cumhurbaşkanımızın konuşmasıyla darbecilerin başarısız olacağına dair umudum oluştu. Vatandaşın da sokağa çıkmasıyla bu işin devlettin ve milletin lehine sonuçlanacağını hissettim ama sabah 07:00’de darbeciler teslim olduğu ana kadar net bir sonuçta kimse bulunamazdı. Sabahki teslim olmaların ardından bilançoyu görünce bu işin bittiğini ve devletin net bir şekilde yumruğunu teröristlerin başına indirdiğini, milletin de birlik içerisinde olduğunu görünce gönlümüz rahat etti" ifadelerine yer verdi. "Onlarca sivilin şehit olduğunu gördüm" Vatandaşlarla birlikte darbecilere karşı koyduklarını söyleyen Çalışkan, "Gözümün önünde bir korumam şehit oldu, diğeri yaralandı. Onlarca sivilin şehit olduğunu gördüm. Bir aracın üzerine çıkmam gerekti. Çıktığım zaman açık hedef olacaktım ama bazen çaresiz kaldığınız zaman ne yapmanız gerekirse onu yaparsınız. Halkı zarar görmeden yönetebilmek için, onları bazı kötü durumlarla karşı karşıya getirmemek için bunu yapmak zorunda kaldım. Onlara bir konuşma yaptım. Asker kılıklı teröristlerin üzerine yürüdüğümüzde önümdeki insanlara bende çelik yelek bulunduğunu ve emniyet müdürü olduğumu söyledim. Arka geçmelerini ve ilk sırada benim olmam gerektiğini söyledim. Halkımızın ağzından çıkan kelimeler ise, ‘Müdürümüzü koruyun’ oldu ve önüme insanlar geçemeye başladı. O insanların bir kısmı şehit oldu. Ağır yaralananlar oldu" diye konuştu. "O gün olağanüstü şartlara rağmen hatalı bir iş yapılmadı" Zorlu şartlara rağmen hatalı bir durumda bulunmadıklarını ifade eden Çalışkan, şöyle dedi: "Bize ihbarlar geldiğinde, arkadaşlarımıza ne pahasına olursa olsun ele geçirilen yerleri geri alın dediğimizde görev arkadaşlarımızdan ‘Şehit olmak için emrinizi bekliyoruz müdürüm’ diyenler oldu. Çok zor bir geceydi. Olayı anlamanız, koordinasyonu sağlamanız zaman alıyor. Karşımızdaki ölçüsüz ve kanunsuz, bizler ise kanunlarla hareket etmek zorundayız. Karşı taraf öldürmek amacıyla ateş ediyor, biz ise her şeyi kanuna göre düşünmek zorundayız. İyi ki kanunların dışına çıkmamışız. O gece yapılacak mücadele aynı zamanda belki de kurumlar arasındaki iletişimin 50 yıllık mücadelesiydi. Eğer o gün dengeli bir savunma ve mücadele yapmayıp, aynı sertlikte ve ölçüsüzlükte davransaydık, polis ile asker belki de bir daha birbirinin yüzüne bakamazdı. Biz hep bunu düşünerek hareket ettik. Bütün emirlerimde tekrar aynı kurumlar olarak ülkeye hizmet edeceğimizi ve yarın yine yüz yüze bakacağımızı unutmadan, gözaltına alınan her bir kişinin emanet olduğunu, savcı karşısına çıkana kadar da bizim misafirimiz olduğunu arkadaşlarıma ikaz ettim. Delillerin hepsini topladık ve zanlıları savcı ve hakim karşısına çıkardık. İleride keşke yapmasaydık diyeceğimiz bir tane bile hatalı işimiz çıkmadı. Bu durum polisle askerin arasındaki güvenin devam etmesini sağladı. O gün olağanüstü şartlara rağmen hatalı bir iş yapılmadı." "Millet, vatanına ve demokrasisine sahip çıktı" FETÖ’cülerin başarısız olmasının temel nedenleri hakkında konuşan Çalışkan, "Darbecilerin başarısız olmalarının nedenlerinden biri Cumhurbaşkanının irade koyması. Eğer Cumhurbaşkanımız biraz gecikseydi ya da başına bir iş gelseydi çok zorluk çekerdik. Cumhurbaşkanımız tam zamanında iradesini ortaya koydu. Millet, vatanına ve demokrasisine sahip çıktı. Bütün vatandaşlarımız adeta vatan savunması yaptı. Emniyet Teşkilatı da demokrasisine, ülkesine, vatanına sahip çıktı. Devlet başkanının yanında yer aldı ve onun verdiği emirleri yerine getirdi. Diğer kurumlar da, sivil kuruluşlar da vatanına sahip çıktı ve dünyaya örnek bir netice çıktı" şeklinde konuştu. "Türk Devleti darbelerle baş edilebileceğini dünyaya gösterdi" Türkiye’nin 15 Temmuz’da gösterdiği başarının dünyaya örnek olduğuna değinen Çalışkan, "Dünyada son 10 yılda 10’nun üzerindeki darbe girişimleri başarısız oldu. Artık darbeler başarısız oluyor. Bu durumu başlatan da Türkiye oldu. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, Türk milleti ve Türk Devleti darbelerle baş edilebileceğini dünyaya gösterdi. Muhtemelen bundan sonraki tüm darbe girişimleri de başarısız olacak. 15 Temmuz Türk milletinin kendine geldiği, arındığı ve özüne döndüğü bir diriliş oldu. Bu yüzyıl Türk devletinin milletinin yüzyılı olacak inşallah" ifadelerine yer verdi. Darbe girişiminin yaşandığı gece hayatını kaybeden sivil vatandaşlara ve güvenlik güçlerine taziye dileklerini ileten Çalışkan, "O gece şehit olan herkese Allah’tan rahmet diliyorum. Yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. O gün emeği geçen, mücadelesiyle hizmet eden herkesten Allah razı olsun" dedi.
Hatay Depremde yerle bir olan Anadolu’nun ilk camisinin Eylül ayında ibadete açılması planlanıyor Depremde zarar gören, Hatay’da 7. yüzyılda inşa edilen ve Anadolu’daki ilk cami olma özelliğini taşıyan Habibi Neccar Camii Eylül ayında ibadete açılacak. Hatay Valisi Mustafa Masatlı, restorasyon ve rekonstrüksiyon çalışmalarının sürdüğü Habibi Neccar Camii’nin Eylül ayında hizmete ve ibadete açılacağını söyledi. Kahramanmaraş merkezli depremlerde en çok yıkımın yaşandığı Hatay’da binlerce bina yerle bir olurken kentin en önemli tarihi yapıları da zarar görmüştü. Asırlar boyunca medeniyetlerin beşiği olan kentin sembol simgelerinden olan ve 7. yüzyılda inşa edilen ve Anadolu’daki ilk cami olma özelliği taşıyan Habibi Neccar Camii de depremde hasar almıştı. Depremde kuzey beden duvarının büyük hasar aldığı camide, Kültür ve Turizm Bakanlığı Vakıflar Müdürlüğü ile Konya Büyükşehir Belediyesiyle işbirliğinde Eylül 2023 yılında restorasyon çalışmalarına başlandı. Hatay Valisi Mustafa Masatlı, restorasyon ve rekonstrüksiyon çalışmalarının devam ettiği Habibi Neccar Camii’nde incelemelerde bulunarak, tarihi yapının Eylül ayında hizmete ve ibadete açılmasının planlandığını söyledi. "Eserimiz Kültür ve Turizm Bakanlığımız Vakıflar Genel Müdürlüğü ile Konya Büyük Şehir Belediye Başkanlığı ile ortak çalışma ile ihya edilmektedir" Habibi Neccar Camii’nin tarihi önemine değinen ve depremin ardından çalışmalara hızla başlandığını ifade eden Hatay Valisi Masatlı, "Bugün Habib-i Neccar Camimizin restorasyon ve rekonstrüksiyon çalışmalarını incelemek üzere buradayız. Bilindiği üzere şehrimizin en sembol yapılarının başında Habib-i Neccar Camii gelmektedir. Kurtuluş Caddesi’nde bulunan ve 7. Yüzyılda inşa edilen camimiz Anadolu’daki ilk İslam eseri olması bakımından çok önem arz etmektedir. Bu sembol yapımızda da depremlerin akabinde Vakıflar Genel Müdürlüğümüz tarafından ivedilikle hasar tespit çalışmaları yapıldı. Eserimiz Kültür ve Turizm Bakanlığımız, Vakıflar Genel Müdürlüğü ile Konya Büyükşehir Belediye Başkanlığı ile ortak çalışma ile ihya edilmektedir" dedi. "Habibi Neccar Camii tam anlamıyla hizmete ve ibadete Eylül 2025 tarihinde açılacak" Restorasyon çalışmalarının ardından Habibi Neccar Camii’ni Eylül ayında ibadete açılmasının planlandığını söyleyen Hatay Valisi Masatlı, "Tarihi yapımızın orijinal ve özgün halline yeniden döndürülmesi ve eskisinden daha güçlü, eskisinden daha sağlam zeminlerde inşa ve ihya edilmesi için zemin etüdü çalışmaları, jeolojik çalışmalar, lazer taramalı rölövelerin alınması gibi işlemler yapılmıştır. Aşırı yüke bağlı olarak caminin yıkılmasına sebebiyet veren taş Kubbe yapısı yerine, yapılan statik hesaplar sonucu ahşap karkas üzeri bağdadi sıva yapılarak kubbe yükü bin 400 ton azaltılmış bir şekilde yeniden inşa edilmektedir. Bu şekilde de sembol değerimiz olan tarihi yapımızın daha şiddetli depremlere bile dayanıklı; ve çok uzun zaman vatandaşlarımıza hizmet verecek bir yapı olarak ayağa kaldırılması amaçlanmıştır. Bu yapımızın kalem işleri ile birlikte tam anlamıyla hizmete ve ibadete açılması için Eylül 2025 tarihini söyleyebiliriz. Antakya’mızın ve Hatay’ımızın hak ettiği gibi bir dünya şehri ve marka şehir olana kadar sahada çalışmalarımızın tüm hızıyla devam edeceğini de belirtmek istiyorum" ifadelerini kullandı.
Erzurum Başkan Özakalın, TDİOSB toplantısına katıldı Erzurum Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı ve TOBB Yönetim Kurulu Üyesi Saim Özakalın, Erzurum Valisi Mustafa Çiftçi başkanlığında gerçekleşen Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgesi Toplantısına katıldı. İkincisi gerçekleşen Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgesi Toplantısının gündeminde ise Besi Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgesi’nin (TDİOSB) kurulum süreci yer aldı. Toplantıda, Erzurum Tarım ve Orman İl Müdürü Alpaslan Kenger tarafından 7 Mart 2025 tarihinde Erzurum’da gerçekleşen ilk Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgesi Toplantısından bugünkü toplantıya kadar geçen süre zarfında gelinen süreç ve bugünkü toplantıya yönelik bilgilendirme sunumu yapıldı. Gerçekleşen Toplantıda: Müteşebbis heyetin yapısı, görev paylaşımları ve yatırılması gereken ücret durumu, Vali Çiftçi başkanlığında 7 Mart 2025 tarihinde Erzurum’da gerçekleşen il Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgesi toplantısında alınan kararlar, gerçekleşen toplantı sonrasında yürütülen ilk çalışmalar, bugünkü toplantının ardından planlanan adımlar, Bugünkü toplantıdan sonra gerçekleşmesi planlanan aşamalar, oluşturulacak olan müteşebbis heyeti, TDİOSB için yapılacak olan alternatif yer tahsis önerileri ve fizibilite çalışmaları görüşüldü. Vali Çiftçi Başkanlığında gerçekleşen Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgesi toplantısına: Erzurum Vali Yardımcısı Ahmet Özdemir, Erzurum Vali Yardımcısı Mustafa Berk Çelik, Aziziye Belediye Başkanı Emrullah Akpunar, EBB Genel Sekreteri Zafer Aynalı, ETSO Yönetim Kurulu Başkanı ve TOBB Yönetim Kurulu Üyesi Saim Özakalın, ETB Yönetim Kurulu Başkanı Yıldırım Hakan Oral, Yakutiye Belediye Başkan Yardımcısı Osman Yıldız, Palandöken Belediye Başkan Yardımcısı Hakkı Öztürk, AK Parti Erzurum İl Başkanı Av. İbrahim Küçükoğlu, Atatürk Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Hasan Yılmaz, Tarım ve Orman İl Müdürü Alpaslan Kenger, Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanı, Atatürk Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi Dekanı, Atatürk Üniversitesi Mimarlık ve Tasarım Fakültesi Dekanı katıldı.