GÜNDEM - 27 Aralık 2025 Cumartesi 10:56

Sedef kakma sanatı kadın hüneriyle buluştu

A
A
A
Sedef kakma sanatı kadın hüneriyle buluştu

Osmanlı döneminde Fatih Sultan Mehmet ve 2. Abdülhamid Han başta olmak üzere birçok padişahın ilgi gösterdiği köklü bir süsleme sanatı olan sedef kakma sanatına kadın eli değdi.


Türkiye’de sayılı kişilerin icra ettiği ve padişah mesleği olarak bilinen sedef kakma sanatının gelecek kuşaklara aktarılması için Şahinbey Belediyesi tarafından açılan kursa kadınlar büyük ilgi gösteriyor.


Osmanlı döneminde bazı padişahların uğraş vermesi nedeniyle "padişahların sanatı" olarak bilinen sedef kakma sanatı, Gaziantep’te Şahinbey Belediyesi tarafından ev kadınlarına öğretiliyor.


Unutulmaya yüz tutmuş sedef kakma sanatını günümüze taşıyan Şahinbey Belediyesi’nin Hasan Celal Güzel Gençlik Merkezi’nde açtığı kursa katılan kadınlar, usta öğretici eşliğinde tarihin derinliklerinden gelen, gösterilen ilgi nedeniyle Selçuklu ve Osmanlı Devleti döneminde zirveye ulaşan sedef kakma sanatını öğreniyor.


Sedefkarlık olarak nitelendirilen sedef kakma sanatı kapsamında kadın kursiyerler, kılıç, kama, sandık, ayna ve rahle gibi birçok ürüne sedef işliyor. Genelde erkeklerin yaptığı sedef kakma sanatı kursuna katılan kadınların ürettiği ürünler, göz kamaştırıyor. Kadınların ürettiği eşyalar, çeşitli hediyelik eşya galerilerinde satışa sunuluyor.


Usta öğreticiler tarafından verilen eğitimlerde midye ve istiridye gibi deniz hayvanlarının kabuğunda bulunan sert ve beyaz maddeyi işçilikle ortaya çıkaran kadınlar, daha sonra ceviz ağacından yaptıkları ürünlere işledikleri malzemeyle sedef kakma sanatını ortaya koyuyor.


Eğitimlerle birer sedef kakma ustası ev kadınları hem geleneksel sanatın yaşamasına hem de aile bütçesine katkı sağlıyor. Bugüne kadar eğitimleri başarıyla tamamlayan 300 kadına ustalık belgesi verildi.


Kursta hünerli elleriyle birbirinden güzel işlemeler yapan ev kadınlarına genç kızlarda destek veriyor. Türkiye’de yok olmaya yüz tutmuş el sanatları arasında yer alan ve kurslarda yetiştirilen kadın ustalar aracılığıyla sedef kakma sanatını ayakta tutmaya çalışan Şahinbey Belediyesi’ne desteklerinden dolayı kadınlar teşekkür ediyor.


Zahmetli ve büyük emeklerle tamamlanan birbirinden güzel ürünleri kursiyerler, hem sevdiklerine ve çevrelerine hediye edebiliyor hem de sosyal medya üzerinden de satarak aile ekonomilerine katkı sunabiliyor.


Sedef kakma ustası Mustafa Kaya, Şahinbey Belediyesi tarafından açılan sedef kakma kursunda verdikleri eğitimlerle kadınların hem meslek öğrendiğini hem de gelir elde ettiğini belirtti.


Kaya, kadınlara yönelik sedef kakma kursuna katılan kursiyerlerin doğrama makinelerinde de ahşaba şekil verdiğini, daha sonra ahşap parçalarına çekiç, tel yardımıyla çeşitli figürler çizdiğini, ahşaplara küçük deniz kabuğu parçaları yerleştirerek çeyiz sandığı, el aynası ve hediye sandığı gibi farklı ürünler ortaya çıkardıklarını söyledi.


Genelde erkeklerin yaptığı sedef kakma sanatı kursuna katılan kadınların sanatın inceliklerini kısa süre içinde öğrendiklerini belirten Kaya, "Sedef kakma kursu Gaziantep’te sadece Şahinbey Belediyemiz tarafından kadınlara öğretiliyor. Şahinbey Belediye Başkanımız Mehmet Tahmazoğlu’na bu imkanı sağladığı için teşekkür ediyoruz. Çünkü bize gerekli bütün desteği sağlıyor. Kadın kursiyerlerimize elimizden geldiği kadar mesleğimizi öğretmeye çalışıyoruz. Çünkü bizim mesleğimiz Selçuklu’dan Osmanlı’ya, Osmanlı’dan bizlere aktarılmış. Bütün çabamız sedef kakma sanatımız ölmesin istiyoruz. Sedef kakma UNESCO tarafından korumaya alındı. Kültür ve Turizm Bakanlığı da bu konuda büyük bir destek veriyor. Mesleğimiz ölmesin diye gerek belediyemiz ve gerek bakanlığımız her türlü desteğini veriyor. Biz de bu konuda elimizden geleni ve üzerimize düşen görev neyse onu yapmaya çalışıyoruz. İnşallah öğrencilerimizle bu mesleği daha da ilerleye götüreceğiz" dedi.


Sedef kakma mesleğini öğrendiği için çok mutlu olduğunu belirten kursiyer kadınlardan Elif Çap ise, "Yaklaşık 4-5 aydır bu kursa geliyorum. Zor bir el sanatı olmasına rağmen Mustafa hocamızın sayesinde bir şeyler yapmaya başladım. Sedef kakma sanatını severek yapıyorum. Böyle bir el sanatını öğrendiğim için de çok mutluyum. İleride kendimi biraz daha geliştirdiğim zaman kendi iş yerimi açıp, bayanlarla birlikte çalışmak istiyorum. Kendi çocuklarıma takı sandıkları, el aynaları ve saat yaptım. Bu ürünleri kendi evimde de kullanıyorum. Arkadaşlarıma hediyelik ürünler yaptım. Arkadaşlarım verdiğim hediyeleri çok beğenerek aldılar ve çok memnun oldular. Böyle bir el sanatıyla uğraştığım için beni tebrik ediyorlar. Çok güzel bir duygu. Üretmek, bir şeyler öğrenmek ve bunu da böyle bir tesiste yapmak çok güzel" şeklinde konuştu.


4 yıldır annesiyle birlikte sedef kakma kursuna katıldığını belirten İrem Çap da, "Sedef kakma kursuna uzun zamandır katıldım. Mustafa hocamız sayesinde bu mesleği öğrendik. Kursta kendimize ürün çıkartıyoruz, yeri geldiğinde satış yapıyoruz. İleride aldığımız belgelerle iş yeri açıp anne-kız güzel bir iş yeri açıp orada da satış yapmayı düşünüyoruz" ifadelerini kullandı.


Sedef kakmanın ismini ilk duyduğunda merak ettiğini ve kursa geldikten sonra büyük bir keyif aldığını söyleyen Ceren Tosun ise, "Yaklaşık 2-3 aydır bu kursa geliyorum. Mustafa hocam sayesinde çok yol kat ettim, çok şey öğrendim. Önce bu kursa başlamaya niyetim yoktu ama el sanatları ilgimi çekti. Ben de o yüzden kursa yazılmaya karar verdim ve çok güzel şeyler öğrendim. Hayalim güzel şeyler yapıp bu işi çok güzel bir şekilde kendi iş yerimi açmayı ve çok güzel ürünler yapmayı düşünüyorum. Çünkü bu sanat tarihi bir sanat olduğu için kimse emek vermiyor, kimse kolay kolay yapmıyor. O yüzden ben de bu kursa kayıt oldum" diye konuştu.



Sedef kakma sanatı kadın hüneriyle buluştu

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul OYAK Çimento, BIST Sürdürülebilirlik 25 Endeksi’ne dahil oldu OYAK Çimento, Borsa İstanbul (BIST) tarafından oluşturulan ve kurumsal sürdürülebilirlik performansı yüksek şirketlerin yer aldığı BIST Sürdürülebilirlik ve BIST Sürdürülebilirlik 25 Endeksi’ne dâhil oldu. TCC Group Holdings’e ait küresel çimento şirketi Cimpor’un Türkiye çimento pazarındaki markası olan Oyak Çimento, sürdürülebilirlik odaklı büyüme stratejisi kapsamında önemli bir başarıya imza attı. Türkiye çimento sektörünün önde gelen şirketlerinden OYAK Çimento, BIST Sürdürülebilirlik Endekslerine girmeye hak kazandı. Borsa İstanbul’da işlem gören ve sürdürülebilirlik performansları üst seviyede olan şirketlerin paylarının yer aldığı BIST Sürdürülebilirlik Endeksi ve Sürdürülebilirlik 25 Endeksi, şirketlere bu alandaki çalışmalarını göstermek için önemli bir platform sağlarken, ESG kriterleri doğrultusunda yatırım yapan yatırımcılar açısından da güvenilir bir zemin sunuyor. "Uzun vadeli değer oluşturma taahhüdümüzü pekiştiriyoruz" Konuya ilişkin değerlendirmede bulunan OYAK Çimento Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve CIMPOR Global CFO’su Eralp Tunçsoy, bu başarının stratejik bir dönüm noktası olduğunu vurgulayarak şunları ifade etti: "Küresel ölçekte CIMPOR ile birlikte yürüttüğü ortak çalışmaların ve Türkiye çimento sektörüne yön veren yatırımların bir sonucu olarak BIST Sürdürülebilirlik Endeksi’ne dahil olmamız, OYAK Çimento’nun sadece güçlü finansal performansının değil, aynı zamanda çevresel ve sosyal sorumluluk alanındaki kararlılığının da somut bir göstergesi. Global çimento devi TCC Group Holding çatısı altında ‘Globalde Lokal Oyuncu’ vizyonumuzla, 2050 Net-Sıfır hedefimize yönelik attığımız yenilikçi adımlar, alternatif yakıt kullanımındaki liderliğimiz ve uluslararası standartlardaki raporlama başarımız, bizi sektörde farklılaştıran temel unsurlar. Bu başarı, tüm paydaşlarımıza olan uzun vadeli değer oluşturma taahhüdümüzü pekiştiriyor. Sürdürülebilir bir gelecek inşa etme yolculuğumuzda, tüm çalışanlarımızın ve iş ortaklarımızın katkısıyla sektörümüze öncülük etmeye devam edeceğiz." Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan OYAK Çimento CEO’su Murat Sela şunları dile getirdi: "Şirketimizin BIST Sürdürülebilirlik Endekslerine dahil edilmesi, OYAK Çimento olarak yıllardır büyük bir titizlikle yürüttüğümüz sürdürülebilirlik yolculuğumuzun en prestijli onaylarından biri. Çevresel, sosyal ve kurumsal yönetim alanlarında benimsediğimiz sorumlu iş anlayışımız ve uzun vadeli değer oluşturma hedefimiz doğrultusunda sürdürülebilirlik odağımızı tüm iş süreçlerimizin merkezinde tutmaya devam edeceğiz." Finansal başarının temeli sürdürülebilirlik Ekonomik, çevresel ve sosyal faktörleri kurumsal yönetim ilkeleriyle birleştirerek uzun vadeli değer oluşturma stratejisi ile hareket eden OYAK Çimento, bu kapsamda hayata geçirdiği yenilikçi uygulamalarla sektördeki önemli konumunu güçlendiriyor. Türkiye’de sektörünün ilk Net-Sıfır hedeflerinden birini veren ve doğrulatan grup olarak, Avrupa’daki en agresif azaltım planlarından birini ortaya koyan OYAK Çimento, 2050 karbonsuz bir gelecek hedefine yönelik çalışmalarına kararlılıkla devam ediyor. Bu vizyon doğrultusunda, şirket son iki yılda küresel çapta yaklaşık 400 milyon euro tutarında sürdürülebilirlik odaklı yatırım yaparak hem çevresel etkiyi azaltmayı hem de uzun vadeli kârlılığı artırmayı hedefliyor. Çevreci yaklaşımlarının somut bir göstergesi olarak, 2024 yılı itibarıyla kullanılan toplam ısıl enerjinin yüzde 28,6’sını alternatif yakıtlardan elde eden şirket, Türkiye ortalamasının iki katından fazlasına karşılık gelen bu oranla sektörün öncüleri arasında konumlanıyor. Ayrıca 2024 yılında Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları (TSRS) çerçevesinde ilk raporlamasını gerçekleştiren şirket, sürdürülebilirlik stratejilerini ve iklim risk yönetimi yaklaşımlarını ulusal ve uluslararası standartlara uygun şekilde paylaşıyor.
Bayburt Vali Eldivan’dan kurum amirlerine talimat: "Hizmetlerde aksaklığa mahal verilmeyecek" Bayburt’ta İl İdare Şube Başkanları Toplantısı gerçekleştirildi. Vali Mustafa Eldivan başkanlığında düzenlenen toplantıda, kamu hizmetlerinin etkinliği ve kurumlar arası koordinasyon konuları masaya yatırıldı. Kurum amirlerinin, şube müdürlerinin katılımıyla yapılan toplantıda Vali Eldivan, kamu hizmetlerinin verimli, etkin ve vatandaş odaklı bir anlayışla yürütülmesinin temel öncelik olduğunu vurguladı. Eldivan, kamu kurum ve kuruluşlarının tam bir iş birliği ve koordinasyon içerisinde çalışmasının, hizmet kalitesini artıracağını ifade etti. Toplantı kapsamında, 2025 yılı içerisinde il genelinde yürütülen çalışmalar kapsamlı bir şekilde değerlendirildi. İl genelinde Sunulan hizmetlerin mevcut durumu, devam eden projelerdeki son aşamalar ve gelecek döneme ilişkin stratejik hedefler detaylıca ele alındı. "Hizmetlerde aksaklığa mahal verilmeyecek" Vali Eldivan, vatandaşlara sunulan hizmetlerin herhangi bir aksaklığa mahal verilmeden sürdürülmesi için gerekli tüm tedbirlerin alınması gerektiğini bildirdi. Genel iş ve işlemlerin titizlikle yürütülmesi konusunda kurum müdürlerine kesin talimat veren Eldivan, kamu disiplininin önemine dikkat çekti. Toplantı sonunda Vali Eldivan, 2025 yılı boyunca özveriyle görev yapan tüm kurum amirleri ve personele teşekkür ederek, yeni dönem çalışmalarında başarılar diledi.
Malatya Malatya’da ‘Terörsüz Türkiye" konferansı AK Parti Malatya Milletvekili ve Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu Üyesi Prof. Dr. Abdurrahman Babacan, ‘Terörsüz Türkiye’ Konferansında yaptığı konuşmada, "Terörün Türkiye’ye yıllık maliyeti yaklaşık 140 milyar dolardır. Bu sorun sadece bir veya iki kişinin değil 86 milyonunun tamamının meselesidir, milletimizle birlikte, kimseyi dışlamadan ayrıştırmadan hep birlikte başaracağız. Biz çocukların ölmediği, silahların konuşmadığı bir Türkiye istiyoruz" şeklinde konuştu. Milletvekili Babacan konuşmasında, "Hiçbir siyasi kaygı duymadan, oy hesabı yapmadan, ‘yeter ki Türkiye kazansın, yeter ki milletimiz kazansın’ diyerek bu tarihi sorumluluğu üstlenen Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ile MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’ye şükranlarımı sunuyorum" dedi. Yeşilyurt Belediyesi ve Yeşilyurt Kent Konseyi tarafından düzenlenen ‘Terörsüz Türkiye’ Konferansı, Kongre ve Kültür Merkezinde yoğun katılımla gerçekleştirildi. Konferansın açılış konuşmasını yapan Yeşilyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. İlhan Geçit, konferansın amacının, toplumsal farkındalığı artırmak ve terörün her türlüsüne karşı ortak bir duruş sergilemek olduğunu söyledi. Başkan Geçit, "Terörsüz Türkiye" hedefinin birlik ve beraberliğin, kardeşliğin ve güçlü demokrasinin hâkim olduğu bir Türkiye ideali olduğunu ifade ederken, " Terör; sadece can güvenliğimizi tehdit eden bir sorun değil, aynı zamanda toplumsal huzurumuzu, kardeşliğimizi ve ortak geleceğimizi hedef alan büyük bir tehdittir. Bu nedenle terörle mücadele, yalnızca güvenlik güçlerimizin değil; milletçe hepimizin ortak meselesidir. "Terörsüz Türkiye" hedefine ulaşmanın yolu ise, farklılıklarımızı zenginlik olarak gören, ortak değerler etrafında kenetlenen bir toplumsal bilinçten geçmektedir. "Terörsüz Türkiye" süreci, yüzyıllardır kangrene dönüşmüş önemli bir süreci ele alıyor. Bu sorun ülkemizin tüm enerjisini alan, ekonomik ve insan kaynaklarına darbe vuran bir sorundur. Bu ciddi sorunun kökten çözümlerle ortadan kalkması için sadece elini değil gövdesini de taşın altına koyan Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ile MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’ye şükranlarımı sunuyorum. Sayın Babacan’da kurulan komisyonda çok önemli görevler üstlendi, hazırlanan raporların tüm süreçlerinde aktif bir şekilde yer aldı. Ülkemizin en ciddi sorununun çözümünde sorumluluk alması bizim için gurur vesilesidir" şeklinde konuştu. AK Parti Malatya Milletvekili ve Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu Üyesi Prof. Dr. Abdurrahman Babacan ise, terörün toplumsal yapıya verdiği zararlar, demokratik kazanımlar, milli dayanışmanın önemi ve terörle mücadelede toplumsal farkındalığın rolü üzerinden önemli değerlendirmelerde bulundu. Prof. Dr. Abdurrahman Babacan, Türkiye’nin terörle mücadelesinde gelinen noktayı değerlendirerek, terörün yalnızca güvenlik boyutuyla değil; sosyal, kültürel ve demokratik boyutlarıyla da ele alınması gerektiğini vurguladı. Terörle mücadelede gelinen nokta, milli dayanışmanın önemi, kardeşlik ikliminin güçlendirilmesi ve demokratik kazanımlarımız üzerine konuşan Milletvekili Babacan, "Terörsüz bir Türkiye hedefi, sadece devletimizin değil, toplumun tüm kesimlerinin ortak sorumluluğudur. Milli birlik ve kardeşlik duygularımızı güçlendirdiğimiz ölçüde, terörün zemin bulması da imkânsız hale gelecektir" dedi. Milletvekili Babacan, demokrasi ve hukukun üstünlüğünün güçlendirilmesinin, terörle mücadelenin en önemli unsurlarından biri olduğunu belirterek, "86 milyonunun tamamı olarak, Türk’üyle, Kürt’üyle, Arab’ıyla, Çerkeziyle, Laz’ıyla; Sünnisiyle, Alevisiyle, gayrimüslimiyle yıllardır terör belasından çok çektik, artık bu meseleyi hep birlikte hareket ederek, ülkemizin hem bugününü hem de yarınlarını düşünerek bitirmemiz gerekiyor. Bu mesele çözülmezse, yarın başka bir terör ve şiddet biçimiyle karşımıza çıkar. Ben buradan iki önemli lidere, Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ile MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’ye şükranlarımı sunuyorum. 6 aylık süreçte gördüm ki inanılmaz bir samimiyetle, bu işin çözülmesi için uğraşıyorlar. Hiç bir siyasi kaygı olmadan, "oy kazanırım veya kaybederim" kaygısı taşımadan "yeter ki ülkemiz kazansın milletimiz kazansın yeter ki Türkiye kazansın" diye bu soruna bakan, bu uğurda her türlü fedakârlığı yapan, her türlü sorumluluğu üstlenen kararlı bir duruş sergiliyorlar. Gösterdikleri ufuk ve liderlikten dolayı şükranlarımı sunuyorum. Bu sorun sadece bir ve iki kişinin değil 86 milyonunun tamamının meselesidir, milletimizle birlikte, kimseyi dışlamadan ayrıştırmadan hep birlikte başaracağız" ifadelerini kullandı. "Terörsüz Türkiye’ vizyonunun devlet ve millet projesi olduğunu, Türkiye’nin birliğini, beraberliğini ve kardeşliğini isteyen herkesin bu süreçte aktif rol alması gerektiğine yürekten inandıklarını sözlerine ekleyen Milletvekili Babacan, terörün Türkiye’ye yıllık yaklaşık 140 milyar dolar maliyet oluşturduğunu, bu büyük mali kaybın Türkiye’nin ekonomik büyüme hamlelerine ciddi zararlar verdiğini, milli gelirin ise 5 trilyon dolar seviyesine ulaşabileceğini dile getirdi. Devletin bütün kurumlarının eşgüdüm içinde çalışmasıyla birlikte son yıllarda terör eylemlerinin ciddi biçimde gerileme olduğunun altını çizen Milletvekili Babacan, silahın ve şiddetin olduğu yerde hiçbir şeyin konuşulamayacağını, toplumun her kesiminin sorunlarının ortak irade, karşılıklı diyalog ve milli birlik ve dayanışma içerisinde çözülebileceğini hatırlattı. Milletvekili Babacan, konuşmasının sonunda konferansı düzenleyen Yeşilyurt Belediyesi ile Yeşilyurt Kent Konseyine teşekkürlerini sundu. Soru-cevap bölümüyle devam eden programda katılımcılar, terörle mücadele, toplumsal barış ve demokrasi konularında görüş ve düşüncelerini paylaşma imkânı buldu. Konferansı, Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Sami Er, Turgut Özal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Recep Bentli, AK Parti İl Başkanı Ali Bakan, MHP İl Başkanı Gökhan Gök, Yeşilyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. İlhan Geçit, Battalgazi Belediye Başkanı Bayram Taşkın, AK Parti Yeşilyurt İlçe Başkanı Ramazan Yaylacı, AK Parti Battalgazi İlçe Başkanı Basri Kahveci, MHP Yeşilyurt İlçe Başkanı Süleyman Emre, MHP Battalgazi İlçe Başkanı İlhan İlhan, Malatya Hacı Bektaşı Veli Kültür Merkezi Vakfı Genel Başkanı Hasan Meşeli, Ticaret Borsası Başkanı Ramazan Özcan, sivil toplum ve meslek örgütleri yetkilileri, mahalle muhtarları ve çok sayıda vatandaş takip etti.