ASAYİŞ - 26 Temmuz 2025 Cumartesi 16:51

Serum kelebeğini çıkarmak isterken bebeğin parmağını kesti

A
A
A

Adıyaman’ın Kahta ilçesinde yüksek ateş şikayetiyle hastaneye yatırılan 3 aylık Hafsa Sare Doğan’ın elindeki serum kelebeğini makasla çıkarmaya çalışan hemşir, bebeğin baş parmağını kesti. Olay sonrası Gaziantep’teki özel bir hastaneye sevk edilen bebeğin parmağı, 2 ayrı operasyonun ardından tekrar yerine dikilirken, acılı aile olayının sorumlularının ceza almasını istedi.

Olay, dün akşam saatlerinde Kahta Devlet Hastanesi’nde meydana geldi. İddiaya göre, Abdülhakim ve Belgin Doğan çiftinin 3 aylık bebekleri Hafsa Sare Doğan, halsizlik ve yüksek ateş şikayetiyle Kahta Devlet Hastanesi’ne getirildi. Burada muayene edilen bebeğe, doktor tarafından serum verildi. Küçük bebeğin serumu bitince baba doktor ile görüştü. Doktor serumun çıkarılması talimatı verdi.

Serum kelebeğini makasla çıkarmaya çalışan görevli, bebeğin parmağını kesti

Tedavi süresince serum takviyesi yapılan küçük bebeğin elinde bulunan kelebeği çıkarmak için odaya gelen ve ismi öğrenilemeyen hemşir, iddiaya göre makasla kelebeği kesmeye çalışırken küçük bebeğin sağ baş parmağını kesti. Küçük bebeğin parmağı bir anda kanlar içerisinde kaldı. Bebeklerinin parmağının kesildiğini gören Doğan çifti, şok geçirdi. Kızının kanlar içinde kaldığını gören anne hastanede fenalaşıp yere düştü. Hastanede plastik cerrahinin olmaması nedeniyle küçük bebek, ilk müdahalesi yapıldıktan sonra ambulansla Gaziantep’e sevk edildi.

Serum kelebeğini çıkarmak isterken bebeğin parmağını kesti

Bebeğin kesilen parmağı Gaziantep’teki özel hastanede yerine dikildi

Kesilen parmakla ambulansla konulan küçük bebek, Gaziantep’teki özel bir hastaneye sevk edildi. Küçük bebeğin kesilen parmağı, Gaziantep’teki özel hastanede yapılan 2 ayrı operasyonla tekrar yerine dikildi. Dikilen parmakla ilgili tedavi sürecinin ara ara devam edeceği ve uzun soluklu bir tedavi süreci olacağı öğrenildi.

"Makasla serum kelebeğini çıkarmaya çalışırken kızımın parmağını kesti"

Yaşanan olay nedeniyle büyük bir şok ve üzüntü yaşadıklarını söyleyen bebeğinin babası Abdülhakim Doğan, "Hastanede doktor bey kontrolü yaptıktan sonra kızıma serum bağlanması gerektiğini ifade etti. Kızıma serum takıldı. Serum bittikten sonra tekrar doktor beyin yanına gittik. Doktor bey, tedavinin bittiğini söyleyerek serumun çıkarılması için biz hemşire odasına gönderdi. Ancak gittiğimizde daha önceki hemşire ilgilenmiyordu. Kapıda bizi hemen görev alanında olmaması gereken bir başka hemşir hemen müdahale etmeye kalktı. Orada bandajı elle çıkartması gerekirken çok da uğraşmadı. Büyük bir makası birden aldı. Özensiz, böyle ihmalkar bir şekilde makası vurdu ve kızım birden çığlık attı. Sonra bir baktık ki kızımın parmağından kan gelmeye başladı. Bir baktık ki kızımın parmağının ucu kesilmiş. Biz hemen derhal doktorları çağırdık. Kızımın parmağını aramaya başladık. O şekilde bizi başka bir odaya aldılar ve orada müdahale ettiler. Daha sonra bize burada parmak dikiminin yapılmayacağını ifade ettiler ve bizi Gaziantep’teki hastaneye sevk ettiler" dedi.

"Benim canım yandı, başkalarının canı yanmasın"

Gaziantep’e geç sevk edildiklerini de iddia eden Doğan, "Saniyelerin çok önemli olduğu bir yerde ambulans konusunda da biz sık sık, ’hani ambulans nerede kaldı? diye sorduk. Kahta gibi bir yerde böyle hassas konularda ambulansın daha süratli, daha hızlı olması gerekir. Çünkü bir organdan bahsediyoruz. Bir organın orijinali bozulduğu zaman bir daha eskisi gibi olmayabilir. Benim canım yandı. Burada başkalarının canı yanmasın. Eşim hastanede fenalaştı ve yere düştü. Biz orada çok büyük bir sıkıntı yaşadık ve bizi buraya gece saatlerinde sevk ettiler. Biz gece saatlerinde buraya geldik. Bunun yanı sıra hastane yetkililerinden ve İl Sağlık Müdürlüğü’nden her hangi bir kişi bu konuda özür mahiyetinde olsun veya durumu belki anlatmak mahiyetinde olsun bizimle iletişime geçmedi. Bu konuda da gerçekten muzdarip olduk" diye konuştu.

Serum kelebeğini çıkarmak isterken bebeğin parmağını kesti

"Kızımın parmağını kesen şahıs hakkında adli ve idari soruşturma yapılmasını bekliyoruz"

Hastane ve kızının parmağını kesen hemşir hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını ve tüm hukuki haklarını arayacaklarını da belirten Doğan, "Bütün hukuki haklarımız saklıdır. Hukuki olarak bütün işlemleri ve gereken neyse yapacağız. Çünkü burada bir organdan bahsediyoruz. Bir organın tekrar eskisi gibi olması söz konusu olamaz. Biz mağdur olduk, canımız yandı ve bizim bu mağduriyetimizin derhal giderilmesini istiyoruz. Kızımın parmağını kesen şahıs hakkında adli ve idari soruşturma yapılmasını bekliyoruz ve derhal görevden uzaklaştırmasını talep ediyoruz. Kimsenin canı yanmasın. Sağlık bu, her şeyin başı. Kim olursa olsun böyle bir ihmalin, böyle bir özensizliğin olması kabul edilemez" şeklinde konuştu.

Olayla ilgili soruşturma başlatıldığı öğrenildi.

Uğur Dönek - İbrahim Koçyiğit

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa ÜÇEL Kauçuk, GES yatırımıyla karbon ayak izini azaltıyor Şirket, Ürgüp’teki güneş enerjisi yatırımı ve yenilenebilir enerji sertifikalarıyla emisyonlarını düşürürken, Ar-Ge ve üretim süreçlerini de sürdürülebilirlik ilkelerine göre yeniden şekillendiriyor. Bursa merkezli ÜÇEL Kauçuk, otomotiv yan sanayide artan enerji maliyetleri ve karbon regülasyonlarına uyum sağlamak için sürdürülebilirlik odaklı dönüşümünü hızlandırdı. Şirketin çalışmaları arasında Ürgüp’te devreye alınan 2 MWp kapasiteli Güneş Enerjisi Santrali (GES), yenilenebilir enerji sertifikaları ve çevre temelli üretim standartları öne çıkıyor. ÜÇEL Kauçuk Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Genel Müdürü Hüseyin Oruç, "Nevşehir Ürgüp’te kurulan 2 MWp’lik GES sayesinde yıllık yaklaşık 2 bin ton CO emisyonunun dengelenmesi hedefleniyor. Bu miktar yaklaşık 91 bin ağacın yıllık karbon emilimine denk geliyor. GES’i yalnızca enerji projesi olarak değil, sanayide temiz enerji kullanımına örnek oluşturan bir adım olarak görüyoruz. ÜÇEL Kauçuk ayrıca, Bursa’daki tesisinde tüketilen elektriğe karşılık 2 bin 164 MWh yenilenebilir kaynaklı enerji için I-REC sertifikası aldı. Sertifikaların hidroelektrik üretiminden sağlanması, şirketin fosil kaynak kullanımını düşürme hedefini destekliyor. Bu çalışma, 2024 yılı için belirlenen Kapsam 2 emisyonlarını yenilenebilir elektrikle dengeleme hedefinin tamamlayıcı bir parçası oldu" dedi. Şirket, su tüketimi, karbon salımı ve ürün yaşam döngüsündeki çevresel etkileri ISO 14064, ISO 14067 ve ISO 14046 standartlarına uygun şekilde takip etiğini belirten Oruç, "Yönetim, sürdürülebilirliği ekonomik istikrar ve toplumsal sorumlulukla birlikte ele alıyor. Motor ve şanzıman takozları, süspansiyon bileşenleri ve kauçuk-metal birleşimi ürünlerde çalışan Ar-Ge birimi, yeni tasarımları ileri mühendislik araçlarıyla kurguluyor. Bu yaklaşım hem dayanıklılığı artırıyor hem de daha uzun ömürlü ürünlerle kaynak kullanımını azaltıyor. Ar-Ge’nin yalnızca ürün geliştirmede değil, üretimin çevresel etkisini azaltmada da stratejik rol taşıyor" ifadelerini kullandı. Hüseyin Oruç, otomotiv sanayinde rekabetin artık karbon ayak izi ve enerji verimliliği gibi kriterler üzerinden şekillendiğini belirterek, "GES yatırımımız, yenilenebilir enerji sertifikalarımız ve Ar-Ge odaklı üretim anlayışımız sürdürülebilir büyüme yaklaşımımızın somut karşılıklarıdır. ÜÇEL Kauçuk, önümüzdeki dönemde daha çevreci teknolojilere odaklanarak global pazarlardaki konumunu güçlendirmeyi hedefliyor" dedi.
Gaziantep MÜSİAD Gaziantep Şube Başkanı Özdurdu’dan 25 Aralık mesajı MÜSİAD Gaziantep Şube Başkanı Furkan Özdurdu, 25 Aralık Gaziantep’in düşman işgalinden kurtuluşunun 104’üncü yıl dönümü dolayısıyla mesaj yayımladı. Başkan Özdurdu, mesajında, Gaziantep’in 11 ay boyunca süren destansı direnişinin, milletin inançla yoğrulmuş azminin, sabrının ve bağımsızlık iradesinin en güçlü örneklerinden biri olduğunu ifade etti. 25 Aralık’ın yalnızca bir kurtuluş tarihi olmadığını vurgulayan Özdurdu, bu günün yokluklar içinde verilen büyük bir mücadelenin, fedakârlığın ve vatan sevgisinin simgesi olduğunu belirtti. Gaziantep’in işgal yıllarında hiçbir yerden yardım almadan, Şahinbeylerin, Karayılanların ve ismi bilinmeyen nice kahramanın öncülüğünde topyekûn bir direniş ortaya koyduğunu hatırlatan Özdurdu, bu mücadelenin bir şehir iradesiyle kazanıldığını kaydetti. Verilen bu büyük mücadelenin, gelecek nesillere bırakılmış en kıymetli emanetlerden biri olduğunu dile getirdi. Kurtuluş ruhunun sadece geçmişte yaşanmış bir hatıra olarak görülmemesi gerektiğine dikkat çeken Özdurdu, bu ruhun bugün çalışmakta, üretmekte ve şehre değer katmakta hayat bulduğunu ifade etti. Alın teriyle kazanılan her başarının, geçmişte verilen mücadelenin bugüne yansıması olduğunu vurguladı. Gaziantep’in sahip olduğu üretim gücü, istihdam kapasitesi ve girişimci yapısıyla ülkemize katkı sunmaya devam ettiğini belirten Özdurdu, bu kadim şehrin geçmişinden aldığı güçle bugün de birlik ve beraberlik içerisinde yoluna kararlılıkla devam ettiğini ifade etti. Başkan Özdurdu, "Bu vesileyle, Gazi şehrimizin düşman işgalinden kurtuluşunun 104’üncü yıl dönümünü kutluyor; vatan uğruna canlarını feda eden aziz şehitlerimizi rahmet, minnet ve şükranla yâd ediyorum" diye konuştu.
İzmir Aliağa, ihracatta Türkiye’nin ikinci büyük gümrüğü oldu İMEAK Deniz Ticaret Odası (DTO) Aliağa Şube Başkanı Adem Şimşek, 2025 yılının ilk 11 ayında Aliağa limanlarına uğrak yapan gemi sayısının 5 bin 701 olduğunu, geçen yıla göre yüzde 2,40 artış yaşandığını belirterek, Aliağa’nın Kocaeli’nin ardından Türkiye genelinde ikinci sıradaki yerini koruduğunu ifade etti. İMEAK Deniz Ticaret Odası (DTO) Aliağa Şubesi, 2025 yılının değerlendirildiği ve gelecek döneme ilişkin hedeflerin ele alındığı yılın son meclis toplantısını gerçekleştirdi. Aralık ayı meclis toplantısında oda faaliyetleri, Aliağa limanlarına ilişkin istatistikler ve bölgenin ekonomik performansı değerlendirildi. Toplantıda konuşan Yönetim Kurulu Başkanı Adem Şimşek, 2025 yılı Ocak–Kasım dönemine ilişkin değerlendirmesinde Aliağa limanlarının Türkiye deniz ticaretindeki stratejik ve istikrarlı konumunu sürdürdüğünü belirtti. Şimşek, 2025 yılının ilk 11 ayında Aliağa limanlarına uğrak yapan gemi sayısının 5 bin 701 olduğunu, geçen yıla göre yüzde 2,40 artış yaşandığını ve Aliağa’nın Kocaeli’nin ardından Türkiye genelinde ikinci sıradaki yerini koruduğunu ifade etti. Ege Bölgesi gemi trafiğine de değinen Şimşek, aynı dönemde İzmir Limanı’na bin 221, Dikili Limanı’na ise 295 geminin uğrak yaptığını, Dikili Limanı’nda yüzde 68 artış yaşanırken İzmir Limanı’nda yüzde 13,58 oranında düşüş gerçekleştiğini kaydetti. Aliağa elleçlemede liderliğini sürdürüyor Yük elleçleme verilerine ilişkin bilgi veren Şimşek, 2025 yılının ilk 11 ayında Aliağa limanlarında 80 milyon 573 bin 424 ton net yük elleçlendiğini, geçen yılın aynı döneminde bu rakamın 77 milyon 992 bin 685 ton olduğunu ve yüzde 3,31’lik artışla net ton bazında liderliğin korunduğunu söyledi. Son 20 yılda Aliağa limanlarında net ton elleçleme miktarının yaklaşık üç kat artarak 2024 yılında 85,5 milyon tona ulaştığını belirten Şimşek, pandemi sonrası dönemde ise yaklaşık yüzde 30’luk büyüme yaşandığını ifade etti. Aynı dönemde 32 milyon 938 bin 440 ton yükleme gerçekleştirildiğini aktaran Şimşek, bu alanda yüzde 4,45’lik artışla Aliağa’nın lider konumda bulunduğunu dile getirdi. Şimşek, 2025 yılının ilk 11 ayında 47 milyon 634 bin 984 ton boşaltma yapıldığını, bunun geçen yıla göre yüzde 2,53 artış anlamına geldiğini ve Aliağa’nın Türkiye genelinde en çok boşaltma elleçlemesi yapan ikinci liman konumunda olduğunu söyledi. Konteyner verilerine de değinen Şimşek, 2025 yılının ilk 11 ayında Aliağa limanlarında 1 milyon 577 bin 208 TEU konteyner elleçlendiğini, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 19,43’lük azalış yaşanmasına rağmen Aliağa’nın Türkiye genelinde 5’inci sıradaki yerini koruduğunu belirtti. Toplam groston bazında ise 106 milyon 234 bin 292 ton elleçleme yapıldığını ve Aliağa’nın bu alanda Kocaeli’nin ardından ikinci sırada bulunduğunu ifade etti. "Gümrük verileri Aliağa’nın stratejik gücünü ortaya koyuyor" Gümrüklere göre ihracat rakamlarını da değerlendiren Şimşek, Aliağa Gümrük Müdürlüğü’nün Türkiye genelinde ihracat hacmi bakımından ikinci en büyük gümrük noktası olma konumunu sürdürdüğünü belirtti. Aliağa’nın 2020 yılında 12,6 milyar dolar olan ihracat hacminin, 2025 yıl sonu tahminiyle 22 milyar dolar seviyesine çıkarılmasının hedeflendiğini ifade eden Şimşek, bu artışın beş yılda yaklaşık yüzde 74’lük bir büyümeye karşılık geldiğini söyledi. 2024 verilerine göre Aliağa limanlarında 34,2 milyon ton ihracat ve 51,2 milyon ton ithalat gerçekleştirildiğini aktaran Şimşek, bu tablonun Aliağa’nın ham maddeyi işleyerek katma değerli ürüne dönüştüren güçlü ve entegre bir endüstriyel yapıya sahip olduğunu gösterdiğini ifade etti. Şimşek, Aliağa’nın Türkiye’nin toplam ihracatında yüzde 8 bandında istikrarlı bir paya sahip olduğunu belirterek, 2025 yıl sonu itibarıyla Aliağa’nın yaklaşık 22 milyar dolarlık ihracatla Türkiye ihracatının yüzde 8,2’sini karşılamasının beklendiğini ifade etti. Aynı dönemde Aliağa’nın ithalattaki payının ise yüzde 3,8 seviyesinde olacağının öngörüldüğünü belirten Şimşek, bu verilerin Aliağa’nın ithal ettiğinden daha fazlasını ihraç eden, dış ticaret fazlası veren ve Türkiye ekonomisine pozitif katkı sağlayan net bir ihracat merkezi olduğunu ortaya koyduğunu kaydetti. Meclis Başkanı İsmail Önal başkanlığında düzenlenen toplantıya; İMEAK DTO Aliağa Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Adem Şimşek, Aliağa Bölge Liman Başkanı Günhur Şanlı, Aliağa Deniz Liman Şube Müdürü Kadir Sonocak, İMEAK Deniz Ticaret Odası Eğitim Komisyonu Yönetim Kurulu Üyesi İsmail Görgün, Genel Sekreter Yardımcısı Alper Keçeli, Meclis Üyeleri Burak Atasoy ,Teoman Mustafa Akyol ile Eğitim Müdürü Bahadır Küçük, Şimşekler Gemi Söküm Tersanesi Yönetim Kurulu Başkanı ve İMEAK Deniz Ticaret Odası Merkez Meclis Üyesi Orbay Şimşek ile şube meclis üyeleri katıldı.
Sinop Mardin’in geleneksel tatları Sinop’ta tanıtıldı Güneydoğu Anadolu’nun köklü mutfak kültürü, Karadeniz’de lezzet dolu bir etkinlikle tanıtıldı. Sinop Üniversitesi Turizm Fakültesi ile Sinop ve Sinoplular Gastronomi Derneği iş birliğinde düzenlenen uygulamalı workshopta, Mardin’e özgü geleneksel tatlar Sinoplu öğrenciler ve akademisyenlerle buluşturuldu. Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü öğrencileri, alanında deneyimli şeflerin rehberliğinde Mardin mutfağının simge yemeklerinden lebeniye çorbası, etli bulgur pilavı ve zerde tatlısını uygulamalı olarak hazırladı. Etkinlik boyunca öğrenciler hem yöresel mutfak kültürü hakkında bilgi edindi hem de geleneksel pişirme tekniklerini birebir deneyimleme imkânı buldu. Yaklaşık bin kişilik hazırlanan Mardin yöresel yemekleri, Öğrenci Yaşam Merkezi’nde üniversite personeli ve öğrencilere ikram edildi. Yoğun ilgi gören programa Sinop Belediye Başkanı Metin Gürbüz, Sinop Üniversitesi Rektör Vekili Prof. Dr. Sabri Bilgin ve Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Rıza Bayrak da katıldı. Etkinlikte yapılan değerlendirmelerde, bu tür uygulamalı çalışmaların öğrencilerin mesleki yeterliliklerini artırdığına dikkat çekilerek, Türkiye’nin farklı yörelerine ait gastronomi mirasının yaşatılması ve tanıtılması açısından önemli katkılar sunduğu vurgulandı. Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölüm Başkanı Doç. Dr. Hasibe Yazıt’ın koordinasyonunda gerçekleştirilen etkinliğe, Sinop ve Sinoplular Gastronomi Derneği Başkanı Muzaffer Elik, Sinop Şube Başkanı Handan Yılmazer Turan, Dernek Genel Sekreteri Yüksel Kalyoncu ile Deniz Ürünleri İşletmecisi Deniz Akpınar da katıldı.