YEREL HABERLER - 12 Ocak 2017 Perşembe 10:29

Tasarımcı Simya Irmak:

A
A
A
Tasarımcı Simya Irmak:

Genç Tasarımcı Simya Irmak, 188 ülkeye ihracat gerçekleştiren Gaziantep’in fıstık başta olmak üzere baklava ve diğer yöresel ürünlerinin doğru ambalajlarla dünya pazarlarında ağırlıklarını hissettireceğini ve tüketiciyi cezbedeceğini ifade etti.
2017 yılında Türkiye’nin ihracat alanında önemli hamleler yapacağına inandığını ifade eden genç tasarımcı Simya Irmak Gaziantep’in kuru meyve ihracatında yüksek katma değer elde edebilmesinde orijinal tasarımlı ambalajların büyük rol oynayacağını ifade ederek, “Gaziantep fıstığı ve baklavasıyla dünya genelinde bir üne sahip, ama görüyorum ki bu ün ülke ve kent ekonomisine katma değer olarak dönüşmüyor. Bunun temel nedenlerinden birisi gerek üretici gerekse ihracatçıların ürünleri dünya standartlarında ambalajlarla pazarlamaması. Güneydoğu Anadolu İhracatçı Birlikleri ve Gaziantep Büyükşehir Belediyesi tarafından ortaklaşa organize edilen Gaziantep Tatları Ambalaj Tasarım Yarışmasına katıldığımızda baklava ve fıstık için ambalajın Gaziantepli üretici ve ihracatçılar için daha büyük bir ihtiyaç olduğunu gördüm. Özellikle baklavalar kiloluk, bir kiloluk tepsi, iki ve üç kiloluk tepsiler halinde satılıyor. Üretimi ve imalatı büyük zahmetler gerektiren bu iki ürünün oysa orijinal ambalajlar içerisinde daha düşük gramajlı satışa sunulması gerek üreticilerine gerekse Gaziantep’e ve ülkemize daha fazla katma değer sağlayacaktır” dedi
’’Türkiye’de ambalaj sektöründe hızlı bir gelişim var’’
Son dönemlerde ambalajın öneminin anlaşılmasıyla birlikte Türkiye’de ambalaja yönelik önemli gelişmelerin dikkat çektiğini de ifade eden Genç Tasarımcı Simya Irmak, “Türkiye de ambalaj sektörü son 40 yılda hem kullanılan malzemeler hem de üretim şekilleri olarak neredeyse köklü diyebileceğimiz bir değişime uğradı. Tüketicinin de bilinçlenmesi, pazardaki marka sayısının artışıyla ambalaj artık üreticinin azımsanmayacak kadar önemli bir aracısı haline geldi. Türkiye de son 10 yılda ambalaj tüketiminin iki kat arttığı biliniyor, her gün büyüyen pazarla birlikte bu artış hızı da günden güne artmaktadır. Ambalaj Sanayicileri Derneği (ASD) Yönetim Kurulu Başkanı Sadettin Korkut, 2005 yılında 4,75 milyar dolar büyüklüğü olan ambalaj sektörünün ülke ekonomisinden hızlı büyüyerek, 2011 yılında 12 milyar dolar büyüklüğe ulaştığını söylemiş. Hala ambalaj dünyayla kıyaslandığında ülkemizde gereken önemi görmüyor olsa da azımsanmayacak derece de hızlı bir şekilde yaygınlaşıyor. Üretici günden güne bilinçleniyor, pazarın büyümesiyle sadece ürünüyle iletişim kurmanın yeterli olmadığını fark edip ambalaj tasarımı sayesinde kendi kimliği, yenilikçiliği, bakış açısıyla tüketiciye ulaşmayı hedefliyor. Şuan büyük firmaların hepsi ambalaj tasarımını kendilerini ifade etmek amacıyla en iyi şekilde kullanıyor. Son yıllarda çıkan Karton Ambalaj ve Kağıt Ürünleri Tasarım Yarışması, Gaziantep Tatları Ambalaj Tasarım Yarışması veya bazı firmaların kendi ambalajları için çıkardığı yarışmalar buna en güzel örnektir. Bir firmanın ürünü ve tüketici arasında en büyük iletişim aracı olan ambalaj, azımsanamayacak bir iletişim aracı olarak günden güne tükettiğimiz her üründe kendisini gösteriyor artık. Ürün hakkında ilk fikrimizi bize veriyor. Rastgele bir kaptansa artık kullanımından rengine kadar bize var olduğu sektör hedef kitlesi hakkında fikir sunuyor. Artık ambalajı kendisini anlatmayan ürünlere ucuz gözüyle bakılıyor ve üreticiler bunun farkında bu nedenle ambalaj sektörü hızla büyüyen ve önem kazanan bir sektör haline geldi, bu saatten sonra da gelişmeye sürekli olarak devam edecek gibi görünüyor" şeklinde konuştu.
’’Gaziantep tasarım ve ambalajla daha çok büyüyecek’’
Genç Tasarımcı Simya Irmak ,’’Gaziantep’in tasarım ve ambalaj konusunda daha hızlı adımlar atması gerek,. Fıstık, baklava ile ilgili geleneksel ambalajların yanına modern özellikler taşıyan ve gerek markanın gerekse ürünün adeta kimliği gibi görülen yeni tasarlanmış farklı gramajlarda ambalajlara ihtiyacı vardır. Ürünler için ambalaj günümüz dünya pazarlarında olmazsa olmazların başında gelmektedir. Nitekim Tüketicinin ürün hakkında fikri günümüz hızlı dünyasında tamamen ambalajla oluşmaktadır. Ürün ve firma adına iyi bir izlenim uyandırmak için iyi bir ambalaj bu rekabet ortamında artık şart olmuştur’’ dedi.
"Gıda alanında rekabetin en büyük tetikleyicisi ambalajdır"
Irmak konuşmasının devamında, ’’Ambalajın temel üç hedefi tüketiciyi ürün hakkında bilgilendirmek ( son kullanma tarihi, içeriği vb. ) tüketiciye ürüne uygun bir kullanım senaryosu oluşturmak ve çevreye duyarlı olmasıdır. Ambalajın getirileri göz ardı edilerek en ucuzunu seçen firmalar yerine ürününü en iyi şekilde sunan firmaların hızlı bir şekilde satış oranlarını arttırmaları dikkat çekmektedir. Örneğin bazı firmaların ambalajında kullandığı renk tonunun bile patentini alıp sadece kendi ambalajında kullanması bu duruma daha net bir açıklık getirir. Elbette ambalajın ele alması gereken konulardan birisi de tasarruftur. Ambalajın rafta kapladığı veya ihracatı sırasında kapladığı alan da ambalaj tasarımında önemli bir unsurdur. Ambalajın önemi en çok yine pazar incelemelerinde görülür, aynı ürünün fiyatının, sunumuyla bazen 4 katına kadar belki daha fazla arttığını görebiliriz. Özellikle gıda alanında rekabetin en büyük tetikleyicisi ambalajdır. Dünya pazarlarında aktif oyuncu olmanın en önemli unsurları arasına ürünlerin evrensel dile sahip ambalajlarla sunumu yer almaya başlarken Gaziantepli üreticilerin de bu dili kullanmaya başlaması eşsiz lezzetlerin daha çok ambalajlarda daha düşük gramajlarla daha yüksek rakamlara satılmasında önemli etken olacaktır. Sadece baklava ve fıstık değil, Gaziantep’in yöresel ürünleri, kurutmalıklar, cevizli sucukları, baharatları ve diğer ürünleri doğru ambalajlarla dünya pazarlarına sunulduğu zaman ülkemize yüksek katma değerler sağlayacaktır” diye konuştu.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Muhtarın zor anları: "Benim hiçbir şeyden haberim yok" Bolu’nun Mudurnu ilçesinde Avdullar Köyü Muhtarı Ahmet Temel, köyündeki su kaynaklarının ihaleye çıkarılmasını basından öğrendiğini belirterek duruma tepki gösterdi. Köylünün kendisine "Sattığın suları git durdur" diyerek tepki gösterdiğini söyleyen muhtar, "Benim hiçbir şeyden haberim yok. Ben bu konuyu dün medyadan öğrendim. Köylüm bana ’Köyümüzün sularını sattın’ diyor" ifadelerini kullandı. Mudurnu Belediyesi Düğün Salonu’nda, Mudurnu Muhtarlar Derneği Başkanlığı Genel Kurul Toplantısı gerçekleştirildi. Tek liste ile gidilen seçimde mevcut başkan Birol Taşkın güven tazeleyerek yeniden başkan seçildi. Toplantı sırasında eline mikrofonu alan Avdullar Köyü Muhtarı Ahmet Temel, köyündeki doğal mineralli ve jeotermal su kaynaklarının ihaleye çıkarılması sürecini değerlendirdi. İhaleye ilişkin kararı yerel medyadan öğrendiğini dile getiren Temel, bu durumun köy halkı arasında huzursuzluğa neden olduğunu ifade etti. "Böyle mi muhtarlık yapacağız?" Vatandaşların kendisini sorumlu tuttuğunu belirten Temel, kendisine söylenen ’Sattığın suları git durdur’ sözüne tepki göstererek, "Biz muhtarlar olarak neden her şeyden sorumluyuz? Maden ocağı konusunda mücadele verdik, 1,5 yıldır. Onun için Allah’a şükür bir şeyler yaptık ama şimdi de su olayı çıktı başımıza. Bunun için köylüyle akşam toplandık, karar aldık. Kararımızda itirazımızı beyan ettik. Biz sesimizi kime duyuracağız? Benim hiçbir şeyden haberim yok. Biz muhtarlar masada alınan kararları neden medyadan öğreniyoruz? Ben bu konuyu dün medyadan öğrendim. Köylüm bana ’Köyümüzün sularını sattın’ diyor. Böyle mi öğreneceğiz, böyle mi muhtarlık yapacağız?" dedi. Öte yandan, Resmi Gazete’de yayımlanan ilana göre, İl Encümeninin Mudurnu ve Mengen ilçelerindeki 4 farklı noktada jeotermal ve doğal mineralli su arama ruhsatı için ihaleye çıkacağı öğrenildi.
Trabzon Trabzon Film Festivalinde Altın Taka ödülleri sahiplerini buldu Trabzon Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde düzenlenen Trabzon Film Festivali’nin ödül töreni, sinema dünyasının önemli isimlerini bir araya getirdi. Farklı kategorilerde dereceye giren yapımlar ve sanatçılar, Altın Taka Ödülleri ile onurlandırıldı. Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç, uzun metrajlı filmleri de dahil ederek festivali geleneksel hale getireceklerini açıkladı. Trabzon Büyükşehir Belediyesi’nin öncülüğünde, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Trabzon Valiliği ve Sinema Genel Müdürlüğü’nün destekleriyle bu yıl ilki düzenlenen Trabzon Film Festivali’nin ödül töreni yoğun katılımla gerçekleşti. Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç’in ev sahipliği yaptığı törene, Trabzon Valisi Aziz Yıldırım, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Batuhan Mumcu, sanatçılar ile sanatseverler katıldı. "Trabzon sinemayla yeni tanışmış bir şehir değildir" Konuşmasında "Trabzon sinemayla yeni tanışmış bir şehir değildir" diyen Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç "1900’lü yılların başından itibaren sinema salonları, seyircisi ve sanatçılarıyla güçlü bir sinema kültürüne sahiptir. Belediyemizin arşivlerinde yer alan 1930’lu yıllara ait sinema ve tiyatro düzenlemeleri, bu kültürel birikimin somut göstergesidir. Merhum Erol Günaydın’dan Tanju Gürsu’ya, Ertem Eğilmez’den bugün aramızda bulunan çok kıymetli sanatçılarımıza kadar Trabzon, Türk sinemasına iz bırakan pek çok değer kazandırmıştır. Bu kadim mirası sinema yoluyla geleceğe taşımayı bir vefa ve miras sorumluluğu olarak görüyoruz. Altın Taka ödülümüz, 101 yıl önce Karadeniz’den cepheye cephane taşıyan isimsiz kahramanların hatırasına adanmıştır. Bu yıl İlkini gerçekleştirdiğimiz Trabzon Film Festivali’ni her yıl daha da büyüterek sürdürme sorumluluğunu taşıdığımızı huzurlarınızda bir kez daha ifade ediyorum" dedi. Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Dr. Batuhan Mumcu ise "Bu festivalin Karadeniz’e ve özellikle Trabzon’a çok yakıştığını açıkça ifade etmek isterim. Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak, Türkiye Yüzyılı vizyonu doğrultusunda sanatı ve sanatçıyı merkeze alıyor, Trabzon’un doğası ve kültürüyle sinema için çok güçlü bir plato olduğunu görüyoruz. Bu kıymetli festivali hayata geçiren tüm ekibe, sanatçılarımıza ve emeği geçen herkese bakanlığımız adına teşekkür ediyor, bu tür projeleri desteklemeye devam edeceğimizi özellikle vurguluyorum" şeklinde konuştu. Hülya Koçyiğit ve Hüseyin Avni Danyal’a onur ödülü Onur Ödülü’ne layık görülen Hüseyin Avni Danyal da duygularını şu sözlerle dile getirdi: "Doğup büyüdüğüm topraklarda bir film festivalinin düzenleniyor olması beni inanın hepinizden daha çok heyecanlandırıyor. Geç kalınmış ama çok değerli bir adım olduğunu düşünüyorum. Bundan büyük bir onur ve gurur duyuyorum. Trabzonlu bir sanatçı olarak bu festivalin büyümesi ve uluslararası bir nitelik kazanması için üzerime düşen her türlü katkıyı vermeye hazırım." Onur Ödülü’ne layık görülen Türk sinemasının duayen isimlerinden Hülya Koçyiğit ise konuşmasında şunları söyledi: "Trabzon Film Festivali’nin ilk kez düzenlenmiş olmasına rağmen, bundan sonra geleneksel hale gelerek güçleneceğine ve yalnızca Trabzon’un değil tüm Karadeniz’in kültür ve sanat hayatında söz sahibi olacağına yürekten inanıyorum. Biraz geç kalınmış olsa da atılan bu cesur adımın arkasında durulacağına ve tüm Trabzon’un bu festivali sahipleneceğine inanıyor, emeği geçen herkese şükranlarımı sunuyor, başarılar diliyorum." Ödüller sahiplerini buldu Konuşmaların ardından, Trabzon Film Festivali’nde başarılı bulunan yapıtların sahiplerine ödülleri takdim edildi. Öğrenci Kısa Film Yarışması Jüri Ödülü, ’Çalınan Yük’ filmine verilirken, Öğrenci Kısa Film Yarışması En İyi Film Ödülü’nün sahibi ’Gülümse’ oldu. Ulusal Kısa Film Yarışması’nda belgesel kategorisinde Erol Günaydın Jüri Özel Ödülü, ’İyi Ölüm’ filmine layık görüldü. Altın Taka Deneysel En İyi Film Ödülü’nü ’Kim’ filmi kazandı. Belgesel dalında verilen ödül ’Pirlerin Düğünü’ filmine giderken, Ulusal Belgesel Film Yarışması’nda Jüri Özel Ödülü ’Muzaffer’ filmine, En İyi Film Ödülü de ’Berona’ filmine verildi.
Kütahya Kütahya’da "Dilek Arabası" ilgi odağı oldu Kütahya’da bir işletmenin öncülüğünde hayata geçirilen "Dilek Arabası" uygulaması, kısa sürede vatandaşların yoğun ilgisini çekti. Atatürk Bulvarı’nda faaliyet gösteren döner işletmesinin sahibi Kıymet Akgün, başlangıçta reklam amacıyla başlatılan çalışmanın beklenenden çok daha büyük bir etki oluşturduğunu söyledi. Uygulamanın ortaya çıkış sürecini anlatan Akgün, "Asıl amacımız reklamdı. Oğlumun hibrit arabası vardı, bir değişiklik olsun istedik. ‘Bu arabaya dileklerinizi yazın’ dedik. İlk başta bu kadar ilgi göreceğini düşünmemiştik ama çok güzel geri dönüşler aldık" dedi. Vatandaşların sadece dışarıdaki kağıtları kullanmakla kalmadığını belirten Akgün, "Kağıt kalmayınca içeriden kağıt isteyip dilek yazmak isteyenler oluyor. Her gün yüzlerce kağıt gidiyor, bazen rüzgarda uçanlar bile oluyor" ifadelerini kullandı. Uygulamanın sosyal medyada da etkili olduğunu vurgulayan Akgün, Instagram’da Levent Önerişleri hesabından yapılan paylaşımların büyük katkı sağladığını belirterek, "Bir akım başlattık. Dileklerini yazıp paylaşanlara yüzde 10 indirim yaptık. İlgi çok güzel oldu, memnun kaldık" diye konuştu. Dilek kağıtlarında her yaştan insanın hayallerinin yer aldığını söyleyen Akgün, "Öğrenciler sınavlarında başarılı olmak istiyor, KPSS yazanlar var. Kimi araba, kimi motor, kimi ev dilemiş. Asgari ücretle ilgili beklentiler var. Çocuklar aileleriyle gelip birlikte yazıyor. Çok samimi ve komik notlar da çıkıyor" dedi. Araca "Dilek Arabası" adını verdiklerini belirten Akgün, uygulamanın hem işletmeye hem de insanlara moral kaynağı olduğunu sözlerine ekledi.