GÜNDEM - 03 Kasım 2025 Pazartesi 12:57

Uzak Doğu’dan gelen ayakkabılar alarm veriyor

A
A
A
Uzak Doğu’dan gelen ayakkabılar alarm veriyor

Gaziantep Ayakkabıcılar Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Mehmet Emin İnce, son dönemde özellikle Uzak Doğu merkezli internet siteleri üzerinden gelen ürünlerin hem kalitesiz olduğunu hem de tüketici sağlığını tehdit ettiğini belirtti.


Ticaret Bakanlığı, yüksek risk taşıdığı belirlenen ayakkabı, oyuncak ve saraciye ürünlerinin, posta veya hızlı kargo taşımacılığı yoluyla "basitleştirilmiş gümrük beyannamesi" kapsamında ülkeye getirilmesinin kısıtlandığını bildirmesi ayakkabı sektöründe olumlu karşılandı.


İnsan ve kamu sağlığının korunması, tüketicilerin güvenli ürünlere ulaşımının teminini amaçlayan düzenlemenin üreticiyi de tüketiciyi de koruyacağı belirtiliyor.


Türk ayakkabıcı imalatçıları, aralarında ayakkabının da bulunduğu yüksek risk taşıdığı belirlenen ürün gruplarının posta veya hızlı kargo taşımacılığı yoluyla "basitleştirilmiş gümrük beyannamesi" kapsamında Türkiye’ye getirilmesinin kısıtlamasının tüketici sağlığını korumasını, çevreye ve insan sağlığına duyarlı üretim yapan yerli firmaları öne çıkarmasını öngörüyor.


Türkiye’nin önemli ayakkabı üreticisi illerinden Gaziantep’teki imalatçılar, Ticaret Bakanlığının yüksek risk taşıyan ayakkabı, oyuncak ve saraciye ürünlerinin hızlı kargo ve posta yoluyla ülkeye girişini kısıtlamasının, tüketici ve yerli üreticinin korunması açısından desteklediklerini belirtti.


Gaziantep’teki ayakkabı imalatçıları, son dönemde özellikle de Uzak Doğu merkezli internet siteleri üzerinden gelen ürünlerin hem kalitesiz olduğunu hem de tüketici sağlığını tehdit ettiğini iddia etti.


Kısıtlamanın yerli üreticiyi koruyarak kalite standartlarını yükselteceğine inandıklarını dile getiren sektör temsilcileri, bu süreçte çevreye ve insan sağlığına duyarlı üretim yapan Türk firmaların öne çıkacağını ve yerli markaların rekabet gücünü artıracağını ifade etti.


"Bu ürünlerin en başında ayakkabı ve terlik gelmekteydi"


Gaziantep Ayakkabıcılar Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Mehmet Emin İnce, "182 parça üründe 148’inde insan sağlığına zararlı kimyasalların olduğu tespit edildi. Bu ürünlerin en başında ayakkabı ve terlik gelmekteydi. Bunları kullanan vatandaşlarımızın sağlığını düşünmek zorundayız. Özellikle e-ticaret siteleri ile yurt dışından gelen ayakkabıların insan sağlığına zararlı kanserojen kimyasallar barındırdığı Tüketicinin Korunması ve Piyasa Gözetimi Genel Müdürlüğü tarafından yapılan analizlerle tespit edildi" dedi.


Türkiye’de en fazla ayakkabıyı sırasıyla İstanbul, Gaziantep, İzmir ve Konya’nın ürettiğini bildiren İnce, kayıtlara göre ayakkabı sektöründe 80 bin kişinin çalıştığını ifade etti.


"Daha kaliteli ayakkabı üretiyoruz"


İnce, geçen yıl 1 milyar 200 milyon dolar seviyelerinde ihracat, 1 milyar 700 milyon dolar civarında ise ithalatın yapıldığını bildirerek, sektörün geçmişteki ihracatının ithalattan çok daha fazla olduğunu dile getirerek, "Ayakkabıda bir ithalat patlaması var. İthalata karşı devletimizden bir koruma talep ettik. Şu an halen ithalat hızlı şekilde devam ediyor. Bu açıdan düşünüldüğünde rekabetimizi artırmamız gerekiyor" şeklinde konuştu.


"Avrupa’nın en iyi ayakkabısını üretmeye talip ülkeyiz"


Sektörün en büyük sorunlarından birinin son zamanlardaki e-ticaret üzerinden Türkiye’ye gelen ayakkabılar olduğunu vurgulayan İnce, "Bu ayakkabıların üretim yeri, kalitesi ve sağlık açısından belirsizlikleri bulunuyor. Bununla ilgili kendimizi yetkililere iyi ifade ettik, 30 avroluk bir ürün fiyat sınırı getirildi. Bunun yanında gelen ayakkabı, terlik ve çantaların teste sunulması yönünde Ankara ile temasa geçtik. 182 parça üründe 148’inde insan sağlığına zararlı kimyasalların olduğu tespit edildi. Bu ürünlerin en başında ayakkabı ve terlik gelmekteydi. Bunları kullanan vatandaşlarımızın sağlığını düşünmek zorundayız. Biz doğayla dost, insan sağlığına zararı olmayan ürünleri kullanarak daha kaliteli ayakkabı üretiyoruz. Biz Avrupa’nın en iyi ayakkabısını üretmeye talip ülkeyiz. Bu sürecin ayakkabılarımıza etkili olacağını düşünüyoruz" ifadelerini kullandı.


"Fiyat olarak iyi ama sağlık açısından kötüydü"


Devletin güçlü desteğiyle üretime devam edeceklerini belirten İnce, "Uzak pazarlarda kendimize yeni fırsatlar oluşturacağız. Daha niş ürünlerle Made in Türkiye ve yılların emeği sonunda yakaladığımız bu güzel ivme ile yeni başarıları yakalayacağız. Türkiye’nin ilk ayakkabı terlik ihtisas organize sanayi bölgesi Gaziantep’te 1 milyon 800 metrekare alanda yakın bir zamanda inşaatına başlanacak ve buralarda Türkiye’nin ayakkabı terlik sektöründeki üretim gücünü tüm dünyaya gösterme imkanı yakalayacağız. Dünya markalarına ayakkabı, terlik ve çanta üretecek bir altyapıyı da oluşturmuş olacağız. Devletimizin desteğiyle ayakkabı mesleki eğitim merkezlerimiz, meslek liselerimiz, meslek yüksekokullarımız, üniversitemiz ve yüksek lisans programlarımızla da sektörün ihtiyacı olan nitelikli mavi yakalı ve beyaz yakalı çalışma arkadaşlarımız da yetiştirmeye devam edecek altyapıyı oluşturmuş bulunmaktayız. Devletin destekleriyle kapasite artırımına giderek yeni teknolojilere ulaşarak başarı yolunda ilerlemeye devam edeceğiz" ifadelerinde bulundu.


"Ayakkabıcı su gibidir akar ve yolunu bulur"


Türkiye’nin ayakkabı terlik sektöründe kalite, fiyat, çeşitlilik ve moda bakımından dünyayla rekabet edebilecek bir altyapıya sahip olduğunu vurgulayan İnce, "Dünya ayakkabı ihracatındaki payımızı arttırmak için kendimizi yenilememiz gerekiyor. Artık babadan kalma yöntemlerle üreterek, satarak para kazanmanın şekli değişti. Bizler de değişikliğe ayak uydurmaya gayret göstereceğiz. 2022 yılına kadar ithal ürün ayakkabı terlik tutarının ve sayının tabanın 90 milyon bandında olduğu 2025 yılına geldiğimizde bu rakamın 300 milyon adete ulaştığını üzülerek görmekteyiz ve bunun büyük bir kısmı Uzak Doğu, Çin ve Vietnam ürünü olmasına rağmen ne yazık ki Portekiz, İspanya ve İtalya’dan da yüklü miktarda ayakkabının geldiği görülmektedir" diye konuştu.



Uzak Doğu’dan gelen ayakkabılar alarm veriyor

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana Trump’ın Venezuela hamlesi küresel ticareti geriyor Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) Donald Trump yönetiminin Venezuela’ya uyguladığı baskılar, Karayip Havzası’nda tansiyonu yükseltirken, Alparslan Türkeş Bilim ve Teknoloji Üniversitesi’nden Doç. Dr. Berat Akıncı, yaşananların bölgesel bir gerginliği küresel krize dönüştürebileceğini belirterek, ülkelerin güvenlik ve ticaret planlarını yeniden gözden geçirmek zorunda kalacağını söyledi. Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) Trump yönetimi Aralık 2025’te Venezuela’nın petrol ticaretine karşı baskıyı sertleştirerek, yaptırımlı petrol tankerlerinin Venezuela’ya giriş-çıkışına ‘tam ve eksiksiz abluka’ emri verdiğini açıkladı. Bu kapsamda ABD’nin, Venezuela açıklarında uluslararası sularda bir tankeri durdurup denetlediği ve bunun "gölge filo" üzerinden yaptırımları delmeye karşı bir hamle olduğu aktarıldı; Venezuela ise adımı "uluslararası korsanlık" diye niteledi. Bölgede ABD’nin sadece Venezuela değil Karayip Havzası’ndaki birçok ülkede de yaptırımları arttırıyor. Ayrıca Trump, Venezuela petrolü ithal eden ülkelere yüzde 25’e kadar ek tarife uygulanabilmesini öngören kararnameyi de devreye alarak üçüncü ülkeler üzerinden ticareti caydırmayı amaçladı. Adana Alparslan Türkeş Bilim ve Teknoloji Üniversitesi İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Doç. Dr. Berat Akıncı, konuyla ilgili İhlas Haber Ajansı muhabirine açıklamalarda bulundu. "Bölgesel kriz, küresel krize dönüşüyor" Doç. Dr. Akıncı, ABD Başkanı Donald Trump’ın Birleşmiş Milletler’e üye olan bir ülkeye dahi tehditler savurduğunu belirterek, "Trump’ın Amerikan dış politikasında Venezuela ile yaşadığı gerginlik, bölgesel gerginlik ortamından çıkarak küresel bir boyut kazandı. Artık Amerika’nın dış politikası, Trump’ın baş aktör olarak bu dış politikayı güç ekseninde değerlendirmesi ve Amerika’nın hegemonik gücünü diğer ülkelere baskılamasıyla bölgesel bir krizi küresel bir krize dönüştürme evresindeyiz" dedi. "Ülkeler ticaret ve güvenlik planlarını yeniden gözden geçiriyor" Trump’ın son dönemde içerik ve kullanılan ifadeler açısından bağımsız, Birleşmiş Milletler üyesi bir ülkeye müdahale niteliği taşıyan bir yaklaşım sergilediğini anlatan Akıncı, "Küresel olarak düşünüldüğünde ülkelerin kendi güvenlik ve kendi ticaret altyapılarını, ikili ticaret ilişkilerini yeniden baştan dikkate alacağı konuma eviriliyoruz. Bütün ülkeler artık Amerika Birleşik Devletleri’nin istemediği, onların kendi çıkarlarına uygun olmayan durumda biz ikili ticaret ilişkilerimizi nasıl dengeye oturacağız. Bu şu an ciddi anlamda belirsizlik oluşturuyor" ifadelerini kullandı. "Venezuela’nın rezervi büyük, payı sınırlı" Venezuela’nın küresel ölçekte en büyük petrol rezervlerine sahip ülkeler arasında yer aldığını, ancak istikrarsızlık nedeniyle pazardan sınırlı pay aldığını söyleyen Akıncı, "Her ne kadar Venezuela, küresel anlamda petrol ihracatçısı olmasa da aslında en büyük rezervlere sahip. Ancak bölgenin istikrarsızlaştırılması sonucu Venezuela minimize bir pay alıyor" diye konuştu. "Ticaret anlayışı ‘haydut devlet’ çizgisine evriliyor" Trump’ın "kural tanımayan ve belirsiz" dış politika anlayışının hem bölgesel hem de küresel ticareti sorgulattığını kaydeden Doç. Dr. Berat Akıncı, "Uluslararası ticaret hukukunu ve ulus devletlerinin bağımsız ticaret yapabilme özgürlüğünü de sınırlayan bir hale dönüştü. Burada özellikle Amerika Birleşik Devletleri’nin ticaret anlayışını ‘haydut devlet’ üzerine kurduğu bir noktaya eviriliyoruz. Bu aslında Birleşmiş Milletlere üye bütün ulus devletlerinin sorunu haline geliyor. Şu anda Latin Amerika’da, Karayip Denizi’nde veya bize uzak gibi gözüken bölgesel krizler, bir bakışa uluslararası ticaret hükümlerini yeniden dizayn eden bir noktaya evriliyor" dedi. "Kısa vadede petrol fiyatlarında sert etki yok" Bölgeye yönelik yaptırımların şimdiye kadar petrol fiyatlarında ciddi bir sıçrama üretmediğine işaret eden Akıncı, "Bu bölgeye yönelik yapılan yaptırımların çok etkisini görmedik. Petrol fiyatlarının çok artmadığını görüyoruz. OPEC üyelerinin bu tür şoklara karşı üretimi arttırma kapasitesi var. Venezuela’nın rezervi çok ama bunları işleyip satma noktasında küresel pazardan çok pay alamıyor. Özellikle petrol rezervlerinin talebi karşılamasından dolayı şu anda bölgede oluşan savaş tehdidi fiyatları etkilemiyor. Kısa vadede böyle ama orta ve uzun vadede OPEC üyeleri petrol rezervlerini arttırma kapasitesine sahip. Tedbir alacaklardır" şeklinde konuştu. "Küresel sistem belirsizlik dönemine giriyor" Uluslararası ortamda ülkelerin ardı ardına yaşanan krizlerden yorulduğunu vurgulayan Doç. Dr. Akıncı, daha sonra şunları söyledi: "Orta Doğu’daki gelişmeler, Ukrayna-Rusya savaşı ve son yaşanan bu olaylar ulus devletlerinin istemediği durumlar. Ticaretin önündeki engellerin kaldırılması konuşulması lazımken küresel sistemin oyuncusu olan Amerika Birleşik Devletleri’nin ulus devletlerinin serbestçe yapabileceği ticareti de kendi çıkarları doğrultusunda evrimleştirilebildiği ve küresel ticaret anlamında bir belirsizlik dönemine ilerliyoruz."
Ankara 14 ilde göçmen kaçakçılığına yönelik operasyonlarda 156 şüpheli göçmen kaçakçısı yakalandı, 112’si tutuklandı İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, 14 ilde son 2 haftada jandarma tarafından göçmen kaçakçılığına yönelik düzenlenen operasyonlar ile 156 şüpheli göçmen kaçakçısının yakalandığını ve 112’sinin tutuklandığını açıkladı. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın paylaştığı bilgilere göre, Jandarma Genel Komutanlığı Göçmen Kaçakçılığı ve İnsan Ticareti ile Mücadele Daire Başkanlığı koordinesinde; Edirne, Muğla, Aydın, Balıkesir, İzmir, Çanakkale, Tekirdağ, Antalya, Mersin, Van, Şanlıurfa, Erzurum, Hatay ve Gaziantep olmak üzere 14 ilde göçmen kaçakçılığına yönelik operasyonlar düzenlendi. Son 2 haftada Jandarma İnsansız Hava Araçları (JİHA) ile havadan, İl Jandarma Komutanlıklarınca karadan yapılan çalışmalar sonucu düzenlenen operasyonlarda 156 şüpheli göçmen kaçakçılığı organizatörü yakalandı. Şüphelilerden 112’si tutuklanırken 44’ü hakkında ise adli kontrol hükümleri uygulandı. Ayrıca yapılan operasyonlar sonucu 120 adet araç ile 13 adet bot ele geçirildi. Bakan Yerlikaya yaptığı paylaşımda göç yönetimine dikkati çekerek, "Göç yönetiminin güvenlik boyutunu; insan ticareti, düzensiz göç ve göçmen kaçakçılığı ile mücadele alanlarında hukuk devleti ilkeleri ve insan haklarına riayet temelinde yürütülen etkin çalışmalar oluşturmaktadır. Bu kapsamda sınır güvenliği, üstün teknolojilerden ve gelişmiş izleme-denetim sistemlerinden yararlanılarak güçlendirilmekte; yasa dışı göç yollarını teşvik eden ve organize eden yapılara karşı hem sahada hem de hukuki zeminde güçlü ve caydırıcı mekanizmalar işletilmektedir" ifadelerine yer verdi.