EĞİTİM - 19 Ekim 2017 Perşembe 15:29

“7. Karadeniz Uluslararası Sempozyumu" Giresun’da başladı

A
A
A
“7. Karadeniz Uluslararası Sempozyumu" Giresun’da başladı

Giresun Üniversitesi Karadeniz Stratejik Araştırma ve Uygulama Merkezi tarafından düzenlenen "7.

Giresun Üniversitesi Karadeniz Stratejik Araştırma ve Uygulama Merkezi tarafından düzenlenen "7. Karadeniz Uluslararası Sempozyumu" ve "Türkiye-Rusya İlişkileri" başlıklı sempozyum Güre Yerleşkesi’nde başladı.


Sempozyumun açılışında konuşan Giresun Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cevdet Coşkun, “Türkiye ve Rusya gibi toprakları hem Asya hem de Avrupa’da bulunan ve bölgede etkin güç olan iki ülkenin yakın temas ve işbirliği içinde olmasının hayati önem taşıdığı bir süreç yaşanıyor. Elbette inişli çıkışlı 500 yılı aşkın ilişkilerimiz var. Ama bir kaderi paylaştığımız da bir gerçek. O halde bu kaderi paylaşanlar ortak bir geleceğe de birlikte gitmek durumundayız. Bugün çok ihtiyacımız olan bölgemizde barış, huzur ve istikrardır. Bu üçüne çok ihtiyacımız var. Bunu sağlamanın yolu da daha fazla işbirliği, daha fazla hareket ve hayatı paylaşmaktır. Ortak değerlerimizi daha fazla keşfedip onları yükseltmekten geçiyor. Kaybetmek istemediklerimizi ne kadar çoğaltırsak komşular olarak barışa o kadar yakınız. Gözden çıkartamayacaklarımızı çoğaltmamız gerekiyor. Bizler de kaybetmek istemediklerimizi çoğaltmaya gayret sarf ediyoruz. Tabi ki burada en önemliler de bilim adamlarıdır. Asla onlardan vazgeçemeyiz ve asla onların kaybına göz yumamayız. Bilimin ışığında aklın ve vicdanın göstereceği yolda bu birlikteliğe ortak kadere daha fazla destek vermek ve güçlendirmek için çalışacağız” ifadelerini kulandı.


Konuşmanın ardından sempozyumun ilk oturumu başladı. İlk oturumda söz alan BİLGESAM Başkanı Prof. Dr. Atilla Sandıklı “Ukrayna krizinin bölgesel güvenliği ve Türkiye’ye etkileri” adlı sunumunu yaptı.


Rusya ve Türkiye ilişkilerinin önemine değinen Prof. Dr. Atilla Sandıklı, “Çok geniş Pazar ve bizim enerji kaynaklarımız açısından ihtiyaçlarımızı karşılayan önemli bir ülke. Ama bu enerji ihtiyacımızı karşılarken tek taraflı bağımlılığı engelleyici ve diğer enerji kaynaklarımızın çeşitlendiriciliği açısından girişimler yapmalıyız. Çünkü Ukrayna krizinde de gördük. Bu enerji hatlarını siyasetin bir aracı olarak Rusya’nın kuvvetlendirdiğini düşünüyoruz. Batı bloku içinde yer almamıza rağmen Rusya ile ilişkileri geliştiriyoruz. Ama bu ilişkileri geliştirirken bazı konuları da dikkate almamız gerekiyor. Rusya’ya harp silahları açısından bağımlılığın artırılmasının bazı sorunları da beraberinde getireceğini tarihsel olarak baktığımızda bazı sorunlar yaratabileceğini dikkate almalıyız. Rusya çok önemli bir komşu, hem enerji anlamında hem de ticaret anlamındaki ilişkilerin geliştirilmesi gerekir, ancak çıkacak bazı sorunları da dikkate almalıyız” şeklinde konuştu.


Giresun Üniversitesi ev sahipliğinde DOKAP, Giresun Belediyesi ve Bulancak Belediyesi’nin katkılarıyla düzenlenen sempozyum 2 gün boyunca sürecek.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana Dede Korkut hikayeleri Türklerde kadının konumunu ortaya koyuyor Çukurova Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Refiye Şenesen, “Türk Kültüründe Dede Korkut Kitabı” adlı konferansında Dede Korkut hikayelerindeki kadının konum ve önemine değindi. Prof. Dr. Şenesen, Çukurova Üniversitesi Türkoloji Araştırmaları Merkezi’nde (ÇÜTAM) verdiği konferansta, Dede Korkut Hikayelerinde genel olarak Oğuzların birtakım mücadelelerinin yer aldığını ifade ederek, “Bu mücadelelerin ikisi Oğuzların kendi aralarında yaptıkları mücadelelerdir. Bunlardan birinde Dirse Han ve oğlu Boğaç Han arasında geçer. Bir başka mücadele ise İç Oğuz ve Taş Oğuz karşılaşır” dedi. Prof. Dr. Şenesen, şunları kaydetti: “Dede Korkut Hikayelerinde sağlam temellere oturtulmuş bir sosyal yapıyla karşılaşırız. Eski kültür hayatımızı ile ilgili zengin bilgiye bu hikayelerde rastlıyoruz. Hikayelerde toplumun başında hanlar hanı diye gösterilen Begil oğlu Emren Hikayesinde padişah olarak ifade edilen Bayındır Han vardır. Bayındır Han’ın hikayelerindeki rolü beylere akın izin vermek, divanı toplamak, yılda bir defa büyük bir ziyafet vermektir. Hikayelerde kahraman olarak görünmez.” Dede Korkut Hikayelerinde hemen hemen tüm hikayelerde kadının önemli bir yer tuttuğunu söyleyen Ç.Ü. Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Refiye Şenesen, “Kadın bir güzellik sembolü olmanın yanında sosyal hayat içinde erkeğin yanında onun eşi ve ortağı olarak yer alır. Kadın sosyal hayat içinde düşüncesi alınan, eş seçiminde özgür, vefa duygusu gelişmiş, anne, iffet sahibi, saygı duyulan biridir. Bu özelliklerinin yanı sıra ata biner, kılıç kullanır, ok atar ve erkeklerle yarışır” şeklinde konuştu. Konferans sonunda Prof. Dr. Refiye Şenesen’e teşekkür belgesi verilirken hatıra fotoğrafı çekimi de gerçekleştirildi.