SPOR - 13 Mayıs 2018 Pazar 14:56

Ziya Doğan: "Heyecandan uyuyamayan insanlar için şampiyon yapmamız lazım"

A
A
A
Ziya Doğan: "Heyecandan uyuyamayan insanlar için şampiyon yapmamız lazım"

TFF 2.

TFF 2. Lig Play-Off Çeyrek Final rövanş maçında Şanlıurfaspor’u konuk edecek Gümüşhanespor’da moraller en üst seviyede. Teknik Direktör Ziya Doğan, “Heyecandan uyuyamayan insanlar için bu takımı şampiyon yapmamız lazım” dedi.


Kulübün Tekke köyünde bulunan tesislerinde Basın Sözcüsü Hayati Yalçın’la birlikte haftalık olağan basın toplantısı düzenleyen Teknik Direktör Ziya Doğan, 2-2 berabere biten Şanlıurfaspor maçını değerlendirdi. Şanlıurfa’da 25 bin seyirci önünde müthiş bir mücadele örneği sergilediklerini ve futbol adına gereken her şeyi yaptıklarını kaydeden Doğan, “Kısa bir bölüm hariç oyunda tamamen üstünlük bizim elimizdeydi. Özellikle ikinci yarı bu ligin üstünde bir futbol oynadık” dedi.


İzmir’de 35 derece sıcakta Altay’la bir final maçı oynadıklarını, oradan yorgun argın gelerek moral motivasyonu sıfıra inmiş oyuncularla, camianın sarsılan güveninin olduğu atmosferde takımı motive etmenin zor olduğuna değinen Doğan, “Ekibimle beraber benim yanımda olan herkes etkili oldu ve futbolcuları tekrar yarışın içinde olması gerektiğine inandırdık. Bu çok kolay değildi. Camiamız ve bize yakın insanların bile bize güveni sarsılmıştı. Ben onu gördüm. Sanki her şey bitmiş, şampiyonluk kaçmış, artık ümidimiz yokmuş gibi bir hava vardı. Artık Gümüşhanespor devre dışı kaldı anlayışı vardı. Bu bizi kamçıladı. Bu konuda da konuşmalar yaparak bunu artıya çevirebildik” diye konuştu.



“Şanlıurfa’da oynadığımız futbolu her Gümüşhanelinin seyretmesini çok isterdim”


Ligin son haftasında şampiyonluğun kaybedildiği Altay maçını ’istisna’ bir maç olarak değerlendiren ve o maçta yan faktörlerin de çok etkili olduğunu ifade eden Doğan, “Şanlıurfa’da oynadığımız futbolu her Gümüşhanelinin seyretmesini çok isterdim. Kimse inanmasa bile bu takım ve bu takımın şuan yanında olan herkes bu işe çok inanıyor” şeklinde konuştu.



“Bu maçta seyircimizin inanılmaz destek vermesi gerekir”


Pazartesi günü sahalarında rövanş maçında konuk edecekleri Şanlıurfaspor maçı öncesinde seyirciden destek talebini yineleyen Doğan, şunları söyledi:


“Bu maçta seyircimizin inanılmaz destek vermesi gerekir. Kendilerinden rica ediyorum. Ama rakiple hiç uğraşmayacak. Sadece kendi takımını son dakikaya en iyi şekilde destekleyecek. Şanlıurfa’da iki maç oynadık. Sokakta en küçük bir yanlışla karşılaşmadık. İlk gittiğimizde de güvenlik anlamında İzmir’le kıyaslandığı zaman İzmir’in koridorlarına mesaj verdi Şanlıurfa. Onun için kendilerine teşekkür ederim. Şimdi aynı misafirperverliği bizim yapmamız lazım. Bu demek değil ki takımını destekleme. Son saniyeye kadar takımıza destek olsun taraftarlarımız.”



“Bu kadar çabuk teslim olan bir camia görmedim”


Gümüşhanespor’un şampiyonluğun en büyük adayı olduğunu inanarak söylediğini kaydeden Ziya tecrübeli çalıştırıcı, “Özellikle zor zamanlarda bu kulübün yanında olan adamlara çok teşekkür ediyorum. 40 yıldır Türk futbolunun içindeyim. Neler gördüm. Ama bu kadar çabuk teslim olan bir camia görmedim. Oluruz, olmayız ama futbolcuma mücadele etmek zorunda olduğunu söylüyorum. Onlar da nihayetinde bir insan. Ama canını dişine takan, vücuduyla, beyniyle sahada olan, bütünleştiren insanlar kesinlikle başarılı olur. Ben bunu görüyorum. Biz de insanız. Benim oyuncum da insan. Kötü sonuçlar zamanında en çok biz üzülüyoruz. Taraftarımızı sevindirmek, onları mutlu etmek en büyük arzumuz. Onlar da gece sabahlara kadar deplasmanlara geldiler. Onlara sesleniyorum: O aşklarını lütfen devam ettirsinler. Onlara çok ihtiyacımız var” ifadelerini kullandı.



“Ben bu yörenin insanıyım ve bu şehre şampiyonluk yaşamak için geldim”


Mazeretlere sığınmadığını, ligin en iddialı takımı olduklarını yineleyen Doğan, “Bunu inanarak söylüyorum. Bu tür camialar çok inatçı olmalı. Dünyanın sonu değil. Futbol bir spordur, centilmenliktir. Biz inancımızı yitirmeyelim. Bu bilinçle bu yıl ipi göğüslemek istiyoruz. En küçük bir kıvılcımda yanımızda kimse kalmıyorsa orada eksiklik var. Oyuncularım inanılmaz bir futbol oynadılar. Futbol adına her şeyi yaptılar ve ayrılırken Şanlıurfa taraftarı bizi alkışladı. İnancımız artarak devam ediyor. Bu doğrultuda bu demeçlerim bazılarını incitebilir. Kimse incinmesin. Ben bu yörenin insanıyım ve bu şehre şampiyonluk yaşamak için geldim. Bazı şeyler beni üzüyor. İçime atıyor ve takımıma motive oluyorum” diye konuştu.



“Heyecandan uyuyamayan insanlar için bu takımı şampiyon yapmamız lazım”


Çeşitli olumsuzluklara rağmen takımın çok iyi hazırlandığını belirten Doğan, ellerinden geldiği kadar bu işi başarmak için her şeyleriyle var olduklarının altını çizerek, “Son dakikaya kadar, son maça kadar taraftarımız bize çok destek oldu. Camianın tecrübeli isimleri o kadar destek olamadı. Heyecandan uyuyamayan insanlar için bu takımı şampiyon yapmamız lazım. Her maç önemli bu maç daha da önemli. Henüz turu geçmedik. Rehavete kapılmayalım” ifadelerini kullandı.



“Gümüşhanespor tüm Gümüşhanelilerin ortak değeri”


Gümüşhanespor’un Gümüşhanelilerin ortak değeri olduğunu bu bağlamda herkesin birlikte olmasının sağlanması gerektiğini vurgulayan Doğan, “Bu çocukların sıkıntıları var. Hepsini dondurduk. Yönetimine, hocasına inandı fedakarlık yapıyor. Oyuncuyu madde gibi görmemek lazım. Oyuncuyu insan olarak görmemiz lazım. Profesyonel yaşamda yanlış yapanı zaten ben barındırmam” değerlendirmesinde bulundu.



“Bu kadar kısa arayla 5 maç dünyanın hiçbir yerinde yok”


Konuşmasında bir kez daha Türkiye Futbol Federasyonu’na (TFF) “Bu ligi angarya görmeyin” çağrısında bulunarak play-off takvimini eleştiren Ziya Doğan, “Dört gün sonra bir daha maç var. Bu ligi federasyon angarya görmesin. Bu kadar kısa arayla 5 maç dünyanın hiçbir yerinde yok. Ulaşımda sıkıntılar yaşanıyor. En çok bu lige dikkat etmek lazım. Zaten ekonomi olarak diğer ligler seviyesinde değil. Büyük takımlar özel uçaklar tutar gider. Sadece bizim yaşadığımız sorun değil. Bu ligin şartlarını daha iyileştirmek lazım. Bu şartlarda bu çocuklar bu mücadeleyi yapıyorlarsa onları takdir etmek lazım” dedi.



“Herkes bu işe inandı”


Oyuncular ve teknik heyet olarak para konuşmadıklarını, oyuncuların primleri bile sormadığını ifade eden Doğan, “Bu çocuklar bu işe inandı. Sakat adam oynamak için, iyileşmek için çırpınıyor. Bu mantığa güvendiğim için takımıma güvenim artıyor. Bizim takımımızda yanlış adam yok” diyerek sözlerini sonlandırdı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri Kadın kooperatifleri sayısı 43’e ulaştı Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç ile Kayseri Valisi Gökmen Çiçek’in özel önem vererek gerek büyükşehir gerek valilik gerekse diğer kurum ve kuruluşların destek verdikleri Kayseri Kadın Kooperatifleri’nin sayısı 43’e ulaştı. Kayseri’de, kadın girişimcilerin gelişmesi, girişimlerinin desteklenerek kentte üretim ile ticaretin birer halkası haline gelmesi için kurularak yaygınlaştırılması sağlanan Kayseri Kadın Kooperatifleri, sayısını arttırıyor. Kayseri Valiliği koordinasyonunda başta Kayseri Büyükşehir Belediyesi olmak üzere kentteki kurum ve kuruluşlar tarafından da desteklenen Kayseri Kadın Kooperatifleri, hem sayısını hem de üretimlerini çoğaltıyor. Vali Gökmen Çiçek önderliğinde kurulan Kayseri Kadın Kooperatifleri Koordinasyon Merkezi’nde faaliyetlerini yürüten ve Başkan Dr. Memduh Büyükkılıç yönetimindeki Büyükşehir Belediyesi olmak üzere kurum kuruluşların destek verdiği Kayseri Kadın Kooperatifleri’nin sayısı başta 22 iken, aradan geçen yaklaşık 2 yıllık süreçte ortalama iki kat artış göstererek 43’e ulaştı. Büyükşehir Belediyesi ile Kayseri Valiliği iş birliğinde kadın girişimini desteklemek ve kadın istihdamını arttırmak amacıyla kurulan Kayseri Kadın Kooperatifleri, her geçen gün büyürken pek çok alanda da üretim gerçekleştiriyor. Gıdadan el işlerine, giyimden ev eşyasına kadar pek çok konuda kadın eli üretimde söz sahibi olurken, istihdam da gerçekleştirilmiş oluyor. Kayseri Valisi Gökmen Çiçek’in önderliğinde kurulan ve Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç’ın talimatları doğrultusunda ise Büyükşehir Belediyesi tarafından kuruluşunda yer tahsisinden, malzeme, ekipman ve pazarlama desteğine, ürün desteğinden bütçe desteğine kadar önemli desteklerin sağlandığı Kayseri Kadın Kooperatifleri’nin üyeleri ise her fırsatta Vali Çiçek ve Başkan Büyükkılıç’a söz konusu irade ve desteklerinden dolayı teşekkürlerini iletiyor. Sayıları artan Kayseri Kadın Kooperatifleri, her geçen gün üretimini de arttırarak ürün yelpazesini genişletiyor.
Ankara Kanserle savaşta DNA rehberliği: "Tümörün DNA’sı belirleniyor, kişiye özel tedavi uygulanabiliyor" Sigara kullanımı, alkol, obezite ve hareketsiz yaşam tarzının kanserin en önemli nedenlerini oluşturduğunu belirten Medicana Sağlık Grubu Medikal Onkoloji Uzmanlarından Doç. Dr. Mehmet Metin Şeker, yeni gelişmelerle birlikte tümör DNA’larının belirlenebildiğini ve kişiye özel kanser tedavileri kapsamında hastaya uygun olan en doğru ilacın verilebildiğini söyledi. Tarihi milattan önce 2500’lü kadar dayanan kanser hastalığı, günümüzde dünyada ölüm nedenleri arasında ilk sıralarda yer alıyor. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, her yıl dünya genelinde yaklaşık 10 milyon kişi kansere yakalanırken, yaklaşık 6 milyon kişi de kanser nedeniyle hayatını kaybediyor. En sık görülen kanser türleri arasında ise meme kanseri, akciğer kanseri, prostat kanseri ve kolorektal kanser yer alıyor. Dünya genelinde ölümlerin önde gelen nedenlerinden birinin kanser olduğunu açıklayan Medicana International Ankara Medikal Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Mehmet Metin Şeker, kanser nedenlerini ve geliştirilen yeni tedavi yöntemlerini anlattı. "Tek başına genetik nedenler tüm kanser hastalarının sadece yüzde 10’luk bir kısmını oluşturur" Kanserli hücrelerin oluşmasının birçok sebebi olduğunun altını çizen Doç. Dr. Mehmet Metin Şeker, genetik nedenlerin sanılanın aksine en sık sebeplerden birisi olmadığını söyledi. Doç. Dr. Şeker, “Tüm kanser hastalarının yaklaşık yüzde 90’ında sebepler sigara, alkol, fazla kilo (obezite), hareketsiz yaşam ve bazı enfeksiyonlardır. Tek başına genetik nedenler tüm kanser hastalarının sadece yüzde 10’luk bir kısmını oluşturur. Bu sebepleri düşününce kanserin yeni bir hastalık olmadığını, insanlık tarihi ile benzer bir tarihe sahip olacağını tahmin edebiliriz. Elbette ki saydığımız nedenlere bağlı olarak kanser sıklığı da zamanla artmaktadır” dedi. "Kanser hastalığının geçmişi milattan önce 2500’lere dayanıyor" Kanser hastalığının ve tedavisinin eldeki yazılı kanıtlara göre milattan önce 2500 yılına kadar uzandığını ifade eden Doç. Dr. Mehmet Metin Şeker, “19’uncu yüzyılın sonlarında anestezideki ve cerrahi yöntemlerdeki gelişmeler sayesinde daha başarılı kanser ameliyatları yapılmaya başlandı. Bu süreçte hastaların yaşam süreleri uzadı ancak birçok hastada ameliyat sonrası kanser yeniden oluştu. 20’nci yüzyılın başlarında ise radyoaktivitenin keşfi ile kanser tedavisinde yeni bir döneme geçildi ve radyoterapi kanser tedavisinde kullanılmaya başlandı. Bu sayede hastaların tedavi başarılarında artış sağlandı. O tarihten günümüze kadar radyoterapide de çok önemli gelişmeler yaşandı ve radyoterapinin kanserli bölgede çok daha etkin kullanımı sağlandı. Ayrıca gelişen teknolojik cihazlar ile radyoterapinin yan etkileri de çok ciddi düzeyde azaltıldı” diye konuştu. "Hedefe yönelik ilaçlar yaşam süresinin uzamasını sağladı" Kanser tedavisindeki esas gelişmenin ise kemoterapi ilaçların bulunması ile birlikte olduğunu ve artık günümüzde birçok kanser türlerinde ameliyat olmaksızın tam iyileşme sağlandığının görüldüğünü aktaran Doç. Dr. Şeker, konuşmasına şöyle devam etti: "Bu durum, ilaç araştırmalarının önünü açtı ve bu sayede birçok kanser türünde ve kanserin tüm evrelerinde etkili olan ilaçlar keşfedildi. 1990’lara kadar bulunan ilaçlar sadece kanserli hücrelere değil sağlıklı hücrelere de zarar veriyordu ve bulantı, kusma, saç dökülmesi, kan değerlerinde düşme gibi birçok yan etkiye sebep oluyordu. 2000’lerin başında yan etkileri çok daha az olan hedefe yönelik ilaçlar (akıllı ilaç) önce lenfoma, meme kanseri ve lösemilerde sonrasında ise tüm kanserlerde kullanılmaya başlandı. Hastaların yaşam sürelerinde çok ciddi uzamalar elde edildi ve o güne kadar ölümcül kabul edilen bu hastalıklar artık birer kronik hastalığa dönüşmeye başladı. O günden günümüze kadar kansere özgü yüzlerce hedef tespit edildi ve bu hedeflere yönelik ilaçlar geliştirildi." "İmmünoterapi kişinin bağışıklık sistemini çalıştırıyor" Kanser tedavisinde devrim niteliğinde olan immünoterapi tedavisinin son 14 yıldır kullanılmaya başlandığının altını çizen Doç. Dr. Mehmet Metin Şeker, "İmmünoterapi, kendisi doğrudan kansere saldırmayan, ancak kişinin bağışıklık sistemini çalıştıran ve bağışıklık hücrelerinin kanserli hücrelere saldırmasını sağlayan ilaçlardır. Bu keşif ile zaten hedefe yönelik ilaçlarla çok iyi noktalara gelen kanser tedavisi çok daha başarılı noktalara ulaştı" açıklamasını yaptı. "Tümör DNA’sı sayesinde hasta için en doğru ilaç belirlenebiliyor" Kanser tedavisinde gelinen son noktada ise insan DNA’sının daha iyi tanınması ve genetik testlerin daha ulaşılabilir hale gelmesiyle birlikte “Kişiye yönelik kanser tedavileri”nin mümkün hale gelmeye başladığına dikkati çeken Şeker, bu yöntemle hastaların tümör DNA’larının elde edilebildiğini vurguladı. Doç. Dr. Şeker, “Tümör DNA’ları elde edildikten sonra o kişiye faydalı olabilecek veya o kişiye fayda sağlamayacak ilaçlar tedavi öncesinde saptanabiliyor. Kişiye özgü kanser tedavileri, hastaların tedavilerinin daha etkili ve kişiselleştirilmiş olmasını sağlayabiliyor. Tümör DNA’sının kullanılmasıyla, hastaların tedaviye nasıl yanıt verebilecekleri daha önceden belirlenebilir, böylece gereksiz ilaç denemeleri ve yan etkilerin önlenmesi mümkün olabilirken, zaman ve maddi kayıpların da önüne geçilebilir. Bu yaklaşım, kanser tedavisinde önemli bir ilerleme olurken, hastalar için de umut verici bir gelecek sağlayabilir” dedi.