GENEL - 01 Mayıs 2019 Çarşamba 11:03

Gümüşhane’de öğrencilerden gerçeği aratmayan tatbikat

A
A
A
Gümüşhane’de öğrencilerden gerçeği aratmayan tatbikat

Gümüşhane Üniversitesi öğrencileri stadyumda maç esnasında araç patlaması senaryosuyla birlikte ortaya çıkan kargaşayla birlikte gerçeği aratmayan triaj ve kurtarma tatbikatı gerçekleştirdi.

Gümüşhane Üniversitesi öğrencileri stadyumda maç esnasında araç patlaması senaryosuyla birlikte ortaya çıkan kargaşayla birlikte gerçeği aratmayan triaj ve kurtarma tatbikatı gerçekleştirdi. Öğrenciler ayrıca komandolar gibi engelleri aşarak hasta taşıma işini de gerçekleştirdi.


Gümüşhane Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu İlk ve Acil Yardım programında 6 yıldır gerçekleştirilen tatbikat Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulunda bulunan stadyum ve çevresindeki spor alanlarında gerçekleştirildi.


Toplam 4 bölümden oluşan tatbikatta birinci sınıf öğrencileri ilk olarak stadyumda maç sırasında bomba yüklü aracın patlamasını maytap ve sis bombalarıyla canlandırdı. Temin edilen 2 hurda araç içerisinde yaralıların feryatlarını tiyatrocular gibi canlandıran öğrenciler ayrıca yaraları göstermek için makyaj yaptı.


Bölümden yaklaşık 100 öğrencinin katıldığı tatbikatta kriz ortamının oluşmasının ardından geleceğin sağlıkçıları olan öğrenciler gerçek olaylardaki gibi yüksek sele bağırıp, feryat edip yardım isteyen ve sağlık çalışanlarına panikle saldıran yaralılara müdahale etti.


Gümüşhane UMKE ekibinin de destek verdiği tatbikatta her bir öğrencinin senaryoyu ve yapması gereken uygulamaları tek tek not alındı.


Meraklı gözlerle izlenen tatbikatla ilgili bilgi veren Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu İlk ve Acil Yardım Bölümü öğretim görevlisi Ayşe Elkoca, bu tatbikatları 6 yıldır yaptıklarını belirterek, öğrencilerin gördüğü teorik dersleri yaşayarak öğrenmesi için, her türlü olağan dışı duruma hazırlanabilmesi için bu tarz tatbikatların çok önemli olduğunu söyledi.


Bu yıl yaptıkları tatbikat için triaj, kurtarma, taşıma ve resüsitasyon için 4 ayrı parkur kurduklarını kaydeden Elkoca, “Bu tarz uygulamalı dersler teorikten çok daha iyi bir şekilde öğrencilerin aklına giriyor. Yarın olay yerinde yaşadıklarında, gerçek vakalarla karşılaştıklarında şaşırmadan çok daha iyi, çok daha hızlı, doğru bir şekilde müdahalelerini yapıyorlar. Senaryomuz bu sene bir patlama. Stadyumda maç esnasında bir araç patlatılıyor. Sonrasın yaralananlara da müdahale ediliyor. Taşıma parkurunda öğrencilerin çok daha zor şartlarda, kanallarda özellikle hastalarını nasıl çıkaracaklar, bu tarz durumda karşılaştıklarında nasıl müdahale edecekler bunları öğrenebilmeleri ve hastayı en doğru en düzgün şekilde taşıyabilmeleri gerekiyor. Çünkü hastanın omurga eksenini bu tarz travmalarda korumak çok önemli. Öğrencilerin bunu en doğru bir şekilde öğrenmeleri ve en doğru bir şekilde yapabilmeleri için öğretiyoruz” dedi.


Yaralı rolü yapan öğrencilerin makyaj konusunda kendilerini çok geliştirdiklerini de kaydeden Elkoca, “Çok değişik malzemeler kullandılar. Bu benim Acil Sağlık hizmetleri bir dersimin uygulaması ve ben bunu bu şekilde yapmayı planlıyorum. Her hafta yapılsa bu kadar etkili bir uygulama olmaz. Ulusal Medikal Kurtarma Ekibi (UMKE) bize her yıl büyük bir destek oluyor” diye konuştu.


Öğrencilerin bu durumu yaşayarak öğrenmesi, gerçek hayatta böyle bir kriz anında daha soğukkanlı davranması, daha tecrübeli ve daha donanımlı olarak sahaya inmesi amaçlanan tatbikata katılan İlk ve Acil Yardım Bölümü 1. sınıf öğrencisi Saim Sus ise “Gerek derslerde almış olduğumuz eğitim ve yapmış olduğumuz uygulamalı derslerle, bu tür tatbikatlarla acil afet gibi durumlarda ve terör saldırısı gibi vakalarda çok az bir zamanda doğru müdahaleyle yaralıların yardımına koşuyoruz. Uygulamalı olarak direk yararlılara yardım yaparak tedavilerde bulunduk. Patlamalarda çok acil olarak gerek psikolojik gerek fiziksel olarak müdahalelerde bulunduk” şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Siirt Siirt’te yapılıyor, İstanbul, İzmir, Mersin’de yoğun talep görüyor Siirt’te peynir sezonunun başlamasıyla birlikte yayla peynirine talep arttı. Vatandaşlar kilolarca koyun peynirini alarak kış hazırlığı yapmaya başladı. Siirt’te yapılan yayla peynirinin İstanbul, İzmir ve Mersin’de yoğun talep gördüğü belirtildi. Her yıl ilkbahar mevsimiyle birlikte göçerler tarafından yaylalarda üretilen Siirt’in yöresel peyniri, bu yıl da tezgahlardaki yerini aldı. Peynir sezonunun başlamasıyla birlikte satışların arttığını belirten peynirci Ahmet Toprakçı, "Peynir göçer peyniridir. Kışlık peyniri burada satıyoruz ve herkes kış için peynir alıyor. Kimi 50, 100, 150, 200 kilogram peynir alıyor. Bizim Siirt peyniri meşhurdur. Hepsi koyun peyniridir, göçerlerindir. Çemikari Pervari tarafından geliyor. Tabi şimdi havalar daha sıcak olmamış ama 20 gün 1 aya kadar bütün peynir satılıp biter" dedi. "İl dışından çok yoğun talep var" İl dışından da peynire yoğun talep olduğunu söyleyen Toprakçı, "İzmir’e, İstanbul’a, Ankara’ya, Mersin’e her yere gidiyor bu peynir. Bizim peynir bir numara çok kalitelidir. Kışlık herkes alıyor bunu. Biz de burada satıyoruz. Yayladan gelen peyniri biz buradan satıyoruz. Kışlık peyniri bazıları yer altına koyuyorlar, bazıları ise soğuk hava deposuna koyuyorlar. Şu anda kilosu 130 TL ama yaz ilerledikçe 200 TL’ye kadar da çıkabilir’’ şeklinde konuştu. Peynir almaya gelen Yasin Toprak, "Peyniri her sene alıyoruz. Market peyniri yenmiyor. Yazın alıp kışın yiyoruz. Fiyatı da 130 TL uygundur. Bu taze peynirdir. 20 veya 25 kilo alıyoruz. Yazın alıyoruz, kışın tüketiyoruz’’ diye konuştu.
İstanbul “Türkiye’deki üniversitelerin 73’ü kurumsal akreditasyona sahip” Yükseköğretim Kalite Kurulu (YÖKAK) tarafından düzenlenen “Uluslararası Kalite Güvencesi ve Akreditasyon Konferansı” Ankara’da gerçekleştirildi. Kongrenin açılış konuşmasını yapan YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, Türkiye’deki üniversitelerin 73’ünün kurumsal akreditasyona sahip olduğunu bildirdi. Özvar, 2027’ye kadar üniversitelerin tamamına yakınının akreditasyon sürecini tamamlamasını beklediklerini söyledi. Ana teması "Yükseköğretimde Kalitenin İçselleştirilmesi ve İyileştirilmesi" olan konferansın amacı, yükseköğretimde kalite güvencesi alanındaki bilimsel gelişmeleri, yenilikleri, deneyimleri ve farklı bakış açılarını bir araya getirmek olan “Uluslararası Kalite Güvencesi ve Akreditasyon Konferansı” düzenlendiği Hacı Bayram Veli Üniversitesi’nde tamamlandı. Türkiye’den ve dünyadan birçok bilim insanını, ulusal ve uluslararası akreditasyon kuruluşları temsilcilerini bir araya getiren kongrede yükseköğretimin geleceği tartışıldı, bildiriler sunuldu. Kongrenin açılış konuşmasını yapan YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, Türkiye’deki üniversitelerin 73’ünün kurumsal akreditasyona sahip olduğunu bildirdi. Özvar, 2027’ye kadar üniversitelerin tamamına yakınının akreditasyon sürecini tamamlamasını beklediklerini söyledi. “Yetkilendiren 24 ulusal ve 13 uluslararası akreditasyon kuruluşu var” Program bazındaki akreditasyonların YÖKAK tarafından yetkilendirilen 24 ulusal ve 13 uluslararası akreditasyon kuruluşu tarafından yürütüldüğünü hatırlatan Özvar, “Mevcut durumda yükseköğretim sistemimizde akreditasyondan geçen programların sayılarının artmasını beklediğimizi ifade etmek isterim" diye konuştu. “En önemli konulardan biri öğrencilerin beklentileri” Konferansın açılış konuşmacılarından bir diğeri ise Avrupa Yükseköğretimde Kalite Güvencesi Birliği (ENQA) Başkan Yardımcısı Doris Herrmann oldu. Herrmann, “Avrupa’da eğitim standartlarını ve yönergelerimizi güncelliyoruz. Eğitimde reformlar yapacağız. 2027 yılında yeni eğitim standartlarını yayınlamayı amaçlıyoruz. Mayıs ayında Avrupa eğitim bakanları Tiran’da toplanıyor. Yükseköğretim alanında 2030 yılına kadar yaşanacak gelişmeler hakkında bilgilendirileceğiz. Altı çizilen en önemli konulardan biri, üniversite öğrencilerinin beklentileri, yaşantıları ve sosyal hayatları” şeklinde konuştu. “Gerçek performanslar daha doğru şekilde değerlendirilebilir” Kongreye “Yükseköğretimde Kalitenin Tamamlayıcı Haritası: Eksik Veriler ve Değerlendirme Stratejileri” başlıklı, İstanbul Beykent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Volkan Öngel ile hazırladığı bildiri ile katılan akademisyen Dr. Gözde Bozkurt, Yükseköğretim Kalite Kurulu resmi internet sitesinde paylaşılan Gösterge Değerlendirme Raporunu inceledi. Üniversitelerde eksik veriler olduğu sonucuna varan Bozkurt, “Eksik veriler dikkate alınarak daha etkili ve bilgi temelli kararlar alınabilir. Bu da Yükseköğretim kurumlarının gerçek performanslarını daha doğru bir şekilde değerlendirmesine ve kaliteyi artırmak için daha etkili stratejiler geliştirmesine yardımcı olacaktır” ifadelerini kullandı. Kongrede ayrıca kurumsal akreditasyon almaya hak kazanan üniversitelerin rektörlerine ise belgeleri teslim edildi. Akreditasyon belgelerini İstanbul Beykent Üniversitesi adına Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Kazım Sarı aldı.