GENEL - 26 Aralık 2019 Perşembe 10:00

Gümüşhane’nin ilk kapama kuşburnu bahçesi Kelkit’e kuruldu

A
A
A
Gümüşhane’nin ilk kapama kuşburnu bahçesi Kelkit’e kuruldu

Adı pestil ve kömenin yanı sıra kuşburnu ile özdeşleşen ve Kuşburnu meyvesinin gen merkezi olarak kabul edilen Gümüşhane’de deneme amaçlı ilk kapama kuşburnu bahçesi kuruldu.

Adı pestil ve kömenin yanı sıra kuşburnu ile özdeşleşen ve Kuşburnu meyvesinin gen merkezi olarak kabul edilen Gümüşhane’de deneme amaçlı ilk kapama kuşburnu bahçesi kuruldu.


Dağlarında Türkiye’deki 27 tür kuşburnudan 17’sinin doğal olarak yetiştiği Gümüşhane’de Tarım ve Orman İl Müdürlüğü tarafından hazırlanan ve DOKAP tarafından finanse edilen ‘Kuşburnu Yetiştiriciliğinin Geliştirilmesi Projesi” kapsamında Kelkit ilçesinde 16 dönüm alanda 3 bin 500 adet tescilli Yıldız çeşidi sertifikalı kuşburnu fidanı dikildi.



“Gümüşhane’de 2019 yılında yaklaşık bin 500 ton kuşburnu rekoltesi elde edildi”


İlçeye bağlı Büyükcami Mahallesindeki bahçe tesisi etkinliğine katılan Tarım ve Orman İl Müdürü Edip Birşen, burada yaptığı açıklamada planlı kalkınmanın getirdiği hayat standartlarındaki yükselme, dengeli ve doğal beslenme konusundaki toplumdaki bilinçlenme sonucu kuşburnu ürünlerine olan talebin gün geçtikçe arttığını belirterek, “İnsan yaşamı için son derece önemli bir besin kaynağı olan ve C vitaminini bünyesinde bulunduran kuşburnu meyvesi, geniş bir kullanım ve tüketim alanına sahip bir bitkidir. Aile fertlerinin hemen hepsinin bu işi yapabilmesi ve her seviyedeki iş gücünü değerlendirmesi, en az sermaye ile kar sağlayan, geniş bir kuşburnu meyvesi potansiyeline sahip olan Gümüşhane ilinde 2019 yılında yaklaşık bin 500 ton kuşburnu rekoltesi elde edilmiştir” dedi.



“Gümüşhane kuşburnunun Türkiye’deki önemli bir gen merkezidir”


Kuşburnunun çevresel faydasının yanında ekonomik önemi de olan bir bitki olduğunu vurgulayan Birşen, “Türkiye’de doğal olarak 27 türü yetişmekte ve bunun 17 türü Gümüşhane ilinde bulunmaktadır. Türkiye’de böyle bir toprak yapısı üzerinde bu kadar tür ve çeşidi bünyesinde bulunduran başka bir il yok gibidir. Bu nedenle Gümüşhane kuşburnu bakımından Türkiye’nin önemli bir gen merkezi konumundadır. Herhangi bir kültür bitkisi yetiştirmeye müsait olmayan 6. ve 7. sınıf tarım alanlarının ıslah çalışmalarında, iklim ve toprak yönünden seçici olmayan kuşburnu ile değerlendirilmesiyle bu arazilerin ekonomik sürece katılımı sağlanmaktadır. Gümüşhane ilinin tamamında yetişen kuşburnu Gümüşhane yöresine ciddi ekonomik katkılar sağlayacak özelliğe sahiptir” diye konuştu.



Erozyona karşı kuşburnu


Türkiye genelinde etkili olan erozyonun Gümüşhane topraklarında da başta gelen sorunlardan birisi olduğunu dile getiren Birşen, kuşburnu bitkisinin oluşturduğu derin kök sistemi ile erozyona karşı koyabilme yeteneğinde olması nedeniyle yöredeki toprak kaybını da önlediğini kaydetti.



“Doğal olarak yetişen kuşburnunun yüzde 60’ı üretime konu oluyor”


Gümüşhane’nin kuşburnunun mamul olarak işlenmesi ile ilgili 6 adet işletmenin mevcut olduğunu ve 2019 yılında üretim kapasitelerini yüzde 100 artırarak 420 ton kuşburnu satın alındığını ifade eden Birşen, “Bunun yanı sıra çevre illerdeki gıda işletmeleri de ilimizden kuşburnu satın almaktadır. Böylece ilimizden gerek hammadde gerekse işgücü temin edileceğinden yöre halkına bir gelir teşkil edecektir. İlimizde toplanan kuşburnu meyvelerin bir kısmı halk tarafından geleneksel yöntemlere göre hazırlanan marmelat, şurup, çay gibi isimler altında değerlendirilmektedir. Bu değerlendirme ise halkın yaşam koşullarının iyileştirilmesi bakımından aynı zamanda bal, reçel gibi ürünlerin ikamesi özelliğini taşıdığından dolaylı bir gelir oluşturmaktadır. İlimiz sınırlarında doğal olarak yetişen kuşburnu potansiyelinin yüzde 60’ı üretime konu olmaktadır” şeklinde konuştu.



“Kuşburnu’dan yıllık 3-4 milyon TL nakdi gelir elde ediliyor”


Gümüşhane’de doğal olarak yetişen ve işgücü dışında hiçbir masraf yapılmayan kuşburnu meyvesinden yıllık yaklaşık 3-4 milyon TL civarında nakdi gelir elde edildiğini kaydeden Birşen, “İlimizin genel işlem hacmi yönüyle istihdam ve katma değer oluşturmaktadır. Demonstrasyon amaçlı bahçeler kurarak sertifikalı kuşburnu fidanlarının Gümüşhane’de yaygınlaştırılmasını amaçlıyoruz” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muğla Bodrum’da kedi ve köpek katliamı Muğla’nın Bodrum ilçesinde 5 köpek ve 2 kedi zehirlendi. Hayvanlardan 3’ü yapılan müdahale ile kurtulurken, 4’ü telef oldu. Yalıçiftlik Mahallesi’nde kimliği belirsiz kişi veya kişilerce bırakılan zehir, mahalleye bir ay önce taşınan Gizem Sümer’in köpeğinin zehirlenmesine neden oldu. Köpeğini ölü bulan Sümer, evinin çevresinde ölü halde başka bir köpek ile bir kedi de buldu. Bölgede yapılan aramada Sümer’in komşunun 3 köpeği de zehirlenmiş halde bulundu. 3 köpek ise, sahiplerinin erken fark etmesiyle müdahale edilerek kurtarıldı. Aynı bölgede inşaat işçileri tarafından da bir kedinin zehirlenmesi sonucu telef olduğu belirlendi. 6 aylık Yoda isimli köpeği telef olan Gizem Sümer, "Ben Yalıçiftlik’e yeni taşındım. Bir ay oldu. Dün maalesef köpeğimi ölü buldum, zehirlenmiş. Dün akşam da bir tane ölü kedi buldum. Bu sabah evimin bahçesinin yukarısında bir ölü köpek daha buldum. Bir komşumun 3 tane köpeğini zehirlemişler. Onlar fark edip zeytinyağı içirmişler. Kusunca iyileşmişler, bir tanesi pek iyi değilmiş. Onlara köylülerden birisi köpeklerini öldüreceğini söylemiş fakat kim yaptı, nasıl oldu hiç bilmiyorum. Kameralara bakacağım ama ben başka hayvanların da başka bu şekilde ölmesini istemiyorum. Elimden ne geliyorsa yapmak istiyorum. Bodrum Belediyesi Veterinerlik İşleri Müdürlüğü’nden gelip ölü köpekleri aldılar" diyerek hayvanların zehirlenmesine tepki gösterdi.
Mersin Kuzey Makedonya Büyükelçisi Manasijevski’den Başkan Seçer’e ziyaret Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, kente ziyarette bulunan Kuzey Makedonya’nın Ankara Büyükelçisi Jovan Manasijevski’yi ağırladı. Başkan Seçer, Büyükelçi Manasijevski’yi kentte ağırlamaktan dolayı duyduğu mutluluğu dile getirdi. Mersin’in hem Türkiye hem de bölge açısından önemli bir noktada yer aldığını belirten Seçer, "Bölgemiz sektörel anlamda oldukça hareketli. Ticaret, sanayi, tarım, lojistik ve kısmi olarak da turizm olmak üzere birçok sektör faaliyet gösteriyor. Bunlar hem ülkemizin ekonomisine hem de şehrimizin ekonomisine yüksek potansiyel sağlıyor" dedi. Mersin Limanı’nın Türkiye’nin en büyük limanlarının başında geldiğini ifade eden Seçer, limanın Akdeniz çanağında dünyaya açılan bir kapı olduğunu kaydetti. 31 Mart Yerel Seçimleri’nin ardından rekor bir oyla yeniden başkanlık görevine seçildiğini aktaran Başkan Seçer, "Geçtiğimiz ay sonunda yüzde 60 ile seçimi kazandım. İkinci 5 yıl için göreve devam ediyoruz" diye konuştu. Seçer, Büyükelçi Manasijevski ile ilk kez bir araya geldiklerini vurgulayarak, ziyaretin ikili ilişkilerin gelişmesine katkı sunacağını dile getirdi. "Tarihi ve kültürel anlamda ortak bir geçmişe sahibiz" Büyükelçisi Manasijevski de Türkiye ve Kuzey Makedonya arasında tarihi ve kültürel anlamda ortak bir geçmişe sahip olduklarını belirterek, "Ortak ve üretken bir geçmişe sahibiz. İnsanların kültürel değerleri ve kentlilik anlayışında da bu ortaklıktan bahsedebiliriz. Çok kültürlü ve etnik kökenli bir topluluğumuz var. Osmanlı tarihi mirasının yanı sıra biz sizlerle modern Cumhuriyet anlamında da benzer tarihi paylaşıyoruz” dedi. Büyükelçi Manasijevski, Atatürk’ün babası Ali Rıza Efendi’nin de Kuzey Makedonya’da doğduğundan söz ederek, Atatürk’ün de ilk eğitimiin orada aldığını belirtti. Büyükelçi Manasijevski, "Biz, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü Makedonya’nın bir evladı gibi görürüz ve dolayısıyla da Türkiye’nin modern Cumhuriyeti ile ilgili kendimizde pay görüyoruz” dedi. Türkiye ve Kuzey Makedonya ikili ilişkilerine değinen Manasijevski, ekonomik, politik ve kültürel ilişkileri geliştirmek ve iş birliğini artırmak adına Mersin’i ziyaret ettiklerini kaydetti. "Kardeşlik ilişkimizi ticarete de yansıtmaya niyetimiz var" Manasijevski ayrıca, Mersin Valiliği ile Mersin Ticaret ve Sanayi Odası yetkilileriyle de görüşme yapacağını belirterek, "Burası çok önemli bir liman kenti ama çok önemli bir ticari merkezi aynı zamanda. Bu kardeşlik ilişkimizi ticarete de yansıtmaya niyetimiz var" ifadelerini kullandı. İkili ilişkileri sürdürmenin ve kültürel değerlerin yaşatılmasının önemine işaret eden Manasijevski, Kuzey Makedonya’da Türklerle uyum içerisinde yaşamaya özen gösterildiğini ifade etti. Başkan Seçer, ziyaret sonunda Büyükelçi Manasijevski’ye Roma mitolojisinde çiçek ve bahar tanrıçası olan Flora büstü hediye ederken, Manasijevski de Seçer’e aralarındaki dostluğun sembolü olarak Taş Köprü Üsküp resmi takdim etti. Ziyarette Kuzey Makedonya Ankara Büyükelçiliği Ekonomi Müsteşarı Suzana Tuneva ile Büyükşehir Belediye Başkan Danışmanı İbrahim Evrim de yer aldı.
İstanbul Su birikintisine düşerek hayatını kaybeden Edanur toprağa verildi Küçükçekmece’de su birikintisine düşerek hayatını kaybedeb 5 yaşındaki Edanur Gezer için Esenyurt’taki Kıraç Cemevi’nde cenaze töreni düzenlendi. Acılı annenin ayakta güçlükle durduğu görülürken, cezaevinde olan baba da cenazeye izinli olarak katıldı. Küçük kız, törenin ardından toprağa verildi. Küçükçekmece Fatih Mahallesi Menekşe Sahil Parkı’nda İstanbul Büyükşehir Belediyesi ekipleri tarafından yapılan kazı çalışmasında oluşan su birikintisine düşen 5 yaşındaki Edanur Gezer hayatını kaybetmişti. Edanur için bugün Esenyurt’taki Kıraç Cemevi’nde cenaze töreni düzenlendi. Törene İstanbul Valisi Davut Gül, Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer, küçük kızın ailesi, yakınları ve cezaevinde olan baba jandarma eşlinde kelepçeli olarak katıldı. Tabuta omuz veren Vali Gül, acılı anne Nurcan Gezer’e başsağlığı diledi. Cenazede ayakta durmakta güçlük çeken acılı annenin feryatları yürekleri dağladı. Kılınan cenaze namazının ardından küçük kız Esenyurt’taki mezarlıkta defnedildi. Vali Gül, “Yavrumuz hayatını kaybetti maalesef. Bizler de Esenyurt’ta cenaze törenine geldik. Allah ailesine sabır versin. Ölüm olayı olduğu için otomatikman savcılık tarafından başlanan işlemler oluyor. Bundan sonraki adli süreç orada devam edecek. İhmal var mı yok mu, kusur var mı yok mu ya da kimlerin kusuru var bu adli süreçte belli olacak. Biz daha çok yavrularımızın bu tür bir hadise ile karşılaşmaması için tedbirleri hangi kurum neler yapması gerek onlara bakacağız. Ayrıca ailenin kendi içerisinde birçok sıkıntısı var. Onlarla ilgili Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğümüzün üzerine düşen neyse bundan sonraki süreci takip edeceğiz” dedi. Anne Nurcan Gezer, “Güvenlikler gelmiş burada ateş yakmayın, mangalın içinde ateş yakın demişler. Çocuk yok diye hepsi dağılmışlar. Çocuğu aramaya bir tane mi iki tane mi güvenlik varmış. Güvenliğe gidip ’5 yaşındaki kız çocuğu yok’ demişler. Güvenlikte kuyunun yanına geliyor. Kafasını uzatıp, ’Çocuğunuz burada, içinde’ diyor. Orada bizimkilerden birisi müdahale etmeye çalışıyor. ’İçine atlama, burası çok derin’ diyor. Derin olduğunu biliyorsunuz da niye bir şeyler yapmıyorsunuz. Dün gittim oraya, çevirmişler, önlem almışlar. Benim çocuğum olmasa başka birinin çocuğu da olabilirdi. Başka bir annenin ciğeri de yanabilirdi. Kim oraya sebepliyse cezasını çeksin” dedi. Eda’yı su birikintisinden çıkaran dayısı Selçuk Yaşar, “Biz ailece piknik yapıyorduk. Baktım kuyunun üzerinde yatıyor. İçinden çıkardım, baktım dudakları mosmor. Etrafında koruma yoktu, bildiğimiz su birikintisiydi. Kimse gelip ’Burada kuyu var’ demedi. Derinlik beni çekiyordu zaten. Toprağa tutunup tek elimle çıkardım. Bulmamız 20 dakikayı buldu. Adaletin yerini bulmasını istiyoruz” ifadelerini kullandı.