POLİTİKA - 18 Eylül 2025 Perşembe 14:45

Bakan Ersoy: "Satala Antik Kenti’nin kültür ve turizm hayatına en güçlü şekilde katılmasını sağlayacağız"

A
A
A
Bakan Ersoy: "Satala Antik Kenti’nin kültür ve turizm hayatına en güçlü şekilde katılmasını sağlayacağız"

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Satala Antik Kenti’nin önemine dikkat çekerek "Roma, Sasani, Selçuklu ve Osmanlı ile muazzam bir medeniyet ve kültür çeşitliliğine ev sahipliği yapmış bu sahanın Gümüşhane’nin kültür-turizm hayatına en güçlü şekilde katılmasını ve dolayısıyla sosyoekonomik katkı sunmasını sağlayacağız" dedi.


Bir dizi ziyaret ve incelemelerde bulunmak üzere Gümüşhane’ye gelen Bakan Ersoy, ilk olarak Gümüşhane Valiliğini ziyaret etti. Gümüşhane Valisi Aydın Baruş’un makamında kentteki yürütülen çalışmalarla ilgili bilgi alan Bakan Ersoy, daha sonra kurum yöneticileriyle bir toplantı gerçekleştirdi. Toplantının ardından basın açıklaması gerçekleştiren Ersoy, kentteki turizm ve kültürel projelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Gümüşhane’nin bölgesel olarak ciddi bir yatırım sahası olduğunu ifade eden Bakan Ersoy, "İnşallah gerekli adımları ivedilikle atarak Gümüşhane’ye layık olduğu kültür-turizm ivmesini kazandıracağız. Son 23 yılda Gümüşhane’de kültür ve turizme güncel fiyatlarla 443 milyon TL yatırım yaptık. Gümüşhane’deki yerel yönetimlerin turizm altyapı yatırım projelerine 2025 fiyatlarıyla 230 milyon TL gibi muazzam bir destek sağladık. 2002’de Gümüşhane’de sadece bir tane konaklama tesisi vardı ve o da 54 yatak kapasiteli idi. Bugün 10 farklı konaklama tesisi, toplam 612 yatak kapasitesiyle misafirlerini ağırlamaktadır. Gümüşhane’nin ’Zigana’, ’Çakırgöl’ ve ’Süleymaniye’ kültür ve turizm koruma ve gelişim bölgeleri şehrimizin kültür-turizm hayatının geleceğini şekillendirecek alanlardır. Yeni yatırımlar için Bakanlığımızın atacağı adımlar kadar yereldeki paydaşlarımızın fikir ve önerilerini de bekliyor, bu iş birliğini çok önemli ve değerli buluyorum" diye konuştu.


Satala Antik Kenti’nin önemini de vurgulayan Ersoy, "Turizmin yol arkadaşı kültürdür. Bu iki unsur birbirini sürekli destekleyen, besleyen bir ekosistemin ana parçalarıdır. Bu doğrultuda kültür başlığında şöyle temel bir rakam vermek gerekirse bugün Gümüşhane sınırları içerisinde 31 adet sit alanı, 617 adet tescilli taşınmaz kültür varlığı bulunduğunu belirtmek gerekiyor. Bu hem il bazında hem bölgesel olarak ciddi bir zenginlik. Kültür varlıkları noktasında biliyorsunuz tarihimizin en büyük ve en kapsamlı arkeoloji projesi olan Geleceğe Miras’ı hayata geçirdik. İkinci yılına girmiş olan bu muazzam kazı, restorasyon, ihya ve inşa projesine ‘Satala Antik Kenti’ni de dahil ettik. Roma, Sasani, Selçuklu ve Osmanlı ile muazzam bir medeniyet ve kültür çeşitliliğine ev sahipliği yapmış bu sahanın Gümüşhane’nin kültür-turizm hayatına en güçlü şekilde katılmasını ve dolayısıyla sosyoekonomik katkı sunmasını sağlayacağız. Çalışmalarımız sadece Satala Antik Kenti ile de sınırlı değil. Öncesinde tamamladığımız birçok çalışma var. Kültür varlıklarımızın bakım, onarımları ile müze teşhir ve tanzimi gibi alanlarda son 23 yılda 7 tanesi proje, 13 tanesi uygulama işi olmak üzere toplam 20 çalışma başarıyla tamamlanmıştır. 37 taşınmaza da proje ve uygulama yardımı yapılmıştır. Bu vesileyle bu toprakların kültür mirasını çalmaya çalışanlara göz açtırmadığımızı da belirtmek isterim. Gerek jandarmamızın gerek emniyet birimlerimizin özverili çalışmaları ile sadece 2025 yılında 4 adet kaçak kazı ve 3 adet kültür varlığı kaçakçılığı engellenmiş; 168 adet kültür varlığı ve 28 adet obje ele geçirilmiştir. Emeği geçenlere canıgönülden teşekkür ediyorum" şeklinde konuştu.


Bakan Ersoy, programının devamında AK Parti Gümüşhane İl Başkanlığı’nda partililerle bir araya geldi. Tarihi Süleymaniye Mahallesi’nde de incelemelerde bulunan Ersoy, bölgedeki çalışmalar hakkında yetkililerden bilgi aldı. Bakan Ersoy, son olarak Balyemez Konağı’nı ziyaret ederek, kentteki programını tamamladı.



Bakan Ersoy: "Satala Antik Kenti’nin kültür ve turizm hayatına en güçlü şekilde katılmasını sağlayacağız"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Diyanet İşleri Başkanı Arpaguş: "Üç aylar, bizler için durup düşünme, hayatımızı yeniden gözden geçirme, günahlarımız için af dileme fırsatıdır" Diyanet İşleri Başkanı Safi Arpaguş, "Üç aylar, bizler için durup düşünme, hayatımızı yeniden gözden geçirme ve samimiyetle Rabbimize yönelerek kulluk hususundaki eksikliklerimizi giderip hata ve günahlarımız için af dileme fırsatıdır" dedi. Diyanet İşleri Başkanı Arpaguş, Recep, Şaban ve Ramazan aylarını kapsayan mübarek üç ayların başlamasıyla ilgili bir mesaj yayımladı. Arpaguş, üç ayların insanın hayatını yeniden göz geçirmesi, Allah’a yönelerek kulluk konusundaki eksikliklerini gidermesi ve günahlardan af dilemesi için fırsat olduğunu belirtti. "Üç aylar, bizler için durup düşünme, hayatımızı yeniden gözden geçirme, günahlarımız için af dileme fırsatıdır" İçerisinde nice feyiz, bereket ve hikmetler barındıran mübarek üç aylara kavuşmanın sevincinin yaşandığını ifade eden Arpaguş, "Bugün itibariyle mübarek ayların ilki olan Recep ayına girmiş bulunuyoruz. Manevi hayatımızda müstesna bir yere sahip olan, zihin ve gönül dünyamızda derin manalar taşıyan bu özel zamanlara bizleri ulaştırdığı için Yüce Rabbimize hamd ediyoruz. Bu kıymetli vakitlerin her anını hakkıyla değerlendirebilmeyi bizlere nasip etmesini Cenab-ı Hak’tan niyaz ediyoruz. Yüce Rabbimiz dünya hayatını bizim için bir imtihan sahası kılmış ve bizlere en büyük sermaye olarak ömür nimetini bahşetmiştir. Hiç şüphesiz ömür nimetinin her bir anı paha biçilemez bir hazine değerindedir. Ne var ki insan çoğu kez gaflete düşerek bu nimetin değerini yeterince fark edememektedir. İşte üç aylar ve bu ayların içinde barındırdığı mübarek gün ve geceler, vaktin kadrini bilmemize ve zaman bilincini yeniden kuşanmamıza vesile olan bir maneviyat iklimidir. Hayatın hızlı akışı içinde ruhların dünya meşgalesi ile yorgun düştüğü bir vasatta idrak edilen üç aylar, bizler için durup düşünme, hayatımızı yeniden gözden geçirme ve samimiyetle Rabbimize yönelerek kulluk hususundaki eksikliklerimizi giderip hata ve günahlarımız için af dileme fırsatıdır" dedi. "İbadetlerimizi daha düzenli, daha ihlaslı ve bilinçli bir şekilde yerine getirmenin gayreti içinde olmalıyız" Aynı zamanda Arpaguş, mesajında şu ifadelere yer verdi: "Peygamber Efendimiz, ‘Allah’ım Recep ve Şaban aylarını bize bereketli kıl ve bizi Ramazana ulaştır’ diye dua ederek bu mübarek zamanların önemine dikkat çekmiş; bu aylarda ibadetini artırmış ve müminleri de buna teşvik etmiştir. Dolayısıyla bu müstesna zamanlar vesilesiyle her birimiz ibadetlerimizi daha düzenli, daha ihlaslı ve bilinçli bir şekilde yerine getirmenin gayreti içinde olmalıyız. Niyetlerimizi, sözlerimizi ve davranışlarımızı gözden geçirerek daha samimi bir Müslüman ve daha iyi bir insan olma azmimizi pekiştirmeliyiz. Geçmişimizin muhasebesini yaparak hayatımıza çeki düzen vermek ve eksiklerimizi gidermek için bu mübarek vakitleri bir fırsat bilmeliyiz. Bu vesileyle aziz milletimizin ve tüm İslam âleminin üç aylarını tebrik ediyorum. İbadet, taat ve dualarımızı kabul buyurmasını, iyiliklerimizi katından bir rahmetle bereketlendirmesini Yüce Rabbimizden niyaz ediyorum."
Adana Kargoyu aracından inmeden bahçeye fırlattı Adana’da bir kargocu, müşterisine teslim edeceği kargoyu aracından inmeden bahçeye fırlattı. O anlar güvenlik kamerasınca kaydedildi. Olay, 18 Aralık’ta merkez Seyhan ilçesine bağlı Narlıca Mahallesi’nde meydana geldi. İnternetten bir ürün sipariş eden Sinem Şahin (20), kargosunu teslim alacağı gün evde olmadığı için kargocudan ürününü müstakil evinin giriş kapısına bırakmasını istedi. Eve geldiğinde kargosunun kapı yerine bahçenin ortasında olduğunu fark eden Şahin, durumdan şüphelendi. Güvenlik kamerası kaydetti Evinin güvenlik kamerasını inceleyen Şahin, kargocunun, adrese geldiğinde aracından inmeden kargoyu bahçeye fırlattığını gördü. Görüntüleri sosyal medyada paylaşan Sinem Şahin’in videosu viral oldu. Şahin, "Kargomu getirmek için kargocu beni aradı, evde olmadığımı söyledim ve kapıya bırakmasını rica ettim. Kargomu eve gelince kapı yerine bahçede görünce güvenlik kamerasına baktım ve kargocunun temassız teslimat yaptığını gördüm. Videoyu paylaşınca çok fazla izlendi. Kargocuyla da görüştüm ve videonun tuttuğunu, eğlenceli bir video olduğunu söyledi" ifadelerini kullandı. Ürününün kırılacak bir ürün olmadığını ancak kargocuların dikkatli olması gerektiğini de belirten Şahin, "Kargomda kırılacak bir ürün yoktu ancak kırılacak bir ürün de olabilirdi. Kargocuların daha dikkatli olması gerek" dedi.
Antalya Antalya’dan toplanıp, Avrupa’ya gönderiliyor İlaç, gıda, kimya, boya ve kozmetik sektöründe kullanılan defne yaprağı, Antalya’nın Akseki ilçesindeki orman köylüsüne geçim kaynağı oldu. Akseki’nin Sinanhoca Mahallesi’nde her yıl aralık, bazı yıllar ocak-şubat aylarında yaklaşık 4 haftalık dönemde hasadı yapılan defne yaprağı, yaklaşık 100 aileye önemli ölçüde gelir sağlıyor. Meydanda toplanıp tartımı yapılan defne yaprakları kilosunu 25 liradan firmalar tarafından yerinde alınıp işlenmek üzere götürülüyor,işlenmiş ürünler ise Avrupa’ya ihraç ediliyor. "3 bin dönümlük arazi üçe bölünüyor" Akseki Orman İşletme Müdürlüğünden alınan izin ile yaklaşık 3 bin dönümlük arazideki ormanlık alanı 3’e bölüp köy sınırları içerisinde kendiliğinden doğal ortamda yetişen defne ağaçlarının 3 yılda bir hasat yapılıyor. Hasat zamanında çoluk çocuk şafak vakti evlerinden çıkıyor. Dik yamaçlarda, kayalıkların arasındaki ağaçlardan defne yaprağı toplayan köylüler, traktör römorklarına yükledikleri defne çuvallarını, köy meydanında istifliyor. "Antalya’nın defne yaprağı ihracata gidiyor" Köylüler topladıkları defne yapraklarını köy meydanına getiriyor. Meydanında toplanan tartımı yapılan defne yapraklarını kilosunu 25 liradan satın alan çeşitli İzmir firmaları, işlemek üzere İzmir’e götürüyor. Özellikle ilaç, gıda, kimya, boya ve kozmetik sektörlerinde kullanılan defne yaprakları ya da işlenmiş ürünler Amerika ve Avrupa ülkelerine ihraç ediliyor. Yılın bu döneminde köylülerin büyük çoğunluğu defne kesimiyle uğraşıyor. 5 kişilik bir aile ortalama 60 bin lira gelir elde ediyor "Bu yıl 150 ton defne" Sinanhoca Mahallesi Muhtarı Erol Büyükarslan, bu orman arazisinde yetişen defne ağaçlarının kalite oranının yüksek olduğunu söyledi. Sinanhoca bölgesinin defne yaprağının Türkiye’deki en iyi defne yaprakları arasında yer aldığını dikkat çeken Büyükarslan, köylüler için önemli bir gelir kaynağı olan defne yaprağında geçen yıl 350 ton ile rekor kırmıştık. Bu sezon ise 150 ton defne yaprağı toplandı. Bunun nedeni ise bu yıl kesim yapılan bölmede defnenin daha az olmasından kaynaklandığını söyledi. Büyükarslan, "Kilosunu da bu yıl çok iyi fiyata verdik. 25 liradan ihale ederek satışını gerçekleştirdik. Geçen yılda 19 lira 30 kuruştan satmıştık. Köy halkı bu yılda çok iyi bir gelir elde etti. Defne, alıcı firmalar tarafından işlendikten sonra yurt dışına ihraç edilerek ülke ve ilçe ekonomisine de önemli katkı sağlıyor" dedi. "İşletme müdürlüğü gözetiminde toplanıyor" Akseki Orman İşletme Müdürlüğü yetkilileri ise belediyeye ait özel ağaçlandırma sahalarının 1987 yılında koruma altına alındığını belirterek, 3 bölgeye ayrılan alanda defne kesimi yapıldığın vurguladı. İlaç ve kozmetik sanayisinde kullanılan ürünün yöre sakinleri için de önemli bir gelir kapısı olduğunu ifade eden yetkililer, işletme müdürlükleri gözetiminde defne yaprağı toplandığını belirtti. Defne kesimi yaparak aile bütçesine katkı sağlayan Hasan Hüseyin Arslan, her yıl dönüşümlü olarak defne kesimi yaptıklarını ve köylü olarak kesime hep birlikte girdiklerini, her yıl başka bölgelerde kesim yaptıklarını söyledi. Arslan,"Kesimi de zor. Köyde 70-80 aile çor çocuk defne kesimi yapıyoruz. Bizim için çok önemli bir geçim kaynağı" diye konuştu. "Defne Yaprağının şifaları" Defne yaprağı taze veya kurutulmuş halde kullanılabiliyor, ancak daha güçlü aroması nedeniyle kurutulmuş olarak kullanımı daha yaygın olarak kullanılıyor. Defne yaprakları, tanenler, flavonoidler, alkaloidler, linalol, öjenol, metil kavikol ve antosiyaninler gibi anti-inflamatuar, diüretik, antioksidan, sindirim ve anti-romatizmal özelliklere sahip maddeler içerirken mutfakta kullanımının ötesinde, yüzyıllardır tıbbi özellikleri nedeniyle tercih edildiği biliniyor. Ayrıca çaylarda, yağlarda ve doğal ilaçlarda da kullanılırlar.