KÜLTÜR SANAT - 16 Eylül 2024 Pazartesi 13:27

Dünyaca ünlü arkeologlar Satala Antik Kenti’ndeki kazıları yerinde inceledi

A
A
A
Dünyaca ünlü arkeologlar Satala Antik Kenti’ndeki kazıları yerinde inceledi

Roma İmparatorluğu’nun doğu sınırında günümüze kadar ulaşabilen ve Anadolu’da kazı çalışması yapılabilen tek Roma lejyon kalesi olan Satala Antik Kenti dünyaca ünlü arkeologları misafir etti.


Gümüşhane’nin Kelkit ilçesine bağlı Sadak köyündeki Satala Antik Kentinde 7 yıl önce başlayan arkeolojik kazı çalışmaları devam ediyor. Bugüne kadar çok sayıda tarihi yapıya ulaşılan kazı çalışmalarında 5 bin yıllık geçmişi bulunan eserler ortaya çıkarılırken, Anadolu tarihini değiştirecek bilgilere ulaşıldı.


Kazı çalışmaları Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın Gümüşhane Valiliği ve İl Özel İdaresi ile Kelkit Kaymakamlığı ve Kelkit Belediyesi’nin katkılarıyla gerçekleştirilen kazı çalışmaları Karadeniz Teknik Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Elif Yavuz Çakmur ve ekibi tarafından sürdürülüyor.


Yapılan çalışmalar Nekropol ve Castrum alanlarında da sürerken Nekropol alanında 16 lejyoner mezarı bulunurken, bu alanda bir de kadın mezarının bulunması bilim insanlarını şaşırttı.


Öte yandan Avrupa’nın en önemli arkeolojik kongrelerinden birisi olan ve bu yıl Batum’da gerçekleştirilen Roma Sınır Çalışmaları Kongresi’nde de gündeme gelen Satala Antik Kenti’nde çalışmalar hız kesemeden devam ederken, kongreye katılan 30 ülkeden 69 dünyaca ünlü arkeolog da bugün antik kenti ziyaret ederek incelemelerde bulundu.



“Roma Lejyoner Zırhı yakında Gümüşhane’de sergilenecek”


Geçen aylarda aynı bölgeden çıkarılan ve restore edilen Roma Lejyoner Zırhı’nın da önümüzdeki günlerde Gümüşhane’de sergileneceği müjdesini veren AK Parti Gümüşhane Milletvekili Av. Celalettin Köse, “Ben burada dünyanın çeşitli ülkelerinden tarih ve arkeoloji tutkunlarının gezeceği günleri hayal ediyorum demiştim ve çok şükür bugün burada dünyanın 30 ülkesinden Almanya’dan, İnigiltere’den, Romanya’dan, Rusya’dan muhtelif ülkelerinden dünyanın en önemli arkeologlarının olduğu bir heyet Satala Antik Kenti’ni ziyarete geldiler onlar da buranın kıymetini anladılar. Toprağın üzerini örttüğü tarihi kalıntılar gün yüzüne çıktıkça buranın tüm dünyada kabul gören bir turizm potansiyeli olacak. Çünkü burası dünyanın çeşitli medeniyetlerine ev sahipliği yapmış kimliği olan bir köy, tarihi kimliği haiz bir antik kent bizim tek hedefimiz bundan sonra burada bir müze yaptırabilmek ve buraya gelen turistleri Kelkit’in sokaklarında gezdirip Kelkit’in dönerinden ikram etmek olacaktır. Kelkit ve Gümüşhane’nin turizm noktasında yarınları bugünlerimizden daha güzel olacaktır. Bu bir milattır, bu heyetin bu misafirlerin her biri üniversitelerde bölümlerinde uzman dünyaca ünlü profesörlerden oluşuyor. Ülkelerine gittiklerinde Kelkit’i ve Satala Antik Kenti’ni anlatacaklar. Turizm Bakanımız Kültür Mirası listesine dahil edilmesinde sağ olsunlar bizim ısrarlarımızı kırmadılar buranın tarihi kimliğini kendilerine anlattık uygun gördüler. 2027 yılının sonuna kadar burada hiçbir ödenek sıkıntısı olmadan kazı çalışmaları hızla devam edecektir. 2 bin 800 yıllık olduğu söylenen Urartu Kemeri buradan çıkarılarak Gümüşhane şehir müzesinde sergileniyor. Aynı şekilde buradan çıkarılan Roma Lejyonerlerine ait zırh da Erzurum’da sergilenmekte, biz de onu önümüzdeki günlerde belki 1 hafta 10 gün içerisinde Gümüşhane Müzesine getirip inşallah onu da Gümüşhane müzesinde sergilenecek hale getireceğiz. Satala Antik kenti ilimizin turizm potansiyelini arttıracak” dedi.



“16 adet lejyon mezarı yanında bir kadın mezarı bulduk”


Bölgede çalışmaların Ekim veya Kasım aylarının sonlarına kadar devam edeceğini dile getiren Satala Antik Kenti kazı başkanı ve Karadeniz Teknik Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Elif Yavuz Çakmur, “2024 yılı Satala kazı çalışmaları yaklaşık 16 Temmuz’da başladı 2 aylık bir çalışma sürecimiz oldu. 18 kişilik bir ekiple uluslararası üniversitelerden de hocalarımızla bilimsel heyetle birlikte kazı çalışmalarına başladık. Bu çalışmalarda yaklaşık olarak hem Castrum yapısında hem de Nekropol alanında eş zamanlı çalışma yürütmekteyiz. Castrum’da bulunan C3 açmasında genişleme çalışması oldu yine geçmiş yıllarda bulduğumuz duvar yapılarının da beraberinde ilerlediğini gördük. Biz bu alanlarda çeşitli birçok cam, metal ve pişmiş toprak eserlerle karşılaştık. Hatta bir mobilya aksamı olarak nitelendirebileceğimiz metal bir bronz obje de açığa çıkarıldı. Bu açmalarda sütun başlıkları ve sütun gövdeleri de açığa çıkarıldı. Bizim için bu sene en önemli projelerden biri de Bakanlığımız tarafından ‘Geleceğe Miras’ projesi kapsamında desteklenen Satala Antik Kenti de bulunmakta. Bu proje kapsamında en büyük çalışmamızı ise Nekropol alanında sürdürüyoruz. 1 buçuk 2 aydır süren çalışmalarda 16 adet lejyon mezarı bulduk. Bu mezarlar içerisinde bize ilginç gelen bir kadın mezarıyla karşılaşmamız oldu. Gelecek antropolojik verilerle de daha detaylı bilgilere sahip olacağız. Ekim veya Kasım ayının sonlarına kadar kazı çalışmalarımızı sürdürmeyi planlıyoruz. Bir lejyon mezarı olarak adlandırılan yapıda kadın mezarıyla karşılaşmamız aslında orada bir mekân bulduk ve buranın yanına açılmıştı muhtemelen bu kadın mezarı geç dönemde kullanılmak üzere açılmış ve dediğimiz gibi geç dönemde açılmış. Gelecek antropolojik verilerle bunu daha sağlıklı olarak yorumlamamızı sağlayacak. Arka tarafta gördüğünüz sağlık ocağı bizim restorasyon sürecinde rölövesi alındıktan sonra bir lejyon barakasına ve karşılama merkezine dönüştürüleceği bir projemiz var bu projelerde ayrıca bizim kemerli yapı diye adlandırdığımız yapıda bir koruma projesi bulunmakta. Satala dediğimizde aslında çok bilinmeyen bir yapı olan Roma havuzu üzerinde de bir çalışma devam etmekte. Şu an günümüzde bir sac ile kapatılan yapı üzerinde bir üst örtü yapılması planlanmakta. Roma Limes Kongresi olarak isimlendirilen Avrupa’nın en önemli kongrelerinden birisi olan kongre bu yıl Batum’da gerçekleştirildi. Bu kongrenin ziyaretçisi olan arkeologlar Satala’yı da son durak olarak belirlediler. Bizde bugün onları Satala’da ağırlamaktan mutluluk duyuyoruz. Çünkü bu çok büyük bir kongre ve sadece 3 yılda bir gerçekleştiriliyor. Biz de bu tür işbirlikleriyle sürekli Satala’yı öne çıkarmayı hedefliyoruz” ifadelerini kullandı.



“Burada bulunması gereken daha çok eser var”


Roma Sınır Çalışmaları Kongresi’nin ardından Satala Antik Kenti’ni ziyarete gelen Almanya’nın Baden-Württemberg eyaletinde bulunan Anıtlar Kurulu yetkilisi ve Uluslararası Limes Kongresi Direktörü Dr. Andreas Thiel, “Biz Roma Arkeolojisi uzmanları olarak lejyonların nerede olduğunu biliyorduk, üniversitede her öğrencimiz lejyonların nerede olduğunu bir nokta olarak bilmek zorundadır. Hepimiz burayı biliyorduk ama hiçbirimiz buraya gelme şansını bulamamıştık. Normalde Roma lejyonu büyük bir şehrin kuruluşuna öncülük eder arkeologlar için büyük bir şans çünkü üzerinde yerleşim olmadığı için kazı yapılabilir bir noktada. Bilim insanlarının kafasındaki en büyük soru ise burada böylesine bir lejyon varken neden büyük bir şehrin oluşmadığı. Herkes için buradaki buluntular turizmin canlandırılması için çok önemli. Eminim ki burada bulunması gereken daha çok eser var” diye konuştu.



Dünyaca ünlü arkeologlar Satala Antik Kenti’ndeki kazıları yerinde inceledi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Bakan Tunç: "Hedefimiz, anayasa borcumuzu milletimize ödemektir" Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "Bizim hedefimiz, Türkiye Yüzyılı’nı darbe ürünü bir anayasayla değil, temel hak ve özgürlükleri önceleyen yeni bir toplum sözleşmesiyle karşılamak, demokratik, sivil, katılımcı bir anayasa borcumuzu milletimize ödemektir" dedi. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Ankara Hakimevi’nde yapılan, ’İnsan Hakları Kurumları Değerlendirme Toplantısı’na katıldı. Toplantıda, TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Cüneyt Yüksel, TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu Başkanı Derya Yanık, TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Serap Yazıcı Özbudun ile TİHEK Başkanı Fahrettin Altun yer aldı. Son 23 yılda atılan adımların Türkiye’yi yüksek standartlı demokrasi hedefine taşıyan köklü bir dönüşümün yapı taşları olduğunu ifade eden Bakan Tunç, "Anayasanın 90. maddesinde yaptığımız değişiklikle usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin anlaşmalarla; kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi halinde milletlerarası antlaşma hükümlerinin esas alınacağını düzenledik. 2003 yılında 4982 sayılı kanunla yürürlüğe giren bilgi edinme hakkını 2010 Anayasa değişikliğiyle Anayasal güvenceye kavuşturarak, demokratik bir yönetimin temel unsurlarından biri olan bilgi edinme hakkını güçlendirdik. Böylece vatandaşlarımızın devlete erişimini, denetim ve katılımını daha şeffaf ve güvenilir bir zemine kavuşturmayı amaçladık. Vatandaşlarımızın insan hakları ihlallerinde AİHM’ne başvurmadan önce hakkını kendi ülkesinde arayabilmesi için Bireysel başvuru imkanını getirdik. İdarenin her türlü eylem ve işlemleri nedeniyle mağdur olduğunu düşünen vatandaşlarımızın haklarının takibi noktasında kurumsal bir mekanizmayı, Kamu Denetçiliği Kurumu’nu ihdas ettik. İnsan onurunu koruyan, ayrımcılığa karşı herkes için eşitlik ilkesini güçlendiren daha sağlam bir kurumsal yapı oluşturmak amacıyla Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu’nu hayata geçirdik" dedi. "Anayasa Mahkememizin yapısını daha demokratik hale getiren düzenlemeleri hayata geçirdik" TİHEK ile birlikte, insan hakları ihlallerini izleyen, ayrımcılığı önleyen ve devletin tüm kurumlarında eşit muamele standardını güvence altına alan bağımsız ve etkin bir mekanizmayı ülkeye kazandırdıklarından bahseden Bakan Tunç, "Anayasamızda yapılan değişikliklerle kadın haklarından çocuk haklarına; temel hak ve özgürlükleri güçlendiren ve genişleten reformları milletimizin onayıyla hayata geçirdik. Anayasamızda hukuk devleti ilkesini güçlendiren, yüksek standartlı bir demokrasi için önemli yapısal reformları gerçekleştirdik. Bu kapsamda; Hakimler ve Savcılar Kurulu ile Anayasa Mahkememizin yapısını daha demokratik hale getiren düzenlemeleri hayata geçirdik. Devlet Güvenlik Mahkemelerinin kaldırılmasından Milli Güvenlik Kurulunun sivilleştirilmesine, askeri yargının kaldırılmasından sıkıyönetim ilanına izin veren Anayasa maddesinin kaldırılmasına; darbecilerin yargılanmasına engel olan Anayasa’nın geçici 15. maddesinin kaldırılmasına varıncaya kadar önemli reformlara imza attık" ifadelerini kullandı. Tunç, söz konusu bu reform belgeleri çerçevesinde bugüne kadar yargı ve insan hakları alanında ciddi mesafeler kat ettiklerinden bahsetti. "Hedefimiz demokratik, sivil, katılımcı bir Anayasa borcumuzu milletimize ödemektir" İnsan hakları alanında yürütülen özverili çalışmaların, ülkenin demokratik standartlarını yükselten önemli reformlar olduğuna değinen Tunç, "Bizim hedefimiz, Türkiye Yüzyılını darbe ürünü bir Anayasayla değil, temel hak ve özgürlükleri önceleyen yeni bir toplum sözleşmesiyle karşılamak, demokratik, sivil, katılımcı bir Anayasa borcumuzu milletimize ödemektir. İnsan haklarına ilişkin ülkemizdeki tüm kurumların aynı masa etrafında buluştuğu bu toplantının, ortak aklı ve kurumsal iş birliğini daha da güçlendirecek önemli sonuçlar üreteceğine yürekten inanıyorum. Bugün ortaya koyacağımız değerlendirmeler, yalnızca bugünün çalışmalarına yön vermeyecek; Türkiye’nin insan hakları standartlarını daha ileriye taşıyacak yeni adımların da kapısını aralayacaktır" ifadeleriyle konuşmasını noktaladı.
Karabük KBÜ’de Odyometri öğrencilerine Uygulamalı eğitim verildi Karabük Üniversitesi (KBÜ) Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Odyometri Bölümü, işitme cihazları ve uygulama süreçlerine yönelik kapsamlı bir eğitim programı düzenledi. Karabük Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Kırışık’ın uygulamalı eğitim vizyonu doğrultusunda gerçekleştirilen etkinlik, üniversite-sektör iş birliğinin örnek bir modeli olarak planlandı. Program, öğrencilerin derslerde edindikleri bilgileri pratik uygulamalarla pekiştirmesine katkı sağladı. İşitme cihazı firması temsilcileri Odyolog Sude Nur Ekim, Odyolog Serhat Önkol ve Odyometrist Selahattin Sezen tarafından verilen teorik ve uygulamalı eğitimlere öğrenciler yoğun ilgi gösterdi. Programa Odyometri Bölümünden Dr. Öğr. Üyesi Emre Söylemez ile Öğr. Gör. Merve Kandazoğlu Erdem ve Öğr. Gör. Tuğba Ural da katıldı. Eğitimin ilk oturumunda modern işitme cihazlarının çalışma prensipleri, dijital işitme teknolojilerindeki yenilikler ve cihaz uygulama süreçlerine ilişkin bilgiler aktarıldı. Öğrenciler, işitme cihazlarının teknik altyapısına dair güncel bilgileri uzmanlardan dinleme fırsatı buldu. İkinci oturumda ise kulak kalıbı uygulamalarına yönelik teorik eğitim verildi ve öğrencilerin birebir deneyim kazandığı pratik çalışmalar gerçekleştirildi. Kulak kalıbı alım süreci, kullanılan materyaller, ölçüm teknikleri ve profesyonel uygulama örnekleri öğrencilere uygulamalı olarak aktarıldı. Odyometri Bölümü 1. ve 2. sınıf öğrencilerinin katıldığı eğitim programı, "İşitme Cihazları" ile "Kulak Kalıbı ve Uygulamaları" derslerini destekleyerek öğrencilerin mesleki bilgi ve becerilerini güçlendirdi. Etkinlik, öğrencilerin sektörde kullanılan güncel uygulamaları yerinde tanımasına imkân sundu. Program sonunda Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Durdane Yılmaz Güven, eğitim sürecine katkı sağlayan akademisyenlere ve sektör temsilcilerine teşekkür belgesi takdim etti.