GENEL - 23 Nisan 2019 Salı 14:45

Gümüşhane’de 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlamaları

A
A
A
Gümüşhane’de 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlamaları

Gümüşhane’de 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı nedeniyle bir dizi kutlama programı düzenlendi.

Gümüşhane’de 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı nedeniyle bir dizi kutlama programı düzenlendi.


Hükümet Konağı önündeki Atatürk Anıtına çelenk sunumuyla başlayan program Gümüşhane Kültür Merkezindeki salon programıyla devam etti.


Gazipaşa Ortaokulu tarafından hazırlanan resim sergisinin açılışının ardından Aysın Rafet Ataç İlkokulu tarafından hazırlanan salon programı izleyenlerin beğenisine sunuldu.


Velilerin yoğun ilgisi nedeniyle yer kalmayan salonda gerçekleştirilen ve 100’ün üzerinde öğrencinin görev aldığı programda halk oyunları gösterileri, şiir dinletileri ve öğrencilerin hazırladığı oyun ve müzik gösterileri sahnelendi.


29 saz, 29 söz müzik korosunun konseriyle sona eren programda konuşan Vali Kamuran Taşbilek, 23 Nisan tarihinin millet egemenliğinin, millet iradesinin tescil edildiği gün olduğunu belirterek, “Millet kendi kararıyla, kendi iradesiyle kendisinin geleceğine sahip olma konusunda çıkmış olduğu noktada bugünlere geldi. Bu günlere gelmemizde başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere kalkınma mücadelesinde emeği olan büyüklerimizin katkısı söz konusu. Kuruluş hikâyemiz de kan ve gözyaşı var ama her şeyden ziyade birlik ve beraberlik var. Bugün kaybetmememiz gereken en önemli hususun bu olduğu kanaatindeyim. Birlik ve beraberlik bu milletin kodlarındadır. Birlik ve beraberliğimizi muhafaza etmek zorundayız. Üzerimize oynanan her türlü oyunlara karşı uyanık olmak zorundayız. Birbirimize karşı sevgi ve muhabbetimizi kaybetmeden 82 milyon bütün millet bir gönülde olarak el ele gönül gönüle 1920’de çıktığımız yola devam etmek zorundayız” dedi.


Çocuklara “Geçmişimizi, tarihimizi, bu mücadelenin ne şekilde yapıldığını bilelim” tavsiyesinde bulunan Vali Taşbilek, Bu mücadele kanı emeği olan ecdadımızın hatırasına saygı gösterme adına birliğimizi ve beraberliğimizi lütfen muhafaza edelim. Bir olursak beraber olursak Allah’ın izni ile bugün geldiğimiz yolun çok daha ötesine geçeceğiz. Allah birliğimizi bozmasın” şeklinde konuştu.


İl Milli Eğitim Müdürü Seydi Doğan da bir milletin yedi düvele karşı mücadele vererek, küllerinden yeniden ortaya çıkış destanının adının 23 Nisan olduğunu belirterek, “Bugün 99 yıl önce Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerinin atıldığı ilk Milli Meclis olan ve Kurtuluş Savaşının kazanılmasında büyük rol oynayan Türkiye Büyük Millet Meclisinin açıldığı gündür. Sorumluluğumuzun bilincinde olarak evlatlarımızı millî ve manevî değerlerine bağlı, evrensel değerlere açık, çağına yön verecek bilgi ve beceriye sahip, fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller olarak yetiştirmek en temel amacımızdır. Çocuklarımızın yüzündeki tebessüm, gözlerindeki ışık ve yüzlerindeki umutlar bizlere daima güç vermektedir. Çocuklarımız ne kadar mutluysa ulus olarak o kadar umutlu olacağız” ifadelerini kullandı.


Buradaki programın ardından Vali Taşbilek, Yusuf Çiftçioğlu İlkokuluna geçerek hayırsever vatandaşların katkılarıyla yapılan Kebire Çiftçioğlu Robotik Kodlama Atölyesi açılışını gerçekleştirerek hayırsever işadamlarına plaket takdim etti. Damla gönüllülerinin eşliğinde öğrenciler okul bahçesinde hazırlanan programda gönüllerince eğlendi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Elazığ Fitness sporcusu sağlık çalışanı kadının başarı hikayesi görenleri hayran bıraktı Elazığ’da vücut geliştirme ve fitness şampiyonu eşi sayesinde spora başlayan sağlık çalışanı Tuba Yıldırım, 4 yıldır hem yaptığı spor hem de yaşam stiliyle dikkat çekiyor. Elazığ’da yaşayan 1 çocuk annesi Tuba Yıldırım, özel bir hastanede yıllardır sağlık çalışanı olarak görev yapıyor. Yıldırım, dünya vücut geliştirme ve fitness şampiyonluğu ve ikinciliği bulunan eşi Uğur Yıldırım ile ’sporcu beslenmesi’ farklılığı nedeniyle spora başladı. Yaklaşık 4 yıldır profesyonel vücut geliştirme ve fitness ile ilgilenen 34 yaşındaki Yıldırım, yaşam stili ve yaptığı sporla dikkat çekiyor. Aynı zamanda sağlık sektöründe çalışan Yıldırım, şampiyon eşi ile birlikte açtıkları salonda hem genç sporcu yetiştiriyor hem de önümüzdeki aylarda düzenlenecek olan Türkiye Vücut Geliştirme ve Fitness Şampiyonası’na hazırlanıyor. "Elazığ’da vücut geliştirme alanında kadın sporcu olarak tekim" Eşinin vesilesiyle bu spor başladığını ifade eden Tuba Yıldırım, "Yaklaşık 4 yıldır profesyonel olarak bu sporu yapıyorum. Eşimle tanıştıktan sonra bu spora başladım ve ondan sonra profesyonel olarak devam etmeye çalışıyoruz. Elazığ’da vücut geliştirme alanında kadın sporcu olarak bir ilkim. İnşallah bunu da şampiyonlukla taçlandıracağız. Önceliğimiz şampiyonluk ardından da dünyaya açılmak niyetindeyiz. Son yıllarda bir artış var ama kadın sporcu olmak biraz zorlu bir süreç oluyor. Kadınların biraz daha ilgisinin artmasını temenni ediyoruz. Ben sağlık çalışanıyım. Eşimle de bu meslekle vesilesiyle tanıştık ve ondan sonra eşim beni spora teşvik etti. Bu spor, sadece vücut geliştirme ya da kas oranı yükseltme anlamında değil, sağlık açısından çok önemli" dedi. 14 yıldır vücut geliştirme sporuyla ilgilenen eşi 33 yaşındaki Uğur Yıldırım ise, "Dünya şampiyonluğu ve dünya ikinciliğim var. Yaklaşık 5 senedir de kendi spor kulübümüzü işletiyoruz. Burada gençlere örnek olmaya ve insanları spora teşvik etmeye çalışıyoruz. Şu anki en büyük hedefimiz de birkaç şampiyonluk daha alıp gençlere daha çok örnek olmak, sporu ve sağlıklı yaşamı insanlara daha çok lanse edebilmek. Eşim bu spora beni görerek teşvik oldu. İlk tanıştığımız zaman kendisi sporla ilgilenmiyordu. Kendisi benden gördükçe hoşuna gitti. Ayrıca sporcu beslenmesi farklı olduğu için evde biraz uyumsuzluk oluyordu. Ya ben ona uyum sağlayacaktım ya o bana. Eşim şu anda Elazığ’da bu spor branşında eğer şampiyon olursa, bu dereceye ulaşmış ilk kadın sporcu olacak. Bu konuda kendisiyle gerçekten gurur duyuyorum. Bu zor bir spor. Kendisi çok iradeli. İnşallah, 14 hafta sonra bunu bir Türkiye şampiyonluğu ile taçlandıracağız” diye konuştu.
Hatay Evladından depremden bu yana haber alamayan anne: “Batuhan olsaydı gelirdi, öperdi hediyesini verirdi” HATAY (İHA) – Hatay’da asrın felaketinden bu yana 25 yaşındaki evladı Batuhan Güleç’ten haber alamayan Sema Güleç, bu yıl Anneler Günü’nü evladı olmadan geçirmenin burukluğunu yaşıyor. Kahramanmaraş merkezli depremlerde Hatay’da 25 bine yakın insan vefat etmiş ve çok sayıda vatandaştan depremden sonra haber alınamamıştı. Asrın felaketinin üzerinden 16 aydan fazla süre geçmesine rağmen yakınlarından gelecek haberi bekleyen vatandaşların da umutlu bekleyişi devam ediyor. Bu insanlardan biri de Hatay’ın İskenderun ilçesinde yaşayan Sema Güleç. Acılı anne mimarlık bölümü mezunu 25 yaşındaki evladı Mustafa Batuhan’dan aylardır haber alamıyor. Depreme İskenderun ilçesi Numune Mahallesi Güleryüz Apartmanı’nda yakalanan Mustafa Batuhan, asrın felaketinin ardından adeta yok oldu. Acılı anne Sema Güleç, evladından gelecek haberi aylardır umut içerisinde bekliyor. “Deprem anında evden dışarıya çıktık, zaten ilk önce oğlum aklıma geldi” Evladının yaşadığı binaya depremden 20 dakika sonra gittiğini dile getiren 53 yaşındaki Sema Güleç, oğlu Batuhan’ı nüfustan düşürmek istemediğini belirterek “6 Şubat depreminden sonra oğlum Mustafa Batuhan Güleç’e hiçbir şekilde ulaşamadım, oğlumu arıyorum. Deprem günü oğlum iş yerinin üzerindeki yine diğer evimizde kalıyordu, tekti. Ben de buradaydım, kendi diğer evdeydi. Deprem anında evden dışarıya çıktık, zaten ilk önce oğlum aklıma geldi. Dedim Batuhan’ın yanına gidelim, kızımla, damadımla birlikte o tarafa gittik ve binanın yıkıldığını gördük. Bina yıkıldıktan 20 dakika sonra ordaydım. Depremin ardından ben çok kaygılandım, araştırma yaptım daha bir şey çıkmadı, yani nüfustan düşürme olayı olmadı. Fakat bu kimilerinde miras konusu oluyor bazı işlemlerden dolayı isteğe karşı isteğe karşılıklı düşürülüyormuş nüfustan onu öğrenince biraz rahatladım. Ben daha evladımı arıyorum. Ben oğluma nüfustan düşürme ya da gaiplik verilmesini istemiyorum. Daha arıyorum, yani vefat ettiyse bana mezarını versinler. Yoksa ben kabul etmiyorum, nüfustan düşürmeyi, gaiplik verilmesini onu asla kabul etmiyorum” dedi. “Batuhan olsaydı gelirdi, öperdi hediyesini verirdi” Anneler Günü yaklaştıkça içini burukluk kapladığını dile getiren Sema Güleç, “Anneler Günü yaklaştıkça benim içimi bir burukluk kaplıyor. Benim diğer çocuklarım var ama hiçbiri birinin yerini tutmuyor. Hepsi ayrı ayrı Batuhan olsaydı gelirdi, öperdi hediyesini verirdi. Beraber geçirirdik, gerçekten Anneler Günü’nün yaklaşmasını istemiyorum. Oğlum yanımda olmadığı için artık Anneler Günü’nün gelmesini istemiyorum. Oğlum olmadığı için çok zor bir durum” şeklinde konuştu.