KÜLTÜR SANAT - 22 Ağustos 2025 Cuma 09:31

Yunan keşişlerden Gümüşhane’deki Hutura Kilisesi’ne ziyaret

A
A
A
Yunan keşişlerden Gümüşhane’deki Hutura Kilisesi’ne ziyaret

Yunanistan’dan gelen Ortodoks keşişleri ve beraberindeki grup, Gümüşhane’nin Alemdar köyündeki tarihi Hutura Kilisesi’ni ziyaret etti.


Gümüşhane’nin merkeze bağlı Alemdar köyünde bulunan tarihi Hutura Kilisesi, Yunanistan’dan gelen Ortodoks keşişleri ve beraberindeki yaklaşık 20 kişilik grup tarafından ziyaret edildi. 14. yüzyılın ilk yarısında Trabzon Prensi Aleksios Komnenos tarafından yaptırılan, 1509’da keşiş Ananias ve 1624’te Georgios Stratilatis tarafından onarılan kilisenin ayrıca Sultan II. Abdülhamid döneminde onarıldığını gösteren yazıtı da bulunuyor.


Köy girişindeki meyilli arazinin düzeltilmesi sonucu oluşturulan kilise, şapel ve çeşitli yapılardan meydana geliyor. Atalarının yaşadığı topraklara gelmekten duydukları memnuniyeti dile getiren grup Ortodoks mezhebinin Karadeniz’de bulunan 3 kutsal kilisesinden biri olarak kabul edilen Hutura Kilisesi’nin yılların etkisiyle harap duruma geldiğini söyleyerek yeniden ayağa kaldırılması için devletten destek talebinde bulundu.



"Dinî olarak çok önem verdiğimiz bir bölge"


Bölgenin din temelinde insanların önemli bir buluşma noktası olduğunu ifade eden Aziz Grigorios Manastırı Keşişi Grigorios Grigoriadis, "Burada yaşamış dedelerimiz için buraya geldik. Burası bizim dini olarak çok önem verdiğimiz bir bölgedir. Atalarımız ayak bastığı ve yaşadığı önemli bir yer. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin büyük bir sevgi ve saygıyla bu topraklarda bulunan mabetlerimizi onardığını gördüm. Duamız şu ki Allah Türk hükümetine yardımcı olsun bu yerlerin restorasyonu için ve ayrıca Hudura Kilisesi’ni de restore etmesi için güç kuvvet versin. Bu bölge bütün insanların buluştuğu bir yer. Irk olarak değil din vasıtası ile burada buluşuyoruz. Bu topraklar Roma İmparatorluğu’nun devamıdır. Ondan sonra Bizans İmparatorluğu’na geçtiler, daha sonra Osmanlı Devleti’nin, şimdi de Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin varlığıyla kendisini var ettiriyor. Burada yaşayan Ortodokslar sadece Yunanlı değildi başka etnik kültüre sahip insanlar da yaşıyordu bu bölgede. Ben 3 kez buraya geldim. Her seferinde de burada yabancı olmadığımı hissediyorum. Ayrıca geçmişte istemeden ayrıldığımız insanları ziyaret ediyorum" dedi.



"Harap haline rağmen Yunanistan’dan ziyaretçiler geliyor"


Tarihi kaynaklarda bölgenin Ortodokslar için önemine dair önemli ifadeler yer aldığını söyleyen Gümüşhane Alemdar Köyü Muhtarı Okan Berker, "Burası köyümüzde Rum’lardan kalan tarihi bir manastır. Tarih kitaplarında 1300’lü yıllardan itibaren kayıt altında. Bu harap haline rağmen manastırımıza ziyaretçiler geliyor. Onlar da kendileri için kutsal bir toprak olduğunu ifade ediyorlar. Bu haline rağmen düzenli olarak ziyaret ediyorlar ve restore edilmesi için istekleri var. Bu yapının restore edilmesinin memleketimize de katkıları olacağını düşünüyorum. Geçmişte burası bölgesel bir hac bölgesiymiş onlar için" diye konuştu.



Yunan keşişlerden Gümüşhane’deki Hutura Kilisesi’ne ziyaret

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara HAK-İŞ Başkanı Arslan: "Setlerde yatıp kalkmak zorunda kalan insanların temel pek çok haklarından mahrum bırakılması bizi üzüyor" Hak İşçi Sendikaları Konfederasyonu (HAK-İŞ) Genel Başkanı Mahmut Arslan, "Özellikle 1 buçuk, 2 saat süren dizi sürelerinin aynı zamanda insan hakları ihlali olduğunu düşünüyoruz. O setlerde yatıp kalkmak zorunda kalan insanların gerçekten temel pek çok haklarından mahrum bırakılması ve kendilerinin gerçek anlamda bir sendikasının olmaması bizi ciddi şekilde üzüyor" dedi. Kültür ve Turizm Bakanlığı katkılarıyla uluslararası alanda gerçekleştirilen ’HAK-İŞ 14’üncü Uluslararası Kısa Film Yarışması’ ödülleri sahiplerini buluyor. Ankara’da bir otelde düzenlenen yarışmanın ödül töreninde, ulusal ve uluslararası kategoride 4 dalda toplam 8 ödül ve ’Sendikacı Gözünden’ kategorilerinde ödüller verildi. Törene, HAK-İŞ Genel Başkanı Arslan, yarışmacılar, aileleri ve davetliler katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan tören, gün özelinde hazırlanan tanıtım filminin seyredilmesiyle devam etti. Şiir ve balaban dinletisinin ardından açılış konuşmalarına geçildi. "Biz bütün kültür ve sanat alanında yeni şeyler yapmaya çalışıyoruz" Sanat ve kültürün sinemayla, dizilerle sınırlı olmadığını belirten Arslan, "Biz bütün bu kültür ve sanat alanında yeni şeyler yapmaya çalışıyoruz. 50’nci yılımız etkinliğinden bir tanesi Türkiye’nin gerçekten hepimizin tanıdığı, gurur duyduğu büyük sanatçılarımızın birer tane eserini Ankara’da Resim Heykel Müzesi’nde sergiledik ve o eserlerin satışını ressamlarımız Filistinlilere bağış olarak gerçekleştirdi. Resim yarışmalarımızdan başlayarak ebru sanatını tekrar ihya etmek, özellikle meddah diplemeleriyle ilgili unutulmuş sanatlarımızı yeniden toplumla buluşturma çabalarımız daha birçok çalışmalarımızla beraber HAK-İŞ, kültür ve sanat alanında da yeni damarları açmaya devam edecek. Sizlerden desteğimiz bizi bu konuda daha çok teşvik etmeniz, bu konudaki çalışmalarımıza destek olmanız ve bu işin sendikacılığımızın o temel kurallarından bir tanesi olduğunu da sizin de inanmanızı, bize de inandırmanızı istiyoruz. Özellikle Emek Hareketi’nin bir temsilcisi olarak sinema ve dizi sanatçılarının özellikle mevzuat açısından, örgütlenme açısından, sendikalaşma açısından da kendilerine her türlü desteği katkıyı vereceğimizi buradan ilan etmek istiyoruz" diye konuştu. "Setlerde yatıp kalkmak zorunda kalan insanların temel pek çok haklarından mahrum bırakılması bizi üzüyor" Dizi konusunda Türkiye’nin, dünyanın pek çok ülkesine ihracat yaptığını dile getiren Arslan, "Dizide görev alan emekçilerin, oyuncuların ve bu konuda gerçekten alın teri akıtan insanların haklarının aynı ölçüde korunmadığını görüyoruz. Özellikle 1 buçuk, 2 saat süren dizi sürelerinin aynı zamanda insan hakları ihlali olduğunu düşünüyoruz. O setlerde yatıp kalkmak zorunda kalan insanların gerçekten temel pek çok haklarından mahrum bırakılması ve kendilerinin gerçek anlamda bir sendikasının olmaması bizi ciddi şekilde üzüyor. Bir başka sorun toplumumuzu ne yazık ki bu uzun dizi saatleri başka bir noktaya taşıyor. Bunun tedbirlerin alınması gerekiyor" şeklinde konuştu. Arslan, konuşmasında Mevlana’nın pergel metaforuna atıf yaparak sendikal anlayışlarını anlattı. Pergelin sabit ayağı gibi değerlerine, inancına ve medeniyetine bağlı durduklarını, diğer ayağıyla ise tüm dünyaya açık, evrensel bir sendikal perspektif benimsediklerini ifade etti. HAK-İŞ’in hem milli duruşu hem de evrensel sendikal ilkeleri birlikte taşıyan bir hareket olduğunu vurgulayan Arslan, kuruluş felsefelerinden ve emek mücadelesine kattıkları ilkelerden vazgeçmeden yollarına devam edeceklerini kaydetti. Ödül alacak sanatçıların yanı sıra televizyon dizilerindeki oyunculuklarıyla tanınan, dizi ve sinema filmleri oyuncuları Arzu Balkan, Hakan Boyav, Koray Karaca, Zeynep Aytem, Fatih Küçük, Dursun Ali Erzincanlı ve Melahat Abbasova katılacak. Sanatçılara "Emeğe Saygı" plaketi takdim edilecek.