GÜNDEM - 24 Ocak 2023 Salı 11:46

1 milyon işçi solucan organik atıkları dönüştürüyor

A
A
A
1 milyon işçi solucan organik atıkları dönüştürüyor

Zeytinburnu Belediyesi’nin çevre dostu nesiller yetiştirmek amacıyla bin 718 metrekarelik bir alana kurduğu Çevre ve İklim Değişikliği Eğitim Merkezi’nde üretilen 1 milyon solucan yoğun mesai yapıyor. Başkan Ömer Arısoy, “Çöp depolama sahalarına gidecek organik atıkları sıfırlayarak 1 milyon işçi solucanı çatı ve bahçe tarımında kullanıyoruz” dedi.

Zeytinburnu Belediyesi’nin Çevre ve İklim Değişikliği Eğitim Merkezi çatısında Türkiye’de ilk kez gerçekleştirilen solucan gübresi üretimi devam ediyor. 1 milyonluk üretime ulaşan tesiste ayrıca kompost tesisi, yağmur bahçesi, arıcılık, çatı ve bahçe tarımı faaliyetleri ile ‘Sürdürülebilir Yaşam Alanları’ oluşturuldu.

“Çöpe gidecek organik atıklar sıfırlanarak faydalı bir ürün haline geldi”

Konu hakkında detaylı açıklamada bulunan Zeytinburnu Belediye Başkanı Ömer Arısoy, “Organik atıkları işlemek üzerine kurduğumuz kompost tesisinde sürekli akış sistemi ile solucan gübresi üretiyoruz. Zeytinburnu genelinde haftanın 6 günü kurulan pazar yerleri ile marketlerin manav reyonlarından topladığımız organik atıklar öncelikle kompost makinelerinde işleniyor. İşleyiş sonrasında oluşan bu toprak iyileştirici kompost ürünü ile her 15 günde bir solucanları besliyoruz. Bu güne kadar 9 ton kompost ürünü ile beslenen solucanlardan 1 milyon solucan gübresi üretimi gerçekleştirdik. Böylece çöp depolama sahalarına gidecek organik atıkları sıfırlayarak faydalı bir ürün elde etmiş olduk. Üretilen solucan gübreleri, eğitim merkezinde yer alan çatı ve bahçe tarımında kullanıyoruz. Sürdürülebilir bir anlayışla işleyen bu tesiste kompost makinelerinin enerjisi güneş panellerinden, solucanların nem ihtiyacını ise yağmur suyu hasadı uygulamalarından sağlıyoruz” dedi.

1 milyon işçi solucan organik atıkları dönüştürüyor

Çevre ve İklim Değişikliği Eğitim Merkezi’nde aynı zamanda yaşları 8-12 arasında değişen çocuklara yönelik iklim değişikliği ve sıfır atık konularında yüz yüze eğitimler de veriliyor. Organik atıkların işleyişinin yer aldığı eğitimlerle gıda güvenliği, çevre koruma ve sürdürülebilirlik kavramları ile gıda atıklarının geri dönüşümü, bu atıklardan katma değeri yüksek ürün elde edilmesi ve gıda israfını azaltmakta rol oynayacak kişisel sorumluluklarının bilincinde bir neslin yetişmesi amaçlanıyor.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Mesleki eğitimin kalitesi işbirlikleriyle yükseliyor Mesleki ve teknik eğitimin kalitesinin yükseltilmesi hedefiyle iş dünyası temsilcileriyle yakın ilişkiler oluşturan Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ), sektörün önde gelen firmalarıyla protokoller imzalamayı sürdürüyor. BUÜ Yönetimi, kendi alanında Türkiye’nin en iyi eğitim kurumlarından birisi olan Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu vasıtasıyla Çisiy Holding ile özel bir işbirliği yapacak. Hayata geçirilen protokol ile Tekstil Programı öğrencilerinin staj ve uygulama dersleri konusunda Holding bünyesindeki şirketlerden destek alınacak. Stajını bitiren ve mezun olan gençler için istihdam konusunda da kolaylıkların sağlanacağı protokole BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ferudun Yılmaz ile Çisiy Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Yalçın imza attı. Törende konuşan Rektör Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, Türkiye’deki 23 araştırma üniversitesi arasında yer aldıklarını ve bu sıralamada daha üst seviyelere çıkabilmek adına mücadele ettiklerini vurguladı. Üniversite olarak hem fakülte hem de meslek yüksekokulları anlamında Türkiye’ye son derece güçlü bir katkı sağladıklarını belirten Prof. Dr. Ferudun Yılmaz; “Son derece güçlü 15 meslek yüksekokuluna sahibiz. Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulumuz da bunların başında gelmektedir. Fakültelerimizde teori ağırlıklı eğitim verilirken, yüksekokullarımızda ise derslerimiz uygulama ağırlıklı geçmektedir. İş dünyasının da en fazla ihtiyaç duyduğu kısım bu oluyor. Üniversitemiz ve meslek yüksekokullarımız da bu anlamda çok büyük bir boşluğu dolduruyor. Nitelikli bireyler yetiştiriyor ve memleketin beşeri sermayesine katkı sağlamaya gayret ediyoruz. Bir taraftan bunu yaparken, diğer taraftan da projeler ve yayınlar üreterek çok daha kapsamlı bir yükseköğretim kurumu olmaya çalışıyoruz. Önümüzdeki yıl 50. yılımızı kutlayacağız. İnşallah çok daha iyi yerlere gelebilmek için var gücümüzle faaliyetlerimizi yürütmeye devam edeceğiz. Protokolümüzün de taraflara hayırlar getirmesini diliyoruz” şeklinde konuştu. Çisiy Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Yalçın ise 1978 yılında kurulduklarını ve o günden sonra teknolojik yatırımlara öncülük vererek ciddi bir büyüme ivmesi yakaladıklarının altını çizdi. Ar-Ge ve gelişime özel bir önem verdiklerini kaydeden Ahmet Yalçın; “Kurulduğumuzda bin metre kumaş işleyebilme kapasitemiz varken, bugün 10 milyon metre kapasiteye ulaştık. Bunu teknolojiye yatırım yapmaya borçluyuz. Ancak bizim için nitelikli üretim kadar nitelikli personel konusunda önem arz etmektedir. Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu’ndaki kaliteli eğitimi biliyoruz. Holding olarak bu kaliteli eğitim alan gençleri şirketlerimiz bünyesinde istihdam etmeyi ve sektöre kazandırmayı arzuluyoruz. İşbirliğimizin iki taraf için de kazançlı çıkacağına inanıyoruz” açıklamasında bulundu. Teknik Bilimler MYO Müdürü Prof. Dr. Mehmet Karahan da tekstil alanında son derece önemli firmalardan biri olan Çisiy Tekstil’i iki kez ziyaret ettiklerini vurguladı. Firmanın eğitime destek vermek anlamında son derece istekli olduğunun altını çizen Prof. Dr. Mehmet Karahan; “Çisiy Tekstil ile yaptığımız görüşmelerde her yıl 10 öğrencimizin staj ve işyeri eğitiminin yanı sıra yine her yıl 10 öğrencimizin istihdam edilmesi sözünü aldık. Holding yöneticilerine bizlere ve öğrencilerimize ilgilerinden ötürü teşekkür ediyoruz” diye konuştu. İşbirliği imza töreninde Teknik Bilimler MYO ve Holding yöneticileri de hazır bulundu.
Bursa Hasta ikizleri için 10 yıldır ne televizyon izledi, ne güne gitti Bursa’da hasta olan ikizleri için gecesini gündüzüne katan Mine Demir, kızı ve oğlunun yürüdüğü görmesinin her şeye bedel olduğunu söyledi. Yaşadığı zor günlere rağmen dimdik ayakta duran Mine Demir, "Annelik özveri ister. her şeye rağmen ’iyi ki anne olmuşum" dedi. Oturamayan, konuşamayan ve yürüyemeyen 10 yaşındaki Elif Sümeyye Demir, Dr. Ayten Bozkaya Spastik Çocuklar Hastanesinde gördüğü fizik tedaviyle artık kimseye tutunmadan yürümeye başlarken, ondan 2 dakika önce doğan kardeşi Salih ise, yürüme bozukluğunun üstesinden gelip, ablasına destek oluyor. Bursa’daki Mustafa ve Mine Demir çiftinin ikizleri, 31 haftalık olarak dünyaya gelmedi. 40 gün kuvözde kalan ikizlerden Elif Sümeyye’nin ise 3 kez kalbi durdu. Taburcu olduktan sonra, ikizlerinde gariplik olduğunu fark eden aile, nöroloji bölümünde tedaviye başladı. 4 yaşına geldiğinde Elif Sümeyye için yürüyemez, oturamaz ve kendi başına hiç bir şey yapamaz denirken, kardeşi Salih için de yürüme bozukluğunun devam edeceği söylendi. Ancak anne Mine Demir, çocuklarının sağlıklı bir şekilde hayatlarına devam etmeleri için elinden gelenin fazlanı yapmak için canını dişine kattı. Yaptığı araştırmalar sonucu Dr. Ayten Bozkaya Spastik Çocuklar Hastanesinin olduğunu birçok kişinin yürüyerek oradan çıktığı öğrenen anne, yatılı olarak hastanede tedavi görmeye başladı. İkizleri doğduğundan beri kendi sosyal hayatından vazgeçen anne, 2019 yılında başvurduğu Dr. Ayten Bozkaya Spastik Çocuklar Hastanesinde 5 yılı geride bıraktı. Çocuklarıyla yakından ilgilenen anne Mine Demir, ne bir televizyonun başında zaman geçirdi ne de kadınların sürekli davet ettiği günlere katıldı. Kendine sadece parkinson hastalığı için 1 saatlik yürüyüş ayıran anne Mine Demir, “4 yaşına geldiğinde Elif Sümeyye için artık hastaneye getirilmemesi gerektiği söylendi. Artık yürüyemeyeceği, oturamayacağı, konuşamayacağı ve tek başına hareket edemeyeceği ifade edildi. Ben araştırmalarıma devam etti. Dr. Ayten Bozkaya Spastik Çocuklar Hastanesinin olduğunu öğrendim. Oradan birçok insanın yürüyerek, konuşarak çıktığı haberleriyle bizimde başarabileceğimize inandım. 5 yıl önce, bu hastanede tedaviye başladık. Doktorlarla diyalog halinde, dakikası dakikasını aksatmadan bütün egzersizleri yaptık. Sabah kalkış saatimiz, akşam yatış saatimiz belliydi. Yapmamız gereken egzersizleri oyunla kızıma göstermeye çalıştım. Tırnaklarına oje sürdüm, yürüme aletiyle yürümesini sağladım. Belime ayaklarını bağladık. Tahterevalli gibi bel egzersizlerini yaptırdım. Ben, kızım ve oğlumla bir örnek giyinerek her sabah çalışanlara günaydın demek için gezdirdim. Bazen sıkılıyor. Yapmak istemiyor. Bende ona bunu sevdirmem gerekiyor. Fikirler üreterek ona bunu sevdirmeye çalışıyorum” dedi. Kendisine hiç zaman ayıramadığını belirten anne Demir, ancak bundan hiçbir zaman şikayet etmediğini söyledi. Anne Demir, “2019 yılından beri buradayım. 5 yıldır burada kimse ile oturup bir çay dahi içmedim. Bütün zamanımı çocuklarıma ayırdım. Ben çocuk çocuklar gördüm. Vücutları çok şekle girmiş. Artık şekillerinin düzelmesi imkansız. Benim çocuğumda büyüyor. Onun vücudunun da şekle girerken daha sağlıklı olmasını sağlamak için elimden gelenin fazlasını yapıyorum. Kızım ileride daha mutlu bir hayat yaşaması için ona harcadığım zamanın önemi yok. Çocuklarım için her şeye değer. Bende hastayım. Parkinson hastalığım sebebiyle bazen kasılmalarım oluyor. Gerekli ilaçlar yapılıyor. Oda biraz uzandığımda kızımı görünce ayağa kalkıyorum. Çünkü kızımın bana ihtiyacı var” şeklinde konuştu. Bir kadının anne olduktan sonra hayatının çocukları olduğunu belirten Mine Demir, “Özellikle böyle özel çocukları olduğunda her şeyinin çocukları olması gerekiyor. Tabi ki kendimize de zaman ayırmamız gerekiyor. Ama ben kızımın veya oğlumun sağlıklı bir şekilde ne kadar çok büyürlerse bizde o kadar mutlu oluruz. Ben ikizlerim doğduktan sonra televizyon dahi izlemedim. Hiçbir yere gidip kendime zaman ayırmadım. Annelik çok kutsal bir meslek. Anne olmak fedakarlık demek. Anne olduktan sonra annenin değerini daha iyi anlıyorsun. İyi ki anne olmuşum” diye konuştu. Dr. Ayten Bozkaya Spastik Çocuklar Hastanesi Uzm. Dr. Koza Duman ise “Elif Sümeyye ilk geldiğinde anneye tamamen bağımlıydı. Annesi olmadan herhangi bir eylemi yapması mümkün değil. Şu anda da anneye bağımlı ama tam değil. Onu bir destek olarak görüyor. Daha yolumuz var. Ama çocuğumuzu aya kaldırdık. Okula gitmesini, arkadaşlarıyla birlikte oturup kalkmasını sağladık” dedi. Dr. Ayten Bozkaya Spastik Çocuklar Hastanesi Başhekim Yardımcısı Dr. Samet Gönülkırmaz ise, “Hastanemiz 1997 yılından itibaren fizik tedavi salonları, terapi odaları, omuz, kol, el robotları, fonksiyonel simlasyon uygulamaları ve alanında uzman doktor, fizyoterapist, ergoterapist ve diğer çalışanlarıyla Türkiye’nin tek spastik çocuklar hastanesidir. Hastanemize başvuran tüm hasta guruplarına ayaktan ve yatara tedavi uygulamaktayız. Sadece Türkiye’den değil, yurt dışından da hastalarımız gelmektedir” şeklinde konuştu.
İstanbul Anneler Günü için çiçek siparişi götürürken kaza yapan kuryenin yürüme ihtimali düşük Anneler Günü için sipariş götürdüğü esnasında Haliç Köprüsü üzerinde kamyonun altında kalan 19 yaşındaki kurye hastanede tedavisi sürüyor. İç kanamasının olmadığı öğrenilen ve hayati tehlikeyi atlatan gencin, ezilmeden dolayı bacağının ciddi hasar aldığı ve yeniden yürüme ihtimalinin düşük olduğu öğrenildi. Haliç Köprüsü üzerinde dün saat 11.30 sıralarında meydana gelen olayda, Edirne istikametine gitmekte olan ve Anneler Günü için çiçek siparişi götüren kurye Emir Bayrak (18) idaresindeki 34 HNH 075 plakalı motosiklete, aynı yönde seyir halinde olan ve 34 CKY 790 plakalı hafriyat kamyonu çarpmıştı. Kamyonun çarpması ile yaralanan motosikletli kurye düşmüştü. Kazanın olduğunu gören sürücüler, durumu polis ve sağlık ekiplerine haber vermiş, ihbar üzerine olay yerine gelen sağlık ekipleri, yaralı kuryeyi ambulans ile hastaneye kaldırmıştı. Kaza sebebiyle Edirne istikametinde oluşan trafik, kazanın kaldırılmasından sonra açılmıştı. Kuryenin taşıdığı sipariş ise olay yerine çağrılan başka bir kurye tarafından gideceği adrese götürülmüştü. Polis ekipleri, kaza ile ilgili inceleme başlattı. Bacağı parçalanan gencin yürüme ihtimali düşük Yaşanan olay sonrası hastaneye kaldırılan 19 yaşındaki Emir Bayrak’ın Şişli’de Okmeydanı Prof. Dr. Cemil Taşçıoğlu Şehir Hastanesi’ndeki tedavisi sürüyor. Sağ bacağının iki kez kamyon lastiği tarafından ezildiği ve paramparça olduğu öğrenilen gencin, yürüme ihtimalinin düşük olduğu bilgisine ulaşıldı. Öte yandan, kamyon şoförünün geceyi nezarethanede geçirdiği ve adliyeye sevk edildiği öğrenildi.