GÜNDEM - 26 Kasım 2017 Pazar 12:21

1400 kilometrelik yoldan ilkokul öğretmenlerini görmek için geldiler

A
A
A
1400 kilometrelik yoldan ilkokul öğretmenlerini görmek için geldiler

Bitlis'in Hizan ilçesinden 24 saatlik yol sonrası Bilecik'e gelen 10 arkadaş, 31 yıl önce ilkokulu öğretmenlerini buldu. Öğrenciler öğretmenlerinin elini öperek 'helallik' isterlerken, duygu dolu anlar yaşandı.

Bitlis'in Hizan ilçesinde Yatılı İlköğretim Bölge Okulu'nda 1986-1991 yılları arasından ilkokulu okuyarak Türkiye'nin değişik illerine dağılan öğrencilerden 10'u İstanbul'da buluşarak Bilecik'te görev yapan 31 yıl önceki ilkokulu öğretmenleri buldu, elini öperek 'helallik' istediler. Yaşanan bu olaylarda öğrenci ve öğretmenin gözleri dolarken, o yıllar yad edildi.

"Hepsi birer altın, pırlanta bunların"

Bilecik merkez Kozabirlik İlköğretim'de çalışan ve 1986-1991 yılları arasında Bitlis'in Hizan ilçesinde Yatılı İlköğretim Bölge Okulu'nda öğretmenlik yapan Mahmut Güney, 31 yıl önce Bitlis'in Hizan ilçesinde okuttuğu öğrencilerini kendisine sürpriz yaparak Bilecik'e geldiklerini söyledi. Öğrencilerinin oğlu ile irtibata geçerek kendisini bulduğu anlatan Mahmut Güney, "1984’te Bitlis'e rotasyona gittik Burdur’dan. 2 yıl Koludere Okulu’nda çalıştıktan sonra Bitlis'in Hizan ilçesindeki Yatılı İlköğretim Bölge Okulu'na atandık. 1’inci sınıfları aldık işte bu gördüğünüz çocuklar o zaman 7-8 yaşlarındaydı, bunlarla devam ettik 1990’a kadar. 5 yıl okuttum. Emek verdik, hizmet verdik. Hepsi birer altın, pırlanta bunlar. O zaman da öyleydi, yine öyle. Ne dediysem harfiyen uyguladılar hepsi unutmadık, unutturmadılar bize de. Bizde onları unutmadık haliyle. Bugün ziyaretime gelmişler Allah razı olsun. Hepsine ayrı, ayrı teşekkür ediyorum" dedi.

"Çamaşırlarını eve götürüp hanıma yıkatıyordum"

Yatılı kalan çocukların yaşlarının küçük olduğu için yıkanmakta zorluk çektiklerini anlatan Mahmut Güney, "Bunlar çocuk olduğu için yıkanamıyorlar. Sırtlarını yıkamak çamaşırlarını eve götürüp yıkamak, su az, ortam iyi değildi. Şartlar zor. Haliyle yemekhane aynı şekilde çocuklar yemek yiyemiyor. Onlara yedirmek, göstermek bunlar bizim anılarımız. Hiç unutamadığım. Farklı bir ortamdı yani. Çok şeyler var ama aklıma şuan gelmiyor. Hangisini birisini söyleyeyim ki. Hepsi bir anı bizim için" dedi.

"Bitlis'ten 1400 kilometre yol geldim, sırf hocamı görmek için"

Bitlis'ten kalkarak 24 saatlik yolculuk ardından ilkokul öğretmeni görmeye gelen Burhan Zorlu ise duygu dolu anlar yaşayarak, "Şuan inan ki konuşamıyorum. Kendisini gördüğümüz için çok mutluyum. Bitlis’ten geldiğim için çok sevinçliyim. İyi ki var. Kendisini çok seviyoruz. Allah razı olsun kendisinden. Ne diyeceğimi şuan bilmiyorum inan ki. Kendisi sağlam, dürüst bir babamız gibi. Kendisine çok, çok teşekkür ediyorum. Ben Bitlis'ten 1400 kilometre yol geldim, sırf hocam için her yere de gideriz. Kendisine çok, çok teşekkür ediyorum. Seviyoruz onu" dedi.

"Emeğini unutmuş değiliz. Zaten bu gezimiz unutmadığımızın sebebidir"

Diğer bir öğrencisi Rahim Görken ise, Kırklareli'nin Babaeski ilçesinden geldiğini söyleyerek, "Kendisinin bize verdiği emekleri göz önünde bulundurarak, unutmayarak arkadaşlarla bu teknoloji vesilesiyle bulduk birbirimizi. Anladık ki hocamızı da bulalım. Bu önemli günde kendisini ziyarette bulunalım. Ziyarette bulunmamızın tek nedeni tabi ki 6 yaşından, 7 yaşından 12 yaşına kadar hocamızın bize verdiği emekleri unutmayarak bu geziyi gerçekleştirdik. Şuanda buradayız. Cümleler bitmiş, tablo gösteriyor her şeyi. Mutlu olduğumuzu gösteriyor. Kendisini seviyoruz. Bundan sonra inşallah yine aynı devam edeceğiz. Türkiye'nin farklı bölgelerinden kimimiz Babaeski’den, kimimiz Aydın’dan, Mersin, kimimiz Hizan’dan buraya hocamızı görmek için toplandık, geldik, mutluyuz. Kendisi de keza çok mutlu. İnşallah bu birliktelik devam eder böyle. Diğer arkadaşlarımız da geleceklerdi tabi ki. Biz ilk etapta gidelim, görelim ortamı o neticeyle tekrar inşallah bu gezimiz devam edecek. Ben kendisine buradan tekrar teşekkür ediyorum. Emeğini unutmuş değiliz. Zaten bu gezimiz unutmadığımızın sebebidir" dedi.

"Asıl Mahmut hocamız burada"

Diğer bir öğrencisi Vezih Derincev, hocasıyla tatlı bir anısını anlatarak, "Başımızdan geçen bir olayı asla unutamayacağımız. Gece nöbetçi olurdu bütün öğretmenler sırayla. Hocam gelirdi yatakhaneye sınıfındaki öğrencilerini tek, tek gece bir iki defa gezerdi çok iyi hatırlıyorum üstünü açan oldu ise bu battaniyeyle kapatır uyarırdı 'olum üzerini ört de üşümeyin' diye. Hani tük filmlerinde defalarca izlediğimiz Mahmut hoca dediğimiz tarihe yazılan asıl Mahmut hocamız burada. Kendisine teşekkür ediyor" diyerek elini öptü ve tüm öğrenciler adına 'helallik' istedi. Bu sırada Mahmut Güney'in gözleri doldu.

Duygu dolu anlar yaşandı

Son olarak eski resimlere bakan Mahmut Güney ve eski öğrencileri o günleri yad ederek, duydu dolu anlar yaşadılar. Yaşları 41'e ulaşan 10 öğrenci Bilecik Belediyesi Yaşayan Şehir Müzesi'ni gezerek Arkeolog Ertuğrul Gündüz'den bilgi aldılar. Bilecik'in yöresel ürünlerinden olan Kızıldamlar köyünde yetişen kabaktan yapılan tatlıyı ikramını yiyen öğrenciler toplanma yeri İstanbul'a hareket ettiler.  

Cem Kaan Toka - İbrahim Sünetçi

IHAAW191640-GEN/26-11-2017


- Bitlis'ten Bilecik'e 31 yıl önceki ilkokul öğretmenlerini görmek için geldiler 
- 10 arkadaş, 24 saatlik otobüs yolculuğu ardından Bitlis'ten Bilecik'e ulaşarak ilkokul öğretmeninin elini öptü 
- Öğretmen Mahmut Güney: 
- "Çamaşırlarını eve götürüp hanıma yıkatıyordum" 

(Fotoğraflı) 

Cem Kaan Toka - İbrahim Sünetçi
BİLECİK (İHA) - Bitlis'in Hizan ilçesinden 24 saatlik yol sonrası Bilecik'e gelen 10 arkadaş, 31 yıl önce ilkokulu öğretmenlerini buldu. Öğrenciler öğretmenlerinin elini öperek 'helallik' isterlerken, duygu dolu anlar yaşandı. 
Bitlis'in Hizan ilçesinde Yatılı İlköğretim Bölge Okulu'nda 1986-1991 yılları arasından ilkokulu okuyarak Türkiye'nin değişik illerine dağılan öğrencilerden 10'u İstanbul'da buluşarak Bilecik'te görev yapan 31 yıl önceki ilkokulu öğretmenleri buldu, elini öperek 'helallik' istediler. Yaşanan bu olaylarda öğrenci ve öğretmenin gözleri dolarken, o yıllar yad edildi.

"Hepsi birer altın, pırlanta bunların"
Bilecik merkez Kozabirlik İlköğretim'de çalışan ve 1986-1991 yılları arasında Bitlis'in Hizan ilçesinde Yatılı İlköğretim Bölge Okulu'nda öğretmenlik yapan Mahmut Güney, 31 yıl önce Bitlis'in Hizan ilçesinde okuttuğu öğrencilerini kendisine sürpriz yaparak Bilecik'e geldiklerini söyledi. Öğrencilerinin oğlu ile irtibata geçerek kendisini bulduğu anlatan Mahmut Güney, "1984’te Bitlis'e rotasyona gittik Burdur’dan. 2 yıl Koludere Okulu’nda çalıştıktan sonra Bitlis'in Hizan ilçesindeki Yatılı İlköğretim Bölge Okulu'na atandık. 1’inci sınıfları aldık işte bu gördüğünüz çocuklar o zaman 7-8 yaşlarındaydı, bunlarla devam ettik 1990’a kadar. 5 yıl okuttum. Emek verdik, hizmet verdik. Hepsi birer altın, pırlanta bunlar. O zaman da öyleydi, yine öyle. Ne dediysem harfiyen uyguladılar hepsi unutmadık, unutturmadılar bize de. Bizde onları unutmadık haliyle. Bugün ziyaretime gelmişler Allah razı olsun. Hepsine ayrı, ayrı teşekkür ediyorum" dedi.

"Çamaşırlarını eve götürüp hanıma yıkatıyordum"
Yatılı kalan çocukların yaşlarının küçük olduğu için yıkanmakta zorluk çektiklerini anlatan Mahmut Güney, "Bunlar çocuk olduğu için yıkanamıyorlar. Sırtlarını yıkamak çamaşırlarını eve götürüp yıkamak, su az, ortam iyi değildi. Şartlar zor. Haliyle yemekhane aynı şekilde çocuklar yemek yiyemiyor. Onlara yedirmek, göstermek bunlar bizim anılarımız. Hiç unutamadığım. Farklı bir ortamdı yani. Çok şeyler var ama aklıma şuan gelmiyor. Hangisini birisini söyleyeyim ki. Hepsi bir anı bizim için" dedi.

"Bitlis'ten 1400 kilometre yol geldim, sırf hocamı görmek için"
Bitlis'ten kalkarak 24 saatlik yolculuk ardından ilkokul öğretmeni görmeye gelen Burhan Zorlu ise duygu dolu anlar yaşayarak, "Şuan inan ki konuşamıyorum. Kendisini gördüğümüz için çok mutluyum. Bitlis’ten geldiğim için çok sevinçliyim. İyi ki var. Kendisini çok seviyoruz. Allah razı olsun kendisinden. Ne diyeceğimi şuan bilmiyorum inan ki. Kendisi sağlam, dürüst bir babamız gibi. Kendisine çok, çok teşekkür ediyorum. Ben Bitlis'ten 1400 kilometre yol geldim, sırf hocam için her yere de gideriz. Kendisine çok, çok teşekkür ediyorum. Seviyoruz onu" dedi.

"Emeğini unutmuş değiliz. Zaten bu gezimiz unutmadığımızın sebebidir"
Diğer bir öğrencisi Rahim Görken ise, Kırklareli'nin Babaeski ilçesinden geldiğini söyleyerek, "Kendisinin bize verdiği emekleri göz önünde bulundurarak, unutmayarak arkadaşlarla bu teknoloji vesilesiyle bulduk birbirimizi. Anladık ki hocamızı da bulalım. Bu önemli günde kendisini ziyarette bulunalım. Ziyarette bulunmamızın tek nedeni tabi ki 6 yaşından, 7 yaşından 12 yaşına kadar hocamızın bize verdiği emekleri unutmayarak bu geziyi gerçekleştirdik. Şuanda buradayız. Cümleler bitmiş, tablo gösteriyor her şeyi. Mutlu olduğumuzu gösteriyor. Kendisini seviyoruz. Bundan sonra inşallah yine aynı devam edeceğiz. Türkiye'nin farklı bölgelerinden kimimiz Babaeski’den, kimimiz Aydın’dan, Mersin, kimimiz Hizan’dan buraya hocamızı görmek için toplandık, geldik, mutluyuz. Kendisi de keza çok mutlu. İnşallah bu birliktelik devam eder böyle. Diğer arkadaşlarımız da geleceklerdi tabi ki. Biz ilk etapta gidelim, görelim ortamı o neticeyle tekrar inşallah bu gezimiz devam edecek. Ben kendisine buradan tekrar teşekkür ediyorum. Emeğini unutmuş değiliz. Zaten bu gezimiz unutmadığımızın sebebidir" dedi.

"Asıl Mahmut hocamız burada"
Diğer bir öğrencisi Vezih Derincev, hocasıyla tatlı bir anısını anlatarak, "Başımızdan geçen bir olayı asla unutamayacağımız. Gece nöbetçi olurdu bütün öğretmenler sırayla. Hocam gelirdi yatakhaneye sınıfındaki öğrencilerini tek, tek gece bir iki defa gezerdi çok iyi hatırlıyorum üstünü açan oldu ise bu battaniyeyle kapatır uyarırdı 'olum üzerini ört de üşümeyin' diye. Hani tük filmlerinde defalarca izlediğimiz Mahmut hoca dediğimiz tarihe yazılan asıl Mahmut hocamız burada. Kendisine teşekkür ediyor" diyerek elini öptü ve tüm öğrenciler adına 'helallik' istedi. Bu sırada Mahmut Güney'in gözleri doldu.

Duygu dolu anlar yaşandı
Son olarak eski resimlere bakan Mahmut Güney ve eski öğrencileri o günleri yad ederek, duydu dolu anlar yaşadılar. Yaşları 41'e ulaşan 10 öğrenci Bilecik Belediyesi Yaşayan Şehir Müzesi'ni gezerek Arkeolog Ertuğrul Gündüz'den bilgi aldılar. Bilecik'in yöresel ürünlerinden olan Kızıldamlar köyünde yetişen kabaktan yapılan tatlıyı ikramını yiyen öğrenciler toplanma yeri İstanbul'a hareket ettiler. 
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Tarımsal girdi fiyatları yıllık yüzde 33,66 arttı Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), ekim ayına ilişkin Tarımsal Girdi Fiyat Endeksi (Tarım-GFE) verilerini açıkladı. Buna göre Tarım-GFE, ekim ayında bir önceki aya göre yüzde 2,04, geçen yılın aralık ayına göre yüzde 29,06, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 33,66 ve 12 aylık ortalamalara göre yüzde 32,3 artış gösterdi. Ana gruplar incelendiğinde, bir önceki aya göre tarımda kullanılan mal ve hizmetler endeksi yüzde 2,12, tarımsal yatırıma katkı sağlayan mal ve hizmetler endeksi ise yüzde 1,57 yükseldi. Geçen yılın aynı ayına göre ise tarımda kullanılan mal ve hizmetler endeksinde yüzde 34,79, tarımsal yatırıma katkı sağlayan mal ve hizmetler endeksinde yüzde 27,19 artış kaydedildi. Alt gruplar bazında yıllık Tarım-GFE verilerine göre 6 alt grupta artış oranı ortalamanın altında, 5 alt grupta ise üzerinde gerçekleşti. Yıllık artışın en düşük olduğu alt gruplar yüzde 18,91 ile tarımsal ilaçlar ve yüzde 20,98 ile bina bakım masrafları olurken, en yüksek artış yüzde 64,33 ile veteriner harcamaları ve yüzde 47,39 ile gübre ve toprak geliştiricilerde görüldü. Aylık Tarım-GFE’ye göre ise 6 alt grup daha düşük, 5 alt grup daha yüksek değişim gösterdi. Ekim ayında aylık bazda artışın en düşük olduğu alt gruplar yüzde 0,09 ile enerji ve yağlayıcılar, yüzde 0,27 ile gübre ve toprak geliştiriciler olarak belirlendi. Buna karşılık, aylık artışın en yüksek olduğu alt gruplar yüzde 5,61 ile veteriner harcamaları ve yüzde 4,71 ile tohum ve dikim materyali oldu.
Ankara 7 ilde 7 ayrı organize suç örgütüne yönelik operasyon: 67 şüpheli yakalandı, 42’si tutuklandı İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya 7 ilde dolandırıcı, tefeci ve göçmen kaçakçısı 7 ayrı organize suç örgütüne yönelik düzenlenen operasyonlarda 67 şüphelinin yakalandığını ve 42’sinin tutuklandığını açıkladı. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın paylaştığı bilgilere göre, Cumhuriyet Başsavcılıkları ile Jandarma KOM Daire Başkanlığı koordinesinde; İl Jandarma Komutanlıklarınca 7 ilde 7 ayrı organize suç örgütüne yönelik operasyonlar düzenlendi. Şüphelilerin; Denizli’de 30 ayrı iş yerinden organize şekilde hırsızlık yaptıkları, Yalova’da nitelikli dolandırıcılık suçunu organize şekilde yönettikleri, İzmir’de trafo ve enerji nakil kablosu hırsızlığı yaptıkları, Iğdır’da göçmen kaçakçılığı suçunu işledikleri ve Muğla’da tefecilik yaptıkları, Tekirdağ ve Şanlıurfa’da terör örgütüyle bağlantıları olduklarını söyleyip para talep ederek vatandaşları dolandırdıkları tespit edildi. Düzenlenen operasyonlar ile hesaplarında son 5 yıl içerisinde 251 Milyon Türk lirası hesap hareketi bulunan 67 şüpheliyi yakalandı. 42’si tutuklandı. 23’ü hakkında adli kontrol hükümleri uygulandı. Diğer 2 şüphelinin işlemleri devam ediyor. Ayrıca operasyonlar sonucu çok sayıda dijital materyal ile muhtelif miktarda nakit para ve ziynet eşyası ele geçirildi.
Erzincan Erzincan’da soğuk hava nedeniyle sürüler yayladan indirildi Erzincan’da yüksek kesimlerde görülen kar yağışı ve soğuk havayla birlikte yaylalarda bulunan küçükbaş hayvan sürüleri donma tehlikesi nedeniyle merkeze ve köylere taşındı. İlkbahar aylarından itibaren yaylalarda kalan küçükbaş hayvanlar, hava sıcaklıklarının düşmesi ve kar yağışının başlamasıyla birlikte daha güvenli alanlara çekildi. Üreticiler, kış şartlarının ağırlaşması nedeniyle sürülerini Erzincan merkez ve çevre köylere indirerek ahırlara aldı. Kış boyunca hayvanların yem, saman ve arpa ile besleneceği öğrenildi. Üreticilerden İlhan Koyun, nisan ayı sonunda koyunlarını yaylaya çıkardıklarını belirterek, "Aylarca yaylada kaldık, süt ve peynir üretimi yaptık. Aralık ayının sonlarına doğru havalar sertleşince geri dönmek zorunda kaldık. Kış aylarında yem ve saman temini bizim için en büyük sıkıntı" dedi. Tulum peyniri üreticisi Özkan Beydili ise bahar aylarında çıktıkları yaylalarda aralık ayına kadar kaldıklarını ifade ederek, soğuk havanın etkisini artırmasıyla köylerine dönmek zorunda kaldıklarını söyledi. Beydili, hayvancılığın büyük emek ve fedakârlık gerektirdiğini vurguladı. Üretici Ferdi Kaya da ilkbaharda yaylaya çıkarılan koyunların yaz boyunca otlatıldığını ve peynir üretimi yapıldığını belirterek, "Hava şartları sertleşince dönüş hazırlıklarına başladık. Hayvanlar ilkbahara kadar yem ve arpa ile beslenecek" diye konuştu. Erzincan’da her yıl kış mevsimiyle birlikte yaşanan bu dönüş, bölgedeki küçükbaş hayvancılığın doğayla iç içe süren zorlu üretim sürecini bir kez daha gözler önüne serdi.