GÜNDEM - 11 Temmuz 2022 Pazartesi 09:27

15 Temmuz gazisi o karanlık geceyi anlattı

A
A
A
15 Temmuz gazisi o karanlık geceyi anlattı

15 Temmuz gecesi Saraçhane’de G3 mermisiyle sol kolu ile sırtından vurulan ve 14 yaşında gazi olan Adviye Gül İsmailoğlu, hain darbe girişiminin 6. yıl dönümünde o karanlık geceyi anlattı. İsmailoğlu, "G3 mermisi sırtımda 15 santimlik delik açtı" dedi.

14 yaşında gazi olan Adviye Gül İsmailoğlu, 15 Temmuz gecesi ailesiyle birlikte gittiği Saraçhane'de hain darbeciler tarafından G3 mermisiyle sol kolundan ve sırtından vurularak gazi oldu. Hastaneye kaldırılan Adviye Gül dört gün boyunca yoğun bakımda kaldı. Genç gazilerden biri olan İsmailoğlu, 15 Temmuz hain darbe girişiminin 6. yıl dönümünde o geceyi anlattı. İsmailoğlu, gazi olduğu için mutluluk duyduğunu da dile getirdi.

"Keşke vatanım için biraz daha direnebilseydim"

15 Temmuz gecesinde G3 mermisinin sol koluna isabet ettiğini ve sırtında 15 santimlik bir delik açtığını belirten Adviye Gül İsmailoğlu, "Biz 15 Temmuz'un akşamında ailecek dedemlere gitmiştik. Başka akrabalarımız da vardı. Hep birlikte sohbet ediyorduk. O yüzden televizyon kapalıydı. Telefonları sık sık kontrol etmiyorduk. Eve döndüğümüzde birden aramalar gelmeye başladı. Televizyonu açtık. Darbe oluyormuş. Hiçbirimiz anlam veremedik. O zaman 14 yaşındaydım. Darbe nedir, neden yapılı kim yapar çok bilgim yoktu. Yine de iyi bir şey olmadığının farkındaydım. Ülkemizde mutlu huzurlu bir şekilde yaşadığımın farkındaydım. Annem biraz daha bekleyelim dedi. Önce cumhurbaşkanının açıklama yapmasını bekleyelim dedi. Onu beklerken biz ablamla hazırlanmaya başladık. Abdestlerimizi aldık. Üstümüzü başımızı giyindik. Sonra cumhurbaşkanımız da halkı meydanlara davet etti. Birbirimizle helalleştik evden çıkmadan. Sokağa çıktık. Tam olarak neyle karşılaşacağımızı bilmiyorduk ama mermi sesleri geliyordu. İnsanların vurulduğu haberleri yavaş yavaş alıyorduk. Yine de bizim askerimiz olduğunu düşündüğümüz için bu kadar zalim olabileceklerini beklemiyorduk. Çıkmadan önce anneme sormuştum.

Biz ölürsek bize orada bir şey olursa şehit mi olacağız diye sormuştum. Annem de ‘biz oraya vatanımız bayrağımız için gidiyoruz vatan sevgisi de imandan gelir’ dedi. ‘Allah’ın izniyle ölürsek şehit oluruz’ dedi. Kalırsak da vatanımız için savaşırken gazi oluruz dedi. Dışarı çıktığımızda korkulması gereken bir atmosfer aslında insanlar vuruluyor. Büyükşehir Belediyesi’nin önüne geldiğimizde iki askeri kamyonetin önünde yaklaşık 20 tane asker kılığındaki hainin oraya barikat kurduğunu gördük. İnsanlarda yaklaşık 100-150 kişi onların üstlerine gitmeye çalışıyorlardı. Tabii onlar yere çökmüşlerdi. İnsanları vurmaya hazır bir şekilde ellerinde G3 tüfekleriyle vurmaya hazır bir şekilde bekliyorlardı. Bizim elimizde hiçbir silah yoktu. ‘Asker kışlaya’ diye bağırıyorduk. Tek bir küfür bile duymadım o gece. Tekbir getiriyorduk bir de. Bizim geri çekilmeyeceğimizi anladılar. Tek tek önlerdeki insanların ayaklarından korkmayacağımızı anladılar. Tabiri caizse o mermileri yağmur gibi üzerimize yağdırmaya başladılar. İnsanları ayaklarından vurup korkutmak değil de tam olarak öldürmekti. Başlarından, kalbinden vurulan insanlar.

Mecbur geri çekilmek zorunda kaldık. Yine insanlar kaçmadı bir deliğe saklanmadı. İlk fırsatta kalkıp tekrar üstlerine yürüyorlardı. Biz yere çöktüğümüz anda benim yanıma yere bir yaralı düştü. Dizinden vurulmuştu. Refleks olarak ayağa kalktım yanına gitmek için. Bende o an sırtımda bir acı hissettim. Plastik mermi olduğunu düşündüm. G3 mermisi sol kolumdan girmiş kürek kemiğimin ucunu parçalamış. Akciğerlerime hasar vermiş. Sırtımda 15 santimlik genişlikte bir delik açarak çıkmış. Anın sıcaklığıyla çok büyük bir acı olmuyor ama ağzımdan burnumdan kan geldi yere yığıldım. Sonrasında hiç bayılmadım. Hala kalkıp yürümek istiyordum. Keşke biraz daha çabalayabilseydim. Üstlerine gidip konuşabilseydim. Vatanım için biraz daha direnebilseydim diye düşündüm. O anda bana gazilik nasip oldu" şeklinde konuştu.

"Gazi olduğum için çok mutluyum"

Gazi olduğu için mutluluk duyduğunu söyleyen Adviye Gül, "O geceki en büyük duygulardan birisi yardımlaşmaydı. O gece hastanede babamın dizlerinin bağı çözüldüğünde ben elden ele götürülmüştüm. Ben o sırada bilincimi hiç kaybetmedim. Annem başımdaydı ve ben onu sakinleştirmeye çalışıyordum. Hastanede dikiş atıldı yarama. Yoğun bakıma alındım. Yaşım küçük olduğu için yaranın kendisini kapatmasını beklesek daha doğru olur demişti doktor. O hainlere pabuç vermedik. Onlara müsaade etmedik. Türk halkı Türk milleti darbeyi engelledi diye bir haber geldi. Ben o an sadece dedim ki artık bu kırmızı beyaz şehitlerin kanını taşıyan bayrağımızda artık benimde kanım var. Aylarca tedavim devam etti. Pansumanlarım devam etti. Liseye başladığımda sırtımda hala pansumanlarım vardı. Geçen yıllarda iki ameliyat daha geçirdim. Şu anda sağlığım da iyi. Gazi olduğum için çok mutluyum" ifadelerini kullandı.

Zehra Baykal - Emre Baba

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir İzmir’den İspanya’ya uzanan ‘eğitim’ köprüsü İzmir Ekonomi Üniversitesi (İEÜ), uluslararası alandaki iş birliklerine bir yenisini daha ekleyerek İspanya merkezli Cervantes Enstitüsü ile protokol imzaladı. Öğrencilere yeni eğitim fırsatlarının sunulması, iki ülkenin kültürünü yansıtacak ortak sanatsal ve akademik etkinliklerin düzenlenmesi hedefiyle yapılan anlaşmaya, İEÜ Rektörü Prof. Dr. Yusuf Hakan Abacıoğlu ve İstanbul Cervantes Enstitüsü Müdürü Fernando Martinez Vara de Rey imza attı. Protokol kapsamında, akademisyenlerin ve öğrencilerin kişisel gelişimlerini hızlandırmak amacıyla stratejik çalışmalar yapılarak yol haritası belirlenecek. İspanya’daki üniversitelerle iş birliği ve diyaloğun artırılması için girişimlerde bulunulacak. İspanyolca dil sınavlarında (DELE) alınacak sertifikaları artırmaya yönelik ortak çalışmalar gerçekleştirilecek. Bilimin yanı sıra kültürel anlamda da karşılıklı olarak sergi, panel ve söyleşi gibi etkinlikler düzenlenerek Türk ve İspanyol kültürünün daha geniş kesimlere ulaşması hedeflenecek. İmza törenine geniş katılım İzmir Ekonomi Üniversitesi’nin ev sahipliğinde gerçekleşen protokol imza törenine; İspanya Ankara Büyükelçisi Cristina Latorre Sancho, İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve İEÜ Mütevelli Heyet Üyesi Emre Kızılgüneşler, İspanya Ankara Büyükelçiliği Eğitim Programları Direktörü D. Gilberto Terente Fernndez, İspanya İzmir Fahri Konsolosu Muharrem Hilmi Kayhan, İEÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Efe Biresselioğlu, Uluslararası İlişkiler Ofisi Müdürü Hülya İncekara, Yabancı Diller Yüksekokulu Müdür Yardımcı Özge Coşkun Aysal, Uluslararası İlişkiler Temsilcisi Mehmet Şenbağcı, İspanyol Dili Koordinatörü Dilek Amet ve İspanyolca öğretim görevlileri de katıldı. "Akademik üretim artacak" Törende konuşan İEÜ Rektörü Prof. Dr. Abacıoğlu, üniversite olarak öğrencileri ve akademisyenleri küresel dünyanın dinamiklerine en iyi şekilde hazırlamak için çalıştıklarını söyleyerek, "Dünyaca saygın kültür ve dil kurumlarından biri olan Cervantes Enstitüsü ile imzaladığımız iş birliği protokolü, üniversitemizin uluslararasılaşma vizyonu açısından son derece değerli ve stratejik bir adım. Bu protokol sayesinde öğrencilerimize sadece yeni bir yabancı dil öğrenme fırsatı sunmakla kalmıyor; aynı zamanda farklı kültürleri tanıma, uluslararası akademik ve kültürel ağlara dahil olma imkânı da sağlıyoruz. Akademisyenlerimiz açısından da bu iş birliği, İspanya’daki üniversiteler ve akademik çevrelerle daha güçlü ilişkiler kurma, ortak projeler geliştirme açısından önemli fırsatlar sunacak" diye konuştu. "Çok kültürlü bakış açısı kazanacaklar" Prof. Dr. Abacıoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Üniversiteler, aynı zamanda kültürler arasında köprü kuran kurumlardır. Cervantes Enstitüsü ile birlikte hayata geçireceğimiz sergi, panel ve söyleşi gibi kültürel etkinlikler sayesinde öğrencilerimizin çok kültürlü bir bakış açısı kazanmasına katkıda bulunacağız. Öğrencilerimizi dünyaya açan, onları uluslararası düzeyde rekabetçi ve donanımlı bireyler haline getiren iş birliklerini artırarak sürdüreceğiz. Cervantes Enstitüsü ile başlattığımız bu değerli ortaklığın, üniversitemiz için uzun vadeli ve kalıcı kazanımlar sağlayacağına yürekten inanıyorum." "İzmir, özel bir yere sahip" İstanbul Cervantes Enstitüsü Müdürü Fernando Martinez Vara de Rey, İEÜ ile imzalanan protokolden büyük mutluluk duyduklarını ifade ederek, bu güçlü akademik ve kültürel bağın kendileri için çok kıymetli olduğunu söyledi. Vara de Rey, "İzmir; zengin tarihi, kültürel çeşitliliği ve dinamik genç nüfusuyla her zaman özel bir yere sahip. İzmir Ekonomi Üniversitesi’nin vizyonu ve uluslararasılaşmaya verdiği önem, bu iş birliğini daha da anlamlı hale getiriyor. Bu anlaşma sayesinde Türk ve İspanyol kültürlerini, gençler aracılığıyla birbirine daha da yakınlaştıracağımıza inanıyorum. Öğrencilerin dil öğrenimi, kültürel etkileşimi ve uluslararası deneyim kazanmaları için etkili adımlar atacağız. Bu protokolün uzun soluklu ve verimli olmasını; her iki ülke için de güzel sonuçlar doğurmasını diliyorum" ifadelerini kullandı.