GÜNDEM - 25 Kasım 2018 Pazar 11:02

150 yıl önce yazılan şifreli şiir çözüldü

A
A
A
150 yıl önce yazılan şifreli şiir çözüldü

Dicle Üniversitesi (DÜ) Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Mustafa Uğurlu Arslan, uzun araştırmalar sonucu Diyarbakırlı Şaban Kami Efendi’nin yaklaşık 150 yıl önce dairesel şekilde çizdiği ve bir harfi merkez alarak oluşturduğu şifreli şiiri çözdü.

Dicle Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Mustafa Uğurlu Arslan, İstanbul’dan sonra en fazla divan şairi yetiştiren Diyarbakır’ın önemli şairlerini tespit etmek ve gün yüzüne çıkarmak için yaklaşık 5 yıldır çalışmalar yapıyor. Araştırmalarında sıra dışı şeylerle karşılaşan Arslan, 1800’lü yıllarda yaşayan müderris, divan şairi, hattat ve musikisinaş gibi sıfatlarla ifade edilen Diyarbakırlı Şaban Kami Efendi’nin yaklaşık 150 yıl önce kelime oyunları yaparak oluşturduğu görsel ve şifreli şiiri TBMM Kütüphanesi’nde buldu. Dünya edebiyatında var olmayan ancak sadece Kırım Hanı Şahin Giray’ın uyguladığı üslupla yazılan şiiri çözmek için yaklaşık iki hafta uğraşan Arslan, sonunda şifreyi çözmeyi başardı. Dairesel şekilde çizilen ve bir harfin merkez alınarak kelime oyunları yardımıyla oluşturulan görsel şiir, beşeri aşktan yola çıkarak ilahi aşkı anlatıyor.

“KİTAP HALİNE GETİRİLDİ” 

Çözülen şiirin yanında Şaban Kami Efendi’nin diğer eserlerini ve hayatını da kitap haline getiren Arslan, “5 yıl boyunca Şaban Kami Efendi’nin divanını çalıştık ama divanıyla birlikte aynı zamanda onun bilinmeyen bazı yönlerini de ortaya çıkarmaya çalıştık. Kayıp olarak bilinen bazı eserlerini yazma eser kütüphanelerini tarayarak tespit ettik ve kitabımızda bu eserleri tanıttık. İstanbul’a ve ardından Mısır’a geçiyor. Mısır’da bir dönem rıfai tarikatının önemli isimlerinin yanında manevi ilimlerde de ciddi mesafe kat ettikten sonra tekrar Diyarbakır’a gelecek ama ‘Kami savaştan kaçtı’ denilmesin diye oradan Kars’a geçiyor. Ruslarla savaşıyor, gazi olarak tekrar Diyarbakır’a dönüyor ve Diyarbakır’da Behram Paşa Camii’nin ilerisinde bulunan evinin yarısını şahsi hayatı için kullanıyor, yarısını da tekke yapıyor ve bu tekkede talebe yetiştirmeye devam ediyor. Böylesine mühim bir zattır. Bir şekilde halkın içinde yaşayarak halkla beraber olarak hayatını idame ettiriyor. Ciddi çalışmalar yapmamıza rağmen Kami Efendi’nin el yazması divanına ulaşamadık ama taş baskı metne ulaştık ve oradan hareketle şiirlerini çözümlemeye çalıştık. TBMM Kütüphanesinde bir nüshaya rastladım. Bu nüsha bizim dünya edebiyatında hiç olmayan ancak özellikle Kırım Hanlarından Şahin Giray Han’ın denediği sıra dışı bir şiir tarzı var ki Şaban Kami Efendi buna Üslub-u Şahin Giray diyor. Bizim edebiyatımızda elbette ki mecmualarda çeşitli görsel şiirlere rastladım ama Kami Efendi’nin yazmış olduğu görsel şiirdeki griftliği ki ciddi tetkikimiz neticesinde buradaki şifreleri çözümleyebildik. Merkezde bir ‘RA’ harfi var. Buradan başlıyor ve tekrar ‘RA’ harfinde bitiyor. Sonra yeniden başlıyor. İlginç olan şiirin merkezdeki ‘Ra’da başlayıp tekrar ‘Ra’da bitmesi. İkincisi metnin Latin harflerini de almaya gayret ettim. Ara kısımda mesela ‘Nigar’ kelimesi var. ‘Nigar’ ifadesini hem birinci beyit için hem de ikinci beyit için kullanmış” dedi.

150 yıl önce yazılan şifreli şiir çözüldü

“BATI’NIN ELİNDE OLSA BU ŞİİRİ MERMER TAŞLARA KAZIRLAR” 

Bu şiir tarzının sıra dışı bir ustalık olduğunu ve her şairin yapabileceği bir şey olmadığını aktaran Arslan, “Ancak Diyarbakırlı Kami Efendi böylesine grift iç içe geçmiş ve ‘Şahin Giray üslubu’ olarak adlandırdığı bu şiiri öyle zannediyorum ki Batılıların ülkesinde böylesine bir şair yetişmiş olsaydı bu şiiri mermer taşlara kazırlar ve Kami Efendi’nin ismini de eminim ki dünyaya duyurmaya çalışırlardı. Fakat bizim şehrimizde hala Şaban Kami Efendi gibi bir zatın ismi bilinmiyor. Bizim üniversitelerimiz var, fakültelerimiz var. Bu okullara en azından öyle şahsiyetlerin isimleri verilmeli. Böylesine görsel şiirleri de yedi burca karşılık mermerlere işlenerek şehrin çeşitli yerlerine mutlaka bırakılmalı ve şehre bir ruh katılmalı. Bu çok önemli bir durumdur” diye konuştu.

“DA VINCINİN ŞİFRESİ VARSA KAMİ EFENDİ’NİN ŞİİRİNİ ÇÖZMEK İÇİN DE ARANMALI” 

Şiirle ilgili araştırmalar yaparken kendilerine ipucu olarak verilen hiçbir şey olmadığını dile getiren Arslan, “Da Vinci’nin bir şifresi varsa tabi ki de Kami Efendinin bu şiirini de çözümleyebilmek için de bir şifre mutlaka aranmalı. Klasik edebiyatın bize sunduğu bazı imkanları değerlendirerek yani Matla ve Makta beyitten hareketle çözmeye çalıştık. Ancak onda bile merkezde bulunan harflerin çözümü noktasında tam bir detaya ulaşamamıştık. Fakat sonra gördük ki Kami Efendi merkeze ‘RA’ harfini almış. Şiiri ‘Ra’ ile başlatmış. Sonra iç içe geçmiş dairelerle bir şiir oluşturmuş. Şiirin tamamını da biz kitabımızda zaten neşretmeye gayret ettik. Bu görsel şiiri yaklaşık 2 hafta boyunca ciddi anlamda çalışarak çözdük. Çünkü metni çözümlemek ayrı bir mesele, doğru okumak ayrı bir mesele ve bir de nereden başlayacağınızı kestirebilmek ve bunu tespit edebilmek de ayrı bir mesele. 2 hafta boyunca ciddi anlamda çalıştıktan sonra ve farklı deneme, yanılmalar sonucunda bu şiirin şifresini çözmeye gayret ettim. Kami Efendi’nin bu şiir gibi başka şiiri yok ama divan teşkil edecek kadar sıra dışı muhteşem şiirleri var. Divan şairleri şiirlerinde üst dil dediğimiz sembolik bazı kavramlar kullanırlar. Dolayısıyla beşeri aşka dair izlere rastlıyoruz ama bunun arka planında aynı zamanda tasavvufi, ilahi bir aşkın terennümleri söz konusu” ifadelerini kullandı.

ŞABAN KAMİ EFENDİ KİMDİR? 

Şaban Kami Efendi’nin hayatından kısaca bahseden Arslan, şunları kaydetti:
“Öncelikle ülkemizde gerçekten ciddi anlamda bilinen ve şehrimiz için de önemli bir şahsiyet olan Ali Emiri Efendi’nin büyük amcası. Kitaplarda sıklıkla üstad-ı ekremim Şaban Kami Efendi dediği şahsiyet. Pek çok kaynak maalesef doğrudan Ali Emiri’nin amcası gibi değerlendiriyor fakat Ali Emiri Efendi’nin annesinin amcasıdır. 1805 yılında oldukça ilim ve irfan sahibi bir ailenin evladı olarak doğuyor. Arapça’yı, Farça’yı çok ciddi anlamda öğreniyor. Yaşı kemale erdiğinde asırlar boyunca dünyanın pek çok yerine ilmin ve irfanın dağıtıldığı Mesudiye Medresi’nin bitişiğinde Sarı Abdurrahman Paşa Kütüphanesi denilen kütüphanede yıllarca isagoci, kelam ve tefsir dersleri vermiş bir şahsiyet. Kami Efendi’yi donanımlı bir şahsiyet haline getiren aslında günümüz tabiri ile belki de entelektüel dediğimiz boyuta taşıyan şey onun çok yönlü bir alim olması. Onun hayatını tetkik etmeye başladığımda hayretler içerisinde kaldım. Kami Efendi bir hattat hem de önemli bir hattat. Kendisinden sonra yetişen belki onlarca şahsiyete icazet vermiş. İkinci bir diğer önemli özelliği ise musikişinas olması. Özellikle Behram Paşa Camii’nin hemen bitişiğinde bulunan yerde bir hücrede hem musiki dersleri vermiş hem de hat dersleri vermiş. Bu yönünün yanında Şaban Kami Efendi’nin bir özelliği daha var ki çok mühim bir şair.”  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Meclis üyesini sıkıştırıp, aracı yumrukladı… O anlar kamerada Bursa’da Osmangazi Belediyesi Meclis Üyesi Özlem Bodur, trafikte yol verme tartışması sonrası saldırıya uğradı. İddiaya göre yol vermediği gerekçesiyle öfkelenen şüpheli sürücü, Bodur’u takip ederek aracına saldırdı. O anlar kameraya yansırken, şüpheli çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Edinilen bilgiye göre, Hamitler Mahallesi Recep Tayyip Erdoğan Bulvarı üzerinde seyir halinde olan Özlem Bodur, yol verme meselesi nedeniyle tanımadığı bir sürücünün tepkisiyle karşılaştı. İddiaya göre şüpheli sürücü, bu nedenle trafikte Bodur’u sıkıştırarak sinkaflı el hareketlerinde bulundu. Sıkıştırma nedeniyle durmak zorunda kalan Bodur, bu sırada araçtan inen şahıs A.G.’nin saldırısına uğradı. Şüpheli önce aracın aynasını kırdı, ardından araca yumruk atıp olay yerinden uzaklaştı. O anlar kameraya yansırken, şüphelinin "Seninle görüşeceğiz, seni öldürürüm" şeklinde tehditlerde bulunduğu iddia edildi. Olay sonrası polis merkezine başvuran Osmangazi Belediyesi Meclis Üyesi Özlem Bodur, maddi zarar oluşmadığını ancak hakaret ve tehditlere maruz kaldığını belirterek şikâyetçi oldu. Yapılan araştırmada söz konusu aracın sahibinin A.G. olduğu tespit edildi. Şüpheli A.G.’nin ifadesinde suçlamaların bir kısmını kabul ettiği öğrenildi. Cumhuriyet savcısının talimatı doğrultusunda adliyeye sevk edilen şüpheli A.G., çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi. Öte yandan, olayın ardından AK Parti ve MHP’li milletvekillerinden ve Meclis üyelerinden Özlem Bodur’a destek mesajları geldi. Milletvekilleri, trafikte şiddetin kabul edilemez olduğunu vurgulayarak sürecin yakından takip edileceğini ifade etti.
Aydın Bir kişinin öldüğü kaçak define olayında 1 tutuklama Aydın’ın Efeler ilçesinde iddiaya göre define aramak için kaçak kazı yaparken girdiği tünelde mahsur kalan şahıs ekiplerin saatler süren arama çalışmasının ardından ölü olarak bulunurken, tünelin dışında bekleyen diğer şahıs ise jandarmadaki işlemlerinin ardından sevk edildiği adli makamlarca tutuklanarak cezaevine gönderildi. Olay, sabaha karşı Kalfaköy Mahallesi’nde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, define aramak için kaçak kazı yaptıkları iddia edilen şahıslardan biri açtıkları tünele girdi. Dışarıda kalan T.Y. (44) içerideki Sezer Ayhan (32) isimli arkadaşından uzun süre haber alamayınca durumu 112 Acil Çağrı Merkezi’ne bildirdi. İhbar üzerine bölgeye jandarma, AFAD, UMKE, Jandarma Arama Kurtarma Ekibi (JAK) yönlendirildi. Kısa sürede bölgeye gelen ekipler tünel içerisindeki Ayhan’a ulaşmak için çalışma başlattı. Yaklaşık 20 metre uzunluğundaki tünelin uzun ve dar olması ekiplerin çalışmalarını güçleştirirken, saatler süren kurtarma çalışmalarının ardından Ayhan ölü olarak bulundu. İzmir İl Afet Müdürlüğü’nden getirilen temiz hava besleme sistemi ile mahsur kaldığı tünelden ölü olarak çıkarılan Ayhan’ın cansız bedeni hastane morguna kaldırılırken, kesin ölüm nedeni yapılacak olan otopsinin ardından belli olacak. Tutuklandı Tünel dışında kalan T.Y. isimli şahıs jandarma ekipleri tarafından gözaltına alındı. Jandarmadaki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen T.Y. çıkartıldığı adli makamlarca tutuklanarak cezaevine gönderildi.
İstanbul Emre Belözoğlu: "Minimum 7-8 oyuncuyla beraber değişmesi gereken bir takımımız var" Kasımpaşa Teknik Direktörü Emre Belözoğlu, minimum 7-8 transfer yapılması gerektiğini söyledi. Trendyol Süper Lig’in 17. haftasında Kasımpaşa deplasmanda oynadığı Galatasaray’a 3-0’lık skorla yenildi. Mücadelenin ardından düzenlenen basın toplantısında konuşan Kasımpaşa Teknik Direktörü Emre Belözoğlu, "Galatasaray’a karşı yapabileceğimiz net bir şekilde detaylandırdığımız yerler vardı. Oyunu tutmak adına bence elinden geldiğince uygulamaya çalışan bir oyuncu grubum var. Oyunu 1-0 tuttuk. Galatasaray geçiş yaparken, topu kaptırdığınızda geçişe geçişte güçlü bir takım. Set hücumunda güçlü bir takım. İki tarafı da çok iyi oynayabilen bir takım. Bunun hazırlığını yapmıştık. 1-0 giderken 65-70’te hamle yaptık. Hamlenin karşılığında da biraz daha cüretkar oynamaya çalıştık. Böyle olunca da biraz daha onların daha rahat alan bulmasını vesile oldu. Hücum anlamında isteklerimizi yapamadık. Defans anlamında belli alanlarda Galatasaray’ı sıkıştırdık. Oyuncularımın isteğini, arzusunu görebiliyorum. Devreyle beraber değişmemiz gerekiyor. Kasımpaşa ilk defa sahasında maç kazanmadan devreyi bitirdi. O yüzden takımımızda değişim kaçınılmaz gibi duruyor. Hemen yarından itibaren 3 gün antrenman yapacağız. 2 Ocak’ta kampa gideceğiz. Minimum 7-8 oyuncuyla beraber değişmesi gereken bir takımımız var. İnşallah bunu yaparız" diye konuştu. Gelmeden önce kadroyla ilgili ekibiyle değerlendirme yaptığını ifade eden Belözoğlu, "Buna rağmen en iyisini yapmak için buradayız. Kadroyu güçlendireceğimizi düşündüğümüz bir devre arası var. Bence Kasımpaşa’nın bunu yapması gerekiyor. Kerem (Demirbay) iyi bir oyuncu. İsmi geçen oyunculardan biri de o. Topu tutmada, yönlendirmede o benim istediğim oyunu ortaya çıkabilecek bu tarz oyunculara ihtiyaç var gibi görünüyor. Ceyhun Bey’le görüştük, başkanlarımızla görüştük. Takımın güçlenmesi adına bir şeyler yapabileceğimizi düşünüyorum. 17 maçın minimum 8-9 galibiyet çıkarabilecek bir takım inşa edeceğiz. Şikayet edecek durumda değilim. Şikayet etmemeliyim bu kadroya geldiysem. Bugün planlarımızın bazıları tuttu, bazıları tutmadı. Karşımıza güçlü bir takım vardı" şeklinde konuştu. "Elimde peynir, domates varken, kimse benden sucuklu ya da sosisli pizza beklememeli" Elindeki kadroyla iyi işler çıkarmaya çalıştığını vurgulayan Emre Belözoğlu, "Elindeki malzemeyle en iyi lezzeti çıkarabilecek oyunu yapmak durumundayım. Elimde peynir, domates varken, ben sadece peynirli domatesli en güzel pizzayı yapmalıyım. Kimse benden sucuklu ya da sosisli pizza beklememeli. Bu işin gerçeği budur. Teknik adamlar bir şeyleri konuşurken biraz daha gerçekçi yaklaşmalılar. Ben burada elimdeki mevcutla bile en iyi neyi yapabilirim, bunun derdindeyim. Ofansif anlamda kesinlikle değişmemiz gereken, gelişmemiz gereken yerler var" ifadelerini kullandı. Her çalıştırdığı takımın kendisine tecrübe olduğunu aktaran Belözoğlu, "Elimizdeki güce göre en lezzetlisini yapmak zorundasınız. Ankaragücü’yle yaşadığımız süreç tamamen bence hakemlerin organize ettiği bir süreçti. Antalyaspor, geçen sene bence yine ligin en sıkıntılı kadrolarından bir tanesiydi ama bence iyi iş çıkardık. Lige çok iyi başladık. 4 maçta 9 puan aldık. Camia mutsuz, 4 maçın 4’ünü de kazanmamız gerekiyor diyorlardı. Ben o yüzden bıraktım. Çünkü bazen ülkede gerçeklerle karşılaşmak istemeyen bir grupla karşı karşıya kalabiliyorsunuz. Gerçekçi bakacağız. Bunları tecrübe olarak görüyoruz. Teknik adamlık kariyerimde iyi de gitse kötü de gitse hedeflerimden vazgeçmeden yoluma devam edeceğim. Bu bir tecrübe. Hep böyle bakarım" diyerek sözlerini tamamladı.