GÜNDEM - 01 Ekim 2019 Salı 11:55

152 kiloluk kadın obez ambulansla taşındı

A
A
A
152 kiloluk kadın obez ambulansla taşındı

Şırnak’ta 75 yaşındaki 152 kilo ağırlığındaki kadının rahatsızlanması sonucu yardımına obez ambulans yetişti. Özel donanımlı olan ve sedyesi bulunan obez ambulansı sayesinde hastaneye taşınan talihsiz kadın, tedavi altına alındı.

Şırnak'a bağlı Toptepe köyünde solunum yetmezliği bulunan ve kendi imkanlarıyla hastaneye gidemeyen 152 kiloluk Hanım Bayat’ın yakınları 112 acil sağlık ekiplerine bilgi verdi. Yapılan inceleme sonucu Bayat'ın normal ambulansla taşınamayacağına karar verildi. İl Sağlık Müdürlüğü ekipleri, Hanım Bayat için evine obez ambulansı gönderdi. Bayat, ekipler tarafından sedyeyle evden çıkarılarak obez ambulansıyla hastaneye kaldırılıp tedavi altına alındı.

Hasta yakını Tamer Bayat, 112 acil servis hattını aradıklarını ve hastalarının durumunu ve kilosunu kendilerine bildirdiklerini söyledi. Tamer Bayat, "112 acil sağlık ekipleri uygun ambulansı göndereceklerini söylediler. Biz 112 komuta kontrol merkezinde obez ambulansı olduğunu bilmiyorduk. Çok güzel bir hizmet. Bunun herkes tarafından bilinmesi, hastaların rahat bir şekilde hastanelere gidip gelmesine vesile olacaktır. Öğlenden sonra tekrar 112’yi arayacağız. Hastamızın işlemlerinin bittiğini haberdar edip yine bizi eve bırakacaklar. Bu hizmette emeği geçen her kese teşekkür ederiz" dedi.

Evlerinden çıkmaya zorlanan hastaların artık obez ambulansı sayesinde hastaneye gidebildiğini anlatan Şırnak İl Sağlık Müdürlüğüne bağlı 112 Acil Komuta Kontrol Merkezi Başhekimi Dr. Onur Dayanan, "Şırnak’ta Hanım Bayat gibi obez hastalar sanıldığından daha fazla aslında. Ancak bunların çoğu evlerinden dışarıya çıkamadığı için ortalarda görünmüyordu. Obezite ambulansıyla birlikte bu hastalar tek tek ortaya çıkmaya başladı. Şırnak İl Sağlık Müdürlüğüne bağlı 112 Acil Komuta Kontrol Merkezinde 22 tane ambulansımız var. Bir tanesi 4’lü ambulans, bir obez ambulans, iki tane UMKE, üç tane de pajero ambulansımız bulunmaktadır. Yeni aldığımız obez ambulansı ile Şırnak’a daha iyi hizmet etmek için bizim elimizi kolaylaştırmış bulunmaktadır. Hastalarımız önce gerekli hizmeti almak için 112’yi arıyorlar. Sağlık ekibimizle iletişime geçip gerekli bilgileri veriyorlar. Bizde gerekli ambulansı ve gerekli ambulansı gönderiyoruz. Hastayı evlerinden alıp ve tekrar hastayı işlemleri bittikten sonra ikametlerine bırakıyorlar" diye konuştu.

Melih Yiğit
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, ’Gaziantep İş Dünyası Buluşması’na katıldı Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Merkez Bankası rezervleri 155,9 milyar dolara yükseldi" dedi.Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, bir dizi programa ve toplantılara katılmak üzere Gaziantep’e geldi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Gaziantep İş Dünyası Buluşması" programında konuştu."Bir sonraki yıl tek haneli enflasyon oranlarına ulaşacağız"Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, "Gaziantep’te çok güzel programlara iştirak ediyoruz. Gece geç saatlere kadar çalışmalarımızı sürdürecek ve inşallah ardından dönüşümüzü gerçekleştireceğiz. Özellikle Gaziantep Organize Sanayi Bölgesi’nde (OSEB) bulunmaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum. Az önce başkanımızın da ifade ettiği gibi, şu anda Türkiye’nin en büyük organize sanayi bölgesindeyiz. Ankara, İstanbul gibi büyükşehirlerdeki organize sanayi bölgelerinden daha büyük ölçekli bir bölgede bulunuyoruz. Yaklaşık 300 bin kişinin çalıştığı, evine ekmek götürdüğü dev bir üretim merkezindeyiz. Gaziantep denince akla girişimcilik, ekonomi, istihdam, üretim, ticaret ve ihracat gelir. Bu organize sanayi bölgemiz de bu kavramların en güzel sembollerinden biridir. Burada bizleri misafir ettikleri için kıymetli başkanımıza ve iş dünyamızın değerli temsilcilerine teşekkür ediyorum. Kısaca bir değerlendirme yaparak sözü sizlere bırakmak istiyorum. Çünkü asıl sizleri dinleyeceğiz. İş dünyası bizim için son derece kıymetlidir. Üreten insanlar, bu ülkede taş üstüne taş koyanlar, istihdam sağlayanlar, ihracat yapanlar ve girişimciler bizim için çok değerlidir. Gerek makro düzeydeki politikalarımızı, gerekse bölgesel ya da il bazındaki çalışmalarımızı planlarken, iş dünyası ile sürekli istişare içinde olmaya büyük özen gösteriyoruz.Orta Vadeli Programımızı da yine iş dünyasıyla istişare ederek şekillendirdik. Farklı sektörlere yönelik politikalarımızı da aynı şekilde ortak akılla yürütüyoruz. Gittiğimiz her yerde iş dünyasıyla bir araya gelmeye, onları dinlemeye gayret ediyoruz. Çünkü sahayı en iyi tanıyan, reel sektörde ne olup bittiğini en iyi bilen yine sizlersiniz. Bu nedenle görüşleriniz ve önerileriniz bizim için çok değerli.Uyguladığımız bir programımız var. Bu program bir istikrar programıdır. Fiyat istikrarına, enflasyonu düşürmeye odaklı bir programdır. Programın ana çerçevesi ve istikameti bellidir. Bu çerçeveye bağlı kalmak kaydıyla, her kesimle açık bir iletişim kurmaya hazırız. Yaklaşımımız selektiftir; yani seçici ve hedef odaklıdır. Makro ekonomik dengeleri bozmadan, gerekli adımları atmak için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz. Bugüne kadar bu anlayışla hareket ettik, bundan sonra da aynı şekilde devam edeceğiz. Küresel ekonominin içinde bulunduğu durumu hepimiz yakından takip ediyoruz. IMF’nin tahminlerine göre bu yıl dünya ekonomisi sadece yüzde 2,8 oranında büyüyecek. Hatta bu tahminin daha da aşağıya çekilmesi gündemde. Dünya Ticaret Örgütü ise daha da kötümser. Küresel ticaret artışının yüzde 1,7 olacağı öngörülüyor, hatta bazı değerlendirmelere göre negatif bile olabilir. Dolayısıyla böyle bir küresel tablo içerisinde değerlendirmelerimizi yapmak durumundayız. Türkiye için Avrupa pazarı son derece önemli. Ancak Avrupa uzun süredir durgun bir seyir izliyor. Dış talebimizin önemli bir kısmı Avrupa, Körfez ülkeleri ve Kuzey Afrika’dan geliyor. Ancak özellikle Avrupa’da henüz beklediğimiz ölçüde bir toparlanma gözlemleyemiyoruz. Ukrayna Savaşı’nın etkileri, Gazze’deki trajik gelişmeler ve artan jeopolitik gerilimler de bu durumu daha karmaşık hale getiriyor. Tüm bu olumsuzluklara rağmen Türkiye ekonomisi yoluna kararlılıkla devam ediyor. Geçtiğimiz yıl olduğu gibi bu yılın ilk çeyreğinde de büyümeyi sürdürdük. Tam 19 çeyrektir kesintisiz büyüme sağladık. Üstelik bunu istikrar içinde gerçekleştirdik. İç talep ve dış talep arasında bir denge gözeterek büyümemizi sürdürüyoruz. Orta Vadeli Programımızın dört temel amacı var. Bunların başında gelen en önemli hedefimiz enflasyonu düşürmektir. Yüksek enflasyon, kamu sektörü, özel sektör ve toplumun tüm kesimleri için olumsuz sonuçlar doğurur. Belirsizlik oluşturur, öngörülebilirliği bozar ve ekonomik dengeleri sarsar. Bu nedenle fiyat istikrarı hepimiz için kritik öneme sahiptir. Enflasyonla mücadelede geçici bazı zorluklar yaşanabilir. Bu süreçleri hep birlikte yöneteceğiz. Ancak düşük enflasyonun sağlayacağı uzun vadeli kazanımlar çok daha büyüktür. Türkiye’nin büyüme tarihine baktığımızda, en çok büyüdüğümüz dönemlerin düşük enflasyon dönemleri olduğunu görürüz. Bu yüzden kısa vadeli etkiler uğruna uzun vadeli hedeflerden vazgeçmemeliyiz.Programımız çalışıyor. Geçtiğimiz yıl Mayıs ayında enflasyon yüzde 75,5 seviyesine ulaşmıştı. Bu yıl aynı dönemde ise yüzde 35,4’e gerilemiş durumda. 40 puanın üzerinde bir düşüş sağladık. Bu, içinde bulunduğumuz zor küresel şartlara rağmen programımızın işlediğinin somut bir göstergesidir. Yıl sonunda yüzde 20’li rakamları, önümüzdeki yıl yüzde 10’lu rakamları konuşacağız. Bir sonraki yıl ise tek haneli enflasyon oranlarına ulaşacağız. O zaman zaten bugünkü gibi enflasyon konuşmaz hale geleceğiz. Hedeflerimize kararlı bir şekilde ilerliyoruz. Hepinize bu sürece verdiğiniz katkılar için teşekkür ediyorum" dedi."Enflasyonla mücadele ederken, toplumun refahını artıracak, alım gücünü koruyacak politikaları da aynı kararlılıkla hayata geçiriyoruz"Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, "Son dönemde Türkiye içinde bazı siyasi tartışmalarla birlikte, haksız bir güvensizlik algısı oluşturulmaya çalışıldı. Aynı dönemde, ABD Başkanı Trump’ın yeni tarifeleri ilan etmesi küresel ölçekte finansal risk algısını artırdı. Bu gelişmeler, Türkiye’ye ilişkin göstergelere de yansıdı; rezervlerde bir miktar gerileme yaşandı, ülke risk primi olarak bilinen CDS oranlarında yükseliş görüldü. Ancak son haftalarda bu trend tersine dönmüş durumda. Merkez Bankamızın rezervleri, son açıklanan verilere göre 155,9 milyar dolara ulaştı. Bu seviye, önceki dönemde 132-133 milyar dolara kadar gerilemişti. Yani yeniden güçlü bir toparlanma sağlandı. CDS dediğimiz ülke risk primi, kamunun ve özel sektörün dış borçlanmalarında ödeyeceği faiz oranlarını etkileyen kritik bir göstergedir. 2 Nisan’da Trump’ın tarifeleri açıklamasından önce CDS 309 seviyesindeydi, açıklamayla birlikte 379 seviyesine kadar yükseldi. Sadece Türkiye değil, tüm gelişmekte olan ülkelerin risk primleri bu dönemde arttı. Ancak bugün, 11 Haziran itibarıyla CDS’imiz yeniden 287 seviyesine kadar geriledi. Bu, ciddi bir iyileşmenin göstergesidir. Finansal piyasalarda bir normalleşme sürecindeyiz ve önümüzdeki bir iki ay içinde daha sağlıklı bir zemine oturacağımızı rahatlıkla ifade edebilirim. Programımızın dört temel hedefi bulunuyor. Birinci hedefimiz enflasyonu düşürmek ve finansal istikrarı güçlendirmektir.Bunu sağlamak için fiyat istikrarını önceliklendirdik. Enflasyonla mücadelede önemli mesafe kat ettik, bu süreci sürdüreceğiz. İkinci hedefimiz sağlıklı ve sürdürülebilir büyümedir.Bu büyümeyi dengeli şekilde, hem iç talep hem de dış talep arasında denge kurarak gerçekleştirmek istiyoruz. Geçtiğimiz yıl bu hedef doğrultusunda başarılı olduk. Bu yılın iki çeyreğinde de yüzde 2 civarında bir büyüme sağladık. Mevsim etkilerinden arındırıldığında bu oran yüzde 2,7’ye ulaşıyor. Küresel büyümenin yüzde 2,8 seviyesinde olması beklenirken, Türkiye’nin bu büyüme oranı oldukça anlamlıdır. Önümüzdeki dönemde de yatırımla, istihdamla, üretimle ve ihracatla yolumuza kararlılıkla devam edeceğiz. Üçüncü önceliğimiz sosyal refahtır.Ekonomik sistemin nihai amacı, toplumun refahını artırmaktır. Ancak bu refah geçici ya da yapay değil, kalıcı ve adil olmalıdır. Enflasyonla mücadele ederken, toplumun refahını artıracak, alım gücünü koruyacak politikaları da aynı kararlılıkla hayata geçiriyoruz. Popülist söylemlerle değil, gerçekçi adımlarla sosyal refahı sürdürülebilir kılmayı hedefliyoruz. Dördüncü temel amacımız ise depremin yaralarını sarmaktır.2023’te yaşadığımız depremler, kamuya 100 milyar doları aşan bir mali yük getirdi. Devlet, son üç yılda her yıl yaklaşık 30-35 milyar dolarlık bir harcamayı bütçesinden karşılayarak bu yükü omuzladı. Bu durum bütçe açığımızı geçici olarak artırdı. Ancak bu harcamalar büyük ölçüde yatırım niteliğinde olduğu için illerimizi geleceğe daha dayanıklı, dirençli bir şekilde hazırlıyoruz. Bu yılın sonu itibarıyla, başta Gaziantep olmak üzere deprem bölgesindeki çalışmaların büyük oranda tamamlanmış olmasını hedefliyoruz. 2026 yılından itibaren ise kamu bütçesinin bu yükten önemli ölçüde kurtulacağını ve sosyal taleplere daha güçlü şekilde yanıt verebileceğimiz bir döneme gireceğimizi öngörüyoruz. Bu dört ana hedef doğrultusunda programımızı kararlılıkla uygulamaya devam ediyoruz. Cumhurbaşkanımızın güçlü liderliği ve desteği, sosyal paydaşların ve iş dünyasının katkılarıyla bu süreci birlikte yürütüyoruz. Bu anlayışla hareket etmeyi sürdüreceğiz. Ancak şu da çok önemlidir: Bu hedeflere sadece para politikasıyla ulaşmak mümkün değildir. Orta Vadeli Programımızda para politikasının yanında maliye politikaları ve yapısal reformlara da büyük önem veriyoruz. Ekonomi Koordinasyon Kurulu’nda bu yapısal dönüşüm başlıklarını detaylı biçimde ele aldık. Bu dönüşümde beş alanı öncelikli görüyoruz. Sulama ve gıda arzı. Gıda fiyatlarını düşürmenin en doğrudan yolu, arzı artırmaktır. Bu da sulama altyapısının güçlendirilmesiyle mümkündür. Bu yıl Devlet Su İşleri’ne (DSİ) tarihinin en yüksek ödeneğini verdik ve özellikle tamamlanmaya yakın projelere öncelik tanıdık. Enerji bağımsızlığı. Enerjide dışa bağımlılığı azaltmak, cari açığın azalması açısından da kritik öneme sahip. Mecliste enerji alanında çok daha etkin, bürokrasisi azaltılmış düzenlemeler için hazırlıklar sürüyor. Yenilenebilir enerji yatırımlarını hızlandırmak, yerli kaynakları daha etkin kullanmak için Tarım, Çevre ve Enerji Bakanlıklarımızla koordineli şekilde çalışıyoruz. Nükleer ve diğer kaynakları da bu çerçevede devreye alarak enerjide kapsamlı bir dönüşüm sağlayacağız. Sonuç olarak, ekonomik hedeflerimiz net, stratejimiz sağlamdır. Enflasyonla mücadele ederken büyümeyi sürdürmek, sosyal refahı artırmak, depremin yaralarını sarmak ve yapısal dönüşümleri hayata geçirmek temel önceliklerimizdir. Tüm bu adımları birlikte, istişare içinde atıyoruz. Önümüzdeki süreçte de bu kararlılıkla yolumuza devam edeceğiz" ifadelerini kullandı."Merkez Bankası rezervleri 155,9 milyar dolara yükseldi"Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, "Son dönemde Türkiye’de içeride bazı siyasi tartışmalar yoluyla güvensizlik algısı oluşturulmaya çalışıldı. Aynı dönemde ABD Başkanı Trump yeni gümrük tarifeleri açıkladı. Bu gelişmeler küresel risk algısını, özellikle de Türkiye’nin risk primini artırdı. Bu süreçte rezervlerde bir miktar düşüş oldu, CDS (ülke risk primi) oranı yükseldi. Ancak son haftalarda bu eğilim tersine döndü. Merkez Bankası rezervleri 155,9 milyar dolara yükseldi. CDS oranı ise 287 seviyesine geriledi. Finansal piyasalar normalleşme sürecine girdi. Önümüzdeki 1-2 ay içinde daha sağlıklı bir zemine oturması bekleniyor. Ekonomik hedeflerimiz dört başlıkta toplanıyor: Enflasyonla Mücadele ve Finansal İstikrar: Enflasyonu düşürmek öncelikli hedefimiz. Finansal istikrarı güçlendirerek sürdürülebilir büyümeyi sağlamaya çalışıyoruz. Sağlıklı ve Dengeli Büyüme: Geçtiğimiz yıl olduğu gibi bu yıl da iç ve dış talebi dengeli biçimde büyütmeye devam edeceğiz. Yılın ilk iki çeyreğinde yüzde 2, mevsim etkisinden arındırıldığında yüzde 2,7 büyüme sağladık. Sosyal Refah: Geçici değil, kalıcı refah artışı hedefliyoruz. Enflasyonla mücadele sayesinde gerçek refah artışı mümkün olacak. Popülist yaklaşımlardan uzak duruyoruz. Deprem Sonrası İyileşme: Depremin oluşturduğu mali yük büyük. Yaklaşık 100 milyar doları aştı. Ancak yapılan harcamalar yatırım niteliğinde olduğu için uzun vadede fayda sağlayacak. Yıl sonunda, Gaziantep başta olmak üzere birçok bölgede çalışmalar tamamlanmış olacak. Bunların yanı sıra yapısal reformlara da ağırlık veriyoruz. Beş temel öncelik alanımız şunlar: Tarım ve Gıda Arzı: Sulama projeleriyle tarımsal üretimi artırmayı hedefliyoruz. DSI’ye tarihinin en yüksek ödeneğini verdik. Enerji Bağımsızlığı: Yenilenebilir enerjiye ve enerji yatırımlarına hız veriyoruz. Bürokratik engelleri azaltacak yeni düzenlemeler yapılıyor. Konut Politikaları: Hizmet enflasyonu yüksek seviyede. Bunu düşürmek için konut arzını artırmak istiyoruz. Deprem bölgelerinde sosyal konutlar yapılırken, OSB’lere yakın yaşam alanları da planlanıyor. Bu sayede kira, ulaşım ve zaman maliyetleri azalacak. Lojistik: Üretim alanları ile pazarlara ulaşımı, kolaylaştırmak için demir yolu başta olmak üzere lojistik yatırımları önceliklendiriyoruz. İnsan Kaynağı: Eğitim sistemimizi iş gücü piyasasının ihtiyaçlarıyla örtüştürmeye çalışıyoruz. Mesleki eğitimi özel sektörle entegre edecek projeler geliştiriyoruz. Gaziantep, sadece ekonomik gücüyle değil, sosyal duyarlılığıyla da örnek bir ilimiz. Suriye’deki gelişmeler Gaziantep için büyük fırsatlar oluşturabilir. Siyasi istikrar sağlandığında, Suriye ekonomisinin hızla büyümesi bekleniyor. Bu da Gaziantep’i büyük bir ticaret merkezi haline getirebilir. Kamu olarak Gaziantep’e önemli destekler sağlıyoruz. Sağlık yatırımları kapsamında bin 875 yataklı yeni hastane hizmete alındı. Ayrıca bin 294 yatak kapasiteli yeni sağlık projeleri devam ediyor. Kültür yatırımları kapsamında Gaziantep Kalesi ve Arkeoloji Müzesi gibi projeler yürütülüyor. Şahinbey’deki yeni kütüphane Türkiye’de örnek projelerden biri. İslahiye, Nurdağı, Araban, Oğuzeli gibi ilçelerde kütüphane projelerine de ciddi bütçeler ayrıldı. Sanayi yatırımları kapsamında Gaziantep’teki OSB’ler için milyarlarca liralık yatırımlar yapılıyor. Küçük sanayi siteleri, ayakkabı, mobilya ve teknoloji ihtisas OSB’leri gibi projelere önemli kaynaklar aktarılıyor. Karayolu ulaşımı ve diğer altyapı projelerinde de önemli ilerlemeler sağlandı" diye konuştu.
Aydın Büyükşehir’in eğitimleriyle milli takıma girdi Aydın Büyükşehir Belediyesi Atatürk Spor Kompleksi’nde gerçekleştirilen eğitimler ile milli takıma giren genç yüzücü Nisan Ada Balkan, Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu’nu makamında ziyaret etti. Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu’na, Grand Prix Burgas 2025 Uluslararası Yüzme Şampiyonası 13-14 yaş kategorisinde 3’üncü olan Yüzme Milli Takımı sporcusu Nisan Ada Balkan ile Antrenör Aytekin Mindan ziyarette bulundu. Yarışmaya katılan 250 sporcu arasından gösterdiği başarı ile Aydın’ın gururu olan Nisan Ada Balkan, desteklerinden dolayı Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu’na teşekkür etti. Efeler ilçesi Kemer Mahallesi’nde bulunan Büyükşehir Belediyesi Atatürk Spor Kompleksi’nde sağlanan imkanlar ve gerçekleştirilen antrenmanlar ile Milli Takıma girmeye hak kazandığını belirten Balkan, "Antrenmanlarımızı Atatürk Spor Kompleksi’nde yapıyoruz. Yarışlar 50 metrelik havuzlarda yapılıyor; Kuşadası’nda 25 metrelik küçük bir havuzda yüzme imkanımız var o yüzden Atatürk Spor Kompleksi’nde bulunan 50 metrelik havuz bize kendimizi geliştirmek adına bayağı bir katkı sağlıyor. Başarımız, Aydınımızı temsil etmek bizlere gurur veriyor. Özlem Başkanımıza çok teşekkür ederiz, gerçekten Atatürk Spor Kompleksi çok güzel. Bir tesiste aradığımız her şeyi burada bulabiliyoruz" diye konuştu. Geleceğin şampiyonları Aydın Büyükşehir Belediyesi’nin destekleri ile yetişiyor Yüzlerce sporcuya ev sahipliği yapan Atatürk Spor Kompleksi, tam ve yarı olimpik havuzu yan yana bulundurması ile geleceğin şampiyonlarının tercihi oluyor. Aydın’da kara antrenmanlarına imkan sağlayan tek tesis olan Atatürk Spor Kompleksi, açık havuzun yanı sıra kapalı havuzuyla kış aylarında da antrenman yapma imkanı sağlıyor. Milli Takıma ve uluslararası şampiyonalara hazırlanan sporcular, Atatürk Spor Kompleksi’nde profesyonel eğitmenlerin eşliğinde rahatlıkla antrenman yapabiliyor. Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu tarafından kente kazandırılan Atatürk Spor Kompleksi’nden memnuniyet duyduklarını, tesisin Aydın’a kazandırılmasının ardından kent genelinde yüzme kulüplerinin yaygınlaştığını belirten Mindan, "Aydın’da 50 metrelik havuzda çalışma imkanı sadece Atatürk Spor Kompleksi’nde var. Biz özellikle yaz aylarında açık havuzdan faydalanıyoruz, yeri geliyor kapalı havuzdan faydalanıyoruz. Nazilli’den, Kuşadası’ndan ve diğer ilçelerimizden bütün sporcularımızı Atatürk Spor Kompleksi’ne getiriyoruz, antrenman yaptırıyoruz. Aydın’da hem yüzme antrenmanları gerçekleştirilebilen hem de fitness yapılabilen tek tesis Atatürk Spor Kompleksi. Biz Atatürk Spor Kompleksi’nden çok memnunuz" dedi. "Genç sporculara desteklerimiz devam edecek" Büyükşehir Belediyesi tarafından genç sporculara yönelik gerçekleştirilen desteklerinin devam edeceğini belirten Başkan Çerçioğlu, "Hocamızın ve değerli sporcu kızımızın başarılarının devamını dilerim. Altyapıda bulunan sporcularımızı desteklemeye devam edeceğiz. Bizlerin amacı Milli Takıma sporcu yetiştirmekti, bunu gerçekleştirmenin mutluluğu içindeyim. Buradaki en büyük başarı tabii ki hocamızın, kızımızın ve ailesinin, kendilerini tebrik ederim; Nisan Ada, Aydınımızı olimpiyatlarda temsil edecek" ifadelerini kullandı.
Ankara Bakan Göktaş: "15 bin 312 evladımıza yuva sıcaklığında bir yaşam alanı sunuyoruz" Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, "Çocuk evleri ve çocuk sitelerimizde, şu an 15 bin 312 evladımıza yuva sıcaklığında bir yaşam alanı sunuyoruz. Evlatlarımızın eğitim hayatlarını destekliyoruz" dedi. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, ‘Devlet Korumasından Yararlanmış Gençlerimizin Kamu Kurumlarına Yerleştirilmesi Kura Töreni’ne katıldı. Tercih işlemini tamamlayan 608 gencin kamu kurumlarına yerleştirilmesi için gerçekleşen kura çekiminden önce konuşan Bakan Göktaş, her bir gence, çıktıkları bu yolda başarılar diledi. Göktaş, yeni görevlerinin hayırlı olmasını dileyerek, "Cumhurbaşkanımızın da dile getirdiği gibi, ‘Kimsesizlerin kimsesi olan devletimiz çeşitli sebeplerle anne-babasından ayrı düşen çocuklarımızın sığınacağı yegane güvenli limandır. Devletimizin kanatları altındaki çocuklarımız 85 milyon vatandaşımızın ortak evladıdır.’ Bu anlamda çocuklarımızın sağlıkla ve sevgi dolu bir ortamda yetişmeleri en önemli görevimizdir. Bu anlayışla sadece koruma ve bakım altındaki çocuklarımız için değil. Ülkemizin üçte birini oluşturan, 21 milyonu aşkın çocuğumuzun haklarını gözeten bir hassasiyetle çalışmalarımızı yürütüyoruz" diye konuştu. "15 bin 312 evladımıza yuva sıcaklığında bir yaşam alanı sunuyoruz" Aile odaklı hizmetlerle her daim çocukların yanlarında olmaya gayret ettiklerini dile getiren Bakan Göktaş, "Sevgiyle büyüttüğümüz çocuklarımıza sunduğumuz hizmetleri, değişen ihtiyaçlarına göre yeniliyor, daha nitelikli hale getiriyoruz. Çocuk evleri ve çocuk sitelerimizde, şu an 15 bin 312 evladımıza yuva sıcaklığında bir yaşam alanı sunuyoruz. Evlatlarımızın eğitim hayatlarını destekliyoruz. Yeteneklerini keşfetmeleri ve hayallerine ulaşmaları için onları her adımda cesaretlendiriyoruz. Kültür, sanat ve spor alanlarında kendilerini ifade edebilecekleri imkanlar sunarak, çok yönlü gelişimlerine katkı sağlıyoruz. Bugün 2 bin 716 çocuğumuz Bakanlığımıza bağlı spor kulüplerinde lisanslı olarak spor hayatına devam ediyor. Ayrıca yıl boyunca kültür ve sanat etkinliklerin en toplam 2 bin 869 çocuğumuzun yer almasını sağladık. 639 evladımız ise müzik alanındaki yeteneklerini enstrümanlarıyla sergileyerek bizlere gurur veriyor" ifadelerini kullandı. "İŞKUR ile iş birliğinde 8 bin 26 çocuğumuza iş ve meslek danışmanlığı eğitim verdik" Eğitimlerini tamamlayıp meslek sahibi olan gençleri hayat yolculuklarında yalnız bırakmadıklarına dikkati çeken Bakan Göktaş, "Onları iş ve meslek danışmanlarımızla çalışma hayatına hazırlıyoruz. 13-18 yaş grubundaki çocuklarımıza ve üniversite eğitimine devam eden gençlerimize ‘Yaşam Becerileri’ ve ‘Çalışma Hayatı ve Hukuk’ başlıklarında eğitimler sunuyoruz. Kariyer planlamalarına destek olmak için İŞKUR ile iş birliğinde 8 bin 26 çocuğumuza iş ve meslek danışmanlığı eğitim verdik. Bunun yanı sıra açtığımız kurslarla 10 bin 153 gencimizin meslek edinmesini sağladık. Bugün gerçekleştireceğimiz yerleştirmeyle beraber 64 bin 238 gencimizi kamuda istihdam ettik. Evlatlarımızın özel sektörde de güçlü bir şekilde varlık gösterebilmeleri için çeşitli teşvik mekanizmalarını hayata geçirdik. Özel sektörde istihdam edilen gençlerimizin Sosyal Güvenlik primlerini 5 yıl boyunca karşılayarak iş hayatına güvenle adım atmalarına destek olduk. Ve 15 bin 165 özel sektör istihdam teşvikiyle binlerce gencimizin hayallerine ulaşmasına katkı sunduk" açıklamasında bulundu. "2025 Aile Yılını da değerli ve anlamlı kılan sizlerin varlığıdır" Devletin, hiçbir zaman gençleri yalnız bırakmadığını ifade eden Bakan Göktaş, devlerin her bir gence güçlü bireyler olarak yetişmesi için destek sunduğunu ve her anlarında yanında olduğunu vurgulayarak şu ifadelere yer verdi: "Sizler Cumhurbaşkanımızın güvendiği, ‘ülkemizin teminatı’ dediği gençler olarak, yarınlarımızı inşa edecek, Türkiye Yüzyılı’nı omuzlayacak en değerli güçsünüz. 2025 Aile Yılını da değerli ve anlamlı kılan sizlerin varlığıdır. Ve bugün, sizleri büyük bir gururla devletimizin çeşitli kademelerinde göreve uğurluyoruz. Bundan sonraki süreçte de görev aldığınız kurumlarda dürüstlükle, adaletle, çalışkanlıkla örnek bireyler olacağınızdan eminiz. ‘İş Hayatına Uyum Seminerlerimiz’ ile de yeni görevlerinizde ihtiyaç duyacağınız bilgi, beceri ve kurumsal kültürle sizleri en iyi şekilde hazırlayacağız. Sizlere güveniyoruz. Her birinizin yolu açık, bahtı aydınlık olsun. Görevlerinizde başarılar, hayat yolculuğunuzda sağlık, huzur ve mutluluk diliyorum. Atamanız hayırlı, hizmetiniz bereketli olsun." Bakan Göktaş’ın ardından kura çekimi yapıldı. Kurada ismi okunan her genç sahneye çıkarak Bakan Göktaş tarafından tebrik edildi. Etkinlik toplu fotoğraf çekimi ile sona erdi.