GENEL - 07 Temmuz 2011 Perşembe 13:59

18 yaşından küçüklere sigara ve alkol satılmayacak

A
A
A
18 yaşından küçüklere sigara ve alkol satılmayacak

Tütün Mamülleri ve Alkollü İçkilerin Satışına ve Sunumuna ilişkin Yönetmelik bugün itibariyle tüm Türkiye'de yürürlüğe girdi. Yönetmeliğe Antalya esnafı da ayak uydurmaya başladı.


Tütün Mamülleri ve Alkollü İçkilerin Satışına ve Sunumuna ilişkin Yönetmelik, altı aylık geçiş sürecinin ardından bugün itibariyle resmen yürürlüğe girdi. Buna göre, tütün ürünleri, işyerinin dışarıdan görünmeyen ayrı bir bölümünde, 18 yaşını doldurmamış kişilerin doğrudan ulaşamayacağı şekilde satılacak. Satıcılar da artık, 18 yaşından büyük olduğuna emin olmadan kimseye alkol ve sigara veremeyecek, 18 yaş tereddüdünde kimlik istenecek. 

ANTALYA'DA DA UYGULAMA BAŞLADI 

Antalya'da da bu yönetmeliğe büfe ve market sahipleri uymaya başladı. Kimi market sahipleri tütün ve alkol stantlarının üzerine siyah bir perde çekerken, işletme sahipleri ise yasağı tam olarak anlayamadıkları söylediler. Satıcılar gerekli uyarının yapılmasının ardından kendilerine bir yol belirleyeceklerini kaydettiler. 

30 yıldır büfe işleten Mustafa Okur(55) uygulamanın tüm ülke esnafına hayırlı olmasını diledi. Uygulamanın iyi bir netice vermesini dileyen Okur, "Yaşı küçüklere sigara vermiyoruz. Raflarımızda sigaraların görünmemesine özen gösteriyoruz. Ama bu uygulama esnafa olumsuz yansır. Müşteriler öncelikle gördükleri ürünleri almaya çalışırlar. Satışlarımızın düşeceğini tahmin ediyorum. Kimlik uygulaması çok iyi. Yaşından şüphe duyduğum kişilere kimlik soruyorum. Kimlik sormam tüketiciye tuhaf gelse de durumu anlattıktan sonra bir sıkıntı oluyor" diye konuştu. 

KİMLİK GÖSTERDİ 

Büfeden sigara almaya gelen 20 yaşındaki üniversitesi öğrencisi Harun Kıyak(20) ise 18 yaş uygulamasına takılanlardan oldu. Sigara almak istediğini söyleyen Kıyak, büfe sahibinin yaşından tereddüte düşmesi nedeniyle kimlik göstermek zorunda kaldı. Kimliğini gösteren Kıyak, sigara alabildi. Sigara ve alkol satışında yaş uygulaması getirilmesinin önemli olduğu belirten Kıyak, "18 yaşından küçüklere yasak getirilmesi normal. Gayet olumlu buluyorum, olması gereken bu. Sigara ve içki kullanma yaşı ülkemizde gittikçe düşüyor. Buda ülkemizin geleceği için kötü bir durum. Yasakların yanında insanların birazda bilinçlendirilmesi gerekiyor" şeklinde konuştu. 

Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu'nun (TAPDK) yayımladığı yönetmelikte, tütün mamülü satışının yapılamayacak yerler ve yöntemler de yeniden belirlendi. Buna göre, sağlık, eğitim ve öğretim, kültür ve spor hizmeti verilen yerlerde tütün mamulleri satışı yapılamayacak. Posta ve benzeri dağıtım hizmetleri yoluyla tütün mamulü satışı ve teslimi gerçekleştirilemeyecek.

HABER: İSA AKAR -ANTALYA

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Mersin İyilik Gemisi Mersin’den Sudan’a uğurlandı Mersin Limanı’ndan Sudan’a çadır taşıyan ‘NZ NINGBO’ isimli ’İyilik Gemisi’ törenle uğurlandı. Uğurlama törenine katılan AFAD Başkanı Ali Hamza Pehlivan, "Ülkemiz zorluk içerisindeki pek çok insanlara ulaşma gayreti içerisinde" dedi. Türkiye bir çok ülkeye olduğu gibi 2013 yılında Darfur’da ortaya çıkan iç savaş ve insani kriz sonrasında günümüze kadar istikrarsızlıkların devam ettiği Sudan’a da yardım elini uzatmaya devam ediyor. Bu çerçevede, barınma ihtiyacının giderilmesine yönelik olarak AFAD, BM (IOM) iş birliği ile 30 bin adet çadır gönderimi planlanırken, bu malzemelerden 10 bin 80 adet çadır, bugün Mersin Limanı’ndan Sudan’a ulaştırılmak üzere gönderildi. ‘NZ NINGBO’ isimli ’İyilik Gemisi’ni, AFAD Başkanı Ali Hamza Pehlivan, Mersin Valisi Atilla Toros, BM Göç Örgütü Sudan Misyon Şefi Muhammed Rıfat, AFAD görevlileri ile il protokol üyeleri uğurladı. "İyilik Gemimizi ve gemilerimizi Sudan’a uğurluyoruz" Mersin Limanı’ndaki uğurlama töreninde konuşan AFAD Başkanı Ali Hamza Pehlivan, "Sudan için de geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi bu yaşanan krizin aşılması, özellikle de zorluk içerisinde olan, yerlerini terk etmek durumunda olan insanların gıdaya ihtiyacı olan, suya ihtiyacı olan, barınmaya ihtiyacı olan insanların, oradaki kardeşlerimizin bu ihtiyaçlarını gidermek adına adımlar atıyoruz. Ve bu adımların bir göstergesi olarak bugün iyilik gemimizi ve gemilerimizi Sudan’a uğurluyoruz" ifadelerini kullandı. "Totalde 30 bin çadır temin ettik" Pehlivan, Sudan’da süren iç çatışmalar nedeniyle en kritik ihtiyacın barınma olduğunu vurgulayarak, "Bu gemilerimizin içinde, orada yapmış olduğumuz tespitler doğrultusunda, Dışişleri Bakanlığımızın, oradaki Türk Büyükelçiliğimizin, Türkiye’deki Sudan Büyükelçiliğinin ve yine bugün aramızda olan Birleşmiş Milletler Uluslararası Göç Örgütü temsilcileriyle yaptığımız toplantılar neticesinde, görüşmeler neticesinde barınma ihtiyacının hat safhada olduğu tabii ki ortada. O yüzden biz de AFAD olarak bu ihtiyacın giderilmesine yönelik çalışmalarımıza hız kazandırdık. Ve totalde 30 bin çadır temin ettik. Ve bu çadırların bugün bin 180’ini bu görmüş olduğunuz iyilik gemisiyle Sudan’a uğurlayacağız" şeklinde konuştu. "Uçak dolusu yangın söndürme malzemelerini iletmiştik" Pehlivan, Türkiye’nin Sudan’a yönelik insani yardım faaliyetlerinin uzun süredir kararlılıkla sürdüğünü hatırlatarak, "Daha önce de şu anda bulunduğumuz Mersin Limanımızdan gemiler uğurlamıştık. En son gönderdiğimiz iki gemiyle totalde 5 bin 500 ton insani yardım malzemesini sevk etmiştik. Bunlar içerisinde gıda, hijyen, sağlık malzemeleri ve barınma malzemeleri yer alıyordu. Gene geçtiğimiz aylarda, mayıs ayında Port Sudan’da meydana gelen yangın neticesinde, o yangının büyük çaplı olması hasebiyle yine bir uçak dolusu yangın söndürme malzemelerini iletmiştik. Geçtiğimiz ay içerisinde, kasım ayı içerisinde AFAD ekiplerimizi yine Sudan’a göndermek suretiyle yerelde gıda malzemesi tedarik ederek bin 500 insani malzemeyi oraya ulaştırmış, oradaki kardeşlerimize teslim etmiştik" dedi. "Ülkemiz zorluk içerisindeki pek çok insanlara ulaşma gayreti içerisinde" Hem Sudan’a hem de diğer kriz bölgelerine yönelik insani yardım çalışmalarının aralıksız sürdüğünü ifade eden Pehlivan, "Bugün burada uğurlayacağımız gemi ve arkasından uğurlayacağımız iki gemiyle de inşallah oradaki kardeşlerimizin barınma ihtiyaçlarına hep birlikte katkı sağlamış olacağız. Tabii ülkemiz pek çok topluma, zorluk içerisinde olan insanlara ulaşma gayreti içerisinde. Biliyorsunuz Gazze konusunda da yine Cumhurbaşkanımızın talimatları doğrultusunda bugüne kadar 14 uçak, 18 iyilik gemisi totalde 103 bin tonun üzerinde yardım malzemesi de oraya ulaştırıldı. Ve önümüzdeki günlerde yine oraya da bu gemi seferleri devam edecek" ifadelerine yer verdi. BM Göç Örgütü Sudan Misyon Şefi Muhammed Rıfat ise Sudan’daki insani krizin boyutlarına dikkat çekerek, "Sudan şu anda dünyanın en büyük yerinden edilme krizini yaşamaktadır. 9.6 milyondan fazla insan evlerini terk etmek zorunda kalmıştır. Yalnızca Darfur ve Kordofan bölgelerinde son üç hafta içinde 100 binden fazla kişi yerinden edilmiştir. Aileler aşırı kalabalık, kırılgan şartlarda barınmakta, yağmurdan, çamurdan, sıcaktan, şiddetten neredeyse korunamamaktadır. En temel ihtiyaçları basittir: güvenli bir uyku alanı" diye konuştu. Rıfat, Türkiye’nin yaptığı barınma desteğinin bölgedeki mağdurlar için büyük önem taşıdığını vurgulayarak, "Bu gerçeklik içinde, Türkiye’nin bugün Sudan için bugüne kadar yapılan en büyük barınma bağışı törenine ev sahipliği etmekteyiz. Bugün teslim edilen ilk 10 bin çadır, IOM’nin (Uluslararası Göç Örgütü) her şeyini kaybetmiş ailelere derhal ulaşmasını sağlayacaktır. Bu aileler için yalnızca çadır ve barınak değildir. Onur demektir, koruma demektir" ifadelerini kullandı. Konuşmaların ardından ‘NZ NINGBO’ isimli iyilik gemisi, protokolün el sallamasıyla limandan ayrılarak Sudan’a doğru yola çıktı.
İstanbul "RSV vakakarında artış başladı" Dünyada her yıl 33 milyon çocuğu hasta eden, 100 bin bebeğin ölümüne sebep olan RSV vakalarında artış başladı. Uzmanlar, bu virüsle mücadele için, hayatlarının ilk kışını yaşayan bütün bebeklere antikor verilerek bağışıklık kazandırılmasını tavsiye ediyor. Kış ayları yaklaşırken uzmanlar, özellikle bebekler için ciddi risk oluşturan bulaşıcı solunum yolu hastalığı RSV(respiratuvar sinsityal virüs)konusunda aileleri uyarıyor. Her yıl dünya genelinde milyonlarca çocuğu etkileyen RSV, bebeklerde bronşiolitin en sık sebebi olarak kabul ediliyor ve özellikle 0-6 ay arasındaki bebeklerde ölümcül seyredebiliyor. Sağlık Bilimleri Üniversitesi, Hamidiye Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Vefik Arıca, "RSV sıradan bir nezle değildir; bebeklerin bronşlarına yerleşip nefes darlığı yapan en tehlikeli solunum virüsüdür"diyerek dikkat çekiyor. "33 milyon çocuğu hasta ediyor" Prof. Dr. Arıca, "The Lancet dergisinde yayımlanan kapsamlı analizlere göre, her yıl 5 yaş altı 33 milyon çocuk RSV enfeksiyonu geçiriyor. Bu çocukların yaklaşık 3,6 milyonu hastaneye yatarken, 100 binden fazlası hayatını kaybediyor.Ölümlerin 45 bini ise henüz altı ayını doldurmamış bebeklerde meydana geliyor. RSV, çocuklarda özellikle bronşiolit ve zatürre yapan, son derece bulaşıcı bir solunum yolu virüsüdür. 0-5 yaş ölümlerinin her 50’sinden biri, 1-6 ay arası bebek ölümlerinin her 28’inden biri RSV kaynaklıdır" diyerek enfeksiyonun ciddiyetine vurgu yaptı. "İlk kışını geçiren bebekler riskte" Bebeklerde ilk kış mevsine dikkat çeken Prof. Dr. Arıca, "Türkiye’de de durum farklı değil. Yapılan çok merkezli araştırmalar, alt solunum yolu enfeksiyonu nedeniyle hastaneye yatan 2 yaş altı çocukların yüzde 38’inde RSV tespit edildiğini gösteriyor. Kış aylarında görülen bronşiolit vakalarının ise yüzde 60-80’inden RSV sorumlu. Ekim-nisan döneminde çocuk servislerini dolduran bronşiolit tablolarının başrolünde RSV vardır. Özellikle ilk kışını geçiren bebekler yüksek risk altındadır" diye konuştu. "Önce kandırır sonra nefesi keser" Prof. Dr. Arıca, sözlerine şöyle devam etti: "RSV, daha büyük çocuklarda hafif burun akıntısı ve öksürükle geçse de, bebeklerde ağır nefes darlığı, hızlı solunum, göğüste çekilmeler, beslenememe, oksijen düşüklüğü ve hatta morarmaya yol açabiliyor. Özellikle 3 ay altı bebekler, prematüre doğanlar, doğuştan kalp hastalığı veya kronik akciğer hastalığı olanlar ile bağışıklığı baskılanmış çocuklar en yüksek risk grubunu oluşturuyor. Aileler çoğu zaman‘ateşi yok, nezle gibi’diyerek geçiştiriyor. Oysa RSV önce kandırır, sonra nefesi keser. Ağır RSV bronşioliti geçiren bebeklerin yüzde 30-40’ında sonraki yıllarda tekrarlayan hışıltı ve astım benzeri tablo gelişebiliyor. RSV astımın sebebi değildir ama tetikleyicisi olabilir " "Anne ve Babadan da bulaşır" Virüsün yetişkinlerden bulaşabileciğini belirten Prof. Dr. Arıca, "RSV’nin en dikkat çeken özelliklerinden biri ise erişkinlerde hafif soğuk algınlığına benzeyen bir tabloya neden olurken, bebeklerde ağır bir klinik tabloya dönüşebilmesi. Bu sebeple yetişkinlerin farkında olmadan bebeklere virüsü taşıması oldukça kolay" şeklinde konuştu. Korunma yolları Prof. Dr. Arıca, virüsten korunma yollarını şöyle açıkladı: "Ailelerin RSV’den korunmak için alabileceği çeşitli tedbirler de bulunuyor. Eller sık yıkanmalı, hasta kişiler bebekten uzak tutulmalı, sigara dumanından uzak durulmalı, kalabalık ve kapalı alanlardan kaçınılmalı ve kreşe giden çocuklar semptomluyken bebekle temas ettirilmemeli. Yenidoğan, 1-6 aylık, 6-12 aylık bebeklerin çoğu bu korumadan yararlanabilir. Ek olarak bilimsel çalışmalar prematüre bebekler, doğuştan kalp hastalığı olanlar, kronik akciğer hastalığı olanlar, bağışıklığı baskılanmış bebekler ve yoğun bakımda uzun süre kalmış yüksek riskli bebeklere de öneriliyor."
İstanbul Tezgah üzerindeki cep telefonunu alarak kayıplara karıştı İstanbul Esenler’de pazarda alışveriş yapan kadın, tezgah üzerindeki cep telefonunu alarak kayıplara karıştı. Polis ekiplerinin incelemeleri sonrası kadın yakalanarak gözaltına alınırken, tezgah üzerindeki cep telefonun çalındığı anlar güvenlik kamerası tarafından görüntülendi. Olay, 18 Kasım 2025 tarihinde saat 17.00 sıralarında Esenler Nine Hatun Mahallesinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, sokak polise başvuran bir kadın cep telefonunun çalındığını söyleyerek polisten yardım istedi. Cep telefonu çalınan kadın, cep telefonunun pazarda alışveriş yaparken çalınmış olabileceğini söyledi. Bunun üzerine polis çevredeki tüm güvenlik kameralarını incelemeye aldı. Yapılan incelemede bir güvenlik kamerasının olayı saniye saniye görüntülediği tespit edildi. Görüntülerde pazar tezgahından alışveriş yapan kadının yanından yaklaşan şüphelinin sözde alışveriş yapıyormuş gibi yaptığı bu sırada fark ettirmeden cep telefonunu alarak tezgah üzerine bıraktığı görüldü. Şüpheli bir süre oyalandıktan sonra geri gelerek tezgaha bıraktığı telefonu alarak hızla uzaklaşma anları kamera görüntülerine yansıdı. Polis yaptığı incelemede şüphelinin G.Y., olduğunu tespit etti. Hırsızlık Büro Amirliği ekipleri Hakan S.’yi gözaltına aldı. Emniyetteki işlemleri tamamlan şüpheli G.Y., sevk edildiği adliyede çıkarıldığı mahkeme tarafından adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.