DİĞER SPORLAR - 27 Haziran 2022 Pazartesi 14:18

2. Uluslararası Srebrenitsa Boşnak Soykırımı Anma Koşusu’nun basın toplantısı yapıldı

A
A
A
2. Uluslararası Srebrenitsa Boşnak Soykırımı Anma Koşusu’nun basın toplantısı yapıldı

2. Uluslararası Srebrenitsa Boşnak Soykırımı Anma Koşusu’nun basın toplantısı, Yeşilyurt Spor Kulübü’nde yapıldı. Toplantıda Bakırköy Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürü Sait Babaoğlu, Bakırköy Belediye Başkan Yardımcısı Cavit Ganiç CHP İstanbul İl Başkan Yardımcısı Şemside Yener, Türkiye Bosna Sancak Derneği Başkanı Muhammed Sancaktar ve İstinye Üniversitesi Hastanesi Üroloji Hekimi Prof. Dr. Adem Fazlıoğlu da hazır bulundu.

Doğu Bosna’da bulunan Srebrenitsa bölgesinde 11 Temmuz 1995 yılında 8 bin 372 Bosnalının Sırplar tarafından katledilmesi anısına gerçekleştirilen Uluslararası Srebrenitsa Boşnak Soykırımı Anma Koşusu, 3 Temmuz Pazar günü İstanbul Yeşilköy Balıkçılar Meydanı’ndan start alacak. Bu yıl 2.’si düzenlenecek olan organizasyonun, birlik ve beraberlik açısından önemine vurgu yapılan toplantıda konuşmacıların yanı sıra Bosna ve Balkan derneklerinin temsilcileri de Bosna soykırımı hakkında duygu ve düşüncelerini aktardı.

Cavit Ganiç: "Yaklaşık 200 bin vatandaşımızın hayatına mal oldu"
Balkanlardaki zulmün aslında 1 Mart 1992 yılına kadar uzandığını vurgulayan Bakırköy Belediye Başkan Yardımcısı Cavit Ganiç, “Srebrenitsa Boşnak Soykırımı anısına düzenlediğimiz koşunun 2.’si için düzenlediğimiz basın toplantısına katılım sağlayan herkese teşekkür ederim. Bugün çok önemli bir anma için buradayız. Boşnak soykırımının başlangıcı 1 Mart 1992 yılına dayanıyor. 11 Temmuz 1995 Srebrenitsa soykırımı da bunlardan bir tanesi. Doğu Bosna bölgesi bu süreçte yaklaşık 200 bin vatandaşımızın hayatına mal oldu. Biz Bakırköy Belediyesi olarak, bu davada Boşnak kökenli vatandaşlarımızın daima yanında olacağız” dedi.

Muhammed Sancaktar: "Dünya basınının nasıl ikiyüzlü olduğunu hepimiz görüyoruz"
Ukrayna’daki yaşanan olaylara değinerek Dünya basınını ikiyüzlü olmakla suçlayan Türkiye Bosna Sancak Derneği Başkanı Muhammed Sancaktar, “Biz geçen sene bu organizasyonun ilkini düzenledik. Kimsenin yapmadığı ve kullanmadığı bir dil kullanarak bu durumu spor dili kullanarak gerçekleştirdik ve bunun çok doğru bir karar olduğunu geri dönüşlere bakarak söyleye biliriz. Biz düzenlediğimiz bu organizasyonlarla sesimizi duyurmaya devam edeceğiz ama şunu söyleyeyim, o gün gerçekleşen soykırım sadece Bosnalılara karşı değil, tüm Müslümanlara yapılmış bir haksızlık olarak algılamalıyız. Bugün Ukrayna’nın yaşadığı duruma hepimiz şahit oluyoruz. Dünya basınının nasıl ikiyüzlü olduğunu hepimiz görüyoruz. Biz kendi sesimizi kendimiz duyuracağız. Bu tarz organizasyonlar bizim gibi haksızlığa uğrayan halklar için gerçekten çok önemli. Koşu için yapılan kayıtlara baktığımızda bu sene katılım daha çok olacak diye düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

“Buradaki birlik ve beraberliğimiz bizim için çok önemli”
Sözde Modern olan toplumların Boşnak halkına karşı işlediği katliamı unutturmayacağız diyen CHP İstanbul İl Başkan Yardımcısı Şemside Yener, “Geçen yıl olduğu gibi bu yılda buradayız. Bizim için 11 Temmuz 1995 Dünya tarihinde kara bir lekedir. Kendilerini Modern olarak tanıtan toplulukların gözleri önünde işlenmiş bir soykırımdır. Bu soykırımda en az 8 bin 372 insanın katledildiğini biliyoruz. Buradaki birlik ve beraberliğimiz bizim için çok önemli. Bu kapsamda 3 Temmuz günü gerçekleştirilecek 2. Uluslararası Srebrenitsa Boşnak Soykırımı Anma Koşusu’na hepinizi davet ediyorum” şeklinde konuştu.

Bu yıl 2.’si düzenlenecek olan Uluslararası Srebrenitsa Boşnak Soykırımı Anma Koşusu’nun organizatörlüğünü üstlenen Ozan Demir ise "Biz birçok organizasyonun düzenleyen bir yapı olarak, geçen sene ilkini düzenlediğimiz bu etkinliğe 2 binin üzerinde katılımcı bekliyoruz. 13 farklı ilden sporcuların katılım sağlayacağı koşu 3 Temmuz Pazar günü saat 09.00’da Yeşilköy Balıkçılar Meydanı’nda başlayarak sporcuların Florya’ya kadar koşarak toplam 8 bin 372 metrelik mesafe kat ettikten sonra başlangıç noktasında yarış sonlanacaktır. Katılım sağlayan tüm sporseverlere anı madalyası ve katılım belgesi verilecektir” dedi.

Yunus Kılıç - İsmail Yasin Akçın - Mehmet Şirin Topaloğlu

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir İzmir, sokaklarında domuz sürüleri ile doğal yaşam parkına döndü İzmir’in Balçova, Narlıdere ve Bornova ilçelerinde sürü halinde yerleşim yerlerine inen yaban domuzları, dev cüsseleriyle cadde ve sokaklarda cirit atarak korku salıyor. Geceleri sokağa çıkmaya korkan vatandaşlar yetkilileri kalıcı önlem almaya çağırırken, bazı kişilerin ise alıştıkları domuzlardan kaçmak yerine onları cep telefonlarıyla görüntülemesi dikkat çekti. İzmir’de yaban hayatı ile kent yaşamı arasındaki sınırlar iyice belirsizleşmeye başladı. Özellikle Balçova, Narlıdere ve Bornova ilçelerinde gece saatlerinde ortaya çıkan domuz sürüleri, yerleşim yerlerinde özgürce dolaşırken görüntülendi. Kent sakinleri, gündüzleri sahipsiz köpeklerden, geceleri ise sayıları her geçen gün artan dev domuz sürülerinden dert yanıyor. Dün gece geç saatlerde Balçova sokaklarına inen yaban domuzları, devasa cüsseleriyle dikkat çekti. Çöp konteynerlerinin etrafında yiyecek arayan ve caddelerde sürü halinde ilerleyen domuzlar, trafikteki sürücülere ve yoldaki vatandaşlara aldırış etmeden dolaşmaya devam etti. Bazı İzmirlilerin artık bu duruma alıştığı ve kaçmak yerine cep telefonlarına sarılarak o anları kaydettiği görüldü. Kentin korkulu rüyası haline geldi Öte yandan, her gece sokaklarda karşılaştıkları bu tablodan büyük rahatsızlık duyan vatandaşlar ise yetkililere çağrıda bulundu. Geceleri yaya olarak dışarı çıkmaya korktuklarını belirten mahalle sakinleri, yetkililerin bu konuda artık kalıcı ve somut bir tedbir alması gerektiğini belirtti. Bazı vatandaşlar da şehir merkezinin domuzların doğal alanı haline gelmesinde, sokak hayvanları için özellikle kaldırımlara kedi-köpek maması koyulmasının da etkili olduğunu iddia etti. Sürü halinde geziyorlar Yaşan durumda bir dengesizlik olduğunu aktaran Balçova ilçesi sakini Osman İlhan, "Çünkü bu hayvanların buraya inmemesi gerekiyor. İnsanlar yemek veriyor, ekmek kırıntıları koyuyor; onlar da buna alışıp devamlı geliyorlar, bazen 10, 15, hatta 20 tane oluyorlar. Balçova Belediyesi bu konuda tabelalar asmış; bu hayvanlara ekmek ve kırıntı atılmaması, doğal yaşamlarına bırakılması gerektiğini söylüyor ama dinleyen var mı bilmiyorum, genelde dinlemiyorlar. İnsanlar ekmek ve yemek artıkları bırakıyor, bu yüzden domuzlar her akşam saat 10.30-11.00 gibi ormandan buraya iniyor. Sokağa çıktığımızda görüyoruz ve bu da bir korku oluşturuyor. Mesela ben gece saat 2’de evimin önünden geçerken korktum; gürültülü seslerle, yavrularıyla birlikte 15-20 kişilik sürüler halinde geçiyorlar. Sürü halinde ses çıkararak ilerliyorlar ve köpek olsa bir şekilde müdahale edersiniz ama onların huyunu suyunu bilmediğimiz için bir şey yapamıyoruz" dedi. "Domuz ailesi çıkabilir" Domuzlardan aslında şikayetçi değiliz diyen esnaf Devrim Çıntay, "Muhtemelen domuzlar bizden şikayetçidir çünkü buraya gelip onların yerini işgal etmiş durumdayız. Bu konuda hem domuzların hem de insanların yanlış davranışları var; özellikle insanların yem ve mama bırakması önemli bir etken çünkü domuzlar kedi mamasının kokusuna geliyorlar diye düşünüyorum. İlk başta insan korkar gibi oluyor ama sonra bakıyorsun ki onlar senden korkuyor ve zaten kaçıyorlar, bu yüzden aslında çok büyük bir tehlike arz ettiklerini düşünmüyorum; tabii küçük çocuklar konusu ayrı. Balçova Belediyesinin bu konuyla ilgili çok bir şey yaptığını sanmıyorum, çünkü hayvanlara burada farklı bakıldığı için toplama gibi uygulamalar da yapılamaz; muhtemelen belediye bir çalışma yapmıyor, yapsa görürdük diye düşünüyorum. Geçenlerde trafik kazası oldu, domuzlar büyük olduğu için arabalarda oluşan hasar da büyük oluyor ama herhalde domuzlarla birlikte yaşamayı öğrenmemiz gerekiyor. Bu nedenle ‘Dikkat hayvan çıkabilir’ tabelaları yerine ‘Dikkat domuz çıkabilir’ ya da ‘Domuz ailesi çıkabilir’ şeklinde tabelaların olması bana daha mantıklı geliyor" ifadelerini kullandı. Balçova ilçesinde emlakçılık yapan Vedat Küçükgökçe ise, "Burada çok aşırı sayıda domuz görüyoruz ve oldukça da büyükler. Bu durum ciddi anlamda tehlike arz ediyor çünkü bunlar vahşi hayvanlar. Bir gün mutlaka bir olay yaşanacak; yaşandıktan sonra önlem almak ise çok daha kötü sonuçlara yol açabilir, bu yüzden önlemlerin şimdiden alınması gerekiyor. Teller açık olduğu için domuzlar rahat rahat girip çıkıyorlar. Ayrıca burada onlara yemek veriliyor, ekmek atanlar var. Hem çevre kirliliği oluşmuş durumda hem de vahşi hayvanların insanların arasında olmaması gerektiğini düşünüyorum; bu açık bir tehlike oluşturuyor" diye ekledi.