GÜNDEM - 18 Kasım 2017 Cumartesi 11:45

29 yıl sonra ’anne’ ve ’baba’ sözleriyle tanıştılar

A
A
A
29 yıl sonra ’anne’ ve ’baba’ sözleriyle tanıştılar

Antalya’da 2,5 yaşındayken yüzde 70 gelişim geriliği ve işitme sorunu olan Muhammed’i evlat edinen çift, 29 yıl sonra ’anne’, ’baba’ sözüyle tanıştı. Cihazla duymaya başlayan Muhammed’in ilk sözleri anne ve baba olunca çift büyük mutluluk yaşadı.

Antalya’nın Kepez ilçesinde yaşayan Hacer ile Erdal Özel çifti, çocuk sahibi olamadı. Erdal ve Hacer Özel, çocuk sahibi olabilmek için her türlü yöntemi denedi. En son tüp bebek yöntemini deneyen Özel çifti, yapılan tetkiklerden de sonuç alamadı. Komşularının koruyucu aileyle çocuk sahibi olduğunu öğrenen ve bu durumu araştıran Özel çifti, koruyucu aile olmak için Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Antalya İl Müdürlüğüne başvurdu. 2013 yılında İl Müdürlüğüne başvuran Hacer ve Erdal Özel çifti, başvurularının onaylanmasının ardından Nisan ayının 15’inde aile bağı bulunmayan ve tanı tedavisi devam eden Muhammed’in koruyucu ailesi oldu.

İLK SÖZLER ‘ANNE VE BABA’ OLUNCA GÖZYAŞLARI SEL OLDU

Yüzde 70 gelişim geriliği bulunan ve işitme sorunu olan Muhammed’in koruyucu aileliğini üstlenen Özel çifti, eve gittiklerinde çocuğun hiçbir sese tepki vermediğini fark etti. Çift, işitme engelli olduğu belirlenen Muhammed’in tedavisini hemen başlattı. 1 yıl süren uğraşın ardından 2014 yılında yapılan ameliyatla Muhammed’e işitme cihazı takıldı. Şimdi ilkokul birinci sınıfa giden 7 yaşındaki Muhammed, takılan cihaz sayesinde ilk olarak duymaya, iki yıl sonra da konuşmaya başladı. 7 yaşındaki Muhammed’in ağzından çıkan ilk sözler ise Özel çiftinin 29 yıl boyunca duymak istediği sözler olan ‘anne ve baba’ oldu. Geç duyup geç konuştuğu için şu anda 3,5 yaşındaki bir çocuğun konuşma kapasitesine sahip olan Muhammed’in ağzından çıkan sözlerin Özel çiftinin evini tam bir aile havasına bürüdü.

29 yıl sonra ’anne’ ve ’baba’ sözleriyle tanıştılar

"BENİ EN ÇOK MUHAMMED’İN İSMİ ÇEKTİ"

Komşularının koruyucu aile başvurusunun ardından böyle bir karar verdiklerini ifade eden Erdal Özel, "Komşumuz böyle bir şeye müracaat etmişlerdi. Onların aldığı çocukta engelliydi, oda bizi biraz teşvik etti. Bizde bir de çocuk özlemi vardı. 29 sene çocuğumuz olmadı. Bu hasret de vardı içerimizde, o arkadaşımızın, komşumuzun sayesinde biz müracaatlarımızı yaptık. Gerekli araştırmalar yapıldıktan sonra raporlarımız çıktı. Her şey olumlu oldu. Müracaatımızda Muhammed’i bize teşvik ettiler ve önerdiler. Beni en çok Muhammed’in ismi çekti. Ben hep böyle bir özlem çekerdim bir oğlum olsa da ona bu ismi versem diye. Çünkü peygamberimizin bende yeri çok başka. Peygamberimizin bir hadisi var ’kimin 3 çocuğu oğlu olursa ve bir tanesine benim adımı koyarsa benim şefaatime nail olacak’ diye ve bu hasret benim içimde ukdeydi. Adının Muhammed olması beni çok çekti" dedi.

"DOKTOR’ MUHAMMED’İ ÖZRÜNDEN DOLAYI GERİ VERMEZSEN BÜTÜN YARDIMLARI YAPACAĞIM’ DEDİ"

Muhammed’i doktora götürdüklerini ve orada işitme kaybının olduğunu öğrendiklerini dile getiren Erdal Özel, "Muhammed’i ben doktora götürdüm. Doktor testleri yaptılar. Tamamen işitme duyma kaybı ortaya çıktı. Doktor bana ’ Eğer Muhammed’i dedi bu özründen dolayı geri vermezsen bütün yardımlarım ne gerekiyorsa, sana hastaneden yapacağım. Bu çocuğu en iyi şekilde tedavi ettireceğim. Sen yeter ki Muhammed’i geri verme.’ dedi. Benim zaten öyle bir niyetim yoktu. Öyle bir niyetim olsa hiç yapmazdım" diye konuştu.

"BİZİ HİÇ ETKİLEMEDİ"

Muhammed’e koruyucu aile olmak istedikleri zaman yüzde 70 gelişim geriliği yaşadığını bildiklerini ifade eden Özel, durumun kendilerini hiç etkilemediğini söyleyerek, "Koruyucu aile olmak isterken biliyordum. Sağlık raporundan sonra bunlar ortaya daha çok çıktı ama beni hiç etkilemedi onun böyle olması" şeklinde konuştu.

Muhammed’e ameliyat olduktan sonra kulaklık takıldığını ve duymaya başladıktan sonra ilk sözlerinin anne olduğunu belirten koruyucu baba Erdal Özel, "Tabi ki önce anne oldu. Çok duygulandık, çok sevindik yani ben şöyle bir niyet de almıştım. O niyetimizi de gerçekleştirdik. Eğer Muhammed konuşursa ameliyattan sonra ona kurban kesecektik. Kurbanımızı da kestik, konuşması da epey gelişti. Duymasında şuan hiçbir sıkıntı yok. Okuluna da şuan devam ediyor ve her şey yolunda" dedi.

"KORUYUCU AİLESİ DEĞİLİM, BEN ONUN ÖZ BABASI GİBİYİM"

Muhammed’in anne ve baba demesinden sonra tarif edilemez duygular yaşadıklarını dile getiren Erdal Özel, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"O tarif edilmez bir duygu yani çocuğu olmayan bilemez bunu biz bilmiyorduk. Ağladım zaten öyle güzel bir duygu olmasa. Belki de 29 senenin hasreti mi vardı artık bilmiyorum. Biz Muhammed’e çok bağlandık. Şuanda Muhammed’in koruyucu ailesi değilim, ben onun öz babası gibiyim. Sanki o benim öz çocuğum gibi, benim bedenimdenmiş gibi Muhammed. Koruyucu aile gözüyle bakmadım ve bakmayacağım. Eğer öyle bakmış olsaydım bu zamana gelemezdik."

"BİZİ ÇOCUĞU OLANLAR ANLAYAMAZ, BİZİ ÇOCUĞU OLMAYANLAR ANLAR"

Koruyucu aile olduktan sonra Muhammed’in hareketlerinin iyiye doğru gitmeye başladığını ifade eden Erdal Özel, "Muhammed’i biz kurumdan aldığımızda baya bir hareketsizdi, yürümüyordu, konuşmuyordu. Sadece oturuyordu, yiyordu ve yatıyordu. Biz aldıktan sonra hareketlenmeye başladı, yürümeye, yemeye, bizimle ilgilenmeye başladı. Böyle şeyler ilerlemeye başladı. Aile bağlarımız zaten tamamen gelişti. Bizi çocuğu olanlar anlayamaz, bizi çocuğu olmayanlar anlar. Onların hepsine de tavsiye ediyorum kesinlikle alsınlar."

"BİZ SORUNLARI BİLİYORDUK"

Muhammed’in sorunlarını bilerek koruyucu aile olma talebinde bulunduklarını söyleyen Hacer Özel, "Biz çocuğun sorunlarını biliyorduk zaten. Kendisi gösteriyordu. Her şeyiyle kabul ettik. Şuana kadar getirmiş olan devletimizden, o yurda bakan herkesten Allah razı olsun. Çok mutluyuz şükürler olsun" dedi.

"BİZİM GÖZ BEBEĞİMİZ"

Muhammed’e koruyucu aile olduktan sonra anlatılmaz duygular yaşadığını söyleyen koruyucu anne Özel, "Çok güzel bir duygu, anlatılmaz. Evlatlık aldık diye değil, biz bunu tamamen benimsedik. Sanki bizden olma, bu bizim göz bebeğimiz, her şeyimiz evimize neşe getirdi, mutluluk getirdi. Engelli olduğu halde tabi ben yine de engelli demiyorum. Şükür atlattı kurtardık" diye konuştu.

"BİZE ENGELLİ OLDUĞUNU SÖYLEDİLER"

Muhammed’in duymadığını ve bazı hastalıkları olduğunu hemen anladığını dile getiren Hacer Özel, "Zaten bize söylediler, bu çocuk engelli, gelişim geriliği var dediler. Biz de anladık zaten, gördüğünde de çok belli ediyor. Pat düşüyor böyle donmuş gibi kalıyor. Belli oluyor yani. Çocuğu getirdim eve gerçekten de baktım doğruymuş. Hemen anladım, mesela süpürgeyi çalıştırdım ses yok, seslendim ses yok. Hemen götürdük doktora ve o da hemen söyledi" ifadelerini kullandı.

"BU BİZİM KADERİMİZ ŞANSIMIZ"

Muhammed’i kendi evladı gibi sevdiğini söyleyen Hacer Özel, "Bir gecede alıştık. Bir günlüğüne götürdük yurda ama ev boşaldı çok kötü oldu. Ben her şeyi kabul ettim olsun dedik. Bu bizim kaderimiz şansımız nasibimiz. Biz, yetiştireceğiz millete devlete hayırlı evlat olsun diye dua ediyorum" dedi.

Muhammed, anne diyecek mi diye çok gözyaşı döktüğünü dile getiren Hacer Özel, "O günü de duyacak mıyım diye çok merak ederdim. Doktora gittik bizi özel eğitime yönlendirdiler ve oraya götürdük. Dediler ki ameliyat olduktan sonra hiç korkma bu çocuk kesin duyar ama yine de anne der mi diye tedirgin oluyordum. Yine acaba ‘anne’ diyecek mi acaba, konuşacak mı üzülüyordum. Ameliyattan sonra ‘anne’ dedi çok mutlu oldum. Çok güzel bir duygu ki anlatamam" ifadelerini kullandı.

"O BİZİM ŞİMDİ KOLUMUZ KANADIMIZ"

Anne dedikten sonra dolu dolu duygular hissettiğini belirten Hacer Özel, konuşmasını şöyle tamamladı:

"Çok güzel kendimi dolu dolu hissediyorum. O bizim şimdi kolumuz kanadımız. Evimizi doldurdu. Bütün annelere diyorum, çocuklarını atmasınlar sokaklara, günah yazık."

Adem Akalan

29 yıl sonra ’anne’ ve ’baba’ sözleriyle tanıştılar

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Beyoğlu’nda Hıdırellez coşkusu Beyoğlu Belediyesi tarafından “Beyoğlu’nda Bahar” temasıyla düzenlenen Hıdırellez şenlikleri vatandaşların yoğun katılımıyla gerçekleşti. Alanı dolduran kalabalık yapılan gösterilerle Hıdırellez’i coşkuyla kutladı. Beyoğlu Belediyesi tarafından düzenlenen Hıdırellez şenlikleri Kızılay Meydanı’nda düzenlendi. Vatandaşların yoğun katılımıyla gerçekleştirilen şenliklerde sihirbaz, jonglör, ateşbaz, palyaço ve Roman dansı grubu sahne alırken Beyoğlu Belediye Başkanı İnan Güney yaptığı açıklamada, "Bütün milli bayramlarımızı, dini bayramlarımızı, manevi bayramlarımızı böyle coşkuyla, bir arada, kaynaşarak kutlayacağız. Her seferinde farklı mahallelerde bir araya geleceğiz. Belediyenin hizmetlerini farklı mahallelerdeki çocuklarımız hissetsin, farklı mahallelerde yaşayan komşularımız hissetsin diye tek bir noktada değil Beyoğlu’nun değişik mahallelerinde bu faaliyetlere devam edeceğiz. Bugün Hıdırellez bahar bayramı doğanın yeniden canlanması demek. Aynı 31 Mart’ta olduğu gibi. 31 Mart’ta da Beyoğlu yeniden canlandı. 31 Mart’ta Beyoğlu’nu hep beraber rengarenk yaptık. Hıdırellez duaların edildiği, darda kalanların çare aradığı, hasta olanların şifa bulmak için dua ettiği, yardıma muhtaç insanların dua ettiği dolayısıyla dileklerin kabul olduğuna inanılan bir gün. Bugün karada darda kalanlara yardım eden Hızır ile denizde zorda kalanlara yetişen İlyas’ın 5 Mayıs’ı 6 Mayıs’a bağlayan gece gül ağacının dibinde buluşmasına istinaden kutladığımız Hıdırellez bayramı. Bizler Beyoğlu’nda tüm kimliklere ait bayramları kutlayalım” dedi. Konuşmasının sonlarında Gazze’de zulüm gören insanlara dua eden Güney şunları söyledi: "Bizler Beyoğlu’nun renkliliğini el ele verip birlikte geleceğe taşıyalım. Yine dualarla dileklerle kapatalım. Özellikle Gazze’deki mazlumlara inşallah zulmün son bulduğu günler olsun diyorum. Hastaların şifa bulduğu günler olsun, darda kalanların darına Hıdırellez’in yetişmesini diliyorum. Hepinize buraya katıldığınız için, bu coşkuya destek verdiğiniz için bayramı bizlerle birlikte el ele kutladığınız için çok teşekkür ediyorum. Sağ olun var olun” ifadelerini kullandı. Güney’in konuşmasının ardından Hıdırellez balonu uçurulurken, etkinlik müzik ve dans gösterileriyle devam etti.
İstanbul Okan Buruk: "Beklemediğimiz kadar rahat bir galibiyet oldu" Galatasaray Teknik Direktörü Okan Buruk, Sivasspor karşısında çok üstün oyun ortaya koyduklarını söyleyerek, "Beklemediğimiz kadar rahat bir galibiyet oldu" dedi. Trendyol Süper Lig’in 35. haftasında Galatasaray evinde karşılaştığı Sivasspor’u 6-1 mağlup etti. Maçın ardından düzenlenen basın toplantısında açıklamalarda bulunan Galatasaray Teknik Direktörü Okan Buruk, "Maç öncesi rakibimizin savunma ağırlıklı bir dizilişle beklediğini, oynadığı maçlarda topu rakibe verdiğini, çok pozisyon vermediğini ve kalesinde gördüğü gol sayının da az olduğunu biliyorduk. Uzun topla gol bulan bir takımdı. Oyuna erken girdik, erken goller attık. Top bizdeyken hücum anlamında hareketliliğimiz iyiydi. Bu seneki en kaliteli maçlarımızdan biriydi. Çok baskı da görmedik. Icardi’ye 3 kişi yakın oynadı. Yön değiştirmede girdiğimiz pozisyonlar oldu. Bence skor daha da yukarıya gidebilirdi. Rakibimizin de girdiği pozisyonlar oldu. Çok üstün oyun ortaya koyduk. Beklemediğimiz kadar rahat bir galibiyet oldu. Sivaspor ligin dirençli takımlarından birisi. Maç öncesi bu anlamda herkesin gözünü korkutan bir Sivasspor vardı. Oyunun bütün bölümlerinde üstün oynadık. Her golü attıktan sonra tekrar oyunun içine girdik. Hak ettiğimiz bir galibiyet oldu. Bizim için gol sayısı çok önemli. Rakibimizle puan farklı açarken bir yandan da averajla olarak önüne geçtik. Son 6-7 maçta averajla olarak çok büyük sayıya ulaştık. Çok pozisyona girdik. Ofansif anlamda takımın performansından memnunum. Haftada 1 maçta farklı bir durum oldu. Muhteşem bir taraftar vardı. Onlara teşekkür ediyorum. Her türlü takımımıza destek verdiler. Onlarla birlikte çok güçlüyüz. Onlara da bu galibiyeti hediye ediyorum" diye konuştu. "Kendi konsantrasyonumuzdan ödün vermemek istiyoruz" Şampiyonluk yarışının devam ettiğini söyleyen Buruk, "Bugün maçımızı oynadık. Yarın rakibimizin maçı var. Devam eden bir lig var. Kendi konsantrasyonumuzdan ödün vermemek istiyoruz. Her hafta bunu arttırıyoruz, bu değerli. Rakibimizle puan farkına bakmadan 16 maç üst üste kazandık. 3 maçı da kazanıp bir yandan da Türkiye için yeni bir rekor kırmak istiyoruz. Önümüzdeki hafta da bu ciddiyetle Karagümrük maçına hazırlanacağız" şeklinde konuştu. "Lig bittikten sonra görüşürüz dedik" Sözleşmesinin uzatılma durumuyla ilgili sorulan soruya ise sarı-kırmızılıların teknik direktörü, "Konuştuk. Başkanımız, Erden Bey, yönetim kuruluyla bir aradayız. Burada zaten kader birliği yaptık. Bir sonraki sene için de lig bittikten sonra görüşürüz dedik. Benim de isteğim devam etmek. Önce şampiyonluğumuzu yaşayalım, şampiyonluk yolunda çok önemli bir yerdeyiz. Burada kafamızı karıştıracak hiçbir şey olmaması çok değerli. İnşallah en kısa zamanda bunu hallederiz. Avrupa da Türk adamları için bir yol tabii. Türk teknik adamlarının sayısı az. Benim ilk amacım, hayalim Galatasaray’da çok büyük başarılar kazanmak. Bu bunu devam ettirmek birinci düşüncem. İleride düşünülebilir. Çok önemli bir kulüpteyiz. Şampiyonlar Ligi’nde bu sene dünyada oyun olarak, isim olarak kendini gösteren bir kulüpteyim. Önümüzde sene kendimize daha büyük hedef koymak zorundayız" diye cevap verdi. "Daha çok sahada kalmamız gerekiyor" Teknik direktörlerin tansiyonu düşürmesi gerektiğini vurgulayan Okan Buruk, "Zaten çok büyük kavga var. Bunun içerisinde bizim çıkıp, yaptığımız açıklamalar bu anlamda hem bizi bir sonraki maç için baskı altına alır, farklı yerlere sokar. Bir yandan da hepimiz Türk futbolu için hizmet ediyoruz. Daha çok sahada kalmamız gerekiyor. Bugün sahada kaldık. Şampiyonluk haftalarındayız. Zeminler güzel olunca oyuncularımızın kalitesi de artıyor. Bülent hocanın ilk maçtan sonraki açıklamalarına taraftar tepki vermiş olabilir, bizim düşüncemiz futbol oynamaktı. Doğru oynadık. İzleyenlere güzel futbol seyrettirdik" ifadelerini kullandı. "İsteğim ve düşüncem bu kadro yapımızı korumak ve üzerine takviye yapmak" Bütün oyuncularının Avrupa’da oynama hedefi ve hayali olabileceğini söyleyen Buruk, "Burada kalıp 1 sene daha oynayıp, yurt dışına gitmek isteyen olabilir, Türk oyunculardan bahsediyorum. Benim isteğim ve düşüncem bu kadro yapımızı korumak ve üzerine takviye yapmak. Geçen sene çok oyuncu değiştirdik. Kiralıktan da dönecek çok fazla oyuncumuz var. Bu sene daha doğru adımlarla birlikte kadromuzu korumamız gerekiyor. Önümüzdeki sene için bütün planı yapıyoruz. Lig devam ediyor. 3 maç kaldı. Şampiyon olup, Şampiyonlar Ligi’nde oynamak için maçlara daha çok odaklanıyoruz" dedi. "Hakim Ziyech gelecek sene bizimle olacak" Faslı futbolcu Hakim Ziyech’in şu anda iyi durumda olduğunu ifade eden sarı-kırmızılıların teknik direktörü, "Hem sarı kart sınırında, hem de sakatlık riskinden korktuğumuz için bazen erken çıkarıyoruz. Hakim bizim oyuncumuz. Gelecek sene bizle olacak. Bizim için önemli ve değerli bir oyuncu" açıklamasında bulundu. Sarı kart sınırındaki futbolcuların çokluğunun hatırlatılması üzerine Okan Buruk, "Burada sadece gidişine bırakıyoruz. Ben de kart sınırındayım. Onun için dikkatli olmak gerekiyor. Bazen oyuncuları erken çıkıyoruz. En önemli ive değerli olan maç bir sonraki maç. O yüzden kazanmaya odaklanıyoruz. Onun dışında kötü düşüncelerimiz yok" diyerek sözlerini tamamladı.
İstanbul Beyoğlu’nda Hıdırellez coşkusu yaşandı Beyoğlu Belediyesi tarafından “Beyoğlu’nda Bahar” temasıyla düzenlenen Hıdırellez şenlikleri vatandaşların yoğun katılımıyla gerçekleşti. Alanı dolduran kalabalık yapılan gösterilerle Hıdırellez’i coşkuyla kutladı. Beyoğlu Belediyesi tarafından düzenlenen Hıdırellez şenlikleri Kızılay Meydanı’nda düzenlendi. Vatandaşların yoğun katılımıyla gerçekleştirilen şenliklerde sihirbaz, jonglör, ateşbaz, palyaço ve Roman dansı grubu sahne alırken Beyoğlu Belediye Başkanı İnan Güney de açıklamalarda bulundu. Güney alanı dolduran kalabalığın Hıdırellez şenliklerini kutlarken şu sözleri sarf etti, “Bütün milli bayramlarımızı, dini bayramlarımızı, manevi bayramlarımızı böyle coşkuyla, bir arada, kaynaşarak kutlayacağız. Her seferinde farklı mahallelerde bir araya geleceğiz. Belediyenin hizmetlerini farklı mahallelerdeki çocuklarımız hissetsin, farklı mahallelerde yaşayan komşularımız hissetsin diye tek bir noktada değil Beyoğlu’nun değişik mahallelerinde bu faaliyetlere devam edeceğiz. Bugün Hıdırellez bahar bayramı doğanın yeniden canlanması demek. Aynı 31 Martta olduğu gibi. 31 Martta da Beyoğlu yeniden canlandı. 31 Martta Beyoğlu’nu hep beraber rengârenk yaptık. Hıdırellez duaların edildiği, darda kalanların çare aradığı, hasta olanların şifa bulmak için dua ettiği, yardıma muhtaç insanların dua ettiği dolayısıyla dileklerin kabul olduğuna inanılan bir gün. Bugün karada darda kalanlara yardım eden Hızır ile denizde zorda kalanlara yetişen İlyas’ın 5 Mayısı 6 Mayısa bağlayan gece gül ağacının dibinde buluşmasına istinaden kutladığımız Hıdırellez bayramı. Bizler Beyoğlu’nda tüm kimliklere ait bayramları kutlayalım” dedi. Konuşmasının sonlarında Gazze’de zulüm gören insanlara dua eden Güney şunları söyledi, “Bizler Beyoğlu’nun renkliliğini el ele verip birlikte geleceğe taşıyalım. Yine dualarla dileklerle kapatalım. Özellikle Gazze’deki mazlumlara inşallah zulmün son bulduğu günler olsun diyorum. Hastaların şifa bulduğu günler olsun, darda kalanların darına Hıdırellez’in yetişmesini diliyorum. Hepinize buraya katıldığınız için, bu coşkuya destek verdiğiniz için bayramı bizlerle birlikte el ele kutladığınız için çok teşekkür ediyorum. Sağ olun var olun” ifadelerini kullandı. Güney’in konuşmasının ardından Hıdırellez balonu uçurulurken, etkinlik müzik ve dans gösterileriyle devam etti. (AU-