GÜNDEM - 12 Ocak 2018 Cuma 01:35

3 arkadaş internette görüp bu işe girdi! Şimdi ise ayda 15 bin lira kazanıyorlar...

A
A
A
3 arkadaş internette görüp bu işe girdi! Şimdi ise ayda 15 bin lira kazanıyorlar...

Elazığ’da internette sosyal medya hesaplarında gördükleri solucan gübresi işini merak eden 3 arkadaş, kurdukları tesis ile ayda 15 bin lira para kazanmaya başladı.

Elazığ’da farklı işlerle uğraşan İbrahim Karaman (31), Nihat Bulut (42) ve Mahir Tekin (31) sosyal medyada gördükleri solucan gübresi işini merak etti. Bunun üzerine 6 ay araştırma yapan 3 arkadaş, solucan gübresi işine girmeye karar verdi. Eski bir ahırı tesis haline çeviren 3 arkadaş, ilk etapta 100 bin solucan ile işe başladı. 2 yıl içerisinde 3 milyon solucana ulaşan 3 arkadaş, ayda ortalama 10-15 bin lira kar ederek büyük bir gelir sağladı.

Kendi işimizin patronu nasıl oluruz diye düşünürken internet ve sosyal medyadan solucan gübresiyle ilgili haberleri gördüklerini belirten İbrahim Karaman, “Çok parası var, iki katı üretim, işletme sürekli büyüyor diye gördük. Liseden beri arkadaş olduğumuz arkadaşlarla bu işe girdik. Altı ay gibi bir süre araştırma yaptık. Anlatılanlara doğrudan inanmadık. Bu işi yapanlarla telefonla ve yüz yüze gidip görüştük. Hem olumlu hem de olumsuz yanlarını sorduk. Aklımıza yattı, altı ay sonra başladık. Riski az olsun diye 100 bin solucan ile başladık. İşletme sürekli büyüyen bir işletme, şimdi 3 milyona yakın solucanımız var. Aylık ortalama üç tona yakın gübre üretiyoruz. Bunu önümüzdeki yıl dört katına çıkarmayı düşünüyoruz” dedi.

“Aylık ortalama 10-15 bin lira kâr kalıyor”

Gübrenin fiyatının bölgeye ve yöreye göre değiştiğini dile getiren Karaman, “Elazığ’da tonunu 3 bin lira olarak satıyoruz. Toptan alımlarda daha indirim yapıyoruz. Tek veya 2 kiloluk paketlerimiz var. Kilosu 3,5 ve 4 TL'ye gidiyor. Giderlerimizi düştüğümüz zaman ortalama aylık 10-15 bin lira arası bize kalıyor. Bu sadece gübre satışı değil, işe girmek isteyen arkadaşlara solucan satışlarımız da oluyor. Kendilerine nasıl yapılacağı ile ilgili yardımlarımız oluyor” dedi.

“Solucan gübresi yüzde 70’lik verim sağlıyor”

Öncelikle solucandan ziyade, solucanın yemini temin etmenin daha önemli olduğunu vurgulayan Nihat Bulut, “Solucanın yemi seperatörden geçmiş büyükbaş hayvan gübresidir. Biz bunun posasını alıp brandaların altında fermante ediyoruz. 1,5 ay civarında, yüzde yetmiş oranında fermante ettiğimiz o gübrelere, yüzde 30 civarında meyve atıkları, yumurta kabuğu, çay posası karıştırıp hayvanlarımıza veriyoruz. Özellikle yeni dikilen fidanlarda yüzde 70’lik bir verim artışı sağlıyor” diye konuştu.

“15 gün erken hasat sağlıyor”

Solucan gübresinin 15 gün erken hasat yapılmasını sağladığını vurgulayan Bulut, “Her şeyden ziyade bizim şuanda topraklarımız kimyasal gübreyle ölmüş vaziyette. Sürekli dayatılmış bir gübre var. Bunun her yıl maliyeti var. Topraklarımızı öldürüyor ve belli bir süre sonra o toprak artık verimsiz hale geliyor. Solucan gübresi doğal olduğu için toprakta yetişen ürünlere doğal bir aroma katıyor hem de daha sağlıklı bir şekilde sebzelerin ve meyvelerin olgunlaşmasını sağlıyor. Topraktaki nem oranını çok fazla tuttuğu için sulamadan kazanç sağlıyor. Humus oranı çok yüksek. Humusta toprağa çok faydalı. Verdiğimiz gübre içerisinde solucanların kokonları (yavru) var. Bu kokonlar da verdiğimiz gübre içerisinde tekrardan büyüdükleri için toprakta havalandırmayı sağlıyorlar. Toprağın verimli bir şekilde ürün vermesini sağlıyorlar” ifadelerini kullandı.

“Daha sağlıklı bireyler yetiştirebiliriz”

Bu işe ilk sadece gübre üretmek amacıyla başladıklarını ifade eden Mahir Tekin ise, ”Bu solucanlara verilen yemlerde yumurta kabuğundan, çay posasına kadar her şey doğal. Geri dönüşüme de katkı sağlıyorlar. Bu sayede gerçekten toprağın verimini artırıyorlar. Şu an bu şekilde devam ediyoruz. Zahmetsiz hiç bir şey olmaz. Ama bu tatlı bir zahmet çünkü daha iyi bireyler yetiştirebiliriz. Sonuçta bu gübrede üretilen besinler gerçekten sağlıklı. Bu işi artık tamamen ticari amaçlı düşünmüyoruz. Gelecek nesiller adına bir şeyler yaptığımızı gördüğümüz zaman daha mutlu oluyoruz” şeklinde konuştu. 

Kamil Can Kılıç - Ahmet Mücahid Kantarcıoğlu

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Taksim Meydanı’nda geçtiğimiz yaz meydana gelen olayın görüntüleri ortaya çıktı: Kadınlar polis otosuna saldırdı, karakolu birbirine kattı Taksim Meydanı’na giren polis ekibinin önlerinden çekilmeleri için korna çaldığı iki genç kadın, hem çekilmeyip hem de küfürler savurunca ortalık karıştı. Polis otosuna da vuran iki kadın direnip hakaretler etmeyi sürdürünce polis tarafından güçlükle gözaltına alındı. Kelepçelenen iki kadın önce hastaneyi sonra da karakolu da adeta birbirine kattı. Yaşananlar kameralara yansırken, saldırgan iki kadın adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Beyoğlu Taksim Meydanı’nda geçtiğimiz yaz yaşanan olayda gece saatlerinde devriye gezen polis ekibi, cadde üzerinden meydana giriş yaptı. Burada ilerleyen ekip, önünde yürüyen iki kıza yoldan çekilmeleri için kornaya bastı. Ancak dansçılık yaptığı ve öğrenci olduğu öğrenilen Zeynep Beren B. (22) ekibe bağırarak, “Burası yaya yolu, siz kendinizi ne zannediyorsunuz, defolun başka yerden geçin" dedi. Polisin tekrardan yoldan çekilmeleri yönünde uyarıda bulunması üzerine kadın şahıs, ekibin geçişine engel olarak “üzerinizde ki üniformaya mi güveniyorsunuz” diyerek bu kez de küfürler savurmaya başladı. Polis otosunu yumruklayıp küfürler savurdu Çevredeki vatandaşların duyacağı şekilde hakaretler de savuran kadın, polis otosunun da kaputunu yumruklamaya başladı. Bunun üzerine araçtan inen polis ekibi, kadını uzaklaştırmaya çalıştı. Ancak uyarıları dikkate almayan kadın, bağırarak küfür etmeye devam etti. Bu sebeple polis kadını gözaltına almak istedi. Kadınlar ise polise direnerek tekme ve yumrukları savurdu. Kadın polis otosuna bindirilmek istenildiği esnada yanındaki arkadaşı Elif Aleyna Ö. (26), aracın kapısını açarak polis memuruna eliyle vurmaya başladı. Polis ekiplerinin müdahalesi sonucu iki kadın da güçlükle polis otosuna bindirildi. Yaşananlar güvenlik kameralarına anbean yansıdı. Küfür ve hakarete uğrayan doktor “beyaz kod” verdi Sağlık kontrolünden geçirilmesi için hastaneye götürülen iki kadın, polis otosu içerisinde polis memurunu darbederek direnmeye devam etti. Hastanede de aynı şekilde küfür ederek bağırmayı sürdüren iki kadını güvenlik görevlileri sakin olmaları yönünde uyardı ancak başarılı olamadı. Hastanedeki doktora da küfür ve hakaret ettiği öğrenilen iki kadın hakkında doktor, şikayetçi olacağını söyleyerek “beyaz kod” uyarısı verdi. Güçlükle alınan sağlık raporu sonrasında iki kadın, emniyete götürülmek üzere polis otosuna bindirilmek istendi. Ancak iki kadın, kendini yere atarak polis direndikten sonra tekme ve yumruklar salladı. Zorlukla araca bindirilen kadınlardan biri, "İnşallah anan, bacında bu duruma düşer” diye küfürler etti. Karakolu da birbirine kattılar Daha sonra polis otosuyla emniyete görürülen iki kadın, burada da rahat durmadı. Küfür ve hakaretler eden iki kadın, oturduğu yerden kalkarak polise saldırdı. Polis memuru yaşananları cep telefonuyla kayıt altına alırken, karakolu adeta birbirine katan iki kadının ifadesi alındı. Geceyi nezarethanede geçiren iki kadına, “tehdit-hakaret”, “görevi yaptırmamak için direnme”, “kamu aracına zarar verme” suçlarından ve “beyaz kod” verilmesinden dolayı adli işlem yapıldı. Ortalığı birbirine katan iki kadın serbest İşlemlerinin tamamlanması sonrasında adllyeye sevk edilen saldırgan 2 kadın, çıkartıldığı mahkemece adli kontrol şartıyla tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Olayla ilgili mahkeme sürecinin halen devam ettiği ortaya çıktı.
İstanbul Hafriyat kamyonuyla polis memurunun ölümüne neden olan sürücüye ağırlaştırılmış müebbet hapis talebi ‘Dur’ ihtarına uymayıp hafriyat kamyonuyla çarptığı polis memuru Lütfü Baykar’ın ölümüne neden olan Sezgin Açık hakkında ağırlaştırılmış müebbet ile 32 yıl 6 aya kadar hapis cezası istendi. Sancaktepe’de 20 Ekim 2023 tarihinde Paşaköy Tır Garajı’nda babasına ait tırı çalarak, alkol ve uyuşturucu etkisinde kullandığı iddia edilen 22 yaşındaki Sezgin Açık, ‘dur’ ihtarına uymadığı polis memuru Lütfü Baykar’a çarparak ölümüne neden oldu. Ataşehir’de yakalanan sürücü tutuklanarak cezaevine gönderildi. Olaya ilişkin Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma tamamlandı. Hazırlanan iddianamede, sanığın hafriyat kamyonuna uyuşturucu madde etkisi altında binerek annesi ve babasının geldiği araca çarparak garaj içerisinden ayrıldığı, Açık’ın içinde bulunduğu kamyonla Kartal sahil yolundan Maltepe sahil yoluna kaçtığı kaydedildi. İddianamede, sanık Maltepe Büyükyalı Caddesi’ndeki köprü altına geldiğinde şehit polis memuru Lütfü Baykar ve aynı ekipte bulunan çarşı ve mahalle bekçisi müştekiler Kerem A., Doğancan K., Eren S., Burak S., Tamer Y. ve Sezer Ç.’nin sanığı uygulama alanında karşıladığı, sanık Açık’ın hız kesmeden aracı buraya sürdüğü, Mustafa H.’ye ait araca, buradaki emniyet aracına, dışarıda bulunan şehit polis memuru Lütfü Baykar’a ve kaldırımdaki Kerem A.’ya çarptıktan sonra olay yerinden kaçtığı kaydedildi. Kanında uyuşturucu çıktı Adli Tıp Kurumu (ATK) Kimya İhtisas Dairesi Raporu’nda ise sanık Sezgin Açık’ın kanında uyuşturucu madde tespit edildiği belirtildi. Hazırlanan iddianamede, sanık Sezgin Açık’ın, "kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle, bir suçu gizlemek, delillerini ortadan kaldırmak veya işlenmesini kolaylaştırmak ya da yakalanmamak amacıyla kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet, "kasten öldürmeye teşebbüs", "kasten yaralama" ve 3 kişiye karşı "kasten yaralamaya teşebbüs" ile "mala zarar verme" suçlarından 16 yıl 4 aydan 32 yıl 6 aya kadar hapisle cezalandırılması talep edildi.
Adıyaman Adıyaman’da ışkın toplamak için Türk Dağına tırmandılar Adıyaman’ın Sincik ilçesinde karların erimesiyle ortaya çıkan ışkınlar, kilometrelerce yol yürüyen vatandaşlar tarafından toplanmaya başlandı. Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki yüksek rakımlı dağlarda kendiliğinden yetişen bir bitki türü olan ışkın, kuzukulağıgiller familyasında yer alıyor. Sincik ilçesinde 2 bin 600 rakımlı Türk Dağının yamaçlarında ki Teşikan yaylasında Mayıs ayında doğal olarak yetişen ışkın bitkisi, yöre halkının vazgeçilmezi haline gelmeye devam ediyor. Işkın bitkisini toplamak isteyen vatandaşlar, araçlarını yarı yolda bırakarak ışkın bitkisine ulaşmak için kilometrelerce yol yürüyor. Işkın toplamak için her yıl bu mevsimde Türk dağın yamaçlarında ki Teşikan yaylasına çıktığını söyleyen Azize Öztürk, "Işkın bitkisi, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde 2 bin rakımın üzerindeki dağlarda yetişen bir bitkidir. Bu bitki şeker hastalığına çok iyi geliyor. Bizim yaylada bolca yetişen bir bitkidir. Biz her yıl bu mevsimde mutlaka ışkın toplamak için yaylaya geliyoruz. Kışın yayla yolu bozulmuş, şu anda daha yapılmadığı için meşakkatli bir yürüyüşten sonra ışkın bitkisine ulaşa bildik. Araçla belli bir mesafeye geldikten sonra 5 kilometre yürüyerek ancak ulaşabildik. Bu bitki karların erimesinden bir iki hafta sonra çıkıyor. Işkın, ömrü kısa olan bir bitkidir. Mevsimi kaçırırsanız bir sene beklemek zorunda kalırsınız" diye konuştu.
Adıyaman Gölbaşı’nda ilk defa perkütan nefrostomi takıldı Adıyaman’ın Gölbaşı ilçesinde bir hastanın iki böbreğine perkütan nefrostomi takıldı. Adıyaman’ın Gölbaşı İlçe Devlet Hastanesi’nde mesane tümörü olan ve tıkanıklığa bağlı böbreklerinde çift taraflı hidronefrozu (genişleme-şişme) olan hastanın, böbrek yetmezliğine girerek böbreklerini kaybetmemesi ve diyaliz hastası olmasının önlenmesi için iki böbreğine de perkütan nefrostomi takıldı. Başarılı geçen operasyon sonrası hastanın böbrek değerleri normale dönerek, böbrek yetmezliği gelişiminin önüne geçildi. Gölbaşı Devlet Hastanesi’nde ilk defa gerçekleştirilen, genellikle üniversite hastaneleri ya da eğitim araştırma hastanelerinde uygulanan bu özellikli ve detaylı işlemin başında Radyoloji Uzmanı Dr. Zekai Emre Sevgilioğlu ve Üroloji Uzmanı Dr. Osman Coşkun yer aldı. Operasyon sonrası değerlendirmede bulunan Radyoloji Uzmanı Dr. Zekai Emre Sevgilioğlu ve Üroloji Uzmanı Osman Coşkun, “Hastanemize başvuran ve yapılan kontrolleri sonrasında mesane tümörü nedeniyle her iki böbreğinde hidronefroz gelişen, böbreklerini kaybetme riski bulunan hastanın yapılan kontroller sonrasında kaybedecek zamanı olmadığı göz önüne alındığında hızlıca operasyonu planladık. Görüntüleme cihazları rehberliğinde her iki böbreğin cilt yoluyla drenajını sağlayacak sistemi birlikte başarıyla yerleştirdik” ifadelerini kullandı.