ASAYİŞ - 26 Mayıs 2016 Perşembe 17:54

3 yaşındaki yeğenini asitle yakan adam: Şaka olsun diye...

A
A
A
3 yaşındaki yeğenini asitle yakan adam: Şaka olsun diye...

İstanbul Ataşehir’de lüks bir restoranda 3 yaşındaki yeğenini asitle yakan enişte, “Şaka olsun diye boya zannettiğim şeyi eline dökmek istemiştim” diyerek kendisini savundu.

Ataşehir’de, bir restoranın oyun alanına girerek eşinin kız kardeşinin 3 yaşındaki çocuğunun yüzüne kimyasal madde döktüğü iddia edilen Cihan Araçman’ın, "çocuğa ya da beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı kasten öldürmeye teşebbüs" ve "bilinçli taksirle birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma" suçlarından yargılanmasına başlandı. Anadolu 6. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya, tutuklu sanık Cihan Araçman ile avukatları katıldı. Duruşmada, mağdur Y.K.’nin annesi Işıl Güven, babası Cenk Kocakaya ile olayda yaralanan diğer mağdur çocuklar E.E. ile B.Ö.’nün ailesi de avukatlarıyla şikayetçi olarak hazır bulundu.

“ŞAKA OLSUN DİYE BOYA ZANNETTİĞİM ŞEYİ DÖKMEK İSTEMİŞTİM”

Savunmasını yapan Araçman, mağdur Y.K. ve ailesiyle arasında bir sorun olmadığını öne sürerek, "Her şeyden önce çocukların eğlenmesi için şaka amaçlı böyle bir şeyi yapmışken hiç beklemediğim bir şekilde bu olay meydana geldiği için burada sizin huzurunuzda bulunmaktan utanç duyuyorum. Şaka olsun diye boya zannettiğim şeyi eline dökmek istemiştim. Kastını çok aşan bir neticeyle bittiği için çocuğun hem kendisinden, hem ailesinden, hem de kamuoyundan özür diliyorum" diye konuştu.

“TESADÜFEN MONTUMDA BULUNAN BOYAYI ELİNE DÖKTÜM”

Cihan Araçman, tesadüfen cebinde bulunan boyayı Y.K.’nin eline döktüğünü iddia ederek, "Olay günü restorana gittiğimizde çocuk oyun salonunda oğlum iyi mi diye bakmak istedim. Oğlumla Y.K. aynı yaştalar ve birlikte oynuyorlardı. Oyun alanında çocukların eğlenmesi için ellerine ve yüzlerine boya sürdüklerini gördüm. Ben de ellerine biraz daha boya sürersem, biraz daha eğlenirler diye düşündüm. Tesadüfen montumda bulunan boyayı aldım Y.K.’nin eline doğru döktüm ama dökülmedi ve biraz daha bastırdım. Bu sefer istem dışı fışkırdı. Çok az kısmı Y.K.’nin yanaklarına fışkırdı, bir kısmı da yere aktı. Boyayı evin bodrum katından arta kalan boyaların içinden temin etmiştim. Y.K. bana gülümseyince ben de yerime geri döndüm. Bir zaman sonra masaya getirdiklerinde Y.K.’nin yanaklarında bu boyalar vardı. Gözleri açıktı, Işıl hemen tuvalete götürdü yüzünü yıkamaya. Uzun süre gelmeyince ben de tuvalete gittim. Annesi hızlı bir şekilde çocuk kucağında dışarı fırladı. Çocuğun yüzü kızarmıştı, gözleri kapalıydı. Işıl’a ’ne oldu’ dediğimde ’galiba boya alerji yaptı hemen hastaneye götürüyorum’ dedi" şeklinde konuştu.

Suçlamaları kabul etmeyen Araçman, "Bu olayın zarar vereceğini bilseydim, yakınında oynayan kendi oğlumun da zarar göreceğini düşünerek, o kadar kameranın önünde böyle bir şey yapmazdım. Y.K.’nin sağlığına kavuşması için ekonomik gücüm yettiği ölçüde zararlarını karşılayacağımı, maddi ve manevi ailenin yanında olmak istediğimi söylemek istiyorum. Onlara bu acıyı yaşattığım için çok üzgünüm" diye konuştu.

“OĞLUM OLAY AKŞAMI SİNİR KRİZİ GEÇİRDİ”

Mağdur Y.K.’nin annesi Işıl Güven de, önceki beyanlarının geçerli olduğunu belirterek, şunları ifade etti:

"Bir insanın cebinde neden boya kutusu taşıdığını merak ediyorum. Boya sıktıktan sonra bir çocuğa neden arkanızı döner gidersiniz? Bir çocuğun yaralandığını öğrendiğinizde, bir gözünü değil iki gözünü kaybettiğini öğrendiğinizde neden arkanızı döner gidersiniz? Oğlum olay akşamı sinir krizi geçirdi. Bugün huzurunuza çıkarmak istedim. Çünkü bu olayın mağduru ne ben, ne de babası, oğlumdu. Kendisini göstermek istedim ama dün akşam yine bir sinir krizi geçirdiği için getirmemeyi uygun buldum."

"OĞLUM SÜREKLİ ’BENİ ÖLDÜRÜN BAŞKA BİR ÇOCUK ALIN’ DİYE BAĞIRIYORDU"

Güven, "Oğlum tedavi ve terapi görüyor. Tam 7 hafta yüzü gözü dikişlerle oturdu hastanede. Hiç kimseye yüzünü göstermedi. Hemşireler iğne yapmaya geldiklerinde sürekli ’beni öldürün başka bir çocuk alın’ diye bağırıyordu. Çocuğum 3,5 yaşında ama 30 yaşında bir delikanlı gibi. ’Eniştem benim yüzüme bir şey sıktı her taraf duman oldu’ diyor. Bu kişinin beyninin dibinde daha kimlere zarar vereceğine, başladığı işi bitirip bitirmeyeceğine emin değilim. Can güvenliğimiz yok" dedi.

"KISKANÇLIK GİBİ BİR HUYU OLDUĞUNU HİSSEDİYORDUM"

Baba Cenk Kocakaya ise, "Oğlum çevresi tarafından sevilen, samimi bir çocuktu. Ben sanığın kıskançlık gibi bir huyu olduğunu hissediyordum. Bu nedenle çocuğumla çok yalnız bırakmıyordum ama eline geçen ilk fırsatta yaptı zaten. Çeşmeden başlayarak sistemli bir saldırı olduğu kesin. Herhangi bir husumetimiz yoktu. Çok fazla samimi de değildik. Ara sıra görüşüyorduk" şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Bakan Tunç’tan Uluslararası Ceza Mahkemesi Başsavcısı Khan’a "Gazze çağrısı" Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Başsavcısı Karim Asad Ahmad Khan’a, "Acilen soruşturma açılmalı, tedbir kararları alınmalı, suçluların tutuklanması sağlanmalıdır" çağrısında bulundu. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, X hesabından yaptığı paylaşımda, Uluslararası Ceza Mahkemesi Başsavcısı Karim Asad Ahmad Khan’a Gazze’de yaşanan olaylara ilişkin çağrıda bulundu. Bakan Tunç, "Khan’ın Filistin’de işlenen insanlık suçları karşısında soruşturmayı tamamlayarak davayı açmaması Gazze’deki dramın giderek artmasına, çocuk katliamının devamına neden olmaktadır. Davanın gecikmesi İsrailli saldırganları cesaretlendirmekte, Uluslararası Hukuka olan güveni ortadan kaldırmakta, UCM’yi etkisizleştirmektedir" ifadelerini kullandı. "Lütfen çocuklar öldürülmesin, suçlular adalet önünde hesap versin" "15 bini çocuk 37 bin sivilin öldürüldüğü 77 bin masum insanın yaralandığı" ifadesini kullanan Tunç, paylaşımında şunları aktardı: "Milyonlarca insanın açlık ve susuzluğa maruz bırakıldığı, hastanelerin, ibadethanelerin, okulların, mülteci kamplarının bombalandığı saldırılarda harekete geçilmeyecekse ne zaman geçilecektir. Tüm suç delilleri ortada iken davayı açmamakta direnmek, katliama sessiz kalmak, işlenen suça ortak olmak anlamına gelecektir. Artık tahammül kalmamıştır, insanlık vicdanı dünyanın her yerinde, üniversitelere, sokaklara, meydanlara taşmaktadır. Çocukların katlini önlemek UCM’nin elindedir, soykırım suçunu önlemek UCM’nin varlık sebebidir, UCM bunun için kurulmuştur, bu yetkisi vardır. Suçlular da bellidir, acilen soruşturma açılmalı, tedbir kararları alınmalı, suçluların tutuklanması sağlanmalıdır. Bir gün bile gecikmek, yüzlerce çocuğun hayattan koparılması demektir. Uluslararası Ceza Mahkemesi Başsavcısı Karim Asad Ahmad Khan, beklemeniz için hiçbir neden yok, dünya hukuk tarihine kara bir leke olarak değil; insan haklarını ve adaleti savunan biri olarak geçmek istiyorsanız bir dakika bile beklememeniz gerekir. Lütfen çocuklar öldürülmesin. Suçlular adalet önünde hesap versin."
Ankara CHP lideri Özel: (Kılıçdaroğlu ile görüşmesi) "Cumhurbaşkanı ile yaptığım görüşmeyle ilgili kendisine bilgi verdim, detayların önemli bir kısmını paylaştım" Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, Kılıçdaroğlu ile yaptığı görüşmeye ilişkin, "Cumhurbaşkanı ile yaptığım görüşmeyle ilgili kendisine bilgi verdim. Detayların önemli bir kısmını paylaştım, kendisinin görüşlerini aldım" dedi. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, Ankara Büyükşehir Belediyesi (ABB) Başkanı Mansur Yavaş’ı 31 Mart Mahalli İdareler Genel Seçimleri’nin ardından ilk kez ziyaret etti. Basına kapalı gerçekleşen görüşmenin ardından Özel ve Yavaş, Belediye Meclis Salonunda CHP’nin Ankara ilçe belediye başkanları ve belediye meclis üyeleri ile bir toplantı yaptı. Toplantının çıkışında ise Özel ve Yavaş basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. ABB Başkanı Mansur Yavaş, Özel’in seçimlerin ardından hayırlı olsun ziyaretinde bulunduğunu ve kendisine belediye olarak yaptıkları çalışmalar ile finansal raporlara ilişkin bilgiler verdiğini kaydetti. CHP Genel Başkanı Özgür Özel ise ziyarette Yavaş’ın kendisine Ankara’nın 5 Beyazı’nı temsil eden Ankara tavşanı, Ankara balı, Ankara keçisi, Ankara kedisi ve Ankara güvercinini simgeleyen bir plaket takdim ettiğini, kendisinin ise Atatürkçü Düşünce Derneği ve Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’ne yaptığı bağışın sertifikasını hediye ettiğini bildirdi. "Ben de olumlu buluyorum" Açıklamaların ardından Özel ve Yavaş, basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Mansur Yavaş, Özgür Özel ile Cumhurbaşkanı Erdoğan arasındaki görüşme hatırlatılarak, "Bu görüşmeyi nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizin Recep Tayyip Erdoğan’la görüşmeniz gerçekleşecek mi?" şeklindeki soruya, şu yanıtı verdi: "Kamuoyu gibi ben de olumlu buluyorum. Genel Başkanımızın yaptığı konuşmada belediyelerimizin sorunları da Cumhurbaşkanımıza anlatıldı. Önümüzdeki günlerde bizim de bakanlıklarla ilgili bazı bekleyen yazılarımız var. Onlarla ilgili eğer görüşmenin sonucu olumlu olursa biz de olumlu sonuç bekliyoruz. Olumlu sonuçlanmazsa ondan sonra tekrar bir randevu istemeyi düşünebilirim. Görüşmenin sonucu inşallah olumlu olur iki taraftan da diye bekliyorum eğer hükümet kanadından olumlu bir yaklaşım olursa zaten problemlerimiz çözülecek o zaman görüşmeye gerek kalmayacak." "Yargı talimatı kendi vicdanından alsın" Cumhurbaşkanı Erdoğan’la görüşmesinde Gezi Parkı Davası tutuklularının gündeme gelip gelmediği ve atılacak olumlu bir adım konusunda umutlu olup olmadığı sorulan Özel, "Bu konuda en yoğun beklenti, iş adamlarından tutun Türkiye’nin ekonomisi iyiye gitsin isteyen herkesin beklentisidir. Gezi Davası, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararı ve Anayasa Mahkemesi kararı ayrı ayrı uygulanmadığı için Türkiye’de hukukun üstünlüğü olmadığını, hukuki öngörülebilirlik olmadığını, insanların önünü göremediğini böyle bir ülkeye yatırım yapılamayacağını, kredi verilemeyeceğini, verilen kredinin riskinin yüksek olduğunu ve doğrudan ekonomiye dahi olumsuz etkisi olan bir durum olduğunu bir kere bu yönüyle hatırlatalım. Yargı talimatı kendi vicdanından alsın. Yeniden yargılama mı? yargılamanın yenilenmesi mi? En doğrusunu hukukçular bilir ama bu bir yol bulunsun, Türkiye bu cendereden kurtulsun" dedi. "Cumhurbaşkanının düşüncelerini ifade etmek bana düşmez" Erdoğan ile görüşmesinde hasta tutuklular konusunun gündeme gelip gelmediği sorusunu yanıtlayan Özel, "Ben tabii kamuoyuna mal olmuş konularda kendi düşüncelerini söyleyebilirim ancak Cumhurbaşkanının düşüncelerini ifade etmek bana düşmez bu sorunun muhatabı kendisi. Ben büyük dramı anlattım ve bu konuda kendisinin gerekeni yapmasının çok yerinde olacağını nezaketli bir dille kendisinden talep ettim. Ancak kendisinin değerlendirmelerini kamuoyuyla paylaşmaya ben yetkili değilim" ifadelerini kullandı. "Çok defa yemek yedik, bu kadar keyifli bir yemek yememiştik" Dün Ahlatlıbel’de CHP eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile yaptığı görüşmede Kılıçdaroğlu’nun 31 Mart’taki seçimleri ve Erdoğan’la görüşmesini nasıl değerlendirdiği sorulan Özel, şunları aktardı: "Genel Başkanımızla hem çok faydalı hem de bugüne kadar en rahat ve en keyifli yemeğimizi yedik. İki taraf da kazanan tarafta sonuçta. CHP kazanınca mevcut genel başkanı da bir önceki genel başkanı da keyifleniyor. Çok keyifli bir sohbet oldu. Hem Sayın Meclis Başkanı ile hem de Sayın Cumhurbaşkanı ile yaptığım görüşmeyle ilgili kendisine bilgi verdim. Detayların önemli bir kısmını paylaştım, kendisinin görüşlerini aldım. O Twitter meselesiyle ilgili ben onu hiç üstüme almamıştım almamakla doğru yapmışım. Sayın Genel Başkanı telefonla aradığımda görüşmeyle ilgili zaten bunu önerilerde bulundu. ’Şu söylenebilir, şunu söylerlerse bunu hatırlatmayı unutmazsak iyi olur’ dediğine göre, görüşmeyi yanlış bulmuyor. Yoksa ’benim söyleyecek bir sözüm yok ne gidiyorsunuz?’ derdi. Genel Başkanlar her tweeti üstüne almazlar. İkincisi, dün de kendisiyle yaptığım görüşmenin değerlendirmesinde kendisinin son derece yapıcı, son derece katkı, verici geleceğe dönük ışık tutucu bir yaklaşımı vardı. O yüzden böyle bir sorun alanımız yok. Bundan sonra partiyle ilgili, partinin geleceğiyle ilgili partinin iktidara gelmesi ile ilgili umutlarımız var. Çok defa yemek yedik, bu kadar keyifli bir yemek yememiştik."
İstanbul Başakşehir’de Modern Birleşmiş Milletler konferansı yapıldı Başakşehir’de Akif İnan Fen ve Sosyal Bilimler Anadolu İmam Hatip Lisesi öncülüğünde gençliğin dünya sorunlarına çözüm önerileri sunacağı, Modern Birleşmiş Millet Konferansı’nın açılışı yapıldı. 7 Mayıs tarihine kadar devam edecek olan Modern Birleşmiş Millet Konferansı’nda 25 farklı okuldan 150 öğrenci, dünya sorunlarını masaya yatırarak çözüm önerileri sunacak. Başakşehir’de Akif İnan Fen ve Sosyal Bilimler Anadolu İmam Hatip Lisesi öncülüğünde, gençliğin dünya sorunlarına çözüm önerileri sunacağı “Modern Birleşmiş Millet Konferansı” başladı. Dünyanın dört bir yanındaki lise ve üniversitelerde faaliyet gösteren bir konsept olan Modern Birleşmiş Millet Konferansı’nda katılımcı öğrenciler, danışman öğretmenler eşliğinde Birleşmiş Milletler Delegesi rolünü üstlenerek, uluslararası alandaki problemleri deneyimleme imkanına sahip olacak. 25 farklı okuldan 150 öğrenci Modern Birleşmiş Millet Konferansı’nın açılışı Başakşehir Belediyesi Şehir Sanat’ta gençlerin katılımıyla yapıldı. 7 Mayıs tarihine kadar devam edecek olan konferansta 25 farklı okuldan 150 öğrenci katılım sağlayacak. INANMUN ’24 ismiyle düzenlenen ve bu yılın teması olarak “Mükemmelin Sınırlarını Zorlamak” olarak belirlenen konferansta gençler dünya sorunlarını masaya yatırarak çözüm önerileri üretecek.