ASAYİŞ - 06 Kasım 2019 Çarşamba 10:18

500 tam puanlı Deniz'in hayatı sahte rakıyla kabusa döndü

A
A
A
500 tam puanlı Deniz'in hayatı sahte rakıyla kabusa döndü

Adana’da girdiği SBS'de 500 tam puan alan, içtiği sahte rakı ile hastanelik olan, geçirdiği trafik kazası sonrası sağ bacağına 10 platin, 4 çivi takılan, gittiği liseden de kaçırıldığını ileri süren 14 yaşındaki Deniz Karahaliloğlu, okumak istiyor.

Deniz Karahaliloğlu, 2017 yılında 12 yaşındayken iddiaya göre, merakı nedeniyle bir büfeden arkadaşlarıyla birlikte rakı aldı. İçtiği rakı sahte çıkınca küçük çocuk hastaneye kaldırıldı ve yoğun bakımda tedavi gördü. Bu sırada hastaneden de kaçan Karahaliloğlu, 1 gün sonra teyzesinin evinde bulundu.

2016 yılında girdiği Seviye Belirleme Sınavı’nda ise 500 tam puan alan ve derslerinde çok iyi olan Deniz 8’inci sınıfa başlayacakken trafik kazası geçirdi ve sağ bacağına 10 platin ile 4 çivi takıldı. Bu nedenle 8’inci sınıfa hiç gidemeyen Karahaliloğlu, derslerinde iyi olduğu gerekçesiyle okulun kurul kararı ile sınıf geçti ve liseye gitmeye hak kazandı. 8’inci sınıfta sınavlara giremediği için sene sonunda yüzdesi düşük olan Deniz istediği liselere gidemedi ve Kurttepe Şehit Ali Öztaş Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’ne kayıt yaptırdı.

500 tam puanlı Deniz'in hayatı sahte rakıyla kabusa döndü

Semt değiştirme tavsiyesi

Bu lisede ise iddiaya göre, Çocuk Esirgeme Yurdu’nda kalan ve okulda okuyan öğrenciler Karahaliloğlu’nu kaçırdı ve 1 gün boyunca eve gitmesine engel oldu. Bu olay üzerine de okuldaki bir öğretmen anne İlkay’a, “Bu çocuk burada heder olacak bir şeyler yapmamız lazım. Semt değiştirin” tavsiyesinde bulundu. Anne de oğlunu alarak 20 kilometre uzaklıktaki Sarıçam İlçesi Çınarlı Mahallesi’ne taşındı. Burada ise çevredeki devlet ve özel okullar puanı düşük olduğu ve kontenjan doluluğu nedeniyle Deniz Karahaliloğlu’nu kabul etmedi.

“Okullar beni almıyor”

Oturdukları evden okula ulaşım imkanı olmayan ve 29 gündür okula gidemeyen Deniz Karahaliloğlu, okumak istediğini belirterek, “Okullar kontenjan dolu diyorlar ya da başka mazeret bulup almıyorlar. Kazadan sonra başladığım lisede ise ortam kötü ve beni yurtta yaşayan çocuklar kaçırdı. Başıma hiçbir şey gelmedi ama onlar gasp yaptı suç benim üzerime kalıyordu. Bu olaylardan sonra annem mahalle değiştirdi. Şimdi okul buraya çok uzak, ulaşım yok. Buradaki okullar da beni almıyor” diye konuştu.

500 tam puanlı Deniz'in hayatı sahte rakıyla kabusa döndü

“Okumak istiyorum”

Bilgisayar mühendisi olmak istediğini belirten Karahaliloğlu, “Seviye Belirleme Sınavı’nda 500 tam puan aldım. Bilgisayar mühendisi olmak istiyorum ama imkanlar el vermiyor. Yetkililer sesimi duysun, beni güzel bir okula yerleştirsinler. Bir dönemim zaten araya gitti. Okumak istiyorum” dedi.

“Çocuğumun 1 yılı ölmesin”

Anne İlkay Karahaliloğlu ise gittiği kurumlardan olumlu cevap alamadığı için elinin boş döndüğünü belirtti. Karahaliloğlu, “Öğretmenler de kurul kararı ile oğlumu geçirdi ancak hiçbir sınava giremediği için oğlumun puanları düştü. Özel okullar ile görüştüm, yalvardım ama ben alamam dediler. Buradan okula gitmesi bu ayakla imkansız. Bizim istediğimiz şu anda çocuğumun 1 yılının ölmemesi. Deneme sınavlarına girdi ve 500 tam puanla 3 defa birinciliği alan bir çocuk. Bu çocuk okumasın da ne olsun. Ben hırsız mı yetiştireyim. Gaspçı mı olsun. Ben sadece çocuğumun okumasını istiyorum” ifadelerini kullandı.

Umutcan İşledici - Elif Ayşenur Bay
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Manisa Eğitim-Bir-Sen’den öğretmenlere yapılan saldırılara tepki Eğitim-Bir-Sen Manisa 1 Nolu Şube Başkanı Halil Kallat, İstanbul ve Ankara’da eğitimcilere karşı yapılan saldırıların artık sabırları taşırma noktasına getirdiğine dikkat çekerek, "Öğretmenlerimizin şiddete karşı yasal güvence altında olmaları ve şiddetin kökünün kurutulması için acilen caydırıcı önlemlerin alınması kaçınılmazdır." dedi. İstanbul Sarıyer ve Ankara Pursaklar’da öğretmen ve müdür yardımcısına yönelik gerçekleştirilen saldırılan kabul edilemez olduğunu kaydeden Eğitim-Bir-Sen Manisa 1 Nolu Şube Başkanı Halil Kallat, "Toplumun inşası ve ihyası için var gücüyle çalışan, iyiliğin ve doğruluğun mimarı öğretmenlerin okullarda öğrencilerin gözü önünde şiddete maruz kalması eğitim camiası başta olmak üzere toplum vicdanını ciddi bir şekilde yaralamıştır. Sarıyer Prof. Ali Kemal Yiğitoğlu Ortaokulu’nda görev yapan bir meslektaşımızın en basit tabiri ile kendini bilmez bir veli tarafından darp edilmesi ve Pursaklar/Borsa İstanbul MTAL’de müdür yardımcısı olarak görev yapan Sadettin Dinçer Öğretmenimizin öğrencisi tarafından yapılan bıçaklı saldırıda yaralanması artık sabırları taşırma seviyesine getirmiştir." diye konuştu. Açıklamasında öğretmenlerin şiddete karşı yasal güvence altında olmaları ve şiddetin kökünün kurutulması için acilen caydırıcı önlemlerin alınması gerektiğinin altını çizen Kallat şunları söyledi: "Hayatı boyunca pedagoji ve psikoloji hakkında tek cümle kuracak kadar bilgisi olmayanların öğretmenlere parmak sallayarak işini öğretmeye çalışmaları, hak arama adı altında her türlü edepsizliğin öğretmene reva görülmesi, özgürlük ve özgüven kisvesi altında öğrencilerin her türlü davranışına göz yumulması eğitimin mutfağında olan öğretmenlerin görev yaptıkları kuruma ve hatta mesleklerine karşı aidiyet duygularını zayıflatmaktadır. Öğretmenlerimizin şiddete karşı yasal güvence altında olmaları ve şiddetin kökünün kurutulması için acilen caydırıcı önlemlerin alınması kaçınılmazdır. Meslektaşlarımıza karşı yapılan bu saldırıları kınıyor, yalnız olmadıklarını belirterek kendilerine geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Öğretmenlere karşı yapılan bu zorbalıklar, yapanların yanına kar kalmayacaktır."
Denizli Başkan Boyacı; “1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü kutlu olsun” Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Denizli Şube Başkanı Engin Boyacı, işçinin ve emekçinin bayramı 1 Mayıs’ı kutladı. Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği Denizli Şube Başkanı Engin Boyacı, işçinin ve emekçinin bayramı 1 Mayıs’ı kutlayan bir mesaj yayımladı. Başkan Boyacı, mesajında, “1 Mayıs İşçi ve Emekçiler Bayramı, işçi ve emekçiler tarafından dünya çapında kutlanan, birlik, dayanışma ve haksızlıklarla mücadele günü. Dünya üzerindeki pek çok ülkede, resmî tatil olarak kabul edilmektedir. İnsanlığın geleceği için gecesini gündüzüne katarak görevlerini fedakârca yerine getiren tüm işçi ve emekçi kardeşlerimizin 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü yürekten kutluyorum. İşçinin hakları, alın terinin önemini dinimizde çok önemli sayılmıştır. Hz. Peygamber, “İşçileriniz, kardeşlerinizdir. Yediklerinizden yedirin. Takatin üzerinde iş vermeyin. Zor bir iş ise, siz de yardım edin. İşçinin ücretini alın teri kurumadan veriniz. İşçisinin ücretini vermeyen, kıyamette beni hasım olarak bulacaktır” buyurmuştur. Emek olmadan hiçbir şey yetişmez. 1 Mayıs barış, demokrasi, güvenli bir gelecek için mücadelenin dışında dayanışmanın, iyiliğin, birliğin ve güzelliğin birleştiği bir gündür. Haksızlıkların, eşitsizliklerin, adaletsizliklerin ve ezilmenin olmadığı, emeğin sömürülmediği, aydınlık, eşit ve güzel bir dünyayı göreceğimiz günlerin geleceği umuduyla, tüm emekçi kardeşlerimizin 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü kutluyorum” dedi.