GÜNDEM - 25 Eylül 2020 Cuma 13:24

6-8 Ekim olaylarında oğlunu kaybeden acılı baba: 'Allah hakkımızı bırakmadı'

A
A
A
6-8 Ekim olaylarında oğlunu kaybeden acılı baba: 'Allah hakkımızı bırakmadı'

Diyarbakır'da 6-8 Ekim 2014’te çıkan Kobani olaylarında terör örgütü yandaşları tarafından oğlu öldürülen ve kendisi de yaralanan Hasan Gökguz’un babası Mehmet Gökguz, "Allah hakkımızı bırakmadı, hepsi gözaltına alındı. Anneler ağlamasın diyorsun, anneleri ağlatırıyorsun. Onların hakkı cezaevidir meclis değil" dedi.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından ‘Kobani’ bahanesiyle 6-8 Ekim 2014'te düzenlenen eylemlere ilişkin soruşturma kapsamında 7 ilde 82 kişi için gözaltı kararı verdi. Terörle mücadele ekiplerince düzenlenen eş zamanlı operasyonda gözaltına alınanlar arasında HDP’li eski milletvekilleri Sırrı Süreyya Önder, Ayla Akat Ata, Altan Tan, Emine Ayna ile HDP’li Kars Belediye Başkanı Ayhan Bilgen ve partililerin de bulunduğu öğrenildi.

6-8 Ekim olaylarında oğlunu kaybeden acılı baba: 'Allah hakkımızı bırakmadı'

"Bu gençler neden mezarlıkta"
6-8 ekim olaylarında oğlu hayatını kaybeden ve kendisi de yaralanan Hasan Gökguz’un babası Mehmet Gökguz, olaylarda kendisinin de yaralandığını ve Allah’ın haklarını kimsede bırakmadığını söyledi. Acılı baba Gökguz, “Altan Tan kendini Müslüman olarak gösteriyordu ama değildi. Altan Tan bir Müslüman yazardı, nasıl gidip kendini bunlara kaptırdı anlamış değilim. Sırrı Süreyya Önder ise Türk solcusuydu, Diyarbakır’da ne işi var? Allah hakkımızı bırakmadı, 82 kişi yakalandı. Demek hepsinin parmağı var bu işin içinde, Allah iyi bir intikamcıdır, hangi gün olursa olsun intikamımızı alır. Kimin ne olduğu hepsi çıktı, BDP/HDP kimdir biz de Kürtüz, sen kimi öldürüp intikam alıyorsun, bu gençler neden bu mezarlıkta? Hepsinin çoluk çocuğu var, anneler ağlamasın diyorsun, anneleri ağlattırıyorsun. Bu çocukların hakkının hesabını kime vereceksin, sen de çoluk çocuk sahibisin, nasıl bu çocukların canlarına kıydın. Bu kadar insanı öldürdünüz ne elde ettiniz, ne faydası oldu ve nereye yetiştiniz? Biz hala ayaktayız, siz perişan oluyorsunuz. Biz hak yolundayız, bu yolda olduğumuzu rabbim biliyor, Allah hakkımızı bırakmaz size. Bunları yakalatan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, güvenlik güçleri, savcı ve hakimlere teşekkür ediyorum. Hakkımızı onlara bırakmadılar” diye konuştu.

6-8 Ekim olaylarında oğlunu kaybeden acılı baba: 'Allah hakkımızı bırakmadı'

"Senin oğlun can da benim ki can değil mi"
Adaletin yerini bulmasını istediğini kaydeden Mehmet Gökguz, "Adalet yerini bulsun, bunları serbest bırakırlarsa çıktıklarında yine aynı şeyi yapacaklar. İster milletvekili ister normal bir insan kim olursa olsun hepsinin cezasını versin. Bunların Kürt’lerle alakası yok, Ermeni davası, Amerikalılarla çalışıyor emri oradan alıyorlar. Selahattin Demirtaş’ın babası birine demişti, ‘Oğlum öyle yapmasaydı onu öldürürlerdi’ diye, senin oğlun candır benimki can değil midir öyle konuşuyorsun. Bunları Türkiye’nin başına bela etmişler, hakları meclis değil cezaevidir. Acımız hala taze, 24 saat aklımızdan gitmiyor, sanki yeni toprağa vermişiz gibi” şeklinde konuştu.

Murat Başal

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Çorum Sungurlu’da KKKA eğitim semineri düzenlendi Çorum’un Sungurlu ilçesinde, baharın gelmesi ve havaların ısınması ile ortaya çıkan ve Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) Hastalığına sebep olan kene ısırmalarına karşı vatandaşlar uyarıldı. Sungurlu Devlet Hastanesi’nde görevli Uzm. Dr. Mustafa Akıncı tarafından Kırım Kongo Kanamalı Ateşinden Korunma Yolları temalı eğitim düzenlendi, seminer sonrasında hasta ve hasta yakınlarına farkındalık oluşturmak amacıyla danışma biriminde stant açıldı. Konuya ilişkin olarak hastane başhekimliğinden yapılan açıklamada, “Kırım Kongo Kanamalı Ateşinden korunmak için tarla, bağ, bahçe, orman ve piknik alanları gibi kene yönünden riskli alanlara gidilirken, kenelerin vücuda girmesini engellemek maksadıyla mümkün olduğu kadar vücudu örten giysiler giyilmeli, pantolon paçaları çorapların içerisine sokulmalı ve ayrıca kenelerin elbise üzerinde rahat görülebilmesi için açık renkli kıyafetler tercih edilmelidir" denildi. Kene yönünden riskli alanlardan dönüldüğünde kişi kendisinin ve çocuklarının vücudunda (kulak arkası, koltuk altları, kasıklar ve diz arkası) kene olup olmadığını kontrol etmesi istenilen açıklamada, "Yapılan kontrollerde kene tutunmuş ise hiç vakit kaybetmeden çıplak el ile dokunmamak şartıyla vücuda tutunduğu en yakın yerden tutarak uygun bir malzeme ile (bez, naylon poşet, eldiven gibi) çıkarmalıdır. Kişi keneyi kendisi çıkaramadığı durumlarda en yakın sağlık kuruluşuna başvurmalıdır. Kene ne kadar erken çıkarılırsa hastalığın bulaşma riskinin de o kadar azalacağı unutulmamalıdır. Hastalık hayvanlarda belirti göstermeden seyrettiğinden hastalığın sık olarak görüldüğü bölgelerde bulunan hayvanlar sağlıklı görünse bile hastalığı bulaştırabilirler. Bu sebeple hayvanların kanlarına, vücut sıvılarına veya dokularına çıplak el ile temas edilmemelidir. Hastalığa yakalanan kişilerin kan, vücut sıvıları ve çıkartıları ile hastalık bulaşabildiğinden, hasta ile temas eden kişiler gerekli korunma önlemlerini (eldiven, önlük, maske vb.) almalıdır " ifadeleri kullanıldı. Kene tutunan kişiler kendilerini 10 gün süreyle halsizlik, iştahsızlık, ateş, kas ağrısı, baş ağrısı, bulantı, kusma veya ishal gibi belirtiler yönünden izlemeli ve bu belirtilerden bir veya bir kaçının ortaya çıkması halinde derhal en yakın sağlık kuruluşuna müracaat etmeleri konusunda da ikaz edilen açıklamada, "Hastalığa sebep olan mikrobun taşıyıcısı, saklayıcısı ve bulaştırıcısı olan keneler uçmayan, zıplamayan, yerden yürüyerek vücuda tırmanan eklem bacaklı hayvanlardır. Vücuda tutunan veya hayvanların üzerinde bulunan keneler kesinlikle çıplak el ile öldürülmemeli ve patlatılmamalıdır. Keneler üzerine sigara basmak, kolonya, gaz yağı gibi maddeler dökmek kenenin kasılmasına sebep olarak vücut içeriğini kan emdiği kişiye aktarmasına sebep olacağı için yapılmamalıdır" bilgileri verildi.