DÜNYA - 28 Temmuz 2025 Pazartesi 20:51 | Son Güncelleme : 28 Temmuz 2025 Pazartesi 20:54

ABD Başkanı Trump, İngiltere Başbakanı Starmer ile görüştü

A
A
A
ABD Başkanı Trump, İngiltere Başbakanı Starmer ile görüştü

ABD Başkanı Donald Trump, İskoçya'da İngiltere Başbakanı Keir Starmer ile bir araya geldi. Trump, Gazze'de yaşanan açlık krizinde İsrail'in çok fazla sorumluluğu olduğunu belirterek, "Gazze'de çocuklar açlıktan ölüyor" dedi.

ABD Başkanı Donald Trump, İskoçya'da temaslarına devam ediyor. Trump, İngiltere Başbakanı Keir Starmer ile Trump'a ait Turnberry Golf Tesisi'nde bir araya geldi. Trump, Starmer ve eşi Victoria Starmer'i tesisin kapısında karşıladı. Trump ve Starmer, görüşmeye başlamadan önce kapıda gazetecilerin sorularına cevap verdi. Gazetecilerin yasa dışı göçmenlerin İngiltere'ye geçişleri hakkındaki sorusunu cevaplayan Starmer, "Kanal (Manş Denizi) üzerinden gelen insanlar burada olmaması gereken kişiler. Bunların kanal üzerinden gelmesini engellemek için çok sayıda çalışmada bulunuyoruz. Bir aşamadan itibaren gelmelerini engelliyoruz" dedi.

"Eğer göçü durduruyorsanız, harika bir şey yapıyorsunuz"

Yasa dışı göç sorunu hakkında fikirlerini paylaşan Trump, "Göçmenlik çok önemli bir durum. Açıkçası ülkelerinden gelip gelmediklerini, kim olduklarını bilmiyorsanız, hapishaneden mi geliyorlar? Onları geldikleri yerlerde hapishanelerde tutuyoruz. Sonra hepsini sınır dışına taşıyoruz. Geçen haziran ayında sınırımızdan sıfır kişi ülkeye girdi. Eğer göçü durduruyorsanız, yanlış insanları durduruyorsanız şapkamı çıkarıyorum. Siz iyi bir şey yapmıyorsunuz; siz harika bir şey yapıyorsunuz" dedi.
İngiltere'nin yasa dışı göç konusunda güçlü bir duruş sergilediğini söyleyen Trump, "Diğer ülkeler en iyilerini göndermezler, istemedikleri insanları gönderirler. Bunlar aptal insanlar değiller, istemedikleri insanları gönderirler. Şu anda harika bir şey yapıyorsunuz. Duyduğuma göre bu konuda çok daha güçlü bir duruş sergiliyorsunuz. Evet, gelmelerini engellemek için her şeyi yaptık. Daha yeni bir anlaşma imzaladık. İlk yılın sonunda 35 bin kişiyi geri gönderdik, bu ülkede bulunmaması gereken kişileri. Bu yüzden çok memnunuz, burada hiçbir hakkı olmayan insanları geri göndermeye devam ediyoruz. Bu harika bir şey. Bunu seven biri olarak bu ülkeyi seviyorum. Bildiğiniz gibi annem İskoçya'da doğmuş. İnanılmaz bir yer, güzel bir yer. Ve eğer durum buysa sizi tebrik ediyorum" dedi.

"Kendilerine çeki düzen vermek zorundalar"

Avrupa'nın beş yıl öncesine göre çok farklı bir yer olduğunu belirten Trump, "Kendilerine çeki düzen vermek zorundalar. Yapmıyorlar. Burası dünyanın muhteşem bir parçası. Ve bunu mahvedemezsiniz. İnsanların buraya yasadışı yollardan gelmesine izin veremezsiniz. Cinayetler olur, uyuşturucu satıcıları olur, diğer ülkelerin istemediği her türlü şey olur. Ve onları size ve bize gönderirler ve siz onları durdurmak zorundasınız. Göç konusunda güçlü bir duruş sergilemeniz şart" ifadelerini kullandı.

"Ateşkesi sağlamak zorundayız"

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun "Gazze'de açlık yok" açıklamasını değerlendiren Trump, "Televizyona bakılırsa sadece çok aç olan çocuklar görülüyor. Çok fazla para ve çok fazla yiyecek veriyoruz. Ve diğer uluslar şimdi adım atıyor. Bu kesinlikle harika bir şey. Kimse bunu görmek istemiyor. Bence İngiltere'de insanlar isyan ediyor. Ekranlarında gördükleri şey gibi görünüyor. Bu yüzden ateşkesi sağlamak zorundayız. Sayın Başkan, bu tür bir araştırmaya öncülük ettiğiniz için teşekkür ederim" dedi.

Gazze'de her şeyin darmadağın olduğunu belirten Trump, "Bence orada (Gazze'de) kimse harika bir şey yapmadı. Her yer darmadağın. Düzelecektir ama yine de berbat. Şu anda yiyecek, gıda ve güvenlik bulmaları gerekiyor. Her zaman söylediğim gibi çok rehineyi kurtardık. Altı aydır görevdeyim ve bu rehinelerin çoğu Oval Ofis'e geldiler ve bana çok teşekkür ettiler. Ben de dedim ki bana teşekkür etmek zorunda değilsiniz. Ben yapmam gerekeni yaptım. Ellerinde 20 yaşayan insan var. Ve ben İsrail'e Bibi'ye (Binyamin Netanyahu) bunu farklı bir şekilde yapmanız gerektiğini söyledim. Mümkün olduğunca ateşkes. Ama yapmak zorundasın. Bunu yapmak zorundasın. Bunu bitirmek zorundasınız" dedi.

Pakistan-Hindistan

Çeşitli ülkeler arasında yaşanan anlaşmazlıklar hakkında görüşlerini de belirten Trump, "Hindistan ile Pakistan savaşıyordu. Dün ticaret yaptığımız iki ülkeyle ne yaptığımızı görüyorsunuz. Dedim ki siz aranızdaki farklılıkları çözemedikçe hiçbir ticaret anlaşması yapmayacağım. Ve 24 saat içinde anlaşmaya vardık. Az önce anlaşmaya varıldığını duyurdular, ki bu muazzam bir şey. İki nükleer ülkeden bahsediyoruz. Bu çok büyük bir olaydı" ifadelerini kullandı.

"Başkan Putin hakkında büyük hayal kırıklığına uğradım"

Rusya ile Ukrayna arasında ateşkes sağlanması için verdiği süreyi azaltacağını belirten Trump, "Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile çok konuştum. Onunla her zaman çok iyi anlaştım. Ama beş kez, belki dört kez. Ama tartışmalarımız oldu. Birçok kez bu konuyu hallettiğimizi düşündük. Ve sonra Başkan Putin, Kiev gibi bir şehre roket fırlatmaya başlıyor ve bir sürü insanı öldürüyor. Sokakların her yerinde yatan cesetler var. Ben de diyorum ki bunu yapmanın yolu bu değil. Bakalım ne olacak. Hayal kırıklığına uğradım. Başkan Putin hakkında büyük hayal kırıklığına uğradım. Bu yüzden ona verdiğim 50 günü daha az bir sayıya indireceğim, çünkü sanırım cevabı zaten biliyorum" dedi.

"Gazze'de çocuklar açlıktan ölüyor"

Görüşmenin ardından bir kez daha kameralar karşına geçen Birleşik Krallık Başbakanı Starmer ve Trump, Gazze'de yaşanan insanlık krizi, Rusya ile Ukrayna arasındaki savaş hakkında açıklamalarda bulundu. Gazze'de çocukların açlıktan öldüğünü belirten Trump, "Gazze'de gıda merkezleri kuracağız, bu merkezlere sınırlama olmadan ulaşılabilecek. Biz gıda konusunda yardımcı olacağız. Yiyeceğe çok fazla erişimimiz var. Bunu gündeme getireceğiz, insanları durduran engeller olmadığından emin olacağız" dedi.
Gazze'de yaşanan açlık krizi hakkında İsrail'in çok fazla sorumluluğu olduğunu belirten Trump, "Pek çok insanı kurtarabiliriz. Çocuklardan bazıları gerçekten açlıktan ölüyorlar. Ben görüyorum. Ve bunu (açlığı) taklit edemezsiniz. Bu yüzden daha da fazla dahil olacağız. Daha önce bazı hava yardımları yaptık. Başbakan bize yardım edecek" dedi.

"Nükleer programlarını ortadan kaldırdık"

İran'ın İsrail ile Hamas arasındaki müzakereleri karıştırdığını söyleyen Trump, "Neler yaptığımızı gördüler. Nükleer programlarını ortadan kaldırdık. Yine yaparlarsa seve seve aynı şeyi yaparız. İran kötü sinyaller veriyor. Yenilgiye uğratılmış bir ülke olarak yapmamalılar, böylesine olumsuz sinyaller göndermemeliler. Bunu yapmamaları gerekiyor. Konuşmamaları gereken şeyler hakkında konuşuyorlardı. Yakın zamanda bir programında kendileriyle röportaj yapıldı ve dışişleri bakanı hakkında konuşmaması gereken söylememesi gereken şeyler söyledi. Ve bence bu müzakereye dahil oldular. Hamas'a söylediler, Hamas'a sinyaller, emirler verdiler ve bu iyi değil" dedi.

"Ukrayna için Putin'e 10-12 günlük bir mühlet vereceğim"

Rusya ile Ukrayna arasındaki ateşkes ihtimali üzerine konuşan Trump, "Bugünden itibaren yaklaşık 10 ya da 12 gün için yeni bir son tarih vereceğim. Beklemek için bir neden yok. Beklemeleri için bir neden yok bekliyorlar. Cömert olmak istiyorum ancak herhangi bir ilerleme kaydedildiğini görmüyoruz. (Putin'e) Yalan ifadesini kullanmak istemiyoruz. Üç kez görüştük. Ateşkes, barış olabileceğini konuştuk. Bu işi bitirmek için ne yapılacaksa yapacağını konuştuk. Sonra bir yerlere füzeler attı. Barış için konuşurken bunlar oldu. Artık daha fazla konuşmayacağım dedim" dedi.

"Putin, İran konusunda 'Yardım edebilirim' dedi"

Trump, "'Putin, İran konusunda 'Yardım edebilirim' dedi. 'Rusya- Ukrayna konusunda yardım et' dedim. Putin, anlaşma yapmak zorunda. Çok sayıda insan ölüyor ve gerçekten kanlı bir savaş. Her hafta 7 bin Ukraynalı-Rus asker hayatını kaybediyor. Sağduyulu bir insanın anlaşma yapmasını beklersiniz ama göreceğiz. Yeniden söylüyorum 10-12 gün süre vereceğim, yarın ya da bir sonraki gün bunu açıklayacağım. Ama beklemenin anlamı yok. Sonucu biliyorsanız neden bekleyesiniz ki. Yaptırımlar olacak. Rus halkına, bu büyük halka bunu yapmak istemiyorum ama 1 milyon Rus kaybettiler" dedi.

"Rusya her şeyini savaşmaya harcıyor"

Putin ile eskiden iyi bir ilişkisi olduğunu söyleyen Trump, "Başkan Putin ile her zaman iyi geçinirdim. Onunla harika bir ilişkim oldu. Ben Putin'e karşı serttim. Nord Stream'i kapatan bendim ve bir önceki ABD Başkanı Joe Biden geldi ve onu açtı. Putin'e karşı çok serttim bir bakıma, ama biz çok iyi anlaştık. Bir şeyler müzakere edebileceğimizi düşünmüştüm ve belki bu hala gerçekleşebilir, ancak sürecin çok ilerisindeyiz, bu yüzden hayal kırıklığına uğradım. İşin komik tarafı ekonomileri o kadar da büyük değil ve şu anda zor zamanlar geçiriyor. Ama nispeten küçük bir ekonomi ve eskiden güçlü bir ekonomiydi, şimdi değil. Ekonomik olarak çok şey yaşıyor. Kolay değil. Rusya çok zengin olabilir. Bizimle ticaret anlaşmaları yapmak istiyor. Ben Rusya ile çok fazla ticaret yapılabileceğini düşünüyorum çok değerli şeylere sahipler. Nadir toprak hakkında konuştuğunuzda ciddi nadir toprakları var. Sahip olabileceğiniz her türden hemen hemen var. Bunun yerine tüm paralarını savaşa harcıyorlar. Her şeylerini savaşa ve insanları öldürmeye harcıyorlar. Bu bana hiç mantıklı gelmiyor. Onun bu işi çabucak bitirmek isteyeceğini düşünmüştüm. Gerçekten sona ereceğini hissettim. Ama ne zaman biteceğini düşünsem, insanları öldürüyor" dedi.

"Ülkemizi yöneten korkunç insanlar vardı"

Trump, ülkesinin bir yıl önce ölü durumda olduğunu söyleyerek, "Ülkemiz hiç bu kadar iyi olmamıştı. Ülkemizi yöneten korkunç korkunç insanlar vardı. Bence onlar hasta insanlardı aslında. Tek yaptıkları sansürdü. Ne yapacaklarını bilmiyorlardı. Ve yüksek vergileri vardı. Daha fazla vergi istediler. Tam bir sansür. Bu yüzden destek oranları yüzde 15'e falan düştü. Bugün en düşük oranı gördüm" dedi.
NATO ülkeleri ile ABD arasında yapılan anlaşma hakkında Trump, "Bildiğiniz gibi Avrupa Birliği'nin esasen dahil olduğu bir anlaşma yaptık. NATO'ya silah tedarik ediyoruz. NATO şimdi ödeme yapıyor. Çünkü ABD'nin eski Başkanı Biden 350 milyar dolar gönderdi. Avrupa ülkeleri yaklaşık 100 milyar dolar ödüyor. Bunun tam tersi olmalı. Ama bence eninde sonunda bir şeyler olacak. Çok hızlı olmalı. Çok fazla insan ölüyor" dedi.

"Çin'in ülkesini açtığını görmek istiyorum"

Çin ve diğer Asya ülkeleriyle ABD arasındaki ilişkiler hakkında konuşan Trump, "Çin ile şu anda görüşüyoruz. Çin ile iyi bir ilişkimiz var ama Çin çok zor bir ülke. Ama ne olacağını göreceğiz. Harika anlaşmalar yapıyoruz biliyorsunuz. Bizim için iyi olan anlaşmalar yapıyoruz ama bunların herkes için iyi olmasını istiyoruz. Son birkaç ay içinde pek çok anlaşma yaptık. Endonezya'yı yeni bitirdik. Ülkelerini açtılar. Japonya'yı yeni bitirdik. Ülkelerini açtılar. Biliyorsunuz, Japonya ülkesini açtı. Tamamen kapalıydılar. Bizim arabalarımıza, hatta pirince bile açıldılar. Pirinç çok önemliydi. Başka hiç kimsenin pirincini almazlardı. Ama ülkelerini açtılar. Filipinler. Daha yeni bitirdik. Ülkelerini açtılar. Çok kapalıydılar. Çin'in ülkesini açtığını görmeyi çok isterim. Şu anda Çin ile uğraşıyoruz" dedi.

"Ellerinde bir şey olsaydı yayınlarlardı"

Trump, Epstein dosyaları hakkındaki bir soru üzerine, "Ben bu konuyla fazla ilgilenmedim. Bu orantısız bir şekilde inşa edilmiş bir aldatmaca. Şunu söyleyebilirim. Bu dosyalar dünyanın en kötü pislikleri tarafından yürütüldü. ABD Federal Soruşturma Bürosu'ndan James Comey tarafından yönetildi, Biden tarafından yönetildi. Bu dosyalar dört yıl boyunca bu kişiler tarafından yönetildi. Ellerinde bir şey olsaydı, sanırım bunu yayınlarlardı. Her şey bir aldatmaca. Dosyaları onlar yürüttü. Ben dosyaları yöneten birine karşı yarışıyordum. Ellerinde bir şey olsaydı yayınlarlardı. Şimdi kolayca dosyalara sahte olan bir şey koyabilirler. Örneğin Christopher Steele iyi tanıdığınız bir kişi sizin ülkenizden. Ancak Christopher Steele örnek olarak dosya üzerine bir kitap yazdı. Biz buna sahte haber dosyası diyoruz. Ve her şey sahteydi. Her şey sahteydi. Sahte olan şeyleri dosyaya koyabilirler. Ama o dosyalar kötü hasta insanlar tarafından yönetiliyordu. O dosyalar bu insanlar tarafından yürütülüyordu. Düşmanım tarafından yönetiliyordu. Eğer orada bir şey olsaydı onları seçim için kullanırlardı. Ayrıca Epstein her zaman çok tartışmalı bir adamdı. Hayatım boyunca çok yüksek bir pozisyondaydım, bilirsiniz, hemen hemen tüm hayatım boyunca oldukça. Doğrusunu söylemek gerekirse bu işi uzun zamandır yapıyorum. Televizyondaki en iyi programa sahiptim. Bir numaralı en çok satan kitaplarım vardı. Her şeyi doğru yaptım. Ve çok başarılı bir iş adamıydım. Bu saçma Epstein olayından bu yana anket sayılarımın dört buçuk puan arttığını biliyor musunuz? Anket sonuçlarım dört buçuk puan yükseldi çünkü insanlar bunu yemiyor, tamam mı? İnsanlar yemiyor" dedi.

"Ben hiç o adaya gitmedim ama Bill Clinton 28 kez gitmiş"

Epstein ile hiç konuşmadığını belirten Trump, "Açıklaması çok kolay ama bunu açıklayarak zamanınızı boşa harcamak istemiyorum. Ama yıllarca Jeffrey Epstein ile konuşmadım. Konuşmazdım, çünkü öyle bir şey yaptı ki uygunsuzdu. Ve dedim ki bunu bir daha asla yapma. Benim için çalışan insanları çaldı. Bunu bir daha asla yapma dedim. Yine yaptı ve ben de onu oradan kovdum. Onu dışarı attım ve hepsi bu kadar. Bunu yaptığıma memnunum, eğer gerçeği bilmek istiyorsanız. Ve bu arada ben asla adaya gitmedim. ABD'nin eski Başkanı Bill Clinton oraya sözde 28 kez gitmiş. Ben adaya hiç gitmedim ama Larry Summers duyduğuma göre oraya gitmiş. Harvard'ın başkanıydı ve daha birçok kişi çok büyük insanlar. Kimse onlardan bahsetmiyor. Ben, onun adasına gitme ayrıcalığına hiç sahip olmadım. Ve ben bunu geri çevirdim ama Palm Beach'teki pek çok insan onun adasına davet edildi. Çok iyi anlarımdan birinde geri çevirdim. Onun adasına gitmek istemedim" dedi.

"Hamas'ın Filistin'in gelecekteki yönetiminde kesinlikle hiçbir rol oynayamayacağı konusunda çok net olmalıyız"

Gazze'de ölen çocukların görüntülerinin çok üzücü olduğunu belirten Starmer, "Özellikle de açlıktan ölen çocukların görüntüleri tiksindirici. İngiliz kamuoyunda gördükleri karşısında bir tiksinti duygusu var. Ve biliyorlar ki insani yardımın hızlı ve yoğun bir şekilde ulaşması gerekiyor. Evet, bazıları havadan atılabilir ve bu konuda diğerleriyle, ABD ile Ürdün ile birlikte çalışıyoruz, ancak kamyonların içeri girmesi gerekiyor. Başkan'a (Donald Trump) ateşkes için yaptığı çalışmalardan dolayı teşekkür ediyoruz ki buna çok ihtiyacımız var aynı zamanda bölgeye yardım ulaştırmak için de. Bunun için çok daha fazlasına ihtiyaç var. Bu yardımın ulaştırılması için diğer ülkeleri desteklemeleri için harekete geçirmeliyiz" dedi.
İsrail'e ateşkes için baskı yapılması gerektiğini vurgulayan Starmer, "Bu İsrail'e baskı yapmayı da içeriyor çünkü bu kesinlikle insani bir felaket. Şimdi Trump'ın bu durumun ötesine geçerek bir ateşkes durumunda ne olacağına da bakması gerekiyor ki buna şiddetle ihtiyaç var. İşte bu nedenle bir barış planının bundan sonra nasıl görüneceği konusunda bir tartışma yapıyor olmamızdan gerçekten memnuniyet duyuyorum. Bunun bileşenleri. Bu noktada Hamas'ın Filistin'in gelecekteki yönetiminde kesinlikle hiçbir rol oynayamayacağı konusunda çok net olmalıyız" dedi.

Yasir Baba

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Yenidoğan Çetesi davasının görülmesine devam edildi İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmal sonucu ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi’nin yöneticileri ve üyelerinin yargılandığı davanın 7’nci duruşması görüldü. İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi’ne yönelik düzenlenen 2. dalga operasyona ilişkin geçtiğimiz günlerde iddianame hazırlanmıştı. Çete lideri olduğu ileri sürülen Fırat Sarı ile birlikte hareket ettikleri belirlenen şahıslara yönelik hazırlanan iddianame ana dava ile birleştirilmişti. Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nce adliyenin konferans salonunda görülen duruşmaya, 6’sı tutuklu bir kısım tutuksuz sanık ile tarafların avukatları hazır bulundu. Bazı tutuklu ve tutuksuz sanıklar ise duruşmaya, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla bağlandı. Duruşma, yoklamaların alınmasının ardından sanıkların savunmaları ile başladı. Davada sanık sayısı 61 oldu Duruşmada, dava dosyasına eklenen evraklar okunduğu sırada, dosyadan ayrılan iki davanın ana dava ile birleştirildiği ve sanık sayısının böylece 61’e yükseldiği öğrenildi. Savunma yapan tutuklu sanık Şeyhmus Çelik, "Opara bebek, Fırat Sarı tarafından Birinci Hastanesi’ne gönderildi ve Hakan Doğukan Taşçı tarafından teslim alındı. Fırat Sarı tutuklanmadan önce saçsız bir insanken, soruşturma sonrası peruk takmıştır. Opara bebek Beylikdüzü Medilife Hastanesi’ne sevk edildi. Ben hastanede olmadığım gün Opara bebek ex oldu. Bunu diğer sanıklarda belirtmiştir. Hakan Doğukan Taşçı ve diğer sanıklar arasında geçen konuşmamada bebeğin ben hastanede yokken öldüğü bellidir. Ben bebekleri öldürmedim bu bellidir. Tahliyemi talep ediyorum" dedi. Tutuklu sanık Rıza Keykubad’ın eşi tutuksuz sanık Hilda Keykubad da savunmasında, "Ben mesleğimin gerekliliğini en iyi şekilde yaptım. Evimi, eşimi, çocuğumu ihmal ettim ama hastalarımı ihmal etmedim. Hayatım boyunca, polis, adliye görmedim. Onurumla yaptığım mesleğimi ihmalden yargılanıyorum. Burada olmaktan utanıyorum, hicap duyuyorum, utanıyorum. Ben imzaladığım her evrakı ölen bebeklerin defin işlemleri tamamlansın diye, tedaviye gelen bebekler de iyileşsin diye imzaladım. Kaya bebek geldiğinde ben hastanede çalışmıyordum. Bebek Kaya hayatını kaybettikten sonra çalışmaya başladım. Bebek Kaya’nın ölüm belgesini doktorlar imzalamadı. Ben de bebek ortada kalmasın, evrakları eksik olmasın diye defin işlemleri için kendim imzaladım evrakları ve aileye teslim ettim. Bu aile şehir dışından gelmişti’’ diye konuştu. Mahkeme, duruşmayı yarın saat 10.00’a erteledi.
İstanbul Sergen Yalçın’dan 5 değişiklik Beşiktaş Teknik Direktörü Sergen Yalçın, Fenerbahçe’ye konuk oldukları Türkiye Kupası C Grubu maçına Süper Lig’de son oynadıkları Çaykur Rizespor mücadelesinin 11’inden 5 değişiklik yaparak çıktı. Ziraat Türkiye Kupası C Grubu ilk maçında Beşiktaş, Fenerbahçe’ye konuk oldu. Siyah-beyazlıların teknik direktörü Sergen Yalçın, Süper Lig’in 17. haftasında Dolmabahçe’de 1-0 kazandıkları Çaykur Rizespor karşılaşmasının 11’inden 5 değişiklik yaparak Kadıköy’de sahaya çıktı. Tecrübeli teknik adam, savunmada Taylan Bulut, Gabriel Paulista ve Rıdvan Yılmaz’ın yerine Gökhan Sazdağı, Emirhan Topçu ve David Jurasek’e şans verirken, Kartal Kayra Yılmaz ve Demir Ege Tıknaz’ın yerine ise Salih Uçan ile Devrim Şahin forma giydi. Beşiktaş’ın, Fenerbahçe maçı 11’i şu şekilde: "Ersin Destanoğlu - Gökhan Sazdağı, Tiago Djalo, Emirhan Topçu, David Jurasek - Salih Uçan, Orkun Kökçü, Milot Rashica, Vaclav Cerny, Devrim Şahin - Tammy Abraham." 3 oyuncunun ilk Fenerbahçe derbisi Siyah-beyazlı takımda 3 futbolcu ise ilk kez Fenerbahçe derbisi heyecanı yaşadı. Kartal’da; Tiago Djalo, David Jurasek ve Devrim Şahin ilk defa sarı-lacivertlilere karşı top koşturdu. Yedek kulübesinde bulunan Demir Ege Tıknaz, Kartal Kayra Yılmaz ve Taylan Bulut da ilerleyen dakikalarda görev alması durumunda sarı-lacivertli takıma karşı siftah yapacak. Rafa Silva kadroda yok Beşiktaş’ta Rafa Silva, Fenerbahçe karşılaşmasının geniş kadrosunda yer almadı. Rafa, tam 5 hafta aranın ardından ligdeki Çaykur Rizespor mücadelesinde kadroya girmesine rağmen formayı sırtına geçirememişti. Teknik Direktör Sergen Yalçın, fiziksel olarak hazır durumda bulunmadığını belirttiği Portekizli oyuncuya Fenerbahçe mücadelesinde şans tanımadı.
Trabzon Şenol Güneş: "Yurt dışından iki teklif vardı, kabul etmedim" Trabzonspor’un eski futbolcusu ve teknik direktörlerinden Şenol Güneş, Trabzon’da bir lisede düzenlenen söyleşiye katıldı. Söyleşi öncesinde horon ekibinin gösterisiyle karşılanan Güneş, daha sonra hayatına dair anılarını paylaşırken, öğretmen kimliği ve spor adamı tecrübesiyle katılımcılara önemli mesajlar verdi. Türk futboluna ilişkin değerlendirmelerde bulunan Şenol Güneş, Türk teknik direktörler arasında 1056 maçla en fazla karşılaşmaya çıkan isim olmasına da değinerek, rakamların çok üzerinde durmadığını söyledi. Yaklaşık 38 yıldır antrenörlük yaptığını hatırlatan Güneş, futbolculuk dönemiyle birlikte bu sürenin daha da arttığını ifade etti. Çocukluk döneminde futbola bakışın ve imkanların çok sınırlı olduğunu dile getiren Güneş, "Eğitimde, tesiste, malzemede ciddi eksiklikler vardı. Futbola bakış da olumsuzdu. Bu ortamda hem eğitimimi alarak hem de işimi iyi yapmaya çalıştım. Bunun karşılığını bugün Türkiye’nin her yerinde, hatta dünyada görüyorum. En büyük sermayem itibarım" dedi. Futbolun zamanla magazinleştiğine dikkat çeken Güneş, "Zaman zaman verdiğimiz mesajların yerini magazin aldı. Gündem futbolun dışına kaydı. Futbolun ekonomik tarafı kullanılırken, buna bağlı olarak kirlenme tarafına fazla kaçıldı. Üretmeden kolay kazanmak isteyenlerin arttığı bir dönem yaşıyoruz. Antrenörler, oyuncular ve hakemler olarak futbola sahip çıkamadık. Yeniden bir yapılanmaya ihtiyaç var. Türk futbolu ortak değerimizdir, erozyona uğrarsa herkes zarar görür" diye konuştu. "Trabzonspor’un önü açık" Trabzonspor’un mevcut durumunu da değerlendiren Şenol Güneş, bordo-mavili kulübün bir marka olduğunu vurguladı. Geçmişten ders alınması gerektiğini belirten Güneş, mazeretlerle yol alınamayacağını söyledi. ’Biraz iyi gidince çok iyiyiz, kötü gidince de bizden bir şey olmaz diyoruz’ sözlerinin doğru olmadığını ifade eden Güneş, Trabzonspor’un ekonomik, idari, sosyal ve teknik gerçeklerinin olduğunu dile getirdi. Uluslararası düzeyde rekabet edebilecek oyuncuların kazanılması gerektiğini ifade eden Güneş, "Kişiler üzerinden değil, doğru planlama üzerinden gitmeliyiz. Geçmişi kötülemeden, ders alarak geleceği planlamak gerekiyor. Hiçbir oyuncuyu büyütmeden ya da küçültmeden takım için değerlendirmeliyiz. Fatih Hoca’nın bunu iyi yapacağına inanıyorum. Trabzonspor’un önünün açık olduğunu düşünüyorum" dedi. "İki teklif vardı, kabul etmedim" Kendisine gelen transfer teklifleriyle ilgili soruyu da yanıtlayan Güneş, yurtdışından iki takımdan teklif aldığını ancak kabul etmediğini açıkladı. Bu tür konuların magazinleştirildiğini belirten Güneş, "Çalışmayacağım desem yarın çalışırsan derler, çalışacağım desem kulüp bulamadı derler. Dedikodu çok olduğu için susmayı tercih ediyorum" ifadelerini kullandı.
İzmir Başkan Pehlivan: "Menemen, Şehit Kubilay ve silah arkadaşlarını bağrına bastı" Şehit Asteğmen Kubilay ile şehit bekçiler Şevki ve Hasan, şehadetlerinin 95. yıl dönümünde Menemen’de törenle anıldı. Menemen Belediye Başkanı Aydın Pehlivan, "Asteğmen Kubilay’ın, kent dışından gelen karanlık odaklar tarafından şehit edilişinin hiçbir izahı yoktur. Ancak Menemen, o günden bu yana Şehit Kubilay’ı ve silah arkadaşlarını bağrına basmış, aziz hatıralarını her zaman saygı, minnet ve sevgiyle yaşatmıştır. Her 23 Aralık’ta aynı inanç ve kararlılıkla burada olmaya devam edeceğiz" dedi. Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı, Menemen dışından gelen bir grubun ilçede başlattığı ayaklanma girişiminde şehit düşen Asteğmen Mustafa Fehmi Kubilay, Bekçi Hasan ve Bekçi Şevki, Yıldıztepe’de bulunan Kubilay Anıtı’nda anıldı. Düzenlenen törende Şehit Kubilay ve silah arkadaşları anılırken, Kubilay Anıtı’na çelenk sunuldu ve şehitlikte yatan vatan evlatlarının kabirlerine karanfil bırakılarak dualar okundu. "Şehit Kubilay’ı rahmet ve minnetle anıyoruz" Törene katılan ve 95 yıl önce bayraklaşan şehadetiyle İnkılap Şehidi olarak hafızalara kazınan Asteğmen Mustafa Fehmi Kubilay’ın aziz hatırasını her daim yaşattıklarını ifade eden Menemen Belediye Başkanı Aydın Pehlivan, "Her 23 Aralık’ta burada, bu şehitlikte aynı inanç ve aynı kararlılıkla olmaya devam edeceğiz" dedi. "Dinmeyecek acı" Başkan Pehlivan, "İnkılap şehitlerimiz Asteğmen Mustafa Fehmi Kubilay, Bekçi Hasan ve Bekçi Şevki; bu ülke için hiçbir zaman dinmeyecek bir acıdır. İlçemiz Menemen içinse tam anlamıyla derin bir yaradır. Asteğmen Kubilay’ın, kent dışından gelen karanlık odaklar tarafından şehit edilişinin hiçbir izahı yoktur. Ancak Menemen, o günden bu yana, Şehit Kubilay’ı ve silah arkadaşlarını bağrına basmış, aziz hatıralarını saygı, minnet ve sevgiyle yaşatmayı görev bilmiştir. Bu topraklarda doğan her Menemenli bilir ki; Şehit Asteğmen Mustafa Fehmi Kubilay sadece bir asker değildir. O, bir fikrin, bir inancın, bir Cumhuriyet idealinin temsilcisidir. Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün en büyük eserim dediği Cumhuriyetimiz, uğruna şehit ve gazi olanların bizlere mukaddes bir emanetidir. Bu nedenle Şehit Kubilay’ı anmak, bu toprakların bağımsızlık ve özgürlük ruhuna olan bağlılığımızı tazelemektir. Onları hatırlamak, bu toprakların bağımsızlık ve özgürlük ruhuna olan sarsılmaz bağlılığımızı yeniden ifade etmektir. Şehit Asteğmen Kubilay’ın aziz hatırası bize, karanlığa karşı uyanık olmayı, ayrışmaya karşı birlik olmayı, umutsuzluğa karşı inancı korumayı öğretir. 23 Aralık tarihi, Menemen İnkılap Şehitleri’nin yası, saygıyla anıldığı günün adıdır. Bu ve bunun gibi anmalar, siyasete malzeme yapılamayacak kadar kıymetli ve ağır konulardır. Tıpkı dinimiz, kutsal kitabımız, bayrağımız, vatanımız ve elbette Atamız gibi, siyaset üstüdür. Bu nedenlerle bizler, tıpkı 10 Kasım’da Atatürk’ü andığımız gibi, her 23 Aralık’ta da Şehit Kubilay’ın yasını tutuyor, saygı ve minnetle anıyoruz. Ülkesi ve milleti için karanlığa karşı bedenini siper eden tüm şehitlerimizi bir kez daha saygı, minnet ve hürmetle anıyorum. Böylesine karakterli, cesur ve vatanına adanmış evlatlar yetiştiren kıymetli ailelerine de şükranlarımı sunuyorum" dedi.